| 1 |
fence |
çit |
n. |
|
- Our dog leapt over the fence and ran away.
- Köpeğimiz çitin üzerinden atlayıp kaçtı.
- For us the pyres were not on the television screen, they were over the garden fence.
- Bizim için ateşler televizyon ekranında değil, bahçe çitlerinin üzerindeydi.
- We do not protect nature just by putting a fence round it.
- Doğayı sadece etrafına çit çekerek koruyamayız.
- We do not protect nature just by putting a fence round it.
- Doğayı sadece etrafına çit çekerek korumayız.
- If this organisation has not fallen at the first fence then it has certainly stumbled.
- Eğer bu kuruluş ilk çitten düşmediyse, o zaman kesinlikle tökezlemiştir.
- The space between the two fences was a tangled mass of barbed-wire.
- İki çitin arasındaki boşluk, birbirine dolanmış bir dikenli tel kütlesiydi.
- The space between the two fences was a tangled mass of barbed-wire.
- İki çit arasındaki boşluk karmakarışık bir dikenli tel yığınıydı.
- The space between the two fences was a tangled mass of barbed-wire.
- İki çit arasındaki boşluk, karmakarışık bir dikenli tel yığınıydı.
- He placed the ladder against the fence.
- Merdiveni çite dayadı.
- Tom still has to finish painting the fence.
- Tom hala çitleri boyamayı bitirmek zorunda.
- Tom will paint the fence tomorrow.
- Tom yarın çiti boyayacak.
- I still have to finish painting the fence.
- Ben hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorundayım.
- Tom fixed the fence.
- Tom çiti tamir etti.
- It took us less than three hours to paint the fence.
- Çiti boyamak üç saatten daha az zamanımızı aldı.
- I needn't have painted the fence.
- Çiti boyamama gerek yoktu.
- It could take hours to paint the fence.
- Çiti boyamak saatler sürebilir.
- The horse jumped over the fence.
- At çitin üzerinden atladı.
- Why did you paint your fence red?
- Çitini neden kırmızıya boyadın?
- She was too short to see over the fence.
- Çitin üstünü göremeyecek kadar kısaydı.
- Tom hasn't painted the fence yet.
- Tom henüz çiti boyamadı.
- Tom climbed over the fence.
- Tom çitin üzerine tırmandı.
- Tom picked up a paintbrush and started helping Mary paint the fence.
- Tom bir fırça aldı ve Mary'nin çitleri boyamasına yardım etmeye başladı.
- A fence separates the garden from the lane.
- Bahçeyi yoldan ayıran bir çit var.
- He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişimde bulundu.
- I saw the boy jump over the fence and run away.
- Çocuğun çitin üzerinden atlayıp kaçtığını gördüm.
- The top of this tree is level with the fence.
- Bu ağacın tepesi çitle aynı seviyede.
- Tom said he'd be willing to help us paint the fence.
- Tom çitleri boyamamıza yardım edebileceğini söyledi.
- The fence needs to be painted.
- Çitin boyanması gerekiyor.
- I still have to finish painting the fence.
- Hala çitleri boyamayı bitirmem gerekiyor.
- We've just finished painting the fence.
- Çiti boyamayı yeni bitirdik.
- Two children are sitting on the fence.
- İki çocuk çitin üzerinde oturuyorlar.
- An ugly wife is a good fence around the garden.
- Çirkin bir eş, bahçenin etrafında iyi bir çittir.
- There were no fences on the great plains.
- Büyük ovalarda hiç çit yoktu.
- The fence was not high enough to keep the wolves out.
- Çit, kurtları dışarıda tutacak kadar yüksek değildi.
- It took us less than three hours to paint the fence.
- Çiti boyamamız üç saatten az sürdü.
- One of the bulls pushed the fence down.
- Boğalardan biri çiti yıktı.
- The boy skipped over the fence.
- Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- I didn't need to paint the fence.
- Çiti boyamama gerek yoktu.
- He jumped his horse over the fence.
- Atını çitin üzerinden atlattı.
- This fence leans to the left a little.
- Bu çit biraz sola yatıyor.
- We've just finished painting the fence.
- Çiti boyamayı az önce bitirdik.
- Tom crashed his car into Mary's fence.
- Tom arabasıyla Mary'nin çitine çarptı.
- Tom says he saw someone climbing over the fence.
- Tom birinin çitin üzerinden tırmandığını gördüğünü söylüyor.
- Tom wants a house with a big yard and a white picket fence.
- Tom büyük bir bahçesi ve beyaz çitleri olan bir ev istiyor.
- Tom tried to crawl under the fence.
- Tom çitin altından geçmeye çalıştı.
- Why did you paint your fence red?
- Neden çitini kırmızıya boyadın?
- The fence will be painted by Tom tomorrow.
- Çit yarın Tom tarafından boyanacak.
- A farm cat slept on the wooden fence in the rare October sunlight.
- Bir çiftlik kedisi, Ekim ayının nadir güneş ışığında tahta çitin üzerinde uyuyordu.
- You should take advantage of the good weather to paint the fence.
- Çiti boyamak için iyi hava koşullarından yararlanmalısınız.
- I painted the fence.
- Çiti boyadım.
- The fence needed painting.
- Çitin boyanması gerekiyordu.
- I think Tom is the one who painted this fence.
- Sanırım bu çiti boyayan Tom'dur.
- There's a fence around my house.
- Evimin etrafında bir çit var.
- Don't pee on an electric fence.
- Elektrikli çit üzerine işeme.
- The kids climbed over the fence.
- Çocuklar çitin üstünden tırmandılar.
- Why don't you help Tom paint the fence?
- Neden Tom'a çitleri boyamasında yardım etmiyorsun?
- His horse jumped over the fence.
- Atı çitin üzerinden atladı.
- I had to climb over the fence.
- Çitin üzerinden tırmanmak zorunda kaldım.
- I helped Tom paint the fence.
- Tom'un çitleri boyamasına yardım ettim.
- Some horses were grazing in a fenced area.
- Bazı atlar çitli bir alanda otluyordu.
- You can't always play on both sides of the fence.
- Her zaman çitin iki tarafında da oynayamazsın.
- Tom is going to paint the fence tomorrow.
- Tom yarın çiti boyayacak.
- What I want him to do now is to paint the fence.
- Şimdi yapmasını istediğim şey çitleri boyaması.
- It shouldn't take Tom too long to paint the fence.
- Tom'un çiti boyaması çok uzun sürmez.
- Tom jumped over the fence.
- Tom çitin üzerinden atladı.
- A fence separates the garden from the lane.
- Çit bahçeyi kulvardan ayırır.
- Tom painted the fence with the help of his friends.
- Tom arkadaşlarının yardımıyla çiti boyadı.
- I painted the fence with Tom.
- Tom'la birlikte çitleri boyadık.
- Good fences make good neighbors.
- İyi çitler iyi komşular yapar.
- We had him paint the fence light gray.
- Ona çitleri açık griye boyattık.
- Fred had his little brother paint the fence.
- Fred, küçük erkek kardeşine çiti boyattı.
- He threw a ball over the fence.
- O, çitin üzerinden bir top attı.
- He stood leaning against the fence.
- Çite yaslanmış duruyordu.
- Tom climbed over the fence.
- Tom çitin üzerinden tırmandı.
- Mary loves her bamboo fence.
- Mary bambu çitini çok seviyor.
- The fence needed painting.
- Çitin boyanmaya ihtiyacı vardı.
- It shouldn't take Tom too long to paint the fence.
- Çiti boyamak Tom'un çok uzun zamanını almamalı.
- Who's that man painting the fence?
- Çitleri boyayan adam kim?
- The garden has a wooden fence.
- Bahçede tahta bir çit var.
- A fence runs around the house.
- Evin etrafında bir çit var.
- I painted the fence.
- Çitleri boyadım.
- Tom will be painting the fence tomorrow.
- Tom yarın çitleri boyayacak.
- Tom painted the fence white.
- Tom çitleri beyaza boyadı.
- He climbed over the fence.
- O, çitin üzerine tırmandı.
- He will paint the fence tomorrow.
- Çitleri yarın boyayacak.
- Two children are sitting on top of the fence.
- İki çocuk çitin üstünde oturuyor.
- I didn't know that Tom was the one who helped you paint the fence.
- Çiti boyamana yardım edenin Tom olduğunu bilmiyordum.
- I had to climb over the fence.
- Ben çitin üzerinden tırmanmak zorunda kaldım.
- Fred had his little brother paint the fence.
- Fred küçük kardeşine çitleri boyattı.
- Tom didn't intend to spend so much time painting the fence.
- Tom çitleri boyamak için bu kadar zaman harcamaya niyetli değildi.
- I crawled under the fence.
- Çitin altından sürünerek geçtim.
- I crawled under the fence.
- Çitin altından süründüm.
- In America, many people have fences around their homes.
- Amerika'da birçok insanın evinin etrafında çitler vardır.
- I painted the fence today.
- Ben bugün çiti boyadım.
- I helped Tom paint the fence.
- Tom'un çiti boyamasına yardım ettim.
- The crowd got out of control and broke through the fence.
- Kalabalık kontrolden çıktı ve çitleri aştı.
- Tom climbed over the high wire fence in order to get into the old factory in spite of his father's prohibition.
- Tom babasının yasağına rağmen eski fabrikaya girmek için yüksek tel çitin üzerinden tırmandı.
- Tom painted the fence white.
- Tom çiti beyaz boyadı.
- After we finished painting the fence, Tom made sandwiches for all of us.
- Çitleri boyamayı bitirdikten sonra Tom hepimiz için sandviç yaptı.
- I climbed the fence.
- Çite tırmandım.
- Tom cut a hole in the fence.
- Tom çitte bir delik açtı.
- How high should a home fence be?
- Bir evin çiti ne kadar yüksek olmalı?
- I need help painting the fence.
- Çiti boyarken yardıma ihtiyacım var.
- I need help painting the fence.
- Çitleri boyamak için yardıma ihtiyacım var.
- Tom got Mary to help him paint the fence.
- Tom, Mary'nin çitleri boyamasına yardım etmesini sağladı.
- The dog jumped over the fence.
- Köpek çitin üzerinden atladı.
- Who's that man painting the fence?
- Çitleri boyayan o adam kim?
- They built a fence around the farm.
- Çiftliğin etrafını bir çitle çevirdiler.
- The fence has just been painted.
- Çit yeni boyanmış.
- Tom says he saw someone climbing over the fence.
- Tom çitin üzerinden tırmanan birini gördüğünü söylüyor.
- They put a fence around the garden.
- Bahçenin etrafına çit çektiler.
- He made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için canla başla çalıştı.
- The fence will be painted by him tomorrow.
- Çitler yarın onun tarafından boyanacak.
- Mary loves her bamboo fence.
- Mary bambu çitini seviyor.
- After we finished painting the fence, Tom made sandwiches for all of us.
- Çiti boyamayı bitirdikten sonra, Tom hepimiz için sandviç hazırladı.
- Tom wants you to help him paint the fence.
- Tom çiti boyamasına yardım etmeni istiyor.
- Tom helped us paint the fence.
- Tom çitleri boyamamıza yardım etti.
- It was Tom who painted the fence.
- Çiti boyayan Tom'du.
- I haven't finished painting the fence yet.
- Çiti boyamayı henüz bitirmedim.
- Tom is the one who painted the fence.
- Tom çiti boyayan kişiydi.
- He will paint the fence tomorrow.
- Yarın çiti boyayacak.
- Tom looked over the fence.
- Tom çitin üzerinden baktı.
- They painted the fence green.
- Onlar çiti yeşile boyadılar.
- A boy and a girl are sitting on the fence.
- Bir erkek ve bir kız çitin üzerinde oturuyorlar.
- There is a fence around the house.
- Evin etrafında bir çit var.
- We had Tom paint the fence light green.
- Tom'a çitleri açık yeşile boyattık.
- We had him paint the fence light gray.
- Çitleri açık griye boyattık.
- Tom climbed the fence.
- Tom çitlere tırmandı.
- The kids climbed over the fence.
- Çocuklar çitin üzerinden tırmandı.
- Perhaps you should help Tom paint the fence.
- Belki de Tom'un çiti boyamasına yardım etmen gerekir.
- There were no fences on the great plains.
- Büyük ovalarda çit yoktu.
- They're painting the fence tomorrow.
- Yarın çiti boyuyorlar.
- As soon as I can get the chance, I'll help your mother paint the fence.
- Fırsatını bulur bulmaz, annenin çiti boyamasına yardım edeceğim.
- Tomorrow, you are going to paint the fence.
- Yarın çiti boyayacaksın.
- Two children are sitting on the fence.
- İki çocuk çitin üzerinde oturuyor.
- Tom still has to finish painting the fence.
- Tom hâlâ çiti boyamayı bitirmek zorunda.
- The grass is always greener on the other side of the fence.
- Çitin diğer tarafındaki çimenler her zaman daha yeşildir.
- Tom tried to climb over the fence.
- Tom çitin üzerinden tırmanmaya çalıştı.
- This fence leans to the left a little.
- Bu çit biraz sola eğiliyor.
- Tom is going to paint the fence tomorrow.
- Tom yarın çitleri boyayacak.
- He stood leaning against the fence.
- Çite yaslanarak duruyordu.
- He saw the boy jump over the fence and run away.
- Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördü.
- There's a white picket fence around Tom's house.
- Tom'un evinin etrafında beyaz bir çit var.
- Tom is painting his fence.
- Tom çitini boyuyor.
- I didn't know that Tom was the one who helped you paint the fence.
- Senin çiti boyamana yardım eden kişinin Tom olduğunu bilmiyordum.
- I climbed over the fence.
- Çitin üstünden tırmandım.
- Tom sat on the fence.
- Tom çitin üzerinde oturdu.
- Mary spent a couple of hours chinwagging with her neighbour over the fence.
- Mary birkaç saatini çitin üzerinden komşusuyla çene çalarak geçirdi.
- Tom is the one who painted the fence.
- Çiti boyayan Tom'du.
- She'll paint the fence tomorrow.
- Yarın çitleri boyayacak.
- The dog jumped over the fence into the garden.
- Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı.
- Tom cut a hole in the fence and crawled through.
- Tom çitte bir delik açtı ve sürünerek geçti.
- He was tying his horse to the fence.
- Atını çite bağlıyordu.
- The fence will be painted by him tomorrow.
- Çiti yarın o boyayacak.
- Since it's raining, we can't paint the fence today.
- Yağmur yağdığından dolayı çiti bugün boyayamayız.
- The fence was painted by my father.
- Çit babam tarafından boyandı.
- As soon as I can get the chance, I'll help your mother paint the fence.
- Fırsat bulur bulmaz, annenin çitleri boyamasına yardım edeceğim.
- I didn't know that Tom was the one who helped you paint the fence.
- Çitleri boyamana yardım edenin Tom olduğunu bilmiyordum.
- Tom hasn't painted the fence yet.
- Tom henüz çitleri boyamadı.
- I saw the boy jump over the fence and run away.
- Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördüm.
- I saw a white dog jump over the fence.
- Çitin üzerinden atlayan beyaz bir köpek gördüm.
- He's sitting on the fence.
- Çitin üzerinde oturuyor.
- He saw the boy jump over the fence and run away.
- Çocuğun çitin üzerinden atlayıp kaçtığını görmüş.
- Tom is sitting on the fence.
- Tom çitin üzerinde oturuyor.
- I got Tom to paint the fence.
- Tom'a çiti boyattım.
- The fence is painted green.
- Çit, yeşile boyalı.
- Tom climbed over the fence and picked some apples from the tree.
- Tom çitin üzerine tırmandı ve ağaçtan birkaç elma kopardı.
- Tom was leaning on the fence.
- Tom çitlere yaslanmıştı.
- A boy and a girl are sitting on the fence.
- Bir oğlan ve bir kız çitin üzerinde oturuyor.
- He attempted to climb the fence to no avail.
- O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı.
- I painted the fence with Tom.
- Tom ile çiti boyadım.
- Tom will be painting the fence tomorrow.
- Tom yarın çiti boyayacak.
- Since it's raining, we can't paint the fence today.
- Yağmur yağdığı için çitleri bugün boyayamayız.
- The car hit the fence and turned over.
- Araba çite çarptı ve devrildi.
- Perhaps you should help Tom paint the fence.
- Belki de Tom'un çitleri boyamasına yardım etmelisin.
- I got Tom to paint the fence.
- Çiti boyaması için Tom'u tuttum.
- This is the color we want you to paint our fence.
- Çitimizi boyamanızı istediğimiz renk bu.
- Paint the fence.
- Çiti boya.
- Tom placed the ladder against the fence.
- Tom merdiveni çite dayadı.
- My father put a fence around the garden.
- Babam bahçenin etrafına çit çekti.
- This is the color we want you to paint our fence.
- Çitimizi bu renge boyamanı istiyoruz.
- I had to crawl under the fence.
- Çitin altından sürünerek geçmek zorunda kaldım.
- The ball hit the fence.
- Top çite çarptı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
- Lech Wałęsa 1980'de tersane çitlerinin üzerinden atladı.
- I painted the fence white.
- Çiti beyaza boyadım.
- Tom painted the fence.
- Tom çitleri boyadı.
- She'll paint the fence tomorrow.
- O yarın çiti boyayacak.
- Walking along the fence he noticed a mouse.
- Çit boyunca yürürken bir fare fark etti.
- Tom will paint the fence tomorrow.
- Tom yarın çitleri boyayacak.
- He jumped his horse over the fence.
- Atını çitin üzerinden atladı.
- Tomorrow, you are going to paint the fence.
- Yarın, çitleri boyayacaksın.
- The fence is painted green.
- Çit, yeşil boyalı.
- The fence has just been painted.
- Çit daha yeni boyandı.
- The top of this tree is level with the fence.
- Bu ağacın tepesi çitle aynı yükseklikte.
- I fixed the fence.
- Çiti tamir ettim.
- Our fence is made of iron.
- Çitimiz demirden yapılmış.
- Tom threw the bag over the fence.
- Tom çantayı çitin üzerinden attı.
- Tom made a frantic attempt to finish painting the fence before dark.
- Tom hava kararmadan önce çitleri boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişimde bulundu.
- Tom was standing by the fence.
- Tom çitin yanında duruyordu.
- I climbed over the fence.
- Çitin üzerinden tırmandım.
- Tom got paint on his shirt while he was painting the fence.
- Tom çiti boyarken gömleğine boya bulaştırdı.
- Mary spent a couple of hours chinwagging with her neighbour over the fence.
- Mary çit konusunda komşusu ile çene çalarak birkaç saat geçirdi.
- A fence runs around the house.
- Evin etrafını bir çit kuşatıyor.
- Tom didn't intend to spend so much time painting the fence.
- Tom çiti boyamak için çok fazla zaman harcamak niyetinde değildi.
- Tom got paint on his shirt while he was painting the fence.
- Tom çitleri boyarken gömleğine boya bulaştı.
- Tom picked up a paintbrush and started helping Mary paint the fence.
- Tom bir fırça aldı ve Mary'nin çiti boyamasına yardım etmeye başladı.
- Tom painted the fence with the help of his friends.
- Tom arkadaşlarının yardımıyla çitleri boyadı.
- The boy skipped over the fence.
- Çocuk çitin üzerinden atladı.
- He attempted to climb the fence to no avail.
- Çite tırmanmaya çalışmış ama nafile.
- He climbed over the fence.
- Çitin üzerinden tırmandı.
- They painted the fence green.
- Çiti yeşile boyadılar.
- He threw a ball over the fence.
- Çitin üzerinden bir top attı.
- Tom got Mary to help him paint the fence.
- Tom, Mary'yi çitleri boyamasına yardım ettirdi.
- Tom cut a hole in the fence and crawled through.
- Tom çitte bir delik açtı ve sürünerek içinden geçti.
- Tom was painting the fence yesterday afternoon.
- Tom dün öğleden sonra çitleri boyuyordu.
- Tom climbed over the fence and picked some apples from the tree.
- Tom çitin üzerinden tırmandı ve ağaçtan biraz elma topladı.
- The cat went through a gap in the fence.
- Kedi çitteki bir boşluktan geçti.
- I painted the fence today.
- Çiti bugün boyadım.
- Tom was angry because I didn't help him paint the fence.
- Tom çitleri boyamasına yardım etmediğim için kızgındı.
- I think Tom is the one who painted this fence.
- Bence bu çiti boyayan Tom.
- You should take advantage of the good weather to paint the fence.
- Çitleri boyamak için güzel havadan yararlanmalısın.
- His horse jumped over the fence.
- Onun atı çitin üzerinden atladı.
- The car hit the fence and turned over.
- Araba çitlere çarptı ve ters döndü.
- Tom painted the fence.
- Tom çiti boyadı.
- Why don't you help Tom paint the fence?
- Neden Tom'un çiti boyamasına yardım etmiyorsun?
- Tom crawled under the fence.
- Tom çitin altından sürünerek geçti.
- Paint the fence.
- Çiti boyayın.
- He's sitting on the fence.
- O çitin üzerine oturuyor.
- Tom was angry because I didn't help him paint the fence.
- Onun çiti boyamasına yardım etmediğim için Tom öfkeliydi.
- I had to crawl under the fence.
- Çitin altından sürünmek zorunda kaldım.
- Tom helped us paint the fence.
- Tom çiti boyamamıza yardım etti.
- They're painting the fence tomorrow.
- Yarın çitleri boyayacaklar.
- There's a white picket fence around Tom's house.
- Tom'un evinin etrafında kazıktan yapılmış beyaz bir çit var.
- The fence needs to be painted.
- Çitin boyanması gerek.
- Tom crashed his car into Mary's fence.
- Tom, arabasını Mary'nin çitine çarptı.
- It took three hours for us to paint the fence.
- Çiti boyamamız üç saat sürdü.
Show More (233)
|
| 2 |
fence |
çalıntı mal satmak |
v. |
|
- He was arrested for fencing stolen goods.
- Çalıntı mal satmaktan tutuklanmıştı.
- He was arrested for fencing stolen goods.
- Çalıntı mal satmaktan tutuklandı.
Show More (-1)
|
| 3 |
fence |
engel |
n. |
|
- I urged my horse to jump the fence.
- Atımı engelden atlaması için teşvik ettim.
Show More (-2)
|
| 4 |
fence |
çalıntı eşya alıp satan kişi |
n. |
|
- The fence paid a below-market price for the stolen brooch.
- Çalıntı eşya alıp satan şahıs, bu çalıntı broşa piyasa değerinin altında bir fiyat ödemiştir.
Show More (-2)
|
| 5 |
fence |
çit yapmak |
v. |
|
- We fenced our land with wire.
- Arazimize tellerden çit yaptık.
Show More (-2)
|
| 6 |
fence |
eskrim yapmak |
v. |
|
- He had the chance to fence against the champion of Russia.
- Rusya şampiyonuyla eskrim yapma şansı elde etti.
Show More (-2)
|
| 7 |
fence |
kaçamak yanıt vermek |
v. |
|
- As a politician, he was an expert at fencing with reporters.
- Bir politikacı olarak, gazetecilere kaçamak yanıt verme konusunda uzmandı.
Show More (-2)
|
| 8 |
fence |
parmaklık |
n. |
|
- The crowd got out of control and broke through the fence.
- Kalabalık kontrolden çıktı ve parmaklıkları kırıp geçti.
Show More (-2)
|
| 9 |
fence |
(at, binici, tazı) çitten atlamak |
v. |
|
- Tom hurdled the fence.
- Tom çitlerden atladı.
Show More (-2)
|
