|
- The type of undertaking that we envisage does not give rise to insurmountable obstacles.
- Öngördüğümüz girişim türü aşılamaz engellere yol açmamaktadır.
- The Commission's proposal has given rise to a great deal of debate and much concern.
- Komisyon'un önerisi büyük tartışmalara ve endişelere yol açmıştır.
- This feeling is giving rise to an increasing potential for conflict, which the surviving Taliban are exploiting.
- Bu duygu, hayatta kalan Taliban'ın istismar ettiği artan bir çatışma potansiyeline yol açmaktadır.
- The way in which the Commission wants to implement all this does give rise to a number of questions.
- Komisyon'un tüm bunları nasıl uygulamak istediği birtakım soru işaretlerine yol açmaktadır.
- The finance ministers have impaired its credibility, shattered confidence and given rise to other problems.
- Maliye bakanları güvenilirliğini zedelemiş, güveni sarsmış ve başka sorunlara yol açmıştır.
- This has given rise to a series of protests, including protests from the UN Secretary-General.
- Bu hareket, BM Genel Sekreteri’nin protestoları dahil bir dizi protestoya yol açtı.
- Occasionally, reading the reports gives rise to more doubts than certainties.
- Raporları okumak zaman zaman kesinlikten çok şüpheye yol açıyor.
- The human rights situation in Egypt is giving rise to increasing concern.
- Mısır'daki insan hakları durumu giderek artan endişelere yol açmaktadır.
- The subject gave rise to some lively debate in committee and there were some good amendments to the report.
- Konu komisyonda hararetli tartışmalara yol açtı ve raporda bazı iyi değişiklikler yapıldı.
- This gave rise to heated discussions and it increased my understanding of actual practice.
- Bu, hararetli tartışmalara yol açtı ve gerçek uygulamaya ilişkin anlayışımı arttırdı.
- The issue of how they are being treated has given rise to international concern.
- Onlara nasıl muamele edildiği konusu uluslararası endişelere yol açmıştır.
- We have to meet this need for information, especially in those areas where ignorance gives rise to fears.
- Özellikle bilgisizliğin korkulara yol açtığı alanlarda bu bilgi ihtiyacını karşılamak zorundayız.
- Without these, there is the risk that the attacks will give rise to legends which could poison many people's minds.
- Bunlar olmadan saldırıların birçok insanın zihnini zehirleyebilecek efsanelere yol açma riski vardır.
- This may well give rise to endless chaos and confusion which should be avoided at all costs.
- Bu durum, ne pahasına olursa olsun kaçınılması gereken sonsuz bir kaos ve karmaşaya yol açabilir.
- Aquaculture gives rise to many problems.
- Su ürünleri yetiştiriciliği birçok soruna yol açmaktadır.
- This initiative could give rise to a situation of clear commercial discrimination.
- Bu girişim açık bir ticari ayrımcılık durumuna yol açabilir.
- This has given rise to increased interest in the EU in the world around us.
- Bu durum, çevremizdeki dünyada AB'ye olan ilginin artmasına yol açmıştır.
- The problems remain and this gives rise to doubts.
- Sorunlar devam etmektedir ve bu da şüphelere yol açmaktadır.
- This may give rise to conflicts within the EU.
- Bu durum AB içinde çatışmalara yol açabilir.
- That would give rise to all manner of disputes.
- Bu her türlü anlaşmazlığa yol açacaktır.
- The new situation gives rise to new questions.
- Yeni durum yeni sorulara yol açmaktadır.
- On the contrary, they give rise to discrimination that could harm European interests.
- Aksine Avrupa'nın çıkarlarına zarar verebilecek ayrımcılığa yol açmaktadırlar.
- The Loïzidou case has already given rise to two judgements against Turkey.
- Loïzidou davası halihazırda Türkiye aleyhine iki karara yol açmıştır.
- It will probably give rise to new forms of pseudo-self-employment.
- Muhtemelen yeni sözde serbest meslek biçimlerine yol açacaktır.
- On the contrary, it may give rise to unnecessary stress.
- Aksine gereksiz strese yol açabilir.
- We know that this overload sometimes gave rise to alcohol-related problems.
- Bu aşırı yükün bazen alkolle ilgili sorunlara yol açtığını biliyoruz.
- Any philosophy of change could give rise to renewed crisis.
- Herhangi bir değişim felsefesi yeni krizlere yol açabilir.
- I see this, though, as giving rise to three specific demands.
- Ancak ben bunun üç spesifik talebe yol açtığını görüyorum.
- The word alone gives rise to a whole range of discrepancies.
- Bu kelime tek başına bir dizi tutarsızlığa yol açmaktadır.
- We believe that the Sixth Framework Programme would give rise to undue centralisation of independent research.
- Altıncı Çerçeve Programı'nın bağımsız araştırmaların aşırı merkezileşmesine yol açacağına inanıyoruz.
- These national discrepancies could give rise to competitive inequalities in the single market.
- Bu ulusal farklılıklar tek pazarda rekabet eşitsizliklerine yol açabilir.
- This gives rise to other issues and we have discussed these as well.
- Bu durum başka sorunlara da yol açıyor ve bunları da tartıştık.
- In the field of maritime safety, the situation gives rise to certain concerns.
- Denizcilik emniyeti alanında durum bazı endişelere yol açmaktadır.
- This report, which I think is outstanding, has nevertheless given rise to major discussions and extreme positions.
- Olağanüstü olduğunu düşündüğüm bu rapor yine de büyük tartışmalara ve aşırı tutumlara yol açtı.
- Even in future, the ECB must not permit its own conduct to give rise to moral hazards.
- Gelecekte bile ECB kendi davranışlarının ahlaki tehlikelere yol açmasına izin vermemelidir.
- The introduction of such a tax would give rise to considerable tax evasion.
- Böyle bir verginin uygulamaya konulması önemli ölçüde vergi kaçakçılığına yol açacaktır.
- I do not accept that a practical transposition problem should give rise to changing the law.
- Pratik bir aktarım sorununun kanunun değiştirilmesine yol açması gerektiğini kabul etmiyorum.
- The increased dependence of our society on technological evolutions is giving rise to new forms of terrorism.
- Toplumumuzun teknolojik gelişmelere artan bağımlılığı yeni terörizm biçimlerine yol açıyor.
- There is absolutely no doubt in my view that that is the case and it has given rise to all kinds of concerns.
- Benim görüşüme göre durumun böyle olduğuna ve bunun her türlü endişeye yol açtığına kesinlikle şüphe yoktur.
- Moreover, it could give rise to the expectation that the experiment would become permanent.
- Dahası, bu durum deneyin kalıcı hale geleceği beklentisine yol açabilir.
- The mid-term review of the common agricultural policy has given rise to enormous debate in Europe's farms.
- Ortak tarım politikasının orta vadede gözden geçirilmesi Avrupa'daki çiftliklerde büyük tartışmalara yol açtı.
- This report, which I think is outstanding, has nevertheless given rise to major discussions and extreme positions.
- Olağanüstü olduğunu düşündüğüm bu rapor, yine de büyük tartışmalara ve aşırı pozisyonlara yol açmıştır.
- This gap, the famous grey zone, is sometimes giving rise to one or two years' delay.
- Meşhur gri bölge olarak adlandırılan bu boşluk bazen bir ya da iki yıllık gecikmeye yol açmaktadır.
- Reading the preparatory documents gives rise to certain fears in this regard.
- Hazırlık belgelerini okumak bu konuda bazı korkulara yol açıyor.
- The associated high costs are difficult to justify, especially if many years' use has never given rise to any problems.
- Özellikle de uzun yıllar boyunca herhangi bir soruna yol açmamışsa, buna bağlı yüksek maliyetleri haklı çıkarmak zordur.
- They give rise to problems concerning methods of requiring accountability and maintaining scrutiny.
- Hesap verebilirliği sağlama ve denetimi sürdürme yöntemlerine ilişkin sorunlara yol açmaktadırlar.
- This gives rise to a second thought which we must consider.
- Bu durum, göz önünde bulundurmamız gereken ikinci bir düşünceye yol açmaktadır.
- Of course, making over six months' residence dependent on financial resources could give rise to social discrimination.
- Elbette altı aydan fazla ikamet süresinin mali kaynaklara bağlı kılınması sosyal ayrımcılığa yol açabilir.
- All of them gave rise to controversy.
- Hepsi de tartışmalara yol açtı.
- Ignorance gives rise to many forms of prejudice.
- Cehalet pek çok önyargıya yol açar.
- Does depreciation of the yen give rise to inflation?
- Yenin değer kaybetmesi enflasyona yol açar mı?
- Population growth has given rise to serious social problems.
- Nüfus artışı ciddi sosyal sorunlara yol açtı.
- Population growth has given rise to serious social problems.
- Nüfus artışı, ciddi sosyal sorunlara yol açmıştır.
- Her conduct gave rise to suspicions in his mind.
- Davranışı, onun kafasında şüphelere yol açtı.
- This political problem gave rise to hot discussions.
- Bu siyasi sorun sıcak tartışmalara yol açtı.
- It may give rise to serious trouble.
- Ciddi sorunlara yol açabilir.
- Ignorance gives rise to many forms of prejudice.
- Cehalet önyargının birçok formlarına yol açmaktadır.
- The plan gave rise to much trouble.
- Plan çok fazla soruna yol açtı.
- Thoughtless speech may give rise to great mischief.
- Düşüncesizce konuşmak büyük kötülüklere yol açabilir.
Show More (56)
|
|
- I believe that such a procedure would give rise to an irrelevant third party in the social dialogue.
- Böyle bir prosedürün sosyal diyalogda ilgisiz bir üçüncü tarafın ortaya çıkmasına neden olacağına inanıyorum.
- That is what gave rise to the European Security and Defence Policy!
- Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasının ortaya çıkmasına neden olan da budur!
- That is why the Commission’s communication, which gave rise to this report, is vitally important.
- İşte bu nedenle Komisyon'un bu raporun ortaya çıkmasına neden olan bildirisi hayati önem taşımaktadır.
- In my view, that would give rise to an inappropriate third party in the social dialogue.
- Bana göre bu durum sosyal diyalogda uygunsuz bir üçüncü tarafın ortaya çıkmasına neden olacaktır.
- The conflict has, of course, also given rise to further problems and caused delays in making the assistance available.
- Çatışmalar elbette başka sorunlara da yol açmış ve yardımın sağlanmasında gecikmelere neden olmuştur.
- In my view, that would give rise to an inappropriate third party in the social dialogue.
- Bana göre bu, sosyal diyalogda uygunsuz bir üçüncü tarafın ortaya çıkmasına neden olacaktır.
- Not only does this give rise to an image problem, but also wastes time and money.
- Bu sadece bir imaj sorununa yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda zaman ve para israfına da neden oluyor.
- Such conduct will give rise to suspicion.
- Böyle bir davranış şüpheye neden olacaktır.
- Her unusual behavior gave rise to our suspicions.
- Sıra dışı davranışları şüphelenmemize neden oldu.
- This political problem gave rise to hot discussions.
- Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.
- Does depreciation of the yen give rise to inflation?
- Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?
- Her unusual behavior gave rise to our suspicions.
- Alışılmadık davranışları şüphelenmemize neden oldu.
- The plan gave rise to much trouble.
- Plan çok soruna neden oldu.
Show More (10)
|
