|
- They get tired of having soup for lunch every day as well!
- Onlar da her gün öğle yemeğinde çorba içmekten bıkıyorlar!
- Tom got tired of his wife's nagging.
- Tom karısının dırdırından bıktı.
- I'm getting tired of repeating myself.
- Kendimi tekrarlamaktan bıktım.
- I never get tired of that.
- Bundan hiç bıkmadım.
- Don't you ever get tired of listening to Tom?
- Tom'u dinlemekten hiç bıkmıyor musun?
- Tom got tired of reading and wanted to go outside and play.
- Tom okumaktan bıktı ve dışarı çıkmak ve oynamak istedi.
- Tom was getting tired of hearing Mary bragging about winning the race.
- Tom, Mary'nin yarışı kazanmakla övündüğünü duymaktan bıkmıştı.
- You must be getting tired of listening to everyone's personal problems.
- Herkesin kişisel sorunlarını dinlemekten bıkmış olmalısınız.
- Layla got tired of waiting.
- Leyla beklemekten bıktı.
- I got tired of Tom cramming his opinions down my throat.
- Tom'un fikirlerini boğazımdan aşağı tıkmasından bıktım.
- Don't you ever get tired of dancing?
- Hiç dans etmekten bıkmaz mısın?
- Tom got tired of waiting and went on home.
- Tom beklemekten bıktı ve eve gitti.
- Don't you ever get tired of singing?
- Hiç şarkı söylemekten bıkmaz mısın?
- Teachers must get tired of rectifying the same mistakes over and over again in their students' papers.
- Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten bıkmış olmalı.
- I get tired of hearing Tom talking about Mary.
- Tom'un Mary hakkında konuştuğunu duymaktan bıktım.
- I got tired of working with Tom, so I quit.
- Tom'la çalışmaktan bıktım ve işi bıraktım.
- I'm getting tired of hearing Christmas music everywhere I go.
- Gittiğim her yerde Noel müziklerini duymaktan bıkıyorum.
- I'm getting tired of your complaints.
- Şikayetlerinden bıktım.
- I never get tired of this song.
- Bu şarkıdan asla bıkmam.
- I'm getting tired of hearing you say that.
- Bunu söylediğini duymaktan bıktım.
- Tom got tired of waiting for Mary, so he went into the museum without her.
- Tom, Mary'yi beklemekten bıkmış, o olmadan müzeye gitmişti.
- I never get tired of that.
- Bundan asla bıkmam.
- Don't you get tired of eating the same thing every day?
- Her gün aynı şeyi yemekten bıkmıyor musun?
- I'm getting tired of living here by myself.
- Burada tek başıma yaşamaktan bıktım.
- I never get tired of this song.
- Bu şarkıdan hiç bıkmadım.
- Tom got tired of doing that.
- Tom bunu yapmaktan bıktı.
- I'm getting tired of it.
- Bıktım artık.
- Don't you ever get tired of listening to Tom?
- Tom'u dinlemekten hiç bıkmadın mı?
- I got tired of waiting, so I went home.
- Beklemekten bıktım, bu yüzden eve gittim.
- I never get tired of it.
- Bundan asla bıkmam.
- I'm getting tired of you.
- Senden bıkmaya başladım.
- I got tired of Tom cramming his opinions down my throat.
- Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.
- He got tired of reading.
- O okumaktan bıktı.
- I got tired of doing that.
- Bunu yapmaktan bıktım.
- I got tired of looking at that painting.
- O resme bakmaktan bıktım.
- I never get tired of watching Tom and Mary play darts.
- Tom ve Mary'yi dart oynarken izlemekten hiç bıkmadım.
- I get tired of hearing Tom talking about Mary.
- Tom'un Mary hakkında konuşmasını duymaktan bıktım.
Show More (34)
|
|
- You must be getting tired of listening to everyone's personal problems.
- Herkesin kişisel sorunlarını dinlemekten usanmış olmalısın.
- He got tired of being the devil's advocate and now agrees with every idea they suggest, no matter how dumb.
- O, şeytanın avukatı olmaktan usandı ve ne kadar aptalca olursa olsun, şimdi onların önerdiği her fikri kabul ediyor.
- I got tired of waiting for Tom, so I went on home.
- Tom'u beklemekten usandım, bu yüzden eve gittim.
- He got tired of the work, and left it half-done.
- İşten usandı ve onu yarım bıraktı.
- I got tired of lying in bed all day.
- Bütün gün yatakta yatmaktan usandım.
- I never get tired of it.
- Ben asla bundan usanmam.
- I've gotten tired of watching this boring game.
- Bu sıkıcı oyunu izlemekten usandım.
- I'm getting tired of doing this.
- Bunu yapmaktan usanıyorum.
- Tom got tired of waiting and left.
- Tom beklemekten usandı ve gitti.
- Tom got tired of waiting for Mary, so he went on home.
- Tom Mary'yi beklemekten usandı, bu yüzden eve gitti.
- Tom got tired of working with Mary and quit.
- Tom, Mary ile çalışmaktan usandı ve istifa etti.
- Tom got tired of waiting.
- Tom beklemekten usandı.
- I'm getting tired of the dull game.
- Ben, sıkıcı oyundan usanıyorum.
- Don't you get tired of doing this?
- Bunu yapmaktan usanmıyor musun?
- Your boyfriend got tired of waiting for you and left just now.
- Erkek arkadaşın seni beklemekten usandı ve az önce gitti.
Show More (12)
|