hold on to - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
hold on to tutmak v.
  • The so-called struggle at the ballot box, which resulted in President Obiang holding on to power, was a farce.
  • Başkan Obiang'ın iktidarı elinde tutmasıyla sonuçlanan sözde sandık mücadelesi tam bir maskaralıktı.
  • The so-called struggle at the ballot box, which resulted in President Obiang holding on to power, was a farce.
  • Başkan Obiang'ın iktidarı elinde tutmasıyla sonuçlanan sandıktaki sözde mücadele bir saçmalıktı.
  • The seven who do not hold on to power back home can then share jobs in Brussels.
  • Ülkelerinde iktidarı elinde tutamayan yedi kişi ise Brüksel'deki işleri paylaşabilir.
Show More (15)
hold on to tutunmak v.
  • I hope I can hold on to my job.
  • Umarım mesleğime tutunabilirim.
  • Holding on to the rope firmly, I came safely to land.
  • İpe sıkıca tutunarak güvenli bir şekilde karaya çıktım.
  • I held on to the rope tightly so I wouldn't fall.
  • Düşmemek için ipe sıkıca tutundum.
Show More (6)