foundation - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
foundation temel n.
  • The first step of building a house is laying the foundation.
  • Ev inşa etmenin ilk adımı temel atmaktır.
  • Our friendship is built on a foundation of trust.
  • Dostluğumuz güven temeli üzerine inşa edilmiştir.
  • Parliament has before it, in my judgment, the means to provide Lebanon with a firm foundation for building its future.
  • Bana göre Parlamento'nun önünde, Lübnan'a geleceğini inşa etmesi için sağlam bir temel sağlayacak araçlar bulunmaktadır.
Show More (52)
foundation vakıf n.
  • The foundation announced a new grant to support students in need.
  • Vakıf, ihtiyacı olan öğrencilerin desteklenmesi amacıyla yeni bir hibe verileceğini duyurdu.
  • Until now, these foundations have mainly relied on national sources of funding.
  • Şimdiye kadar bu vakıflar çoğunlukla ulusal fon kaynaklarına dayanıyordu.
  • According to the Dublin Foundation, harassment in the workplace is on quite an extensive scale.
  • Dublin Vakfı'na göre, işyerinde taciz oldukça yaygın bir boyuttadır.
Show More (23)
foundation dayanak n.
  • If there is no sanction, what we do remains purely symbolic and has no legal foundation.
  • Yaptırım yoksa yaptıklarımız tamamen sembolik kalır ve yasal bir dayanağı yoktur.
  • There is no evidence against them and no foundation for holding them.
  • Aleyhlerinde hiçbir delil yok ve onları tutmak için hiçbir dayanak yok.
  • Yesterday's speech by George Bush was once again extremely arrogant and without any real foundation.
  • George Bush'un dünkü konuşması bir kez daha son derece kibirli ve gerçek bir dayanaktan yoksundu.
Show More (0)
foundation kuruluş n.
  • Today is the 65th anniversary of our high school's foundation.
  • Bugün lisemizin kuruluşunun 65. yıldönümü.
  • Students have a holiday on Foundation Day.
  • Öğrenciler Kuruluş Günü'nde tatildir.
Show More (-1)
foundation bilginin temeli n.
  • Mathematics is the foundation of all exact knowledge of natural phenomena.
  • Matematik, doğal olaylarla ilgili tüm kesin bilgilerin temelidir.
Show More (-2)
foundation kurma n.
  • The foundation of a college was her great ambition.
  • Bir üniversite kurmak onun en büyük arzusuydu.
Show More (-2)
foundation fondöten n.
  • I'm wearing some foundation, a bit of blush and some eyeliner.
  • Biraz fondöten, biraz allık ve göz kalemi sürdüm.
Show More (-2)