|
- Everybody falls in love at least once in their lives.
- Herkes hayatında en az bir kez aşık olur.
- How old were you when you fell in love for the first time?
- İlk kez aşık olduğunuzda kaç yaşındaydınız?
- Sami and Layla fell in love really fast.
- Sami ve Layla çok çabuk aşık oldular.
- She fell in love with a younger man.
- Genç bir adama aşık oldu.
- She fell in love with her boyfriend's younger brother.
- Erkek arkadaşının küçük kardeşine aşık oldu.
- Sami fell in love with someone.
- Sami birine aşık oldu.
- I didn't plan to fall in love with you.
- Sana aşık olmayı planlamadım.
- She has never fallen in love.
- Hiç aşık olmadı.
- Mary fell in love with Japan.
- Mary Japonya'ya aşık oldu.
- The beautiful princess fell in love with the prince.
- Güzel prenses, prense aşık oldu.
- Tom and Mary fell in love with each other.
- Tom ve Mary birbirlerine aşık oldular.
- I've never fallen in love.
- Hiç aşık olmadım.
- She fell in love with a vampire.
- O bir vampire aşık oldu.
- I fell in love with someone my parents didn't like.
- Ailemin hoşlanmadığı birine aşık oldum.
- I've fallen in love with you.
- Ben sana aşık oldum.
- Tom falls in love with every beautiful girl he meets.
- Tom tanıştığı her güzel kıza aşık olur.
- They will fall in love with each other.
- Birbirlerine aşık olacaklardır.
- Tom is falling in love with Mary, I think.
- Tom, Mary'ye aşık oluyor, sanırım.
- All the boys fell in love with Julia.
- Bütün oğlanlar Julia'ya aşık oldular.
- She fell in love with her boyfriend's older brother.
- Erkek arkadaşının ağabeyine aşık oldu.
- I just fell in love.
- Sadece aşık oldum.
- He fell in love with a beautiful princess.
- Güzel bir prensese aşık olmuş.
- Tom fell in love with a Russian girl he met online.
- Tom internette tanıştığı bir Rus kıza aşık oldu.
- Tom falls in love with every woman he meets.
- Tom tanıştığı her kadına aşık oluyor.
- She fell in love with her boyfriend's younger brother.
- O, erkek arkadaşının küçük erkek kardeşine aşık oldu.
- Falling in love is the most natural thing in the world.
- Aşık olmak dünyadaki en doğal şeydir.
- Tom fell in love with the captain's daughter.
- Tom kaptanın kızına aşık oldu.
- Tom realized that he had fallen in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğunu fark etti.
- Sami fell in love with a Muslim girl named Layla.
- Sami, Layla adında Müslüman bir kıza aşık oldu.
- She fell in love with her friend's brother.
- Arkadaşının erkek kardeşine aşık oldu.
- I'm going to fall in love.
- Aşık olacağım.
- I'm pretty sure Tom has fallen in love with Mary.
- Tom'un Mary'ye aşık olduğundan oldukça eminim.
- Tom soon fell in love with Mary.
- Tom kısa sürede Mary'ye aşık oldu.
- Layla fell in love with a handsome man and got married.
- Leyla yakışıklı bir erkeğe aşık oldu ve evlendi.
- The handsome prince fell in love with a very beautiful princess.
- Yakışıklı prens çok güzel bir prensese aşık olmuş.
- As soon as he took a look at her, he fell in love.
- Ona bakar bakmaz aşık oldu.
- He fell in love with the beautiful princess.
- O güzel prensese aşık oldu.
- She fell in love with a young officer.
- Genç bir subaya aşık oldu.
- When she falls in love, she looks depressed.
- Aşık olduğunda, depresif görünüyor.
- Tom didn't expect to fall in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olmayı beklemiyordu.
- Sami immediately fell in love with Layla.
- Sami Layla'ya hemen aşık oldu.
- Romeo instantly fell in love with Juliet.
- Romeo anında Juliet'e aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary the first time he met her.
- Tom, Mary ile tanıştığı ilk anda ona aşık oldu.
- I'm definitely falling in love.
- Kesinlikle aşık oluyorum.
- He has fallen in love with me.
- O bana aşık oldu.
- I would never have guessed that Tom and Mary would fall in love with each other.
- Tom ve Mary'nin birbirlerine aşık olacaklarını asla tahmin edemezdim.
- The beautiful princess fell in love with the prince.
- Güzel prenses prense aşık olmuş.
- I fell in love in an unlikely place.
- Beklenmedik bir yerde aşık oldum.
- The nurse fell in love with her patient.
- Hemşire, hastasına aşık oldu.
- Narcissus fell in love with his own reflection.
- Narcissus kendi yansımasına aşık oldu.
- Sami was falling in love with Layla.
- Sami, Leyla'ya aşık oluyordu.
- He had fallen in love with her.
- Ona aşık olmuştu.
- Tom and I soon fell in love.
- Tom ve ben yakında aşık olduk.
- He fell in love with a pretty girl.
- O güzel bir kıza aşık oldu.
- Romeo instantly fell in love with Juliet.
- Romeo Juliet'e anında aşık oldu.
- Comrade Tom fell in love with comrade Mary.
- Yoldaş Tom, yoldaş Mary'ye aşık oldu.
- Sami fell in love with someone.
- Sami birisine aşık oldu.
- I've never fallen in love with anyone.
- Hiç kimseye aşık olmadım.
- Sami fell in love with a brunette called Layla.
- Sami, Layla adında esmer bir kıza aşık oldu.
- Tom and I fell in love.
- Tom ve ben aşık olduk.
- The princess fell in love with an Elven prince.
- Prenses bir Elf prensine aşık oldu.
- Tom and I soon fell in love.
- Tom ve ben kısa sürede birbirimize aşık olduk.
- I fell in love with Jean Reno.
- Jean Reno'ya aşık oldum.
- She instantly fell in love with him.
- O anında ona aşık oldu.
- At the age of 22, I fell in love with my boss.
- 22 yaşındayken patronuma aşık oldum.
- I didn't fall in love.
- Aşık olmadım.
- As is often the case with 13 to 19 year olds, she fell in love.
- Genellikle 13-19 yaşındakilerde olduğu gibi, aşık oldu.
- She has fallen in love with me.
- O bana aşık oldu.
- I fell in love with Tom the first time I saw him.
- Tom'u ilk gördüğümde ona aşık oldum.
- I fell in love with Emily.
- Emily'ye aşık oldum.
- She fell in love with a young artist.
- Genç bir sanatçıya aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary and they got married three months later.
- Tom, Mary'ye aşık oldu ve üç ay sonra evlendiler.
- Nobody can blame you for falling in love with Tom.
- Kimse seni Tom'a aşık olduğun için suçlayamaz.
- I fell in love with the place.
- Buraya aşık oldum.
- They fell in love the moment their eyes met.
- Gözleri buluştuğu anda aşık oldular.
- Falling in love with Tom was probably the biggest mistake that Mary had ever made.
- Tom'a aşık olmak muhtemelen Mary'nin yaptığı en büyük hataydı.
- I know it's unrealistic to expect Mary to ever fall in love with someone like me.
- Mary'nin benim gibi birine aşık olmasını beklemenin gerçekçi olmadığını biliyorum.
- I fell in love with Tom the first time I saw him.
- Onu ilk gördüğümde Tom'a aşık oldum.
- Sami was falling in love with Layla.
- Sami Layla'ya aşık oldu.
- He fell in love with someone else.
- O başka birine aşık oldu.
- Tom and John fell in love with the same girl.
- Tom ve John aynı kıza aşık oldular.
- He fell in love with my best friend.
- En iyi arkadaşıma aşık oldu.
- She fell in love with the prince.
- Prense aşık oldu.
- Nobody can blame you for falling in love with Tom.
- Tom'a aşık olduğun için kimse seni suçlayamaz.
- I fell in love with someone my parents didn't like.
- Ailemin sevmediği birine aşık oldum.
- I fell in love with you the first day we met.
- Tanıştığımız ilk gün sana aşık oldum.
- It's true that he fell in love with her.
- Ona aşık olduğu doğru.
- Mary fell in love with a handsome young man.
- Mary yakışıklı genç bir adama aşık oldu.
- Tom, I think I've fallen in love with you.
- Tom, sanırım sana aşık oldum.
- He fell in love with his student.
- Öğrencisine aşık oldu.
- I fell in love with the charming female engineer.
- Çekici kadın mühendise aşık oldum.
- And thus the lion fell in love with the ewe.
- Ve böylece aslan koyuna aşık oldu.
- I fell in love at the first glance.
- İlk bakışta aşık oldum.
- I've fallen in love with somebody else.
- Başka birine aşık oldum.
- She fell in love with a prince.
- O, prense aşık oldu.
- He fell in love with the beautiful princess.
- Güzel prensese aşık oldu.
- She fell in love with the prince.
- Prense aşık olmuş.
- She fell in love with the new teacher.
- O, yeni öğretmene aşık oldu.
- Has she ever fallen in love?
- Hiç aşık oldu mu?
- Sami and Layla fell in love really fast.
- Sami ve Leyla gerçekten hızlı aşık oldular.
- Tom fell in love with a beautiful girl.
- Tom güzel bir kıza aşık oldu.
- He falls in love with Aiesha.
- O Aiesha'ye aşık oldu.
- I've never fallen in love with anybody.
- Hiç kimseye aşık olmadım.
- I couldn't help falling in love with you.
- Sana aşık olmaktan kendimi alamadım.
- You're falling in love with me, aren't you?
- Bana aşık oluyorsun, değil mi?
- Mary and Alice fell in love with the same man.
- Mary ve Alice aynı erkeğe aşık oldular.
- It's true that he fell in love with her.
- Ona aşık olduğu doğrudur.
- I think Tom has fallen in love.
- Sanırım Tom aşık oldu.
- Has Tom ever fallen in love?
- Tom hiç aşık oldu mu?
- Sami met a Muslim girl, fell in love with her and married her.
- Sami Müslüman bir kızla tanıştı, ona aşık oldu ve onunla evlendi.
- She fell in love with the new teacher.
- Yeni öğretmene aşık oldu.
- Tom fell in love with the preacher's daughter.
- Tom vaizin kızına aşık oldu.
- Do you know why I fell in love with Tom?
- Tom'a neden aşık olduğumu biliyor musun?
- Did Tom fall in love with Mary?
- Tom Mary'ye aşık oldu mu?
- Mary's not the first woman to fall in love with a married man, and she won't be the last.
- Mary evli bir adama aşık olan ilk kadın değil, son da olmayacak.
- I fell in love with the place.
- Bir yere aşık oldum.
- I hope I never fall in love again.
- Umarım bir daha asla aşık olmam.
- Tom probably didn't think it was likely that Mary would fall in love with John.
- Tom muhtemelen Mary'nin John'a aşık olacağına ihtimal vermiyordu.
- Who would you like to fall in love with?
- Kime aşık olmak istersin?
- Tom fell in love with a pretty girl.
- Tom güzel bir kıza aşık oldu.
- The young couple fell in love with each other very soon.
- Genç çift çok geçmeden birbirlerine aşık oldular.
- I've fallen in love with you.
- Size aşık oldum.
- How can I make a girl fall in love with me?
- Bir kızın bana aşık olmasını nasıl sağlayabilirim?
- Tom and Mary fell in love.
- Tom ve Mary birbirlerine aşık oldular.
- Sami and Layla fell in love and got married.
- Sami ve Layla birbirlerine aşık oldular ve evlendiler.
- I think Tom and Mary have fallen in love.
- Bence Tom ve Mary birbirlerine aşık oldular.
- Tom falls in love with every beautiful girl he meets.
- Tom tanıştığı her güzel kıza aşık oluyor.
- No, she has never fallen in love.
- Hayır, o hiç aşık olmadı.
- He fell in love with a younger woman.
- O daha genç bir kadına aşık oldu.
- I suspected that Tom had fallen in love with Mary.
- Tom'un Mary'ye aşık olduğundan şüpheleniyordum.
- What made you fall in love with Tom?
- Tom'a aşık olmana ne sebep oldu?
- Tom and John fell in love with the same woman.
- Tom ve John aynı kadına aşık oldular.
- I'm pretty sure Tom has fallen in love with Mary.
- Tom'un Mary'ye aşık olduğuna eminim.
- I fell in love with him.
- Ona aşık oldum.
- I fell in love with a girl from Vienna.
- Viyanalı bir kıza aşık oldum.
- Tom never expected that Mary would fall in love with John.
- Tom, Mary'nin John'a aşık olacağını hiç beklemiyordu.
- I think I've fallen in love with you.
- Sanırım sana aşık oldum.
- The prince fell in love with a simple peasant girl and married her.
- Prens basit bir köylü kızına aşık oldu ve onunla evlendi.
- I fell in love with her.
- Ona aşık oldum.
- When did you fall in love with me?
- Bana ne zaman aşık oldun?
- Did you fall in love with me at first sight?
- İlk görüşte mi bana aşık oldun?
- I fell in love with her on first sight.
- Ona ilk görüşte aşık oldum.
- I didn't expect that Tom would fall in love with Mary.
- Tom'un Mary'ye aşık olacağını beklemiyordum.
- Both Tom and John fell in love with Mary.
- Hem Tom hem de John Mary'ye aşık oldular.
- Mary fell in love with a handsome young man.
- Mary yakışıklı, genç bir adama aşık oldu.
- The nurse fell in love with her patient.
- Hemşire hastasına aşık oldu.
- Tom fell in love with the characters in his novel.
- Tom romanındaki karakterlere aşık oldu.
- Narcissus fell in love with his own reflection in a pool.
- Narcissus, havuzdaki kendi yansımasına aşık oldu.
- He often falls in love.
- Sık sık aşık olur.
- We fell in love.
- Biz aşık olduk.
- I fell in love with her the moment I met her.
- Onunla tanıştığım anda ona aşık oldum.
- Tom has fallen in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olmuştur.
- I fell in love.
- Aşık oldum.
- He fell in love with the girl.
- Kıza aşık oldu.
- I fell in love with Mary.
- Mary'ye aşık oldum.
- I think Tom and Mary have fallen in love.
- Bence Tom ve Mary aşık oldu.
- She fell in love with an older man.
- O, yaşlı bir adama aşık oldu.
- I've fallen in love with you.
- Sana aşık oldum.
- I think Tom and Mary have fallen in love with each other.
- Bence Tom ve Mary birbirlerine aşık oldular.
- If a man is kind to me, I instantly fall in love with him.
- Bir erkek bana karşı nazikse, hemen ona aşık olurum.
- He fell in love with her at first sight.
- Ona ilk görüşte aşık oldu.
- I fell in love with Mary.
- Ben Mary'ye aşık oldum.
- We will never fall in love again.
- Asla yeniden aşık olmayacağız.
- Tom immediately fell in love with Mary.
- Tom hemen Mary'ye aşık oldu.
- I fell in love in an unlikely place.
- Ben alışılmadık bir yere aşık oldum.
- Let's fall in love.
- Aşık olalım.
- He fell in love with the admiral's daughter.
- Amiralin kızına aşık oldu.
- I think Tom has never fallen in love.
- Sanırım Tom asla aşık olmadı.
- I fell in love with a girl from Vienna.
- Viyana'lı bir kıza aşık oldum.
- Narcissus fell in love with his own reflection in a pool.
- Narcissus havuzdaki kendi yansımasına aşık oldu.
- Tom and John both fell in love with Mary.
- Hem Tom hem de John Mary'ye aşık oldular.
- Tom never expected to fall in love.
- Tom aşık olmayı hiç beklemiyordu.
- They spent some time together and eventually fell in love with each other.
- Birlikte biraz zaman geçirdiler ve sonunda birbirlerine aşık oldular.
- The handsome young soldier fell in love with a nurse and married her after the war.
- Yakışıklı genç asker bir hemşireye aşık oldu ve savaştan sonra onunla evlendi.
- She fell in love with a young soldier.
- Genç bir askere aşık oldu.
- Tom fell in love with one of his students.
- Tom öğrencilerinden birine aşık oldu.
- Tom is falling in love with Mary, I think.
- Tom Mary'ye aşık oluyor, sanırım.
- I fell in love with you.
- Sana aşık oldum.
- Fadil instantly fell in love with the car.
- Fadıl arabaya bir anda aşık oldu.
- Sami and Layla fell in love and got married.
- Sami ve Leyla aşık olup evlendiler.
- Tom and Mary fell in love the moment their eyes met.
- Tom ve Mary göz göze geldikleri anda aşık oldular.
- Tom fell in love with Germany.
- Tom Almanya'ya aşık oldu.
- I fell in love with a woman.
- Bir kadına aşık oldum.
- The moment we met, we fell in love with each other.
- Tanıştığımız an birbirimize aşık olduk.
- The teacher made all of his female students fall in love with him.
- Öğretmen, kız öğrencilerinin hepsinin ona aşık olmasını sağladı.
- Sami was falling in love with Islam.
- Sami İslam'a aşık oluyordu.
- Tom fell in love with a beautiful German girl.
- Tom güzel bir Alman kızına aşık oldu.
- I fell in love with a matryoshka.
- Bir matruşkaya aşık oldum.
- She fell in love with a prince.
- O bir prense aşık oldu.
- You've fallen in love with me?
- Sen bana aşık oldun mu?
- He falls in love with Aiesha.
- Aiesha'ya aşık oluyor.
- Don't fall in love with me.
- Bana aşık olma.
- Do you know why I fell in love with Tom?
- Neden Tom'a aşık olduğumu biliyor musun?
- Tom fell in love with his best friend's girlfriend.
- Tom en iyi arkadaşının kız arkadaşına aşık oldu.
- Tom has fallen in love with me.
- Tom bana aşık oldu.
- I'm falling in love with you.
- Sana aşık oluyorum.
- You're going to fall in love with Brazil.
- Brezilya'ya aşık olacaksın.
- Falling in love with Tom was probably the biggest mistake that Mary had ever made.
- Tom'a aşık olmak muhtemelen Mary'nin yapmış olduğu en büyük hataydı.
- Tom and Mary fell in love while they were on a scientific expedition.
- Tom ve Mary bilimsel bir keşif gezisindeyken birbirlerine aşık oldular.
- Sami fell in love with Islam.
- Sami İslam'a aşık oldu.
- I wanted to fall in love with someone, but it didn't happen.
- Ben birine aşık olmak istedim ama olmadı.
- Tom and Mary fell in love and got married before they graduated from college.
- Tom ve Mary üniversiteden mezun olmadan önce birbirlerine aşık oldular ve evlendiler.
- I don't think I've ever been this close to falling in love.
- Hiç aşık olmaya bu kadar yaklaştığımı sanmıyorum.
- I fell in love with Tom.
- Tom'a aşık oldum.
- I haven't fallen in love like this since I was seventeen.
- On yedi yaşımdan beri hiç böyle aşık olmamıştım.
- She fell in love with him the first time she met him.
- Onunla ilk tanıştığında ona aşık oldu.
- He fell in love with a pretty girl.
- Güzel bir kıza aşık oldu.
- He fell in love with the girl.
- O, kıza aşık oldu.
- Mary fell in love with a very wealthy man.
- Mary çok zengin bir adama aşık oldu.
- Laurie fell in love with me.
- Laurie bana aşık oldu.
- She fell in love with a Russian immigrant.
- O bir Rus göçmene aşık oldu.
- Tom has never fallen in love.
- Tom hiç aşık olmadı.
- I remember when Anna told me she fell in love.
- Anna'nın bana aşık olduğunu söylediği zamanı hatırlıyorum.
- I couldn't help but fall in love with you.
- Sana aşık olmadan edemedim.
- Tom fell in love with Linda.
- Tom, Linda'ya aşık oldu.
- I fell in love with a girl I met in Boston last year.
- Geçen yıl Boston'da tanıştığım bir kıza aşık oldum.
- I haven't fallen in love like this since I was seventeen.
- On yedi yaşımdan beri böyle aşık olmadım.
- I will never fall in love again.
- Bir daha asla aşık olmayacağım.
- I just fell in love with it.
- Ona resmen aşık oldum.
- Peter fell in love with the girl.
- Peter kıza aşık olmuştu.
- I fell in love with you the first day we met.
- Tanıştığımız ilk gün sana aşık olmuştum.
- No, until now she has never fallen in love.
- Hayır, şimdiye kadar hiç aşık olmamıştı.
- She fell in love with a hotshot lawyer.
- Başarılı bir avukata aşık oldu.
- Who would you like to fall in love with?
- Kime aşık olmak isterdin?
- He instantly fell in love with her.
- O hemen ona aşık oldu.
- We fell in love.
- Aşık olduk.
- She fell in love with a gay guy from the gym.
- Spor salonundaki eşcinsel bir adama aşık oldu.
- He instantly fell in love with her.
- Ona anında aşık oldu.
- All the girls seem to have fallen in love with Tom.
- Bütün kızlar Tom'a aşık olmuş gibi görünüyor.
- She's never fallen in love.
- O hiç aşık olmadı.
- Tom fell in love with a young actress.
- Tom genç bir aktrise aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary and they got married three months later.
- Tom Mary'ye aşık oldu ve üç ay sonra evlendiler.
- The prince fell in love with a woodcutter's daughter.
- Prens bir oduncunun kızına aşık oldu.
- Narcissus fell in love with his own reflection in the water.
- Narcissus sudaki kendi yansımasına aşık oldu.
- He confessed that he had fallen in love with me.
- Bana aşık olduğunu itiraf etti.
- He is falling in love with her.
- Ona aşık oluyor.
- Lancelot fell in love with King Arthur's wife Guinevere.
- Lancelot, Kral Arthur'un karısı Guinevere'e aşık oldu.
- Sami just fell in love with Islam.
- Sami İslam'a aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary the moment he met her.
- Tom ona rastladığı an Mary'ye aşık oldu.
- The princess fell in love with the prince instantly.
- Prenses, anında prense aşık oldu.
- I don't know if you've noticed, but Tom seems to have fallen in love with your daughter.
- Fark ettiniz mi bilmiyorum ama Tom kızınıza aşık olmuş gibi görünüyor.
- We fell in love with each other, and we got married a few weeks later.
- Birbirimize aşık olduk ve birkaç hafta sonra evlendik.
- She instantly fell in love with him.
- Juliet de ona anında aşık oldu.
- He fell in love with his best friend.
- En iyi arkadaşına aşık oldu.
- I think I'm falling in love.
- Sanırım aşık oluyorum.
- The man fell in love at first sight.
- Adam, ilk görüşte aşık oldu.
- I'm definitely falling in love.
- Ben kesinlikle aşık oluyorum.
- Tom fell in love with Mary at first sight.
- Tom ilk görüşte Mary'ye aşık oldu.
- Tom is falling in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık oluyor.
- She fell in love with her boyfriend's older brother.
- O, erkek arkadaşının ağabeyine aşık oldu.
- Tom fell in love in Germany.
- Tom Almanya'da aşık oldu.
- Let's fall in love.
- Hadi aşık olalım.
- The princess fell in love with the prince instantly.
- Prenses prense anında aşık oldu.
- Tom thinks he'll probably never fall in love.
- Tom muhtemelen hiç aşık olmayacağını düşünüyor.
- Sami fell in love with one of his female students.
- Sami kız öğrencilerinden birine aşık oldu.
- I think I'm falling in love with Tom.
- Sanırım Tom'a aşık oluyorum.
- Mary and Alice fell in love with the same man.
- Mary ve Alice aynı adama aşık oldular.
- She fell in love with a vampire.
- Bir vampire aşık oldu.
- I absolutely fell in love with those photos.
- O fotoğraflara kesinlikle aşık oldum.
- Tom fell in love.
- Tom aşık oldu.
- I realize that this may sound crazy, but I think I've fallen in love with your younger sister.
- Bunun çılgınca gelebileceğinin farkındayım, ama sanırım küçük kız kardeşine aşık oldum.
- Both Tom and John fell in love with Mary.
- Hem Tom hem de John, Mary'ye aşık oldular.
- People fall in love every day all over the world.
- Dünyanın her yerinde insanlar her gün aşık oluyor.
- I fell in love with Mary long before she even knew who I was.
- Mary benim kim olduğumu bilmeden çok önce ona aşık olmuştum.
- I remember when Anna told me she fell in love.
- Anna'nın aşık olduğunu bana söylediği zamanı hatırlıyorum.
- If a man is kind to me, I instantly fall in love with him.
- Eğer bir adam bana karşı nazikse, ona anında aşık olurum.
- I'm starting to fall in love with you.
- Sana aşık olmaya başlıyorum.
- The teacher fell in love with the student.
- Öğretmen öğrencisine aşık oldu.
- I don't think I've ever been this close to falling in love.
- Aşık olmaya hiç bu kadar yakın olduğumu sanmıyorum.
- How old were you when you fell in love for the first time?
- İlk kez aşık olduğunda kaç yaşındaydın?
- When did you two fall in love?
- Siz ikiniz ne zaman aşık oldunuz?
- I fell in love at the first glance.
- Ben ilk bakışta aşık oldum.
- Betty fell in love with Tom and killed him.
- Betty, Tom'a aşık oldu ve onu öldürdü.
- Tycho fell in love with Kirsten, a commoner.
- Tycho, halktan biri olan Kirsten'e aşık oldu.
- Layla fell in love with a handsome man and got married.
- Layla yakışıklı bir adama aşık oldu ve evlendi.
- Tom and John both fell in love with Mary.
- Tom ve John, ikisi de Mary'ye aşık oldu.
- I fell in love with Mary the very first time I saw her.
- Mary'yi ilk gördüğümde ona aşık oldum.
- Tom and Mary fell in love with each other at first sight.
- Tom ve Mary birbirlerine ilk bakışta aşık oldular.
- I've never fallen in love with a girl.
- Hiç bir kıza aşık olmamıştım.
- Sami met Layla and fell in love with her.
- Sami, Layla'yla tanıştı ve ona aşık oldu.
- Even though Tom is quite ugly, Mary still fell in love with him.
- Tom oldukça çirkin olmasına rağmen, Mary yine de ona aşık oldu.
- They fell in love with the same guy.
- Aynı adama aşık oldular.
- They fell in love with the same girl.
- Aynı kıza aşık oldular.
- The nurse fell in love with one of her patients.
- Hemşire hastalarından birine aşık oldu.
- Falling in love takes some time.
- Aşık olmak biraz zaman alır.
- I didn't plan to fall in love with you.
- Sana aşık olmayı planlamamıştım.
- I think Tom has never fallen in love.
- Bence Tom hiç aşık olmadı.
- Tycho fell in love with Kirsten, a commoner.
- Tycho sıradan biri olan Kirsten'e aşık oldu.
- I fell in love with Tom.
- Ben Tom'a aşık oldum.
- I hope I never fall in love again.
- Umarım bir daha aşık olmam.
- Tom fell in love with Mary the first time he met her.
- Tom onunla ilk tanıştığında Mary'ye aşık oldu.
- As is often the case with 13 to 19 year olds, she fell in love.
- 13-19 yaş arası gençlerde sıkça görüldüğü gibi, o da aşık oldu.
- Tom fell in love with a young actress.
- Tom genç bir kadın oyuncuya aşık oldu.
- I wanted to fall in love with someone, but it didn't happen.
- Birine aşık olmak istedim ama olmadı.
- Dan and Linda quickly fell in love.
- Dan ve Linda çabucak aşık oldular.
- We will never fall in love again.
- Bir daha asla aşık olmayacağız.
- He fell in love with the girl at first sight.
- Kıza ilk görüşte aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary the first time he saw her.
- Tom, Mary'yi ilk gördüğü anda ona aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık oldu.
- She fell in love with a prince.
- Prenses bir prense aşık olmuş.
- Sami immediately fell in love with Layla.
- Sami, Leyla'ya hemen aşık oldu.
- What's your first memory of falling in love?
- Aşık olmakla ilgili ilk anınız nedir?
- Tom thinks he'll probably never fall in love.
- Tom muhtemelen hiç aşık olamayacağını düşünüyor.
- He fell in love with someone else.
- O başkasına aşık oldu.
- Fadil instantly fell in love with the car.
- Fadıl anında arabaya aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary the first time he saw her.
- Tom onu ilk gördüğünde Mary'ye aşık oldu.
- I find it boring everything I do not fall in love with.
- Aşık olmadığım her şeyi sıkıcı buluyorum.
- They fell in love as teenagers.
- Gençken aşık olmuşlar.
- She fell in love with a Russian immigrant.
- Bir Rus göçmene aşık oldu.
- I fell in love with him.
- Ben ona aşık oldum.
- Tom fell in love with Mary the moment he met her.
- Tom, Mary ile tanıştığı anda ona aşık oldu.
- He fell in love with her.
- Ona aşık oldu.
- The handsome prince fell in love with a very beautiful princess.
- Yakışıklı prens çok güzel bir prensese aşık oldu.
- I've never fallen in love.
- Ben hiç aşık olmadım.
- He falls in love as soon as he sees a girl with green eyes.
- Yeşil gözlü bir kız görür görmez aşık oluyor.
- She fell in love with him at first sight.
- Ona ilk görüşte aşık oldu.
- The teacher fell in love with the student.
- Öğretmen öğrenciye aşık oldu.
- He fell in love with a beautiful princess.
- O güzel bir prensese aşık oldu.
- I fell in love with the charming female engineer.
- Çekici bir kadın mühendise aşık oldum.
- She fell in love with her best friend.
- O en iyi arkadaşına aşık oldu.
- The moment we met, we fell in love with each other.
- Tanıştığımız anda birbirimize aşık olduk.
- Peter had fallen in love with that girl.
- Peter o kıza aşık olmuştu.
- Tom and Mary soon fell in love.
- Tom ve Mary kısa sürede birbirlerine aşık oldular.
- I fell in love with Mary the very first time I saw her.
- Onu ilk kez gördüğümde Mary'ye aşık oldum.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra Londra'da dil eğitimi alan Jane Wilde'a aşık oldu.
- Tom fell in love with his best friend's girlfriend.
- Tom, en iyi arkadaşının sevgilisine aşık oldu.
- He fell in love with one of his students.
- Öğrencilerinden birine aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary.
- Tom Mary'ye aşık oldu.
- Tom fell in love with a pretty girl.
- Tom tatlı bir kıza aşık oldu.
- Tom fell in love with Mary at first sight.
- Tom, Mary'ye ilk görüşte aşık oldu.
- Jim fell in love with Mary the moment he met her.
- Jim, Mary ile tanıştığı anda ona aşık oldu.
- Tom never expected that Mary would fall in love with John.
- Tom Mary'nin John'a aşık olacağını hiç beklemiyordu.
Show More (329)
|