Tureng - general - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	general	genel	adj.
	I understand that the problems surrounding services of general interest are complex. Genel menfaatlere yönelik hizmetlerle ilgili sorunların karmaşık olduğunun farkındayım. I should like to start with three general comments. Üç genel yorumla başlamak istiyorum. Regarding services of general interest, a perspective of progress is emerging. Genel çıkarlara yönelik hizmetlerle ilgili olarak, bir ilerleme perspektifi ortaya çıkmaktadır. So, like the rapporteur, I agree with the general approach adopted by the Danish Presidency. Sözcü gibi ben de Danimarka Dönem Başkanlığı tarafından benimsenen genel yaklaşıma katılıyorum. We have had more lip service to the principle of services of general interest. Genel menfaatlere yönelik hizmetler ilkesine daha çok sözde hizmet ettik. The general diagnosis remains the same. Genel teşhis aynı kalır. We do not need a general opinion. Genel bir görüşe ihtiyacımız yok. The proposals we are discussing today are linked to many important and general issues. Bugün görüşmekte olduğumuz teklifler birçok önemli ve genel meseleyle bağlantılıdır. Services of general interest support and sustain growth. Genel çıkarlara yönelik hizmetler büyümeyi destekler ve sürdürür. Firstly, this is a general political plan, not one concerned solely with security. Öncelikle, bu genel bir siyasi plandır, sadece güvenlikle ilgili bir plan değildir. This applies, for example, to the European Info-Points, whose networked operations meet with general satisfaction. Bu, örneğin, ağa bağlı faaliyetleri genel memnuniyetle karşılanan Avrupa Bilgi Noktaları için geçerlidir. An agenda will be negotiated there whose objectives will remain general. Burada hedefleri genel kalacak bir gündem müzakere edilecektir. During this debate, certain things have become clear and have enjoyed general consensus. Bu tartışma sırasında bazı şeyler netlik kazanmış ve genel bir uzlaşıya varılmıştır. I agree with the general philosophy of her report and with the proposals it contains. Raporunun genel felsefesine ve içerdiği önerilere katılıyorum. However, our general political position, as stated above, also applies here. Ancak, yukarıda belirtildiği üzere genel siyasi tutumumuz burada da geçerlidir. I think this needs to be the general model for the future. Gelecek için genel modelin bu olması gerektiğini düşünüyorum. On page 14 there is a paragraph about services of general interest. Sayfa 14'te genel ilgi alanlarına yönelik hizmetler hakkında bir paragraf bulunmaktadır. So I want to thank the general rapporteur and all the members of the Committee on Budgets. Bu nedenle genel sözcüye ve Bütçe Komitesi'nin tüm üyelerine teşekkür etmek istiyorum. The handling of the nitrofen contamination has met with general satisfaction in the Member States. Nitrofen kontaminasyonunun ele alınışı Üye Devletlerde genel bir memnuniyetle karşılanmıştır. This type of principle is going to be general for a long period. Bu tip prensipler uzun bir süre genel geçer olacak. That is correct, but there are other sectors that fall under services of general interest. Bu doğru, ancak genel menfaat hizmetleri kapsamına giren başka sektörler de var. Services of general interest are thus an essential component of the European model of society. Dolayısıyla genel ilgi alanlarına yönelik hizmetler, Avrupa toplum modelinin temel bir bileşenidir. It would be a different matter if this were part of a joint endeavour aimed at general disarmament. Bu, genel silahsızlanmayı amaçlayan ortak bir çabanın parçası olsaydı farklı bir konu olurdu. Therefore, their consolidation into a single general clause is clear, simple and straightforward. Bu nedenle bunların tek bir genel madde halinde birleştirilmesi açık, basit ve anlaşılırdır. These are port services of general interest. Bunlar genel ilgi alanına giren liman hizmetleridir. There are some problems that are general to all the agencies. Tüm ajanslar için genel olan bazı sorunlar var. In the case of e-mail advertising, despite having major reservations we have agreed to the general opt-in. E-posta reklamcılığı söz konusu olduğunda, büyük çekincelerimiz olmasına rağmen genel katılımı kabul ettik. I should like to use the time left to draw a few general conclusions. Kalan süreyi birkaç genel sonuç çıkarmak için kullanmak istiyorum. These issues of marks of origin are complex and we are discussing them in a very general way. Menşe işaretlerine ilişkin bu konular karmaşıktır ve biz bunları çok genel bir şekilde tartışıyoruz. We should like to see a clearer general recommendation concerning the abolition of the death penalty. Ölüm cezasının kaldırılmasına ilişkin daha net bir genel tavsiye görmek istiyoruz. I should like to make a couple of general points and a couple of specific points about this report. Bu raporla ilgili birkaç genel ve birkaç özel noktaya değinmek istiyorum. There is, however, one aspect of a general nature that I believe warrants particular mention. Bununla birlikte genel nitelikte olan ve özellikle değinilmesi gerektiğine inandığım bir husus var. He gave a series of general considerations on a situation that we are well aware of. Bizim de farkında olduğumuz bir durumla ilgili bir dizi genel değerlendirmede bulundu. The Turkish legal system does not contain general legislation on anti-corruption measures. Türk hukuk sistemi, yolsuzluğa karşı tedbirler konusunda genel mevzuat içermez. In this debate, therefore, I shall not discuss the general philosophy of the course of action to take. Bu nedenle bu tartışmada izlenecek yolun genel felsefesini tartışmayacağım. It was just a general remark. Bu sadece genel bir yorumdu. Thirdly, I should like to express my concern here about the general state of human rights in Chechnya. Üçüncü olarak, burada Çeçenistan'daki insan haklarının genel durumuna ilişkin endişelerimi ifade etmek istiyorum. There is, however, one aspect of a general nature that I believe warrants particular mention. Bununla birlikte, genel nitelikte olan ve özellikle değinilmesi gerektiğine inandığım bir husus var. Mr Färm will open the debate in his capacity as general rapporteur. Sayın Färm genel raportör sıfatıyla tartışmayı açacaktır. I wanted to focus, in particular, on the General Affairs Council. Özellikle Genel İşler Konseyi'ne odaklanmak istiyorum. It can prevent a general sense of irritation. Genel bir tahriş hissini önleyebilir. The Council (General Affairs) was unable to achieve agreement on the issue of direct payments. Konsey (Genel İşler) doğrudan ödemeler konusunda uzlaşma sağlayamamıştır. The general interpretation is, in fact, that ethnic affiliation embraces nationality. Aslında genel yorum, etnik aidiyetin milliyeti de kapsadığı yönündedir. As a general principle, this is a very bad way to proceed. Genel bir ilke olarak bu, ilerlemek için çok kötü bir yoldur. Given these extensive antecedents, I do not propose to go over the general background to this case. Bu kapsamlı öncüller göz önünde bulundurulduğunda, bu davanın genel arka planının üzerinden geçmeyi önermiyorum. As a general precept, I am sure you agree with that. Genel bir ilke olarak, buna katıldığınızdan eminim. The Commission's report was debated extensively at the General Affairs Council of 19 November. Komisyon'un raporu 19 Kasım'daki Genel İşler Konseyi'nde kapsamlı bir şekilde tartışıldı. We are able to observe some general warning signs right now. Şu anda bazı genel uyarı işaretlerini gözlemleyebiliyoruz. That is correct, but there are other sectors that fall under services of general interest. Bu doğru ancak genel menfaat hizmetleri kapsamına giren başka sektörler de var. First of all, I assume the solidarity fund is a general fund. Öncelikle, dayanışma fonunun genel bir fon olduğunu varsayıyorum. The Commission has always recognised the primordial role of services of general interest. Komisyon her zaman genel çıkarlara yönelik hizmetlerin öncelikli rolünü kabul etmiştir. I think it right that we should be speaking here in terms of a general convention against terrorism. Burada terörizme karşı genel bir sözleşme açısından konuşmamızın doğru olduğunu düşünüyorum. That being said, our general track record and ability to trace and document is quite good. Bununla birlikte genel sicilimiz ve izleme ve belgeleme kabiliyetimiz oldukça iyidir. I shall confine myself here to making two general comments. Burada kendimi iki genel yorum yapmakla sınırlayacağım. The second important issue I would like to mention is general traffic retention for law enforcement purposes. Değinmek istediğim ikinci önemli konu ise kolluk kuvvetleri için genel trafik muhafazasıdır. In my opinion, general action plans are not enough here. Bana göre burada genel eylem planları yeterli değildir. Thirdly, I should like to express my concern here about the general state of human rights in Chechnya. Üçüncü olarak, Çeçenistan'daki insan haklarının genel durumuna ilişkin endişelerimi ifade etmek istiyorum. I want to say something general about the modus operandi itself. Yöntemin kendisi hakkında genel bir şey söylemek istiyorum. Mr Souchet has left I think, but his question on nuclear energy is clearly a general one. Sayın Souchet sanırım ayrıldı ama nükleer enerjiyle ilgili sorusunun genel bir soru olduğu açık. I believe that one of the functions of services of general interest is to ensure social and territorial cohesion. Genel menfaate yönelik hizmetlerin işlevlerinden birinin de sosyal ve bölgesel uyumu sağlamak olduğuna inanıyorum. We believe these settlement infrastructures should be considered as a service of general interest. Bu yerleşim altyapılarının genel menfaatlere yönelik bir hizmet olarak değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Nonetheless, there is a general question which I think has also been touched on by other Members. Bununla birlikte diğer Üyeler tarafından da değinildiğini düşündüğüm genel bir soru var. There is therefore a general urgency and, in some parts, even a specific one. Bu nedenle genel bir aciliyet ve hatta bazı bölümlerde özel bir aciliyet söz konusudur. There is a general agreement that the political situation in Afghanistan remains extremely fluid. Afganistan'daki siyasi durumun son derece değişken olduğu konusunda genel bir mutabakat vardır. On page 14, there is a paragraph about services of general interest. Sayfa 14'te genel ilgi alanlarına yönelik hizmetler hakkında bir paragraf bulunmaktadır. This is a general problem which must be dealt with as such. Bu, bu şekilde ele alınması gereken genel bir sorundur. So for example, we can agree with paragraph 12, that immediate and general detention should be avoided. Örneğin, 12. paragrafta yer alan ani ve genel tutuklamalardan kaçınılması gerektiği görüşüne katılabiliriz. The Stockholm Summit led to a general increase in awareness about the major threats to our environment. Stockholm Zirvesi, çevremize yönelik başlıca tehditler konusunda genel bir farkındalık artışına yol açmıştır. So a general 50% reduction is not right. Yani genel bir %50 indirim doğru değil. The most important exception to general human progress is the inability to prevent violent conflicts. Genel insani ilerlemenin en önemli istisnası, şiddetli çatışmaların önlenememesidir. I would like to make a few general comments on the most important issues which have been raised here today, however. Ancak bugün burada gündeme getirilen en önemli konular hakkında birkaç genel yorum yapmak istiyorum. I must tell honourable Members that this is not a general debate - they are clearly attending the wrong sitting. Sayın Milletvekillerine söylemeliyim ki bu genel bir tartışma değil; belli ki yanlış oturuma katılıyorlar. There is a general need for European regulation. Avrupa mevzuatına genel bir ihtiyaç mevcuttur. However, there are some important exceptions to this general rule. Bununla birlikte bu genel kuralın bazı önemli istisnaları vardır. In addition, a general dispatch programme and a specific plan for the return to Afghanistan have been adopted. Ayrıca, Afganistan'a geri dönüş için genel bir sevkiyat programı ve özel bir plan kabul edilmiştir. The right of withdrawal is now a general right and does not now exist only under specified conditions. Geri çekilme hakkı artık genel bir haktır ve sadece belirli koşullar altında mevcut değildir. What are my general comments on the budget? Bütçe hakkındaki genel yorumlarım nelerdir? What in Catalan we call , that is, disenchantment, is today the general dynamic. Katalancada hayal kırıklığı dediğimiz şey bugün genel dinamiktir. The relevant decisions are due to be adopted at the General Affairs Council on 16 June. İlgili kararların 16 Haziran'da Genel İşler Konseyi'nde kabul edilmesi bekleniyor. We should like to see a clearer general recommendation concerning the abolition of the death penalty. İdam cezasının kaldırılmasına ilişkin daha net bir genel tavsiye görmek isteriz. That is why we can only make some general comments at this stage. Bu nedenle bu aşamada sadece bazı genel yorumlar yapabiliriz. Certainly, there have been complaints about price rises, but the general price level has not increased. Kuşkusuz, fiyat artışları ile ilgili şikayetler olmuştur, ancak genel fiyat seviyesi artmamıştır. On this point, Lithuania has adjusted very well to the general pattern of European Union negotiations. Bu noktada Litvanya, Avrupa Birliği müzakerelerinin genel yapısına çok iyi uyum sağlamıştır. But we remain deeply concerned about the general human rights situation. Ancak genel insan hakları durumuyla ilgili derin endişelerimiz devam etmektedir. This is a general regression for women in the European Parliament. Bu, Avrupa Parlamentosundaki kadınlar için genel bir gerilemedir. So I also warmly applaud a general initiative and framework directive for consumer policy. Bu nedenle tüketici politikasına yönelik genel bir girişimi ve çerçeve yönergeyi de içtenlikle alkışlıyorum. I would also remind all of you that this is Question Time, not Statement Time or General Debate Time. Ayrıca hepinize bunun Soru Zamanı olduğunu, Açıklama Zamanı ya da Genel Tartışma Zamanı olmadığını hatırlatmak isterim. Therefore, a general system based on batch-recording is not acceptable. Bu nedenle toplu kayda dayalı genel bir sistem kabul edilemez. One relates to the general amounts and the other to the deficiencies in the rules on budgetary management. Biri genel tutarlarla diğeri ise bütçe yönetimine ilişkin kurallardaki eksikliklerle ilgilidir. They emphasised that the General Affairs Council is responsible for overall coordination. Genel İşler Konseyi'nin genel koordinasyondan sorumlu olduğunu vurguladılar. Even in this matter, there was no general consensus. Bu konuda bile genel bir fikir birliği yoktu. So, like the rapporteur, I agree with the general approach adopted by the Danish Presidency. Dolayısıyla, raportör gibi ben de Danimarka Dönem Başkanlığı tarafından benimsenen genel yaklaşıma katılıyorum. Needless to say, it is still a general resolution and the ultimate choices are still before us. Söylemeye gerek yok, bu hala genel bir karardır ve nihai seçimler hala önümüzdedir. This, however, is a general topic which has received the general support of the citizens. Ancak bu, vatandaşların genel desteğini almış genel bir konudur. I mentioned just now the general agreement on trade in services, for example. Örneğin, az önce hizmet ticaretine ilişkin genel anlaşmadan bahsettim. Show More (92)
2	general	general	n.
	One of them is General Eyadema from Togo. Bunlardan biri Togo'dan General Eyadema. General Morillon has written an interesting and credible report. General Morillon ilginç ve inandırıcı bir rapor kaleme almış. One accused person, General Gotovina, is on the run. Suçlanan bir kişi, yani General Gotovina, firarda. Just over three years ago General Musharraf took power in Pakistan in a military coup. Üç yıldan biraz fazla bir süre önce General Müşerref askeri bir darbe ile Pakistan'da iktidarı ele geçirdi. Therefore, General Morillon's creditable report came at a perfect time. Bu nedenle, General Morillon'un övgüye değer raporu mükemmel bir zamanda geldi. Show More (2)

	Englisch	Türkisch
1	general	general	n.
	One of them is General Eyadema from Togo. Bunlardan biri Togo'dan General Eyadema. One accused person, General Gotovina, is on the run. Suçlanan bir kişi, yani General Gotovina, firarda. Just over three years ago General Musharraf took power in Pakistan in a military coup. Üç yıldan biraz fazla bir süre önce General Müşerref askeri bir darbe ile Pakistan'da iktidarı ele geçirdi. General Morillon has written an interesting and credible report. General Morillon ilginç ve inandırıcı bir rapor kaleme almış. Therefore, General Morillon's creditable report came at a perfect time. Bu nedenle, General Morillon'un övgüye değer raporu mükemmel bir zamanda geldi. Unfortunately, he seems to have forgotten that he is a General in the French Army. Ne yazık ki, Fransız Ordusunda General olduğunu unutmuş görünüyor. We have, as General Morrillon suggests, to 'share the burden' also. General Morrillon'un da belirttiği gibi 'yükü paylaşmak' zorundayız. Indeed, it was in Croatia itself that three accused persons, including a General, received lengthy jail sentences. Nitekim Hırvatistan'da aralarında bir generalin de bulunduğu üç sanık uzun hapis cezalarına çarptırılmıştır. General Morillon asked for information on the budget heading and research related to defence. General Morillon savunma ile ilgili bütçe başlığı ve araştırmalar hakkında bilgi istedi. The linking of these two is therefore a very important element, as it is in General Morillon's report. Bu nedenle General Morillon'un raporunda olduğu gibi bu ikisinin birbirine bağlanması çok önemli bir unsurdur. General Khin Nyunt, the newly-appointed Prime Minister, has talked about a roadmap to democracy. Yeni atanan Başbakan General Khin Nyunt, demokrasiye giden bir yol haritasından bahsetmiştir. Unfortunately, he seems to have forgotten that he is a General in the French Army. Ne yazık ki Fransız Ordusunda General olduğunu unutmuş görünüyor. We have, as General Morrillon suggests, to 'share the burden' also. General Morrillon'un da belirttiği gibi "yükü paylaşmamız" gerekiyor. The general took over in a coup. General bir darbeyle yönetimi ele geçirdi. New European Union instruments may be necessary in the security field, as has been suggested by General Morillon. General Morillon tarafından önerildiği üzere güvenlik alanında yeni Avrupa Birliği araçları gerekli olabilir. General Morillon and myself are presenting a joint report on EU/Maghreb Arab Union relations. General Morillon ve ben AB/Mağrip Arap Birliği ilişkileri konusunda ortak bir rapor sunuyoruz. The resolution calls for the release of Yawovi Agboyibo, the opponent of the dictator, General Eyadema. Karar, diktatör General Eyadema'nın muhalifi Yawovi Agboyibo'nun serbest bırakılması çağrısında bulunuyor. General Lebed's concept of territorial integrity was slightly different from yours. General Lebed'in toprak bütünlüğü kavramı sizinkinden biraz farklıydı. We have, as General Morrillon suggests, to 'share the burden' also. General Morrillon'un da belirttiği gibi 'yükü paylaşmamız' gerekiyor. One particular General has urged us to prepare for current and future conflicts. Belirli bir General bizi mevcut ve gelecekteki çatışmalara hazırlanmaya çağırdı. One accused person, General Gotovina, is on the run. Suçlanan kişilerden biri olan General Gotovina firari durumda. They have the right to live in peace, without any US general, but also without Saddam Hussein. Hem ABD generali olmadan hem de Saddam Hüseyin olmadan barış içinde yaşamaya hakları var. Indeed, it was in Croatia itself that three accused persons, including a General, received lengthy jail sentences. Nitekim Hırvatistan'da, aralarında bir generalin de bulunduğu üç sanık uzun hapis cezalarına çarptırılmıştır. I myself always find this an exceptionally practical path and General Morillon has chosen it too. Ben şahsen bunu her zaman son derece pratik bir yol olarak gördüm ve General Morillon da bunu seçti. Ought not Saddam's General to have earned his fare home long ago? Saddam'ın Generalinin uzun zaman önce evine dönmeyi hak etmiş olması gerekmez miydi? Tell the General one of us will be there to trade tomorrow. Generale içimizden birinin değiş tokuş için yarın orada olacağını söyle. Tell the General one of us will be there to trade tomorrow. General'e yarın içimizden birinin değiş tokuş için orada olacağını söyle. Tell the General one of us will be there to trade tomorrow. General'e söyle, yarın birimiz takas için orada olacak. The general took the bull by the horns and saved his army from disaster. General boğayı boynuzlarından tuttu ve ordusunu felaketten kurtardı. He was a general in the Second World War. İkinci Dünya Savaşı'nda generaldi. People blamed General Grant. İnsanlar General Grant'ı suçladı. General Braddock was killed. General Braddock öldürüldü. He asked the general to take back his order. Generalden siparişini geri almasını istedi. A general is a high-ranking military officer. Bir general yüksek rütbeli bir askeri memurdur. General Erwin Rommel was brave and smart. General Erwin Rommel cesur ve zekiydi. We purchased 10,000 shares of the General Motors stock. General Motors hisselerinden 10,000 adet satın aldık. The general inspected the troops. General birlikleri denetledi. General Lee and the Confederate Army lost the great battle. General Lee ve Konfederasyon Ordusu bu büyük savaşı kaybetti. General John Pope made a terrible mistake. General John Pope korkunç bir hata yaptı. The general shook hands with us. General bizimle el sıkıştı. The general wished to attack immediately. General hemen saldırmayı arzuluyordu. General Motors laid off 76,000 workers. General Motors 76,000 işçiyi işten çıkardı. General Tom Jackson accepted the position of commander-in-chief. General Tom Jackson başkomutanlık makamını kabul etti. General Andrews sent for more reinforcements to stave off the enemy troops. General Andrews düşman birliklerini durdurmak için daha fazla takviye gönderdi. We call her the general. Biz ona general diyoruz. He was a general in WWII. İkinci Dünya Savaşı'nda generaldi. A soldier who doesn't dream of becoming a general is a bad one. General olmayı hayal etmeyen bir asker kötü bir askerdir. People blamed General Grant. İnsanlar General Grant'i suçladı. He asked the general to take back his order. O, generalden emrini geri almasını istedi. General Motors laid off 76,000 of its workers. General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı. The general decided to launch an offensive against the enemy camp. General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi. A general is a high-ranking military officer. Bir general yüksek rütbeli bir subaydır. The general, without interrupting his speech, hit him on the head with his heavy ivory stick; the barbarian fell. General, konuşmasını kesmeden, ağır fildişi sopasıyla kafasına vurdu; barbar düştü. A two-legged donkey can become general and remain a donkey. İki bacaklı bir eşek general olabilir ve yine de eşek olarak kalabilir. The general decided to launch an offensive against the enemy camp. General, düşman kampına bir saldırı başlatmaya karar verdi. General Jackson failed to capture any Indians. General Jackson hiç Kızılderili yakalayamadı. General Montcalm attacked several British forts in 1757. General Montcalm 1757'de birçok İngiliz kalesine saldırdı. We purchased 10,000 shares of the General Motors stock. 10,000 lot General Motors hissesi satın aldık. The general ordered Tom to kill his dog. General, Tom'a köpeğini öldürmesini emretti. The general commanded them to move on. General onlara devam etmelerini emretti. The general ordered the deployment of two battalions. General, iki taburun savaş düzeni almasını emretti. A soldier who doesn't dream of becoming a general is a bad one. Bir general olmayı hayal etmeyen bir asker kötü bir askerdir. The general inspected the troops. General askerleri teftiş etti. The general lived the rest of his life peacefully after his retirement. General emekli olduktan sonra hayatının geri kalanını huzur içinde yaşadı. Without his pants, the general looks less impressive. General, pantolonu olmadan daha az etkileyici görünüyor. The general ordered Tom to kill his dog. General Tom'a köpeğini öldürmesini emretti. General Motors laid off 76,000 workers. General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı. General Tom Jackson accepted the position of commander-in-chief. General Tom Jackson başkomutanlık görevini kabul etti. He reached the rank of general. O, general rütbesine ulaştı. General Lee and the Confederate Army lost the great battle. General Lee ve Konfederasyon Ordusu, büyük savaşı kaybetti. General Erwin Rommel was brave and smart. General Erwin Rommel cesur ve akıllıydı. He was advanced to the rank of general. General rütbesine terfi etti. The general commanded them to move on. General ilerlemelerini emretti. The general ordered the deployment of two battalions. General iki taburun konuşlandırılmasını emretti. Without his pants, the general looks less impressive. General pantolonsuz daha az etkileyici görünüyor. General Motors laid off 76,000 workers. General Motors 76.000 çalışanı işten çıkardı. He reached the rank of general. General rütbesine ulaştı. The general wished to attack immediately. General hemen saldırmak istedi. General Motors laid off 76,000 of its workers. General Motors 76.000 işçisini işten çıkarttı. We call her the general. Ona general deriz. He was a general in the Second World War. O, 2. Dünya Savaşında bir generaldi. General Montcalm attacked several British forts in 1757. General Montcalm 1757'de birkaç İngiliz kalesine saldırdı. He was advanced to the rank of general. General rütbesine terfi ettirildi. Show More (80)