|
- His mother lost a few fingers at work.
- Onun annesi iş başında birkaç parmağını kaybetti.
- Don't tell Tom that Mary isn't planning on helping his mother.
- Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.
- His mother is ill, and is resting.
- Onun annesi hasta ve dinleniyor.
- His mother must be proud.
- Onun annesi gurur duyuyor olmalı.
- Is his mother still living?
- Onun annesi hâlâ yaşıyor mu?
- Are you his mother?
- Siz onun annesi misiniz?
- His mother has been running a drugstore for fifteen years.
- Onun annesi on beş yıldır bir eczane çalıştırıyor.
- I saw him being scolded by his mother.
- Onun annesi tarafından azarlandığını gördüm.
- His mother died on his birthday.
- Onun annesi onun doğum gününde öldü.
- Have you told his mother?
- Onun annesine söyledin mi?
- His mother was a singer.
- Onun annesi bir şarkıcıydı.
- His mother and sister were sick.
- Onun annesi ve kız kardeşi hastaydı.
- His mother speaks Italian.
- Onun annesi İtalyanca bilir.
- His mother used to be a singer.
- Onun annesi bir şarkıcıydı.
- His mother had three sons, and he was the youngest.
- Onun annesinin üç oğlu vardı ve o en küçüğüydü.
- His mother is calling him.
- Onun annesi onu çağırıyor.
- Does Tom know that Mary is his mother?
- Mary'nin onun annesi olduğunu Tom biliyor mu?
- When I saw his mother yesterday, she said he had left the hospital a week before.
- Dün onun annesini gördüğümde, bir hafta önce hastaneden ayrıldığını söyledi.
- His mother was a school teacher.
- Onun annesi bir okul öğretmeniydi.
- Are you his mother?
- Sen onun annesi misin?
- His mother is Yugoslavian.
- Onun annesi Yugoslav.
- His mother died yesterday.
- Onun annesi dün öldü.
- His mother was standing in the doorway.
- Onun annesi girişte duruyordu.
Show More (20)
|