| 1 |
fetch |
getirmek |
v. |
|
- To avoid losing face, Mr. Xu would not fetch the gruel himself.
- Bay Xu, itibarını kaybetmemek için yulaf ezmesini kendisi getirmez.
- Could you fetch the newspaper for me?
- Benim için gazeteyi getirebilir misin?
- Fetch me my hat.
- Bana şapkamı getir.
- Shall I fetch Tom from the pleasure lounge?
- Tom'u eğlence salonundan getireyim mi?
- He fetched a few cushions to prop up her head.
- Başını desteklemek için birkaç minder getirdi.
- Go fetch some milk.
- Git biraz süt getir.
- My mother asked me if I could fetch some milk.
- Annem bana biraz süt getirip getiremeyeceğimi sordu.
- He trained his dog to fetch the newspaper.
- Gazeteyi getirmesi için köpeğini eğitti.
- He fetched a few cushions to prop up her head.
- Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.
- Go and fetch Tom.
- Git ve Tom'u getir.
- He trained his dog to fetch the newspaper.
- Köpeğini gazete getirmesi için eğitti.
- Fetch me my hat.
- Git şapkamı getir.
- Tom's dog likes playing fetch.
- Tom'un köpeği getir götür oynamayı seviyor.
- Would you fetch me a glass of water?
- Bana bir bardak su getirir misiniz?
- Can you fetch this dictionary for me?
- Bu sözlüğü benim için getirebilir misin?
- I would have fetched the analyses.
- Analizleri ben getirecektim.
- The dog fetched the ball.
- Köpek topu getirdi.
- Please fetch me a piece of paper.
- Lütfen bana bir parça kağıt getir.
- Would you fetch me a glass of water?
- Bana bir bardak su getirir misin?
- My mother asked me if I could fetch some milk.
- Annem süt getirebilir miyim diye sordu.
- Fetch me some milk.
- Bana biraz süt getir.
- Can you fetch this dictionary for me?
- Bu sözlüğü bana getirebilir misin?
- Go and fetch the food and barbecue from the car!
- Git ve arabadan yiyecek ve barbeküyü getir!
- The drug ice can fetch an estimated $1 million per kilogram on the streets.
- Buz uyuşturucusu sokaklarda kilogram başına tahminen 1 milyon dolar getirebilir.
Show More (21)
|
| 2 |
fetch |
almak |
v. |
|
- His joke fetched a backlash from everyone at the table.
- Yaptığı espri masadaki herkesten tepki aldı.
- Shall I fetch Tom from the pleasure lounge?
- Tom'u dinlenme salonundan alayım mı?
- I'm going to fetch some milk.
- Biraz süt almaya gidiyorum.
- When I was in elementary school, my mother always fetched me from school.
- Ben ilkokuldayken, annem beni hep okuldan alırdı.
- I'm going to fetch some milk.
- Ben biraz süt alacağım.
- When I was in elementary school, my mother always fetched me from school.
- Ben ilkokul iken, annem her zaman beni okuldan alırdı.
- Can you fetch the children from school?
- Çocukları okuldan alabilir misin?
- Go fetch some milk.
- Biraz süt almaya git.
Show More (5)
|
| 3 |
fetch |
gidip almak |
v. |
|
- Would you please go fetch the children in for lunch?
- Çocukları öğle yemeği için gidip alır mısın lütfen?
Show More (-2)
|
| 4 |
fetch |
belirli bir fiyattan satılmak |
v. |
|
- The collection of sketches are expected to fetch 12,000 pounds at auction.
- Eskiz koleksiyonunun açık artırmada 12.000 sterline satılması bekleniyor.
Show More (-2)
|
| 5 |
fetch |
(köpek) top getirmece |
n. |
|
- I'll take the dog to the park to play fetch.
- Köpeği top getirmece oynatmak için parka götüreceğim.
Show More (-2)
|
| 6 |
fetch |
alıp getirme |
n. |
|
- Throw a stick and watch the dog fetch it.
- Bir sopa at ve köpeğin onu alıp getirmesini izle.
Show More (-2)
|
