|
- The goodness in her is evident.
- İçindeki iyilik apaçık ortada.
- You were made for truth, love and goodness.
- Dürüstlük, sevgi ve iyilik için yaratıldınız.
- There is fundamental goodness in every human being.
- Her insanın içinde temel bir iyilik vardır.
- You were made for truth, love and goodness.
- Sen hakikat, sevgi ve iyilik için yaratıldın.
- Because of her goodness and beauty everyone loved her.
- Onun iyiliğinden ve güzelliğinden dolayı herkes onu seviyordu.
- Goodness does more than violence.
- İyilik şiddetten daha fazlasını başarır.
- Because of her goodness and beauty everyone loved her.
- İyiliği ve güzelliği yüzünden herkes onu severdi.
- Beauty without goodness is worth nothing.
- İyilik olmadan güzelliğin hiçbir değeri yoktur.
- Wisdom and goodness to the vile seem vile.
- Alçaklara bilgelik ve iyilik alçakça görünür.
Show More (6)
|
