| 1 |
get into trouble |
başı belaya girmek |
v. |
|
- When he got into trouble, he turned to his parents for help.
- Başı belaya girdiğinde, yardım için ailesine gitti.
- I don't want him to get into trouble.
- Başının belaya girmesini istemiyorum.
- If only you had stayed with us, you wouldn't have gotten into trouble.
- Keşke bizimle kalsaydın, başın belaya girmezdi.
- Tom doesn't want Mary to get into trouble.
- Tom, Mary'nin başının belaya girmesini istemez.
- I got into trouble because of Tom.
- Tom yüzünden başım belaya girdi.
- Tom got into trouble with the Mob in Boston.
- Tom'un Boston'da mafya ile başı belaya girdi.
- I got into trouble with the police for driving too fast.
- Çok hızlı sürdüğüm için polisle başım belaya girdi.
- You’ll get into trouble if you spend time with him.
- Onunla vakit geçirirsen başın belaya girer.
- I knew Tom would get into trouble.
- Tom'un başının belaya gireceğini biliyordum.
- Tom got into trouble because of Mary.
- Mary'nin yüzünden Tom'un başı belaya girdi.
- Has Tom been getting into trouble?
- Tom'un başı belaya girdi mi?
- If I'd been able to speak French then, I wouldn't have gotten into trouble.
- Eğer o zaman Fransızca konuşabilseydim, başım belaya girmezdi.
- Tom got into trouble.
- Tom'un başı belaya girdi.
- I always put off doing my homework and get into trouble.
- Ben her zaman ev ödevimi yapmayı ertelerim ve başım belaya girer.
- Watch your step or you'll get into trouble.
- Adımına dikkat et yoksa başın belaya girer.
- I'm telling you you're going to get into trouble if you're not careful.
- Sana söylüyorum, dikkatli olmazsan başın belaya girecek.
- She got into trouble because of Tom.
- Tom'un yüzünden onun başı belaya girdi.
- I knew Tom would get into trouble if he did that.
- Tom'un bunu yaparsa başının belaya gireceğini biliyordum.
- I knew Tom would get into trouble for doing that.
- Tom'un bunu yaptığı için başının belaya gireceğini biliyordum.
- You'll get into trouble if your girlfriend finds out the truth.
- Kız arkadaşın gerçeği öğrenirse başın belaya girer.
- Tom didn't get into trouble.
- Tom'un başı belaya girmedi.
- Tom didn't want Mary to get into trouble.
- Tom, Mary'nin başının belaya girmesini istemiyordu.
- I knew that Tom would get into trouble.
- Tom'un başının belaya gireceğini biliyordum.
- I don't want her to get into trouble.
- Başının belaya girmesini istemiyorum.
- I got into trouble.
- Başım belaya girdi.
- I hope we don't get into trouble.
- Umarım başımız belaya girmez.
- Why do you always get into trouble?
- Neden hep başın belaya giriyor?
- Tom doesn't want Mary to get into trouble.
- Tom, Mary'nin başının belaya girmesini istemiyor.
Show More (25)
|
| 2 |
get into trouble |
başını belaya sokmak |
v. |
|
- Tom sometimes gets into trouble.
- Tom bazen başını belaya sokuyor.
- The main reason kids tell lies is to avoid getting into trouble.
- Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni başlarını belaya sokmamaktır.
- Tom always seems to be getting into trouble.
- Tom her zaman başını belaya sokuyor gibi görünüyor.
- Tom has a long history of getting into trouble.
- Tom'un başını belaya sokma konusunda uzun bir geçmişi var.
- I don't want to get into trouble.
- Başımı belaya sokmak istemiyorum.
- Has Tom been getting into trouble?
- Tom başını belaya sokuyor mu?
- My mom told me not to get into trouble.
- Annem başımı belaya sokmamamı söyledi.
- Tom has a long history of getting into trouble.
- Tom'un başını belaya sokmakla ilgili uzun bir geçmişi var.
- I'm telling you you're going to get into trouble if you're not careful.
- Dikkatli olmazsan başını belaya sokacağını sana söylüyorum.
- Don't get into trouble.
- Başını belaya sokma.
- Tom promised Mary that he wouldn't get into trouble.
- Tom Mary'ye başını belaya sokmayacağına dair söz verdi.
- Tom didn't want to get into trouble.
- Tom başını belaya sokmak istemedi.
- Tom doesn't want to get into trouble.
- Tom başını belaya sokmak istemiyor.
- If I'd been able to speak French then, I wouldn't have gotten into trouble.
- O zaman Fransızca konuşabilseydim, başımı belaya sokmazdım.
- If only you had stayed with us, you wouldn't have gotten into trouble.
- Eğer sadece bizimle kalsaydın başını belaya sokmazdın.
- Those children always get into trouble with their parents.
- Bu çocuklar her zaman aileleriyle başlarını belaya sokarlar.
Show More (13)
|
| 3 |
get into trouble |
başı derde girmek |
v. |
|
- Tom always seems to be getting into trouble.
- Tom her zaman başı derde giriyor gibi görünüyor.
- Tom got into trouble with the Yakuza in Japan.
- Tom'un Japonya'da Yakuza ile başı derde girdi.
- Tom got into trouble with the Milieu in France.
- Tom'un Fransa'da Milieu ile başı derde girdi.
- Why do you always get into trouble?
- Neden hep başın derde girer?
- I got into trouble with the police for driving too fast.
- Çok hızlı araba kullandığım için polisle başım derde girdi.
- Those children always get into trouble with their parents.
- Bu çocukların her zaman ebeveynleri ile başı derde girer.
- Tom got into trouble with the Camorra in Italy.
- Tom'un İtalya'da Camorra ile başı derde girdi.
- You’ll get into trouble if you spend time with him.
- Onunla vakit geçirirsen başın derde girer.
- More people get into trouble for things they say rather than for what they do.
- Yaptıklarından ziyade söyledikleri şeyler yüzünden başları derde girenlerin sayısı daha fazladır.
- Tom got into trouble with the Penose in the Netherlands.
- Tom'un Hollanda'da Penose ile başı derde girdi.
- Tom got into trouble with the cartel in Mexico.
- Tom'un Meksika'da kartelle başı derde girdi.
- Tom got into trouble with the Cosa Nostra in Italy.
- Tom'un İtalya'da Cosa Nostra ile başı derde girdi.
- More people get into trouble for things they say rather than for what they do.
- Yaptıklarından ziyade söyledikleri şeyler yüzünden başları derde giren insan sayısı daha fazladır.
- Tom got into trouble with the Mutri in Bulgaria.
- Tom'un Bulgaristan'da Mutri ile başı derde girdi.
Show More (11)
|
| 4 |
get into trouble |
başını derde sokmak |
v. |
|
- Tom gets into trouble from time to time.
- Tom zaman zaman başını derde sokuyor.
- Tom's parents sent him to Boston because he kept getting into trouble in Chicago.
- Ebeveynleri Tom'u Şikago'da devamlı başını derde soktuğu için Boston'a gönderdi.
- My mom told me not to get into trouble.
- Annem bana başımı derde sokmamamı söyledi.
- I don't want Tom to get into trouble.
- Tom'un başını derde sokmasını istemiyorum.
- I don't want him to get into trouble.
- Başını derde sokmasını istemiyorum.
- I hope we don't get into trouble.
- Umarım başımızı derde sokmayız.
Show More (3)
|
| 5 |
get into trouble |
derde girmek |
v. |
|
- Tom got into trouble with the Yakuza in Japan.
- Tom'un başı Japonya'dayken Yakuza'yla derde girdi.
- Tom got into trouble with the Bratva in Russia.
- Tom'un başı Rusya'dayken Bratva'yla derde girdi.
- Tom got into trouble with the Cosa Nostra in Italy.
- Tom'un başı İtalya'dayken Cosa Nostra'yla derde girdi.
- Tom got into trouble with the Camorra in Italy.
- Tom'un başı İtalya'dayken Camorra'yla derde girdi.
- Tom got into trouble with the Bratva in Russia.
- Tom'un başı Rusya'da Bratva ile derde girdi.
- Tom got into trouble with the Milieu in France.
- Tom'un başı Fransa'dayken Milieu'yle derde girdi.
Show More (3)
|
