fire - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
fire yangın n.
  • You have to think of it as a practice exercise for firefighters, a call-out without a fire.
  • Bunu itfaiyeciler için bir tatbikat olarak düşünmelisiniz, yangın olmadan yapılan bir çağrı gibi.
  • The fire in this tunnel also illustrates the need for information for tunnel users.
  • Bu tüneldeki yangın aynı zamanda tünel kullanıcılarının bilgilendirilmesi ihtiyacını da ortaya koymaktadır.
  • As alternative flame retardants are available, fire and environmental risks will not increase as a result of this ban.
  • Alternatif alev geciktiriciler mevcut olduğundan bu yasağın bir sonucu olarak yangın ve çevresel riskler artmayacaktır.
Show More (36)
fire ateş n.
  • It was a very liberal declaration, but the fire has gone out of it.
  • Çok liberal bir deklarasyondu ancak ateşi söndü.
  • We experienced this at first hand because our group came under fire.
  • Grubumuz ateş altında kaldığı için bunu ilk elden tecrübe ettik.
  • I do not recommend fighting fire with fire in this circumstance.
  • Bu durumda ateşe ateşle karşılık vermenizi tavsiye etmiyorum.
Show More (28)
fire kovmak v.
  • But don't you still have to find a fall guy and fire someone?
  • Ama yine de bir günah keçisi bulup birini kovman gerekmiyor mu?
  • I fired Tom.
  • Tom'u kovdum.
  • I have to fire Tom.
  • Tom'u kovmalıyım.
Show More (18)
fire ateş etmek v.
  • Just imagine that police officers have even dared to fire real bullets at asylum seekers!
  • Polis memurlarının sığınmacılara gerçek mermilerle ateş etmeye bile cüret ettiklerini düşünün!
  • Francis and his men fired back, the army returned fire.
  • Francis ile adamları ateş etti, ordu da karşılık verdi.
  • Francis and his men fired back, the army returned fire.
  • Francis ve adamları karşılık verdi, ordu da onlara ateş etti.
Show More (3)
fire ateşlemek v.
  • Lieutenant, fire missile one and recommend me for another medal.
  • Teğmen, füzeyi ateşleyin ve beni başka bir madalya için önerin.
  • Tom fired his gun at the rabbit.
  • Tom silahını tavşana ateşledi.
Show More (-1)
fire işten çıkarmak v.
  • Tom thought he was going to be fired.
  • Tom işten çıkarılacağını düşündü.
Show More (-2)