|
- Nobody feels safe anymore, either in Israel or in the Palestinian state.
- Artık ne İsrail'de ne de Filistin devletinde kimse kendini güvende hissetmiyor.
- People must feel safe, and they need housing, electricity and food.
- İnsanlar kendilerini güvende hissetmeli ve barınma, elektrik ve gıdaya ihtiyaç duymalıdır.
- Through regular play, we learn to trust one another and feel safe.
- Düzenli oyun sayesinde birbirimize güvenmeyi ve güvende hissetmeyi öğreniyoruz.
- Tom didn't feel safe.
- Tom güvende hissetmedi.
- I used to feel safe walking alone at night.
- Geceleri yalnız yürürken kendimi güvende hissederdim.
- Sami doesn't feel safe.
- Sami kendini güvende hissetmiyor.
- Doesn't that make you feel safer?
- Bu seni daha güvende hissettirmiyor mu?
- Do you feel safe walking in Boston after dark?
- Hava karardıktan sonra Boston'da yürürken kendini güvende hissediyor musun?
- Sami did not feel safe anywhere.
- Sami hiçbir yerde kendini güvende hissetmiyordu.
- Don't you feel safer now?
- Şimdi daha güvende hissetmiyor musun?
- They need to feel safe.
- Güvende hissetmeye ihtiyaçları var.
- When you're here, I feel safer.
- Sen buradayken kendimi daha güvende hissediyorum.
- You make me feel safe.
- Beni güvende hissettiriyorsun.
- They need to feel safe.
- Onların kendilerini güvende hissetmeleri gerek.
- It made me feel safer.
- Kendimi daha güvende hissettirdi.
- Don't you feel safe in your house?
- Evinde kendini güvende hissetmiyor musun?
- Tom doesn't feel safe.
- Tom kendini güvende hissetmiyor.
- Do you feel safe at home?
- Evde kendini güvende hissediyor musun?
- Tom felt safe.
- Tom güvende hissetti.
- Tom said that he didn't feel safe.
- Tom kendini güvende hissetmediğini söyledi.
- Do you feel safe in downtown Boston?
- Boston şehir merkezinde kendini güvende hissediyor musun?
- Tom needs to feel safe.
- Tom'un güvende hissetmeye ihtiyacı var.
- Sami didn't feel safe there anymore.
- Sami artık orada güvende hissetmiyordu.
- Tom needs to feel safe.
- Tom güvende hissetmeli.
- Doesn't that make you feel safer?
- O seni daha güvende hissettirmiyor mu?
- I don't feel safe here.
- Burada kendimi güvende hissetmiyorum.
- I feel safe with you.
- Seninle güvende hissediyorum.
- People want to feel safe.
- İnsanlar güvende hissetmek ister.
- I felt safe.
- Kendimi güvende hissettim.
- When you're here, I feel safer.
- Burada olduğun zaman daha güvende hissediyorum.
- I felt safer.
- Kendimi daha güvende hissettim.
- Don't you feel safe in your house?
- Evinizde kendinizi güvende hissetmiyor musunuz?
- People want to feel safe.
- İnsanlar kendilerini güvende hissetmek isterler.
- Tom didn't feel safe in Boston.
- Tom Boston'da kendini güvende hissetmedi.
- Tom said he didn't feel safe.
- Tom kendini güvende hissetmediğini söyledi.
- I just don't feel safe here anymore.
- Artık burada kendimi güvende hissetmiyorum.
- We don't really feel safe.
- Biz gerçekten güvende hissetmiyoruz.
- Do you feel safe here?
- Burada güvende hissediyor musunuz?
- It's a place where people feel safe.
- Bu, insanların güvende hissettiği bir yer.
- It makes us feel safe.
- Kendimizi güvende hissettirdi.
- Sami did not feel safe anywhere.
- Sami kendini hiçbir yerde güvende hissetmedi.
- Everyone felt safe.
- Herkes kendini güvende hissetti.
- Dan no longer felt safe in his own house.
- Dan artık kendi evinde kendini güvende hissetmiyordu.
- Do you feel safe in Boston?
- Kendini Boston'da güvende hissediyor musun?
- Do you feel safe in Boston?
- Boston'da kendini güvende hissediyor musun?
- We don't really feel safe.
- Kendimizi güvende hissetmiyoruz.
- We don't feel safer.
- Daha güvende hissetmiyoruz.
- Tom only began to feel safe after he moved.
- Tom ancak taşındıktan sonra kendini güvende hissetmeye başladı.
- Do you feel safe at home?
- Evde kendinizi güvende hissediyor musunuz?
- Sami did not feel safe at home.
- Sami evde kendini güvende hissetmiyordu.
- It just doesn't feel safe.
- Güvende hissettirmiyor.
- I feel safe here.
- Burada güvende hissediyorum.
- I feel safer here.
- Burada daha güvende hissediyorum.
- I wouldn't feel safe here by myself.
- Burada tek başıma güvende hissetmezdim.
- Tom makes me feel safe.
- Tom beni güvende hissettiriyor.
- I didn't feel safe in Boston.
- Boston'da kendimi güvende hissetmedim.
- Mary told me she didn't feel safe.
- Mary bana kendini güvende hissetmediğini söyledi.
- It makes us feel safe.
- Bu bizi güvende hissettiriyor.
- I need someone who I can feel safe with.
- Yanında güvende hissedebileceğim birine ihtiyacım var.
- I feel safe.
- Güvende hissediyorum.
- Sami didn't feel safe there anymore.
- Sami kendini artık orada güvende hissetmiyordu.
- Dan no longer felt safe in his own house.
- Dan artık kendi evinde güvende hissetmiyordu.
- We feel safe.
- Kendimizi güvende hissediyoruz.
- I don't feel safe anymore.
- Artık kendimi güvende hissetmiyorum.
- I feel safe in your arms.
- Kollarında güvende hissediyorum.
- I feel safer when Tom is here.
- Tom buradayken kendimi daha güvende hissediyorum.
- Do you feel safe walking in Boston after dark?
- Karanlıktan sonra Boston'da yürürken güvende hissediyor musun?
- You can feel safe here in the house.
- Bu evde kendini güvende hissedebilirsin.
- It's a place where people feel safe.
- İnsanların kendilerini güvende hissettiği bir yer.
- I feel safe with Tom.
- Tom'un yanında kendimi güvende hissediyorum.
- I feel safe with him.
- Onunla kendimi güvende hissediyorum.
- Tom needed to feel safe.
- Tom'un kendisini güvende hissetmesi gerekiyordu.
- Do you feel safe in downtown Boston?
- Boston şehir merkezinde kendinizi güvende hissediyor musunuz?
- I feel safe with him.
- Onun yanında kendimi güvende hissediyorum.
- Everyone felt safe.
- Herkes güvende hissetti.
- I feel safe here.
- Burada kendimi güvende hissediyorum.
- I don't feel safe here anymore.
- Artık burada güvende hissetmiyorum.
- I didn't feel safe.
- Kendimi güvende hissetmedim.
- Sami made Layla feel safe.
- Sami, Layla'nın güvende hissetmesini sağladı.
- Mary told me she didn't feel safe.
- Mary bana kendisini güvende hissetmediğini söyledi.
- I still don't feel safe.
- Ben hâlâ güvende hissetmiyorum.
- Sami did not feel safe at home.
- Sami evde kendini güvende hissetmedi.
- I felt safe as soon as I got home.
- Eve gelir gelmez kendimi güvende hissettim.
- You can feel safe here in the house.
- Burada evde kendinizi güvende hissedebilirsiniz.
- Tom didn't feel safe.
- Tom kendini güvende hissetmiyordu.
- Tom told me he felt safe.
- Tom bana kendini güvende hissettiğini söyledi.
- I feel safe with Tom.
- Kendimi Tom'la güvende hissediyorum.
- Tom needed to feel safe.
- Tom'un kendini güvende hissetmeye ihtiyacı vardı.
- It made me feel safer.
- Bu beni daha güvende hissettirdi.
- I still don't feel safe.
- Hala güvende hissetmiyorum.
- The refugees felt safe in their new country.
- Mülteciler yeni ülkelerinde kendilerini güvende hissettiler.
- I feel safe in your arms.
- Kollarında kendimi güvende hissediyorum.
- I don't feel safe here anymore.
- Artık kendimi burada güvende hissetmiyorum.
- I feel safer when Tom is here.
- Tom burada olduğunda kendimi daha güvende hissediyorum.
- I need someone who I can feel safe with.
- Birlikte güvende hissedebileceğim birine ihtiyacım var.
- Tom didn't feel safe in Boston.
- Tom Boston'da güvende hissetmedi.
Show More (93)
|
