|
- I think that we should all be aware of the fact that this is a new problem.
- Bence hepimiz bunun yeni bir sorun olduğunun farkında olmalıyız.
- I think there is another reason why implementation should give us cause for concern.
- Bence uygulamanın bizi endişelendirmesi için bir başka neden daha var.
- I think that this is at the heart of the matter.
- Bence meselenin özü de burada yatıyor.
- I do not usually bother congratulating people but I think she has produced a very cogent report and deserves our thanks.
- Genelde insanları tebrik etme zahmetine girmem ama bence çok mantıklı bir rapor hazırladı ve teşekkürü hak ediyor.
- I think that the major leap forward will take place when the public health programme is up and running.
- Bence ileriye doğru büyük sıçrama, halk sağlığı programı hazır ve çalışır durumda olduğunda gerçekleşecektir.
- I think food should always be provided, no matter what.
- Bence ne olursa olsun yiyecek her zaman sağlanmalıdır.
- There are many candidate countries that would like to be wearing that maillot jaune, I think they are all wearing them.
- O Sarı Mayo'yu giymek isteyen pek çok aday ülke var, ki bence hepsi giyiyor.
- Mr Swoboda, I think you have made a big mistake by saying this.
- Sayın Swoboda, bence bunu söyleyerek büyük bir hata yaptınız.
- I think we should reward it for that.
- Bence bunun için ödüllendirmeliyiz.
- I think we need to look for a far more pragmatic solution.
- Bence çok daha pragmatik bir çözüm aramalıyız.
- I think the Moroccan authorities need a clear message from the Union.
- Bence Faslı yetkililerin Birlik'ten net bir mesaj almaya ihtiyacı var.
- I think we should find an objective procedure which safeguards new jobs.
- Bence yeni işleri koruyan objektif bir prosedür bulmalıyız.
- That, I think, was another major achievement for Parliament in this negotiation.
- Bence bu, Parlamento'nun bu müzakerelerde elde ettiği bir diğer önemli başarıydı.
- I think this illustrates how major the obstacles in practice are.
- Bence bu, uygulamadaki engellerin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
- I think we should proceed as swiftly as possible.
- Bence mümkün olduğunca hızlı hareket etmeliyiz.
- I think this country deserves and, furthermore, needs the sort of first-rate care and assistance the EU has to offer.
- Bence bu ülke AB'nin sunabileceği birinci sınıf bakım ve yardımı hak ediyor ve dahası buna ihtiyacı var.
- The Council and Parliament are now in agreement, and I think the Commission should take this into account.
- Konsey ve Parlamento artık hemfikirdir ve bence Komisyon bunu dikkate almalıdır.
- I think there is another reason why implementation should give us cause for concern.
- Bence uygulamanın bizi endişelendirmesi için başka bir neden daha var.
- I think this new rule complicates the discharge procedure.
- Bence bu yeni kural ibra prosedürünü zorlaştırıyor.
- I think this really was one of the European Parliament's finest hours.
- Bence bu gerçekten Avrupa Parlamentosu'nun en güzel saatlerinden biriydi.
- I think that this is what is most important.
- Bence en önemli husus budur.
- I think that we must try to develop more economic activity.
- Bence daha fazla ekonomik faaliyet geliştirmeye çalışmalıyız.
- Perseverance, however, was rewarded with success, and I think Parliament should acknowledge that across the parties.
- Ancak azim, başarı ile ödüllendirildi ve bence Parlamento bunu partiler üstü bir şekilde kabul etmelidir.
- The situation is, I think, extremely serious, not just for the hill tribes but for the entire Vietnamese population.
- Bence durum sadece tepe kabileleri için değil, tüm Vietnam nüfusu için son derece ciddi.
- I think that can be called a success.
- Bence bu bir başarı olarak adlandırılabilir.
- The employer's right to know whom he will be working with is, I think, the employer's right.
- İşverenin kiminle çalışacağını bilme hakkı, bence işverenin hakkıdır.
- I think that the major leap forward will take place when the public health programme is up and running.
- Bence ileriye doğru büyük sıçrama, halk sağlığı programı hazır ve çalışır hale geldiğinde gerçekleşecektir.
- I think that those of us who happen to deal with these issues on a daily basis know that there is no universal panacea.
- Bence bu konularla günlük olarak ilgilenen bizler, her derde deva evrensel bir çözüm olmadığını biliyoruz.
- That is something I think worth noting.
- Bu bence kayda değer bir şey.
- I think we really have to go in another direction.
- Bence gerçekten başka bir yöne gitmemiz gerekiyor.
- I think we must not remain deaf to this alert.
- Bence bu uyarıya sağır kalmamalıyız.
- I think they have done a really good piece of work.
- Bence gerçekten iyi bir iş çıkarmışlar.
- I think the Commission should look at this.
- Bence Komisyon bu konuya bir göz atmalı.
- I think that this report has prestige written all over it.
- Bence bu raporun her yerinde prestij yazıyor.
- I think we can make things easier for ourselves.
- Bence işleri kendimiz için daha kolay hale getirebiliriz.
- But I think there ought to be provision for that.
- Ama bence bunun için bir hüküm olmalı.
- That, I think, is a huge political shortcoming.
- Bu bence çok büyük bir siyasi eksikliktir.
- These I think are questions that furthermore give cause for introspection.
- Bence bunlar ayrıca iç gözlem yapılmasına neden olan sorulardır.
- I think he would be a considerable asset to any organisation and I hope they will think again.
- Bence herhangi bir kuruluş için önemli bir varlık olacaktır ve umarım tekrar düşünürler.
- I think that that is the question to which the Commission must respond.
- Bence Komisyon'un cevap vermesi gereken soru budur.
- I think this is the attitude we should adopt with regard to the forthcoming Council in Seville.
- Bence Sevilla'da yapılacak olan Konsey ile ilgili olarak benimsememiz gereken tutum da budur.
- This is extremely important and, I think, needs to be borne in mind.
- Bu son derece önemlidir ve bence akılda tutulması gerekir.
- That, I think, is at the heart of the report that the Committee on Constitutional Affairs has adopted.
- Bence bu, Anayasa İşleri Komisyonu'nun kabul ettiği raporun merkezinde yer almaktadır.
- The point here, I think, is that we need to reduce the level of noise generated by these recreational craft.
- Bence buradaki mesele, bu eğlence teknelerinin yarattığı gürültü seviyesini azaltmamız gerektiğidir.
- I think that this is much more than anyone could have expected.
- Bence bu herkesin beklediğinden çok daha fazlası.
- I think this is an excellent suggestion that we should accept promptly and in a constructive spirit.
- Bence bu, derhal ve yapıcı bir ruhla kabul etmemiz gereken mükemmel bir öneridir.
- I think that this debate demonstrates that we can be rather positive about the role Europe played.
- Bence bu tartışma, Avrupa'nın oynadığı rol konusunda oldukça olumlu olabileceğimizi gösteriyor.
- I think that the Turkish parliament really is acquiring democratic momentum which we must respect and build on.
- Bence Türk parlamentosu gerçekten de saygı duymamız ve üzerine inşa etmemiz gereken demokratik bir ivme kazanıyor.
- I think some caution is called for here from a European point of view.
- Bence burada Avrupa açısından biraz dikkatli olunması gerekiyor.
- Some of these have been mentioned, but I think there are others that are also worth mentioning.
- Bunlardan bazılarından bahsedildi, ancak bence bahsetmeye değer başkaları da var.
- I think this is the attitude we should adopt with regard to the forthcoming Council in Seville.
- Bence Sevilla'da yapılacak olan Konsey ile ilgili olarak benimsememiz gereken tutum budur.
- I think that is incredibly strange.
- Bence bu son derece garip.
- I think we should firstly express our sorrow for the victims.
- Bence öncelikle kurbanlar için üzüntümüzü ifade etmeliyiz.
- Many people believe this is totally useless, but I think they are wrong.
- Birçok insan bunun tamamen yararsız olduğuna inanıyor, ama bence yanılıyorlar.
- The tragic situation in the Balkans is, I think, proof of this.
- Balkanlardaki trajik durum bence bunun kanıtıdır.
- I think we must repeat the message in precisely the same form we used before the Gothenburg Summit.
- Bence mesajımızı Göteborg Zirvesi öncesinde kullandığımız şekilde tekrarlamalıyız.
- That, I think, is a major shortcoming.
- Bence bu büyük bir eksiklik.
- I think that there should be action to deal with this problem at European level.
- Bence bu sorunun Avrupa düzeyinde ele alınması için harekete geçilmelidir.
- I think he has the matter well in hand.
- Bence bu meseleye tam anlamıyla hakim.
- I think it is important for us to know what he thinks.
- Bence onun ne düşündüğünü bilmek bizim için önemli.
- She has, I think, given a correct summary.
- Bence doğru bir özet yaptı.
- I think we need to look for a far more pragmatic solution.
- Bence çok daha pragmatik bir çözüm bulmamız gerekiyor.
- That I think is a major step forward.
- Bence bu ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır.
- I think that we underestimate our potential.
- Bence potansiyelimizi hafife alıyoruz.
- I think that, sooner or later, we should reflect on just how possible this common foreign policy actually is.
- Bence er ya da geç, bu ortak dış politikanın gerçekte ne kadar mümkün olduğunu düşünmeliyiz.
- What we need is a European Monopolies and Mergers Commission and I think that is what we should be working towards.
- İhtiyacımız olan şey bir Avrupa Tekeller ve Birleşmeler Komisyonu ve bence bunun için çalışmalıyız.
- I think this says quite a lot about the way the situation now appears in the world.
- Bence bu, dünyada şu anda ortaya çıkan durum hakkında oldukça fazla şey söylüyor.
- I think it lapses but if the Liberal Group wants to support me I am very happy to receive their support.
- Bence geçersiz ama Liberal Grup beni desteklemek isterse desteklerini almaktan çok mutlu olurum.
- Perseverance, however, was rewarded with success, and I think Parliament should acknowledge that across the parties.
- Ancak azim, başarı ile ödüllendirildi ve bence Parlamento bunu partiler arasında kabul etmelidir.
- I think that we should, at the very least, be extremely shocked.
- Bence en azından son derece şaşırmış olmalıyız.
- I think that, although there may be good prospects, there are also question marks.
- Bence iyi beklentiler olsa da soru işaretleri de var.
- I think that does not seem to work at all.
- Bence bu hiç işe yaramıyor gibi görünüyor.
- The two parties are independent of each other and I think we should retain that.
- İki taraf birbirinden bağımsızdır ve bence bunu muhafaza etmeliyiz.
- I think this says quite a lot about the way the situation now appears in the world.
- Bence bu durum, şu anda dünyadaki durumun nasıl göründüğü hakkında oldukça fazla şey söylüyor.
- I think it should be the other way around.
- Bence tam tersi olmalı.
- I think precisely that should be the end result, of Nice too.
- Bence Nice'in nihai sonucu da tam olarak bu olmalıdır.
- I think this sounds excellent.
- Bence bu kulağa mükemmel geliyor.
- It is a cautious but realistic start, which I think is both reasonable and important.
- Bu temkinli ama gerçekçi bir başlangıçtır ve bence hem makul hem de önemlidir.
- I am sure that many members will feel that this question is not relevant, but I think it is.
- Eminim ki pek çok üye bu sorunun konuyla ilgisi olmadığını düşünecektir ama bence ilgisi var.
- I think this is a better solution than proceeding now to extremely time-consuming explanations of votes.
- Bence bu, oyların son derece zaman alıcı açıklamalarına devam etmekten daha iyi bir çözüm.
- In this instance, I think you were playing with an advantage.
- Bu durumda, bence avantajlı bir şekilde oynuyordunuz.
- I think it should be put into effect.
- Bence yürürlüğe girmeli.
- I think he is very much mistaken.
- Bence çok yanılıyor.
- I think we are on the right track.
- Bence doğru yoldayız.
- I think it would have helped us.
- Bence bize yardımcı olabilirdi.
- I think many a Member State would be quite happy with just a fraction of that rainfall in summer.
- Bence birçok Üye Devlet yaz aylarında bu yağışın sadece bir kısmıyla oldukça mutlu olurdu.
- I think this is farcical and quite unacceptable.
- Bence bu çok saçma ve kabul edilemez bir durum.
- I think we have lost the page.
- Bence sayfayı kapattık.
- I think that we have done the wrong thing.
- Bence yanlış bir şey yaptık.
- I think working in the context of the longer term is fine, but adjustments must remain possible from time to time.
- Bence uzun vade bağlamında çalışmak iyidir, ancak zaman zaman ayarlamalar yapmak da mümkün olmalıdır.
- I think enlargement negotiations should attach equal importance to this and, for example, internal market legislation.
- Bence genişleme müzakerelerinde bu konuya ve örneğin iç pazar mevzuatına eşit önem verilmelidir.
- I think that we do need to have at our disposal a corps that can take immediate action.
- Bence elimizin altında derhal harekete geçebilecek bir birliğe ihtiyacımız var.
- We should, I think, also check whether our ambassadors in Geneva should be galvanised a bit more.
- Bence Cenevre'deki büyükelçilerimizin biraz daha harekete geçirilmesi gerekip gerekmediğini de kontrol etmeliyiz.
- So I think that everyone has a job to do here.
- Bence burada herkesin yapması gereken bir iş var.
- I think that, here, too, Europe has a vital role to play.
- Bence burada da Avrupa'nın oynayacağı hayati bir rol var.
- I think we should put a stop to this.
- Bence buna bir son vermeliyiz.
- I think we need to look into all this.
- Bence tüm bunları araştırmamız gerekiyor.
- I think that we should do away with the register.
- Bence kayıt defterini kaldırmalıyız.
- I think this is a position which is universally shared.
- Bence bu evrensel olarak paylaşılan bir tutumdur.
- I think that is the easiest thing to do.
- Bence yapılması gereken en kolay şey bu.
- I think there is no need to stress out about the review.
- Bence inceleme konusunda strese girmeye gerek yok.
- I think this symbolises Europe's ability to close ranks when the chips are really down.
- Bence bu, Avrupa'nın gerçekten zor durumda kaldığında safları sıklaştırma becerisini simgeliyor.
- I think that this is not just a national question.
- Bence bu sadece ulusal bir mesele değil.
- I think this will create great insecurity within a sector that is already beset by a number of other threats.
- Bence bu durum, zaten bir dizi başka tehditle kuşatılmış olan bir sektörde büyük bir güvensizlik yaratacaktır.
- At least that is what this report is saying, and I think that makes sense.
- En azından bu raporun söylediği bu ve bence bu mantıklı.
- The situation is, I think, extremely serious, not just for the hill tribes but for the entire Vietnamese population.
- Bence durum sadece tepe kabileleri için değil tüm Vietnam nüfusu için son derece ciddi.
- I think that the success of this proposal lies in the fact that it sets medium-term objectives - I mentioned 2010.
- Bence bu teklifin başarısı, orta vadeli hedefler belirlemesinde yatmaktadır; 2010'dan bahsediyordum.
- I think that is worth considering.
- Bence bu dikkate alınmaya değer.
- I think we need a radical paradigm shift.
- Bence radikal bir paradigma değişikliğine ihtiyacımız var.
- We should, I think, have a simple, concise report on these issues at the 2003 summit.
- Bence 2003 zirvesinde bu konulara ilişkin basit ve özlü bir rapor hazırlamalıyız.
- I think you have delivered a very ambitious paper and a good basis for discussion with Parliament.
- Bence çok iddialı bir belge sundunuz ve Parlamento ile tartışmak için iyi bir temel oluşturdunuz.
- I think this is wrong.
- Bence bu yanlış.
- I think this is an area where we should not overreach ourselves.
- Bence bu, kendimizi aşmamamız gereken bir alan.
- I think it is up to the Union to try to change this.
- Bence bunu değiştirmeye çalışmak Birliğin ellerindedir.
- This is just a political fact about which little can be done at present, I think.
- Bence bu, şu anda hakkında çok az şey yapılabilecek siyasi bir gerçektir.
- I think this is quite a bad omen.
- Bence bu oldukça kötü bir alamet.
- I think that is a very good idea and quite right.
- Bence bu çok iyi bir fikir ve oldukça doğru.
- I think that we must take another clear look at these things.
- Bence bu konulara bir kez daha net bir şekilde bakmalıyız.
- This was an experiment which I think worked well but there is no doubt that it can be improved further.
- Bu bence iyi işleyen bir deneydi ancak daha da geliştirilebileceğine şüphe yok.
- I think this feels like possibly the greatest success of this work this year.
- Bence bu, bu yılki çalışmaların muhtemelen en büyük başarısı gibi görünüyor.
- I think we should be asking whether these transactions have an identical consequence.
- Bence bu işlemlerin aynı sonucu doğurup doğurmayacağını sormamız gerekir.
- I think this would serve people the most.
- Bence insanlara en çok bu hizmet eder.
- There are many candidate countries that would like to be wearing that maillot jaune, I think they are all wearing them.
- O Sarı Mayo'yu giymek isteyen pek çok aday ülke var, bence hepsi de giyiyor.
- I think that it was perfectly natural.
- Bence bu tamamen doğaldı.
- Even if she is not wholly satisfied with it, I think she has done a splendid job.
- Bundan tamamen memnun olmasa bile, bence harika bir iş çıkardı.
- I think working in the context of the longer term is fine, but adjustments must remain possible from time to time.
- Bence uzun vadede çalışmak iyidir, ancak zaman zaman ayarlamalar yapmak da mümkün olmalıdır.
- I think that we should be considering now how to react to the challenges associated with that initiative.
- Bence şimdi bu girişimle ilgili zorluklara nasıl tepki vereceğimizi düşünmeliyiz.
- I think that it will simply be sending a clear signal.
- Bence bu sadece açık bir sinyal göndermek olacaktır.
- I think this shows very clearly, yet again, where the priorities are being set.
- Bence bu, önceliklerin nerede belirlendiğini bir kez daha çok açık bir şekilde gösteriyor.
- I think we should be asking whether these transactions have an identical consequence.
- Bence bu işlemlerin özdeş bir sonucu olup olmadığını sormalıyız.
- I think they, too, should have a place at the convention table.
- Bence onların da kongre masasında bir yeri olmalı.
- That is something which I think invites reflection.
- Bu bence düşünmeye davet eden bir şey.
- If the Commission wants to crush open coordination at some time, then I think this is how they must do it.
- Eğer Komisyon bir süre sonra açık koordinasyonu ezmek istiyorsa, bence bunu bu şekilde yapmalıdır.
- I think we have too many resolutions and too little debate.
- Bence çok fazla karar alıyoruz ve çok az tartışıyoruz.
- I think that we must simply comply with the Treaty.
- Bence sadece Antlaşmaya uymak zorundayız.
- I think we should concentrate on fundamentals.
- Bence temel konulara odaklanmalıyız.
- I think that the greatest victories are those that are achieved gradually.
- Bence en büyük zaferler kademeli olarak elde edilenlerdir.
- I think we must appeal to everyone to take action here.
- Bence burada herkesi harekete geçmeye çağırmalıyız.
- I think this House would do well to agree to that today and tomorrow.
- Bence bu Meclis bugün ve yarın bunu kabul etse iyi olur.
- I think the sooner this is on the Internet, the better.
- Bence bu internette ne kadar erken yayınlanırsa o kadar iyi olur.
- The present approach is really topsy-turvy, and I think that we need to reinstate Montesquieu's principles.
- Şu anki yaklaşım gerçekten çok ters ve bence Montesquieu'nun ilkelerini yeniden hayata geçirmemiz gerekiyor.
- I think this is a step forward that we must follow through.
- Bence bu, takip etmemiz gereken ileriye dönük bir adım.
- That is not, I think, something that we can live with in the EU.
- Bence bu AB'de kabul edebileceğimiz bir durum değil.
- I think the whole of the European Parliament would believe that it was right to try to do that.
- Bence Avrupa Parlamentosu'nun tamamı bunu yapmaya çalışmanın doğru olduğuna inanacaktır.
- That is how our emergency relief is being spent and I think it is being spent in sensible ways.
- Acil yardımlarımız bu şekilde harcanıyor ve bence mantıklı yollarla harcanıyor.
- This will, I think, improve and simplify matters and create legal security.
- Bence bu, meseleleri iyileştirecek, basitleştirecek ve yasal güvenlik yaratacaktır.
- I think we must be very watchful here, for this really is an important issue.
- Bence burada çok dikkatli olmalıyız, çünkü bu gerçekten önemli bir konu.
- I thought that it was quite superb.
- Bence oldukça mükemmeldi.
- I think the European Union should move on from words to deeds.
- Bence Avrupa Birliği sözden eyleme geçmelidir.
- I think we should take the second option.
- Bence ikinci seçeneği seçmeliyiz.
- Commissioner Monti, I think you should go and see the wall.
- Komisyon Üyesi Monti, bence gidip duvarı görmelisiniz.
- I think we should be capable of saying this loud and clear.
- Bence bunu yüksek sesle ve net bir şekilde söyleyebilmeliyiz.
- I think that the concept is actually quite clear.
- Bence bu kavram aslında oldukça açık.
- I think it shows great, constructive involvement in the situation in Turkey.
- Bence bu, Türkiye'deki duruma büyük ve yapıcı bir katılımın göstergesidir.
- That is how we interpret it and I think there can be no other interpretation.
- Biz bu şekilde yorumluyoruz ve bence başka türlü de yorumlanamaz.
- I think that really is of the utmost interest for democratic and transparent lawmaking.
- Bence bu, demokratik ve şeffaf kanun yapımı için gerçekten son derece önemlidir.
- I think that now, the conclusion can, and should, be drawn that it is not working.
- Bence artık bunun işe yaramadığı sonucuna varılabilir ve varılmalıdır.
- I think Johannesburg must start here.
- Bence Johannesburg buradan başlamalı.
- I think we ought to ask ourselves whether this development is advisable.
- Bence bu gelişmenin tavsiye edilebilir olup olmadığını kendimize sormalıyız.
- I think that there is more than one aim; emissions are not the only factor.
- Bence birden fazla amaç var; tek faktör emisyonlar değil.
- It is a very simple message, and I think that it is the pivotal element in this connection.
- Bu çok basit bir mesajdır ve bence bu bağlantıdaki en önemli unsurdur.
- That is by way of a precaution, amongst other things, and I think it is correct.
- Bu, diğer hususların yanı sıra bir tedbir niteliğindedir ve bence doğrudur.
- This was an experiment which I think worked well but there is no doubt that it can be improved further.
- Bu bence iyi işleyen bir deneydi ancak daha da geliştirilebileceğine hiç şüphe yok.
- That is how it is developing and I think that we should help it by persuading it to correct its bad points.
- Bu şekilde gelişiyor ve bence olumsuz yönlerini düzeltmesi için ikna ederek ona yardımcı olmalıyız.
- I think this is an unacceptable degree of complacency.
- Bence bu kabul edilemez derecede bir kayıtsızlık.
- I think trying to develop our relationship with Iran makes considerable sense.
- Bence İran ile ilişkilerimizi geliştirmeye çalışmak oldukça mantıklı.
- The basic political problem of the White Paper is obvious, I think, right from the start.
- Beyaz Kitap'ın temel siyasi sorunu bence daha en başından bellidir.
- I think we can take an optimistic approach to cooperation with Lebanon.
- Bence Lübnan ile işbirliği konusunda iyimser bir yaklaşım benimseyebiliriz.
- That is the reality of transport policy and I think it is a scandal.
- Ulaşım politikasının gerçeği budur ve bence bu bir skandaldır.
- That is the agenda and I think that we should stick to the agenda.
- Gündem bu ve bence gündeme sadık kalmalıyız.
- I think that is the best favour Europe can be done today.
- Bence bugün Avrupa'ya yapılabilecek en büyük iyilik budur.
- Parliament was represented, I was present, and I think you struck exactly the right note for Parliament.
- Parlamento temsil edildi, ben de oradaydım ve bence Parlamento için tam olarak doğru notu yakaladınız.
- This strategy could, I think, be called a peace dividend method.
- Bence bu strateji barış getirisi yöntemi olarak adlandırılabilir.
- Nevertheless, I think you should raise it with the College of Quaestors.
- Yine de bence bu konuyu sorumlu komite College of Quaestors ile görüşmelisiniz.
- I think the first title was better.
- Bence ilk başlık daha iyiydi.
- I think that one very important factor would be if the Member States were to set a budget.
- Bence çok önemli bir faktör de Üye Devletlerin bir bütçe belirlemesi olacaktır.
- I think that we also need to make a clear distinction.
- Bence net bir ayrım da yapmamız gerekiyor.
- I think that this sums up our situation perfectly.
- Bence bu durumumuzu mükemmel bir şekilde özetliyor.
- I think that is much too expensive for the present time and at this stage!
- Bence bu şu an için ve bu aşamada çok pahalı!
- I think this feels like possibly the greatest success of this work this year.
- Bence bu, bu yılki çalışmanın muhtemelen en büyük başarısı gibi görünüyor.
- We have brought Eurocontrol into the picture, which I think was absolutely necessary.
- Eurocontrol'ü resmin içine dahil ettik ki bence bu kesinlikle gerekliydi.
- I think it is time for such a dialogue, as a focus for the good forces of moderation and moderate people.
- Bence ılımlılığın iyi güçleri ve ılımlı insanlar için bir odak noktası olarak böyle bir diyaloğun zamanı geldi.
- I think this is something we should study in the future.
- Bence bu, gelecekte üzerinde çalışmamız gereken bir konu.
- I think we are looking at it too much from a European perspective.
- Bence olaya çok fazla Avrupa perspektifinden bakıyoruz.
- I think we should reinstate this budget line.
- Bence bu bütçe kalemini eski haline getirmeliyiz.
- So the report is balanced and I think can be welcomed.
- Dolayısıyla rapor dengeli ve bence memnuniyetle karşılanabilir.
- I think it is high time we brought it to an end.
- Bence buna bir son vermenin tam zamanı.
- I think he deserves a lot of credit for that, and it reflects well on Parliament too.
- Bence bu konuda büyük bir takdiri hak ediyor ve bu Parlamento'ya da iyi yansıyor.
- I think we should feel satisfied with this.
- Bence bundan memnuniyet duymalıyız.
- I think that Article 3 is better than Amendment No 4.
- Bence 3. Madde 4 No.lu Değişiklikten daha iyidir.
- I think we in Europe should not deny ourselves this capacity.
- Bence biz Avrupa'da kendimizi bu kapasiteden mahrum bırakmamalıyız.
- I think there is a lot in that.
- Bence bunda çok şey var.
- I think it would not be right to vote on it immediately.
- Bence bunu hemen oylamak doğru olmaz.
- That too is abundantly clear, which I think is very commendable.
- Bu da son derece açık ve bence takdire şayan.
- What is most notable, I think, is the United States's lack of interest in common solutions.
- Bence en dikkat çekici olan, ABD'nin ortak çözümlere ilgi göstermemesidir.
- I think the targets should be binding, which is what Parliament insisted on at first reading.
- Bence hedefler bağlayıcı olmalıdır ki Parlamento da ilk okumada bu konuda ısrarcı olmuştur.
- I think that we need to set our sights slightly lower than this ambitious presentation.
- Bence gözümüzü bu iddialı sunumdan biraz daha aşağıya dikmemiz gerekiyor.
- I think that from now on, we should count the cost of all votes.
- Bence şu andan itibaren tüm oyların maliyetini saymalıyız.
- This, I think, is something we must stick to.
- Bence buna sadık kalmalıyız.
- I think that is the question that is being asked and the question to which you are asking us to reply.
- Bence sorulan soru ve bizden yanıtlamamızı istediğiniz soru budur.
- What I think we really need is action against criminal offences.
- Bence gerçekten ihtiyacımız olan şey, suç teşkil eden eylemlere karşı harekete geçmek.
- You even have three minutes, time enough to score an equaliser, I think.
- Üç dakikanız bile var, bence eşitliği sağlamak için yeterli bir süre.
- The moral of the story is, I think, quite clear.
- Hikayenin kıssadan hissesi bence oldukça açık.
- Parliament has had what you might call a Swedish experience, and I think that it has been a good experience.
- Parlamento İsveç deneyimi olarak adlandırılabilecek bir deneyim yaşadı ve bence bu iyi bir deneyim oldu.
- I think that this is a sign that nation building does not happen overnight.
- Bence bu, ulus inşasının bir gecede gerçekleşmediğinin bir işaretidir.
- I think we need some sort of European legislation and regulations with more teeth than we have at present.
- Bence şu anda sahip olduğumuzdan daha fazla dişe sahip bir tür Avrupa mevzuatına ve düzenlemelerine ihtiyacımız var.
- I think this is a good result.
- Bence bu iyi bir sonuç.
- I think that this shows how our Rules of Procedure can be adapted, which is something that I welcome.
- Bence bu, İçtüzüğümüzün nasıl uyarlanabileceğini gösteriyor ve ben de bunu memnuniyetle karşılıyorum.
- I think this is the better term as it refers to subsidiarity in an exemplary manner.
- Bence bu daha iyi bir terimdir çünkü örnek teşkil edecek bir şekilde yerindenliği ifade etmektedir.
- I think a splendid piece of work has been carried out.
- Bence muhteşem bir çalışma gerçekleştirilmiş.
- I think that we should broadly develop all of these structures.
- Bence tüm bu yapıları geniş çaplı olarak geliştirmeliyiz.
- Trish, I think this break will help you get over Chalky Heads breaking up.
- Trish, bence bu mola Chalky Heads'in dağılmasının üstesinden gelmene yardımcı olacak.
- I think the doctor's just trying to figure out cause and effect.
- Bence doktor sadece neden ve sonucu anlamaya çalışıyor.
- I mean, I think everybody looks like royalty tonight.
- Yani diyorum ki, bence bu gece herkes kraliyet ailesi gibi görünüyor.
- I think you're all being perfectly beastly to this nice young man.
- Bence hepiniz bu kibar genç adama çok gaddarca davranıyorsunuz.
- I think it's going to be hard for other folks.
- Bence bu, diğer insanlar için zor olacak.
- I think you're all being perfectly beastly to this nice young man.
- Bence hepiniz bu hoş genç adama son derece hayvani davranıyorsunuz.
- I think that you and your husband are faced with a very difficult decision.
- Bence siz ve eşiniz oldukça zorlu bir kararla karşı karşıyasınız.
- I think those sounds are still too hard for him.
- Bence bu sesler onun için hala çok zor.
- Because I think that he's a drug addict.
- Çünkü bence o bir uyuşturucu müptelası.
- I think that it makes the whole attitude toward math different.
- Bence matematiğe karşı tutumu tümüyle farklı kılıyor.
- I think you should get yourself a trade, son.
- Bence kendine bir meslek edinmen gerek, evlat.
- I think that you and your husband are faced with a very difficult decision.
- Bence siz ve kocanız çok zor bir kararla karşı karşıyasınız.
- I think you should give in for the greater good.
- Bence herkesin iyiliği için pes etmelisin.
- I think that you and your husband are faced with a very difficult decision.
- Bence siz de eşiniz de çok zor bir kararla karşı karşıyasınız.
- I think you trade in black-market fables.
- Bence sen kara borsa hikayeler satıyorsun.
- I think you should get yourself a trade, son.
- Bence kendine bir meslek edinmelisin, evlat.
- I think your store's new big and bold marquee will bring in a lot of customers.
- Bence mağazanızın yeni büyük ve cesur tabelası çok sayıda müşteri çekecek.
- I think you should get yourself a trade, son.
- Bence kendine bir meslek edinmelisin, oğlum.
- And I think the birth of that child had a permanent effect on their relationship.
- Ve bence o çocuğun doğumu ilişkileri üzerinde kalıcı bir etki yarattı.
- I think, law on the Freedom of the Press of 1998 is very good law.
- Bence 1998 tarihli Basın Özgürlüğü Yasası çok iyi bir yasa.
- And I think the birth of that child had a permanent effect on their relationship.
- Ve bence o çocuğun doğumunun ilişkileri üzerinde kalıcı bir etkisi oldu.
- I think you're all being perfectly beastly to this nice young man.
- Bence bu kibar genç adama hepiniz tam bir canavar gibi davranıyorsunuz.
- I think, perhaps, that you should not hope too hard.
- Bence, belki de, çok fazla umut etmemelisin.
- I think that's a new freedom for women, especially.
- Bu da özellikle kadınlar için yeni bir çeşit özgürlük bence.
- Trish, I think this break will help you get over Chalky Heads breaking up.
- Trish, bence bu tatil Chalky Heads'in dağılmasını atlatman konusunda sana yardımcı olacak.
- I think Tom told us the truth.
- Bence Tom bize doğruyu söyledi.
- I think Tom will very likely do that.
- Bence Tom büyük ihtimalle bunu yapacaktır.
- I think we shouldn't have gotten married.
- Bence evlenmemeliydik.
- I think Kate is also a clever person.
- Bence Kate aynı zamanda zeki bir insan.
- I think Tom really does hate you.
- Bence Tom senden gerçekten nefret ediyor.
- I think Tom was lied to.
- Bence Tom'a yalan söylendi.
- I think Tom would be a good name.
- Bence Tom iyi bir isim olurdu.
- I think Tom is a charlatan.
- Bence Tom bir şarlatan.
- With respect to these documents, I think the best thing is to destroy them.
- Bu belgelerle ilgili olarak, bence en iyisi onları yok etmek.
- I think Tom has done a nice job.
- Bence Tom iyi bir iş çıkardı.
- I think that you have a bright future.
- Bence önünde parlak bir gelecek var.
- I think Tom is the one who painted this fence.
- Bence bu çiti boyayan Tom.
- I think Tom would be pleased.
- Bence Tom memnun olacaktır.
- I think you'll succeed.
- Bence başaracaksın.
- I think that's very regrettable.
- Bence bu çok üzücü.
- I think France is the most beautiful country in Europe.
- Bence Fransa Avrupa'nın en güzel ülkesi.
- I think Tom wants to do that, even though he says he doesn't.
- Bence Tom bunu yapmak istiyor, her ne kadar istemediğini söylese de.
- I think it's unlikely Tom will help.
- Bence Tom'un yardımcı olması pek olası değil.
- I think Tom is putting the moves on you.
- Tom sana yürüyor bence.
- I think he must go there.
- Bence oraya gitmeli.
- I think it would be funny.
- Bence bu komik olurdu.
- I think you know what has to be done.
- Bence sen ne yapılması gerektiğini biliyorsun.
- I think she is very attractive.
- Bence o çok çekici.
- I think that's fair.
- Bence bu adil.
- I think it's important that we finish doing this before Monday.
- Bence bu işi pazartesiden önce bitirmemiz çok önemli.
- I think we should give up.
- Bence vazgeçmeliyiz.
- I think you're amazing.
- Bence harikasın.
- I think your plan is pretty stupid.
- Bence planın çok aptalca.
- I think it might work.
- Bence işe yarayabilir.
- I think Tom and Mary are still married.
- Bence Tom ve Mary hâlâ evli.
- I think it's about time we got started.
- Bence başlamamızın zamanı geldi.
- No matter how busy you are, I think you should at least read a newspaper.
- Ne kadar meşgul olursanız olun, bence en azından bir gazete okumalısınız.
- I think Tom is persistent.
- Bence Tom ısrarcı.
- I think I'm not a bad coach.
- Bence ben kötü bir antrenör değilim.
- I think Tom doesn't like me very much.
- Bence Tom benden pek hoşlanmıyor.
- I think Tom is literate.
- Bence Tom okur-yazar.
- I think Tom probably knows who did that.
- Bence Tom bunu kimin yaptığını biliyordur.
- I think you're a great guy, but you're not my type.
- Bence harika birisin ama tipim değilsin.
- I think Tom needs to be told about what happened.
- Bence Tom'a ne olduğu söylenmeli.
- I thought I did pretty well.
- Bence gayet iyiydim.
- I think Tom looked better before he shaved off his beard.
- Bence Tom sakalını kesmeden önce daha iyi görünüyordu.
- I think you've been doing this wrong.
- Bence bunu yanlış yapıyorsun.
- I think Tom likes baseball.
- Bence Tom beyzbolu seviyor.
- I think Tom will be sympathetic.
- Bence Tom sempatik olacak.
- I think Tom is jealous.
- Bence Tom kıskanç.
- I think that Tom will be ready.
- Bence Tom hazır olacak.
- I think that everything will be okay.
- Bence her şey yoluna girecek.
- I think Tom left.
- Bence Tom gitti.
- I think that's enough for today.
- Bence bugünlük bu kadar yeter.
- I think Tom really doesn't know the answer.
- Bence Tom cevabı gerçekten bilmiyor.
- I think we should tell Tom the truth.
- Bence Tom'a gerçeği söylemeliyiz.
- I think you're bleeding.
- Bence kanaman var.
- I think Tom should give Mary another chance.
- Bence Tom, Mary'ye bir şans daha vermeli.
- I think now is the time.
- Zamanı geldi bence.
- I think Tom's French has improved a lot.
- Bence Tom'un Fransızcası çok gelişti.
- I think that's pretty fantastic.
- Bence bu oldukça harika.
- I think this is an emergency.
- Bence bu acil bir durum.
- I think that Tom is strange.
- Bence Tom garip.
- I think it happened because you wanted it to happen.
- Bence sen istediğin için oldu.
- I think Tom missed his bus.
- Bence Tom otobüsünü kaçırdı.
- I think Tom will be a finalist.
- Bence Tom finalist olacak.
- I think you should tell Tom what you told me.
- Bence bana anlattıklarını Tom'a da anlatmalısın.
- I think the game will be exciting.
- Bence oyun heyecanlı olacak.
- I think her name is Mary.
- Bence onun adı Mary.
- I think you'd better not tell Tom that.
- Bence bunu Tom'a anlatmasan daha iyi olur.
- I think you should call Tom.
- Bence Tom'u aramalısın.
- I think what Tom is doing is stupid.
- Bence Tom'un yaptığı aptalca.
- I think we're looking for different things.
- Bence farklı şeyler arıyoruz.
- I think we'd better go and look for Tom.
- Bence gidip Tom'u arasak iyi olur.
- I think it'd be fun.
- Bence eğlenceli olurdu.
- I think that it was his mistake.
- Bence bu onun hatasıydı.
- I think it would be better to do this some other way.
- Bence bunu başka bir şekilde yapsak daha iyi olur.
- I think that Tom should wait for me.
- Bence Tom beni beklemeli.
- Yes, I think it's okay.
- Evet, bence iyi.
- I think you're going to find this interesting.
- Bence bunu ilginç bulacaksın.
- I think Tom will be confused.
- Bence Tom kafam karışık olacak.
- I think Tom is charismatic.
- Bence Tom karizmatik.
- I think Tom should do that himself.
- Bence Tom bunu kendisi yapmalı.
- I think both Tom and Mary are right.
- Bence hem Tom hem de Mary haklı.
- I think Tom wants me to do that tomorrow.
- Bence Tom bunu yarın yapmamı istiyor.
- I think that Tom is still in love with Mary.
- Bence Tom hala Mary'ye aşık.
- I think that's very clear.
- Bence bu çok açık.
- I think we need to turn left here.
- Bence burada sola dönmemiz gerekiyor.
- I think we were lied to.
- Bence bize yalan söylendi.
- I think Tom may be mentally ill.
- Bence Tom zihinsel olarak hasta olabilir.
- I think Tom won't be embarrassed.
- Bence Tom utanmayacaktır.
- I think Tom needs to do that.
- Bence Tom'un bunu yapması gerek.
- I think Tom is having fun.
- Bence Tom eğleniyor.
- I think this language is so beautiful and involving!
- Bence bu dil çok güzel ve ilgi çekici!
- I think Tom is too assertive.
- Bence Tom çok iddialı.
- I think Tom is putting the moves on you.
- Tom sana asılıyor bence.
- I think you should ask Tom not to do that.
- Bence Tom'dan bunu yapmamasını istemelisin.
- I think I'm not a bad coach.
- Bence kötü bir çalıştırıcı değilim.
- I think you'll be pleasantly surprised.
- Bence hoş bir sürpriz olacak.
- I think you need to go in person.
- Bence şahsen gitmelisin.
- I think I shouldn't make a decision without consulting Tom.
- Bence Tom'a danışmadan karar vermemeliyim.
- I think it's going to be a good year.
- Bence iyi bir yıl olacak.
- I think it's a beautiful place.
- Bence orası güzel bir yer.
- I think you should stay here.
- Bence burada kalmalısın.
- I think that that would be too much to hope for.
- Bence bu aşırı umut bağlamak olur.
- I think it's very romantic.
- Bence çok romantik.
- I think Tom's unsophisticated.
- Bence Tom sofistike değil.
- I think Tom could get Mary to help you.
- Bence Tom, Mary'nin sana yardım etmesini sağlayabilir.
- I think you should charge $30 an hour.
- Bence saat başına 30 dolar almalısın.
- I think you'll like this book.
- Bence bu kitabı seveceksin.
- I think Tom is pretty good at doing that.
- Bence Tom onu yapmakta oldukça iyidir.
- I think Tom won't accomplish anything.
- Bence Tom hiçbir şey başaramayacak.
- I think what you just told me was a lie.
- Bence bana söylediğin şey bir yalandı.
- I think you didn't do it.
- Bence sen yapmadın.
- I think it's safe to swim here.
- Bence burada yüzmek güvenli.
- I think she's innocent.
- Bence o masum.
- I think Tom and Mary have finished.
- Bence Tom ve Mary bitti.
- I think you should tell Tom why you won't do that.
- Bence Tom'a bunu neden yapmayacağını anlatmalısın.
- I think we should follow them.
- Bence onları takip etmeliyiz.
- I think Tom would like doing that.
- Bence Tom bunu yapmak istiyor.
- I think Tom has a plan.
- Bence Tom'un bir planı var.
- I think you should just leave.
- Bence gitmelisin.
- I think we should buy a new house in another neighborhood.
- Bence başka bir çevrede yeni bir ev satın almalıyız.
- I think she's done nothing well.
- Bence iyi bir şey yapmadı.
- I think Tom is too young to retire.
- Bence Tom emekli olmak için çok genç.
- I think Tom and Mary have fallen in love.
- Bence Tom ve Mary birbirlerine aşık oldular.
- I think that's probably right.
- Bence bu muhtemelen doğru.
- I think everybody should see it.
- Bence herkes görmeli.
- I think Tom would like doing that.
- Bence Tom bunu yapmak isterdi.
- I think you should get it.
- Bence almalısın.
- I think you should do something about that today.
- Bence bugün o konuda bir şey yapman gerekir.
- I think you should ask Tom what he thinks.
- Bence Tom'a ne düşündüğünü sormalısın.
- I think you know who you need to talk to now.
- Bence artık kiminle konuşman gerektiğini biliyorsun.
- I think Tom would like to be in Boston now.
- Bence Tom şimdi Boston'da olmak istiyor.
- I think Tom needs to talk to Mary personally.
- Bence Tom'un Mary ile şahsen konuşması gerekiyor.
- I think Tom will come, but I'm not sure.
- Bence Tom gelecek, ama emin değilim.
- I think we can do this without Tom's help.
- Bence bunu Tom'un yardımı olmadan da yapabiliriz.
- People might say I'm old-fashioned, but I think that one shouldn't have sexual relationships before marriage.
- İnsanlar eski kafalı olduğumu söyleyebilir ama bence evlenmeden önce cinsel ilişkiye girilmemeli.
- I think we should do this some other time.
- Bence bunu başka bir zaman yapmalıyız.
- I think Tom still believes that.
- Bence Tom hâlâ buna inanıyor.
- I think aliens exist.
- Bence uzaylılar var.
- I think Tom is in the garden.
- Bence Tom bahçede.
- I think you should try to persuade Tom to drive.
- Bence Tom'u araba kullanmaya ikna etmeye çalışmalısın.
- I think Tom was here.
- Bence Tom buradaydı.
- I think you'll enjoy the picnic.
- Bence piknikten keyif alacaksın.
- I think we should keep this a secret.
- Bence bunu sır olarak saklamalıyız.
- I think Tom is creative.
- Bence Tom yaratıcı.
- I think we've got enough money.
- Bence yeterince paramız var.
- I think we have a good chance of winning.
- Bence kazanma şansımız yüksek.
- I think you and Tom have more in common than you want to admit.
- Bence Tom'la kabul etmek istediğinden daha fazla ortak yönünüz var.
- I think you're interesting.
- Bence ilginç birisin.
- I think that Tom was here.
- Bence Tom buradaydı.
- I think we could've done more.
- Bence daha fazlasını yapabilirdik.
- I think you'll find everything you asked for.
- Bence istediğin her şeyi bulacaksın.
- I think his opinion is important.
- Bence onun fikri önemli.
- I think we should help Tom.
- Bence Tom'a yardım etmeliyiz.
- I think Tom eats too much meat.
- Bence Tom çok fazla et yiyor.
- I think the final score between Barcelona and Real Madrid will be 2-0.
- Bence Barcelona ve Real Madrid arasındaki final skoru 2-0 olacak.
- I think Tom will like the presents you bought for him.
- Bence Tom ona aldığınız hediyeleri beğenecek.
- I think it's inevitable now.
- Bence artık kaçınılmaz.
- I think there's no point in trying to convince him.
- Bence onu ikna etmeye çalışmanın bir anlamı yok.
- I think you ought to swim.
- Bence yüzmelisin.
- I think you've already met them.
- Bence onlarla çoktan tanıştın.
- I think Tom is overemotional.
- Bence Tom aşırı duygusal.
- I think you look sexy.
- Bence seksi görünüyorsun.
- I think Tom wouldn't like doing that.
- Bence Tom bunu yapmaktan hoşlanmaz.
- I think you know them both.
- Bence onların ikisini de biliyorsun.
- I think that was really bad.
- Bence bu gerçekten kötüydü.
- I think you've been living in Boston too long.
- Bence Boston'da çok uzun süredir yaşıyorsun.
- I think we need to find out where Tom is.
- Bence Tom'un nerede olduğunu bulmalıyız.
- I think it was a stupid thing to do.
- Bence bu yapılan aptalca bir şeydi.
- I think you've got to work this out on your own.
- Bence bu işi kendi başına halletmelisin.
- I think Tom deserves that.
- Bence Tom bunu hak ediyor.
- I think Tom was drunk.
- Bence Tom sarhoştu.
- I think this layout is very good.
- Bence bu plan çok iyi.
- I think we're going to be OK.
- Bence iyi olacağız.
- I think Tom is getting better.
- Bence Tom daha iyiye gidiyor.
- I think Tom was being sarcastic.
- Bence Tom alay ediyordu.
- I think I've been here before.
- Bence ben daha önce burada bulundum.
- I think it's highly unlikely that Tom will get custody of the kids.
- Bence Tom'un çocukların velayetini alması pek olası değil.
- I think Tom would enjoy doing that.
- Bence Tom onu yapmaktan hoşlanıyor.
- I think everyone had a good time.
- Bence herkes iyi vakit geçirdi.
- I think that Tom is the one most likely to win the race.
- Bence yarışı kazanma ihtimali en yüksek olan Tom.
- I think Tom might've gotten lost.
- Bence Tom kaybolmuş olabilir.
- I think that maybe you're right.
- Bence haklı olabilirsin.
- I think you should ask them.
- Bence onlara sormalısın.
- I think Tom would know the answer to that question.
- Bence Tom bu sorunun cevabını biliyordur.
- I think you smell nice.
- Bence güzel kokuyorsunuz.
- I think it'd be better for Tom to stay here.
- Bence Tom'un burada kalması daha iyi olur.
- I think this is going to work.
- Bence bu işe yarayacak.
- I think you should clean your room.
- Bence sen odanı temizlemelisin.
- I think Tom is unkind.
- Bence Tom kaba biri.
- I'm not sure, but I think Tom wants to do that.
- Emin değilim, ama bence Tom bunu yapmak istiyor.
- I think it would be a good idea for you to go to Boston with Tom.
- Bence Tom'la Boston'a gitmek senin için iyi bir fikir olabilir.
- I think you'll be impressed.
- Bence etkileneceksin.
- I think that Tom didn't mean to do that.
- Bence Tom bunu yapmak istemedi.
- I think it's time for you to come back home.
- Bence eve dönme vaktiniz geldi.
- I think Tom isn't serious.
- Bence Tom ciddi değil.
- I think you've got what I need.
- Bence ihtiyacım olan şey sende var.
- I think you'd be surprised.
- Bence şaşıracaksın.
- I think Tom probably likes you a lot.
- Bence Tom muhtemelen senden çok hoşlanıyor.
- I think he takes after his father.
- Bence babasına çekmiş.
- I think that the Harry Potter series is longer than the Bible.
- Bence Harry Potter serisi İncil'den daha uzun.
- I think time will tell.
- Bence bunu zaman gösterecek.
- I think you impressed Tom.
- Bence Tom'u etkilediniz.
- I think you'll be very pleased.
- Bence çok memnun olacaksınız.
- I think we deserved it.
- Bence biz bunu hak ettik.
- I think Tom is a lot better player than you.
- Bence Tom senden çok daha iyi bir oyuncu.
- I think Tom should go on a diet.
- Bence Tom diyet yapmalı.
- I think that's a shame.
- Bence bu utanç verici.
- I think she will like this.
- Bence o bundan hoşlanacak.
- I think it's better to stay here.
- Bence burada kalmak daha iyi.
- I think this is a turning point.
- Bence bu bir dönüm noktası.
- I think we'd better leave Tom alone.
- Bence Tom'u yalnız bıraksak iyi olur.
- I think that Tom and Mary will do that today.
- Bence Tom ve Mary bunu bugün yapacaklar.
- I think you've lost too much blood.
- Bence çok fazla kan kaybettin.
- I think Tom and I could've done that by ourselves.
- Bence Tom ve ben bunu kendi başımıza yapabilirdik.
- I think Tom made a mistake.
- Bence Tom bir hata yaptı.
- Here's what I think happened.
- Bence olan şu.
- I think insurance will cover it.
- Bence sigorta karşılayacak.
- I think that there are many places to see there.
- Bence orada görülecek çok yer var.
- I think you should grow a beard.
- Bence sakal bırakmalısın.
- I think what Tom is doing is worthwhile.
- Bence Tom'un yaptığı şey çok değerli.
- I think Tom really had a good time.
- Bence Tom gerçekten iyi vakit geçirdi.
- I think Tom is young.
- Bence Tom genç.
- I think Tom is a winner.
- Bence Tom bir galip.
- I think Tom is a good swimmer.
- Bence Tom iyi bir yüzücü.
- I think this is a terrible idea.
- Bence bu berbat bir fikir.
- I think Tom could accomplish just about anything he decides to do.
- Bence Tom yapmaya karar verdiği her şeyi başarabilir.
- I think Tom believes everything Mary says.
- Bence Tom, Mary'nin söylediği her şeye inanıyor.
- I think Tom didn't do what he said he would do.
- Bence Tom yapacağını söylediği şeyi yapmadı.
- I think Tom and Mary are still married.
- Bence Tom ve Mary hala evli.
- I think Tom is wealthy.
- Bence Tom zengin.
- I think you waste too much time watching TV.
- Bence televizyon izleyerek çok fazla zaman harcıyorsun.
- I think you worry too much.
- Bence çok fazla endişeleniyorsun.
- I think that's what Tom wants.
- Bence Tom'un istediği bu.
- I think those are the best.
- Bence bunlar en iyisi.
- I think Tom will want to see this.
- Bence Tom bunu görmek isteyecektir.
- I think you should read it yourself.
- Bence kendin okumalısın.
- I think that you have a bright future.
- Bence geleceğin parlak.
- I think we should reduce the price.
- Bence fiyatı düşürmeliyiz.
- I think you should join us.
- Bence bize katılmalısın.
- I think we should let Tom go to Boston by himself.
- Bence Tom'un Boston'a tek başına gitmesine izin vermeliyiz.
- I think Tom won't cry.
- Bence Tom ağlamayacak.
- I think you're both pretty good-looking.
- Bence ikiniz de oldukça yakışıklısınız.
- I think that song sounds better in French.
- Bence bu şarkı Fransızcada daha güzel.
- Judging from her appearance, I think that she's rich.
- Görünüşüne bakılırsa, bence zengin.
- I think that what he says isn't true.
- Bence söyledikleri doğru değil.
- I think you should do everything Tom tells you to do.
- Bence Tom'un yapmanı söylediği her şeyi yapmalısın.
- I think that's pretty clear.
- Bence çok açık.
- I think Tom and Mary won't be here today.
- Bence Tom ve Mary bugün burada olmayacaklar.
- I think I'm a likeable guy.
- Bence ben sevimli bir adamım.
- I think Tom is nasty.
- Bence Tom kötü biri.
- I thought Tom did a pretty good job.
- Bence Tom oldukça iyi bir iş çıkardı.
- I think we don't really need to be doing this.
- Bence bunu yapmamıza gerek yok.
- I think that Tom is a good driver.
- Bence Tom iyi bir şoför.
- I think it scared Tom.
- Bence Tom'u korkuttu.
- I think you underestimate me.
- Bence beni hafife alıyorsunuz.
- I think it was Tom who told Mary.
- Bence Mary'ye söyleyen Tom'du.
- I think you should come and see it.
- Bence gelip bunu görmelisin.
- I thought Tom did very well.
- Bence Tom çok iyiydi.
- I think what you say is true.
- Bence söyledikleriniz doğru.
- I think Tom hates waiting for me.
- Bence Tom beni beklemekten nefret ediyor.
- I think Tom will be a finalist.
- Bence Tom bir finalist olacak.
- I think Tom is outgoing.
- Bence Tom dışa dönük.
- I think that Tom isn't doing that now.
- Bence Tom şu anda bunu yapmıyor.
- I think we should try it.
- Bence denemeliyiz.
- I think you know that's inappropriate.
- Bence bunun uygunsuz olduğunu biliyorsun.
- I think Tom needs to buy some new clothes.
- Bence Tom'un yeni kıyafetler alması gerekiyor.
- I think it's too late now.
- Bence artık çok geç.
- I think you're drunk.
- Bence sen sarhoşsun.
- I think it's nobody's fault.
- Bence bu kimsenin suçu değil.
- I think we should go with you.
- Bence seninle gitmeliyiz.
- I think Tom needs to write something.
- Bence Tom'un bir şeyler yazması gerek.
- I think it's a possibility.
- Bence bu bir olasılık.
- I think it's worth a shot.
- Bence denemeye değer.
- I think Tom is finally asleep.
- Bence Tom sonunda uyudu.
- I think we're all a bit crazy.
- Bence hepimiz biraz deliyiz.
- I think both Tom and Mary are smart.
- Bence hem Tom hem de Mary akıllı.
- I think you and I can help each other.
- Bence sen ve ben birbirimize yardımcı olabiliriz.
- I think that Tom is still sleepy.
- Bence Tom hâlâ uykulu.
- I think you'll have to help them.
- Bence onlara yardım etmen gerekecek.
- I think you'll be very pleased.
- Bence çok memnun kalacaksınız.
- I think you should go there by yourself.
- Bence oraya tek başına gitmelisin.
- I think Tom will do that.
- Bence Tom bunu yapacaktır.
- I think Tom doesn't want to do that.
- Bence Tom bunu yapmak istemiyor.
- I think she is charming and attractive.
- Bence büyüleyici ve çekici biri.
- I think you spend too much time watching TV.
- Bence televizyon izlemeye çok fazla zaman harcıyorsun.
- I think Tom is a coward.
- Bence Tom bir korkak.
- I think Tom won't be interested in doing that.
- Bence Tom bunu yapmakla ilgilenmeyecektir.
- I think that Tom is doing that.
- Bence Tom bunu yapıyor.
- I think Tom has gone away.
- Bence Tom gitti.
- I think this tastes good.
- Bence tadı güzel.
- I think it necessary for you to eat more.
- Bence daha fazla yemelisin.
- I think it's simple.
- Bence çok basit.
- I think Tom is clever.
- Bence Tom zeki.
- I think Tom is a bit too impatient.
- Bence Tom biraz fazla sabırsız.
- I think you ought to wait.
- Bence beklemelisin.
- I think this little bird fell from the nest.
- Bence bu küçük kuş yuvadan düştü.
- I think Tom is going to Boston next month.
- Bence Tom gelecek ay Boston'a gidiyor.
- I think watching people playing chess isn't much fun.
- Bence satranç oynayan insanları izlemek pek eğlenceli değil.
- I think this is totally absurd.
- Bence bu tamamen saçmalık.
- I think Tom doesn't know how to cook spaghetti.
- Bence Tom spagetti pişirmeyi bilmiyor.
- I think we shouldn't allow Tom to do that.
- Bence Tom'un bunu yapmasına izin vermemeliyiz.
- I think you're going to like being here.
- Bence burada olmak hoşuna gidecek.
- I think that's pretty funny.
- Bence bu oldukça komik.
- I think this will do.
- Bence bu iş görür.
- I think Tom can do it if he tries.
- Bence Tom denerse başarabilir.
- I think Tom is scared now.
- Bence Tom şimdi korkuyor.
- I think it's great to go walking.
- Bence yürüyüşe çıkmak harika.
- I think Tom is a little nervous about this.
- Bence Tom bu konuda biraz gergin.
- I think that she won't come.
- Bence gelmez.
- I think Tom has been punished enough.
- Bence Tom yeterince cezalandırıldı.
- I think it's an awesome deal.
- Bence bu harika bir anlaşma.
- I think Tom is shy.
- Bence Tom utangaç.
- I think Tom will ask Mary to do that for John.
- Bence Tom, Mary'den John için bunu yapmasını isteyecek.
- I think Tom is annoying.
- Bence Tom sinir bozucu.
- I think Tom could teach Mary how to drive.
- Bence Tom Mary'ye araba kullanmayı öğretebilir.
- I think Tom would be doing that, too, if he knew how.
- Bence Tom nasıl yapılacağını bilseydi bunu da yapardı.
- I think it's quite amusing.
- Bence oldukça eğlenceli.
- I think that he is from the United States.
- Bence Birleşik Devletler'den.
- I think Tom is unbiased.
- Bence Tom tarafsız.
- I think Tom will probably win.
- Bence Tom muhtemelen kazanacak.
- I think maybe Tom was scared.
- Bence Tom korkmuş olabilir.
- I think this tie will go great with that shirt.
- Bence bu kravat bu gömlekle harika gider.
- I think Tom is exaggerating.
- Bence Tom abartıyor.
- I think Tom didn't really enjoy doing that.
- Bence Tom bunu yapmaktan pek hoşlanmadı.
- I think this is a fake.
- Bence bu sahte.
- I think you've been spending too much time in Boston.
- Bence Boston'da çok fazla zaman geçiriyorsun.
- I think Tom is adaptable.
- Bence Tom uyum sağlayabilir.
- I think that he is from China.
- Bence o Çin'den.
- I think Tom will call you.
- Bence Tom seni arayacak.
- I think that Tom is right.
- Bence Tom haklı.
- I think we're going to be late.
- Bence geç kalacağız.
- I think we know each other well enough.
- Bence birbirimizi yeterince iyi tanıyoruz.
- I think Tom is interesting.
- Bence Tom ilginç biri.
- I think you're partly to blame for the negotiation breakdown.
- Bence müzakerelerin bozulmasının suçlusu kısmen sizsiniz.
- I think Tom is likely to like this movie.
- Bence Tom bu filmi sevecek.
- I think you're contradicting yourself.
- Bence kendinle çelişiyorsun.
- I think that's wise.
- Bence bu akıllıca.
- I think you'd be interested in this.
- Bence bununla ilgilenirsin.
- I think you're going to like Boston.
- Bence Boston'u seveceksin.
- I think you still love her.
- Bence onu hâlâ seviyorsun.
- I think Tom is in great shape.
- Bence Tom çok iyi durumda.
- I think he didn't understand.
- Bence anlamadı.
- I think Tom won't do that today.
- Bence Tom bugün bunu yapmayacak.
- I think you might need to help Tom.
- Bence Tom'a yardım etmeniz gerekebilir.
- I think Tom is going to be fine.
- Bence Tom iyi olacak.
- I think it's good.
- Bence bu iyi bir şey.
- I think everything happens for a reason.
- Bence her şeyin bir sebebi vardır.
- I think we invited too many people to our party.
- Bence partimize çok fazla insanı davet ettik.
- I think she's telling the truth.
- Bence doğruyu söylüyor.
- I think you'd better talk to him.
- Bence onunla konuşsan iyi olur.
- I think Tom will be fine.
- Bence Tom iyi olacak.
- I think it's unlikely Tom will want to do that.
- Bence Tom'un bunu yapmak istemesi pek olası değil.
- I think asking Tom to be your partner would be a big mistake.
- Bence Tom'dan ortağın olmasını istemek büyük bir hata olur.
- I think he can get along with his neighbors.
- Bence komşularıyla iyi anlaşabilir.
- I think we're all right.
- Bence biz iyiyiz.
- I think it's not necessary to do that.
- Bence onu yapmak gerekli değil.
- I think we could be great friends.
- Bence çok iyi arkadaş olabiliriz.
- I think Tom is about to leave.
- Bence Tom ayrılmak üzere.
- I think the bus will arrive soon.
- Bence otobüs yakında varacak.
- I think Tom is doing that now.
- Bence Tom şimdi onu yapıyor.
- I think you're going to like Tom.
- Bence Tom'u seveceksin.
- I think Tom should get married.
- Bence Tom evlenmeli.
- I think it'll be fun.
- Bence eğlenceli olacak.
- I think this is the right path.
- Bence bu doğru yol.
- I think Tom looks a lot like John.
- Bence Tom, John'a çok benziyor.
- I think it's a worthwhile thing to do.
- Bence yapmaya değecek bir şey bu.
- I think that's a fantastic idea.
- Bence o harika bir fikir.
- I think that Tom and Mary are still in jail.
- Bence Tom ve Mary hala hapiste.
- I think there's a possibility that Tom won't do that.
- Bence Tom'un bunu yapmama ihtimali var.
- I think they really like you.
- Bence senden gerçekten hoşlanıyorlar.
- I think that this is a fake.
- Bence bu sahte.
- I think you should help her.
- Bence ona yardım etmelisiniz.
- I think you can do better than that.
- Bence bundan daha iyisini yapabilirsin.
- I think you really should do this by yourself.
- Bence bunu kendi başına yapmalısın.
- I think you should go out with Tom.
- Bence Tom'la çıkmalısın.
- I think both Tom and Mary have done that once.
- Bence Tom da Mary de bunu bir kez yaptı.
- I think that guy looks a lot like Tom.
- Bence bu adam Tom'a çok benziyor.
- I think Tom is stuck-up.
- Bence Tom kendini beğenmiş.
- I think you're seriously wrong.
- Bence cidden yanılıyorsun.
- I think it's a wild goose chase.
- Bence bu boşa kürek çekmek.
- I think we should ask Tom to do that for us.
- Bence Tom'dan bunu bizim için yapmasını istemeliyiz.
- I think that Tom told you the truth.
- Bence Tom sana doğruyu söyledi.
- I think it's an important event.
- Bence bu önemli bir olay.
- I think that Tom will lose.
- Bence Tom kaybedecek.
- I think you've been very brave.
- Bence çok cesur davrandın.
- I think you have a problem, Tom.
- Bence bir sorunun var Tom.
- I think it's going well.
- Bence iyi gidiyor.
- I think that you're doing the right thing.
- Bence doğru olanı yapıyorsun.
- I think you know him.
- Bence onu tanıyorsun.
- I think Tom will be tired when he gets home.
- Bence Tom eve döndüğünde yorgun olacak.
- I think you're doing the right thing.
- Bence doğru olanı yapıyorsun.
- I think Tom should eat more.
- Bence Tom daha fazla yemeli.
- I think it'd be better if you didn't go drinking with Tom tonight.
- Bence bu gece Tom'la içmeye gitmesen daha iyi olur.
- I think I look ridiculous.
- Bence gülünç görünüyorum.
- I think Tom is selfish.
- Bence Tom bencil.
- I think it's a lot better in Boston.
- Bence Boston'da çok daha iyi.
- I think you'd better do that today.
- Bence bunu bugün yapsan iyi olur.
- I think he is a good driver.
- Bence iyi bir şoför.
- I think Tom did exactly what he said he did.
- Bence Tom tam olarak söylediği şeyi yaptı.
- I think Tom will go to Boston next summer.
- Bence Tom gelecek yaz Boston'a gidecek.
- I think these are Tom's shoes.
- Bence bunlar Tom'un ayakkabıları.
- I think fashion models today are too thin.
- Bence günümüz mankenleri çok ince.
- I think it does matter.
- Bence önemli.
- I think that's a great idea.
- Bence bu harika bir fikir.
- I think you're a great guy.
- Bence sen harika bir adamsın.
- I think you need a lawyer.
- Bence bir avukata ihtiyacın var.
- I think she is over forty years old.
- Bence o 40 yaşın üzerinde.
- I think you ought to go.
- Bence gitmelisin.
- I think you should stop watching TV and get some exercise.
- Bence televizyon izlemeyi bırakıp biraz egzersiz yapmalısın.
- I think Tom wouldn't like to do that.
- Bence Tom onu yapmak istemez.
- I think we could've done more to help.
- Bence yardım etmek için daha fazlasını yapabilirdik.
- I think we can make it.
- Bence başarabiliriz.
- I think that helps.
- Bence bu yardımcı olur.
- I think we can get along well.
- Bence iyi anlaşabiliriz.
- I think Tom could make a difference.
- Bence Tom bir fark yaratabilir.
- I think we should call Tom.
- Bence Tom'u aramalıyız.
- I think Tom is forgetful.
- Bence Tom unutkan.
- I think Tom needs a little help.
- Bence Tom'un biraz yardıma ihtiyacı var.
- I think Tom was right.
- Bence Tom haklıydı.
- I think you should take the day off.
- Bence bugün izin almalısın.
- I think Tom didn't do that with Mary.
- Bence Tom bunu Mary ile yapmadı.
- I think you're overweight.
- Bence sen fazla kilolusun.
- I think that thirty dollars is too high a price to pay for this.
- Bence 30 dolar bunun için çok yüksek bir fiyat.
- I think that this is a fake.
- Bence bu taklit.
- I think we were awesome.
- Bence harikaydık.
- I think Tom is photogenic.
- Bence Tom fotojenik.
- I think we should get out of here.
- Bence buradan gitmeliyiz.
- I think you've just made a big mistake.
- Bence büyük bir hata yaptın.
- I think it is best not to be impolite.
- Bence en iyisi kabalık etmemek.
- I think it's fascinating.
- Bence büyüleyici.
- I think you should get started.
- Bence başlamalısın.
- I think asking Tom to be your partner would be a big mistake.
- Bence Tom'un ortağın olmasını istemek büyük bir hata olurdu.
- I think Tom and Mary will agree.
- Bence Tom ve Mary anlaşacak.
- I think we should follow her.
- Bence onu takip etmeliyiz.
- I think it'd be better if you lay down.
- Bence uzanırsan daha iyi olur.
- I think she's over 40 years old.
- Bence 40 yaşının üzerinde.
- I could be wrong, but I think Tom likes you.
- Yanılıyor olabilirim ama bence Tom senden hoşlanıyor.
- I think Tom is prejudiced.
- Bence Tom önyargılı.
- I think you need some help.
- Bence biraz yardıma ihtiyacın var.
- I think Tom is generous.
- Bence Tom cömert.
- I think autumn is the most beautiful season of the year.
- Bence sonbahar yılın en güzel mevsimi.
- I think you're too old for Tom.
- Bence Tom için çok yaşlısın.
- I think this is a great system.
- Bence bu harika bir sistem.
- Tom is afraid, I think.
- Bence Tom korkuyor.
- I think we shouldn't tell Tom what really happened.
- Bence Tom'a gerçekte ne olduğunu anlatmamalıyız.
- I think we could've done that better.
- Bence daha iyi iş çıkarabilirdik.
- I think Tom and Mary are engaged.
- Bence Tom ve Mary nişanlılar.
- I think you should go to Boston to be with your family.
- Bence ailenle birlikte olmak için Boston'a gitmelisin.
- I think Tom really deserves it.
- Bence Tom bunu gerçekten hak ediyor.
- I think it's safe to assume Tom won't be here tomorrow.
- Bence Tom'un yarın burada olmayacağını varsaymak güvenli.
- I think what Tom did was very brave.
- Bence Tom'un yaptığı çok cesurcaydı.
- I think this book is very good.
- Bence bu kitap çok iyi.
- I think Tom already knows that.
- Bence Tom bunu zaten biliyor.
- I think Tom would do that.
- Bence Tom bunu yapardı.
- I think you did great.
- Bence harika bir iş çıkardın.
- I think Tom and Mary both want something to eat.
- Bence Tom da Mary de yiyecek bir şeyler istiyor.
- I think it's good enough.
- Bence yeterince iyi.
- I think you're probably right.
- Bence muhtemelen haklısın.
- I think Tom will be able to figure out a way to do that.
- Bence Tom bunu yapmanın bir yolunu bulabilecek.
- I think you'll be pleasantly surprised.
- Bence sizin için hoş bir sürpriz olacak.
- I think now is the time.
- Bence şimdi tam zamanı.
- I think that's a bad solution.
- Bence bu kötü bir çözüm.
- I think Tom and Mary are in love.
- Bence Tom ve Mary birbirlerine aşıklar.
- I think that Tom and Mary are the ones who stole my wallet.
- Bence cüzdanımı çalanlar Tom ve Mary.
- I think it's better for Tom to stay here.
- Bence Tom'un burada kalması daha iyi.
- I think they were surprised.
- Bence şaşırdılar.
- I think he genuinely likes me.
- Bence benden gerçekten hoşlanıyor.
- I think we're the better team.
- Bence biz daha iyi bir takımız.
- I think Tom was exaggerating.
- Bence Tom abartıyordu.
- I think you should pick Tom.
- Bence Tom'u seçmelisiniz.
- I think no one knows.
- Bence hiç kimse bilmiyor.
- I think you'll be interested in this.
- Bence bununla ilgileneceksin.
- I think it's unlikely Tom will cry.
- Bence Tom'un ağlaması pek olası değil.
- I think that boy's name is Tom.
- Bence o çocuğun adı Tom.
- I think Tom didn't want to be on his own.
- Bence Tom tek başına kalmak istemedi.
- I like both Tom and Mary, but I think Tom is nicer.
- Hem Tom'u hem de Mary'yi severim ama bence Tom daha iyi.
- I think it would be a mistake to lend Tom any money.
- Bence Tom'a borç para vermek hata olur.
- I think that Tom has made a good decision.
- Bence Tom iyi bir karar verdi.
- I think you can prove it.
- Bence bunu kanıtlayabilirsin.
- I think she is very attractive.
- Bence çok çekici.
- I think Tom is in love with me.
- Bence Tom bana aşık.
- I think it's unlikely to happen.
- Bence bu pek olası değil.
- I think we're out of gas.
- Bence benzinimiz bitti.
- I think Dania was in love with Fadil.
- Bence Dania Fadıl'a aşıktı.
- I think you'd better come back home.
- Bence eve dönsen iyi olur.
- I think we should stop doing this.
- Bence bunu yapmayı bırakmalıyız.
- I think you ought to ask Tom to do that.
- Bence Tom'dan bunu yapmasını istemelisin.
- I think Tom is interfering.
- Bence Tom müdahaleci.
- I think you're smarter than Tom.
- Bence sen Tom'dan daha zekisin.
- I think Tom is sure that's what Mary needs to do.
- Bence Tom, bunun Mary'nin yapması gereken şey olduğuna emin.
- I think Tom is too young to be dating.
- Bence Tom biriyle çıkmak için çok genç.
- I think it's time we left.
- Bence gitme vaktimiz geldi.
- I think it's best to take a break now.
- Bence şimdi bir mola vermek en iyisi.
- I think we should hire her.
- Bence onu işe almalıyız.
- I think he's attracted to you.
- Bence o senden etkileniyor.
- I think you're missing the point.
- Bence asıl noktayı kaçırıyorsun.
- I think Tom would've done the same thing.
- Bence Tom olsa o da aynı şeyi yapardı.
- Tom will help Mary do that, I think.
- Bence Tom, Mary'ye yardım edecek.
- I think Tom ought to buy some new clothes.
- Bence Tom yeni kıyafetler almalı.
- I thought it was cute.
- Bence şirindi.
- I think both Tom and Mary are unmarried.
- Bence hem Tom hem de Mary evli değil.
- I thought everybody liked it.
- Bence herkes beğendi.
- I think Tom won't be lonely.
- Bence Tom yalnız kalmayacak.
- I think Tom is unpredictable.
- Bence Tom'un ne yapacağı belli olmaz.
- I think Tom would like to do that.
- Bence Tom bunu yapmak isterdi.
- I think we should sell our old car.
- Bence eski arabamızı satmalıyız.
- I think Tom is already dead.
- Bence Tom çoktan ölmüştür.
- I think we should ask Tom to sing for us.
- Bence Tom'dan bizim için şarkı söylemesini rica etmeliyiz.
- I think you're too young.
- Bence çok gençsin.
- I think Tom knows what needs to be done.
- Bence Tom ne yapılması gerektiğini biliyor.
- I think you can solve this problem on your own.
- Bence bu sorunu kendi başınıza çözebilirsiniz.
- I think everyone is very excited.
- Bence herkes çok heyecanlı.
- I think it's just a coincidence.
- Bence bu sadece bir tesadüf.
- I think Tom is an idiot.
- Bence Tom bir aptal.
- I think both Tom and Mary are sleepy.
- Bence hem Tom hem de Mary uykulu.
- I think you should answer the question.
- Bence soruya cevap vermelisin.
- I think it's silly that Tom didn't learn the language that everyone speaks.
- Bence Tom'un herkesin konuştuğu dili öğrenmemesi çok saçma.
- I think it's obvious.
- Bence bu açık.
- I think we should ask Tom to resign.
- Bence Tom'dan istifa etmesini istemeliyiz.
- I think Tom can help Mary.
- Bence Tom Mary'ye yardım edebilir.
- I think you should eat now.
- Bence şimdi yemelisin.
- I think my husband spends too much money.
- Bence kocam çok fazla para harcıyor.
- I think that you should break up with your boyfriend.
- Bence erkek arkadaşından ayrılmalısın.
- I think we should reduce the prices.
- Bence fiyatları düşürmeliyiz.
- I think you've seen enough.
- Bence yeterince gördün.
- I think we should volunteer to do that.
- Bence bunu yapmak için gönüllü olmalıyız.
- I think it's worth asking.
- Bence sormaya değer.
- I think we have to be very careful.
- Bence çok dikkatli olmalıyız.
- I think Tom will win.
- Bence Tom kazanacak.
- I think they're lying.
- Bence yalan söylüyorlar.
- I think Tom might be angry with me.
- Bence Tom bana kızgın olabilir.
- I think you hate Tom as much as he hates you.
- Bence sen de Tom'dan en az onun senden nefret ettiği kadar nefret ediyorsun.
- I think it's not a good idea to let children drink wine.
- Bence çocukların şarap içmesine izin vermek iyi bir fikir değil.
- I think you'll find it.
- Bence onu bulacaksın.
- I think it's good for you to read this book.
- Bence bu kitabı okuman senin için iyi olur.
- I think we should tell him.
- Bence ona söylemeliyiz.
- I think it wouldn't be hard to do that.
- Bence bunu yapmak zor olmazdı.
- I think that it's possible.
- Bence bu mümkün.
- I think that both Tom and Mary have died.
- Bence hem Tom hem de Mary öldü.
- I think it would have been better if we hadn't done that.
- Bence bunu yapmasaydık daha iyi olurdu.
- I think we're getting closer.
- Bence yaklaşıyoruz.
- I think we should quit.
- Bence vazgeçmeliyiz.
- I think it's a lot better here than it used to be.
- Bence burası eskisinden çok daha iyi durumda.
- I think you'd better tell him.
- Bence ona söylesen iyi olur.
- I think you have too many pairs of shoes.
- Bence çok fazla ayakkabın var.
- I think Tom is witty.
- Bence Tom esprili.
- I thought Tom did a good job.
- Bence Tom iyi iş çıkarmıştı.
- I think Tom is going to want to sit down.
- Bence Tom oturmak isteyecektir.
- I think Tom didn't do that on purpose.
- Bence Tom bunu bilerek yapmamıştı.
- I think doing that would be foolish.
- Bence onu yapmak aptalca olurdu.
- I think we should go there.
- Bence oraya gitmeliyiz.
- I think Tom shares too much personal information online.
- Bence Tom internette çok fazla kişisel bilgi paylaşıyor.
- I think you panicked.
- Bence panikledin.
- I think Tom will be happy to see you.
- Bence Tom seni gördüğüne sevinecek.
- I think Tom should wear a tie to the party.
- Bence Tom partide bir kravat takmalı.
- I think Tom will come back.
- Bence Tom geri dönecek.
- I think what Tom did was good.
- Bence Tom'un yaptığı iyiydi.
- I think it's highly unlikely that you'll be able to do that by yourself.
- Bence bunu tek başınıza yapabilmeniz pek mümkün değil.
- I think it would be better if you left.
- Bence gitsen daha iyi olur.
- I think Tom is disgusting.
- Tom iğrenç biri bence.
- I think Tom already knew Mary.
- Bence Tom Mary'yi zaten tanıyordu.
- I think he isn't Chinese.
- Bence o Çinli değil.
- I think Tom might want to go bowling with us.
- Bence Tom bizimle bowlinge gitmek isteyebilir.
- I think there's something wrong.
- Bence yanlış bir şey var.
- I think Tom wouldn't like to do that.
- Bence Tom bunu yapmak istemezdi.
- I think Tom liked it.
- Bence Tom bundan hoşlandı.
- I think we're going to need more money.
- Bence daha fazla paraya ihtiyacımız olacak.
- I think Tom is effective.
- Bence Tom etkili.
- I think you'll regret it if you don't go with us.
- Bence bizimle gelmezsen pişman olacaksın.
- I think doing that would be a good idea.
- Bence bunu yapmak iyi bir fikir.
- I think you could get Tom to do that for you.
- Bence Tom'un bunu senin için yapmasını sağlayabilirsin.
- I think that this is a fake.
- Bu bence sahte.
- I think we'd better do that.
- Bence bunu yapsak iyi olur.
- I think there's been some mistake.
- Bence bir hata var.
- I think you know Tom already.
- Bence Tom'u zaten biliyorsun.
- I think you already have enough money to buy what you need.
- Bence ihtiyacın olan şeyi almak için yeterince paran var.
- I think Tom is unimaginative.
- Bence Tom hayal gücünden yoksun.
- I think it would be dangerous for you to do that.
- Bence bunu yapman senin için tehlikeli olur.
- I think it'd be better if you didn't drink that.
- Bence onu içmemen daha iyi olurdu.
- I think you want this more than you want to admit.
- Bence bunu itiraf etmek istediğinden daha çok istiyorsun.
- I think Tom and Mary have finished.
- Bence Tom ve Mary bitirdi.
- I think Tom is trustworthy.
- Bence Tom güvenilirdir.
- I think Tom will be able to win.
- Bence Tom kazanabilir.
- I think you have to look for a part-time job.
- Bence yarı zamanlı bir iş aramalısın.
- I think Tom would be impressed.
- Bence Tom etkilenirdi.
- I think you should go there with Tom.
- Bence oraya Tom'la birlikte gitmelisin.
- I think Tom was just being sarcastic.
- Bence Tom sadece alay ediyordu.
- I think Mary is pretty.
- Bence Mary güzel.
- I think you should ask Tom to drive.
- Bence Tom'dan araba kullanmasını istemelisin.
- I think you shouldn't spend any more time trying to do that.
- Bence bunu yapmak için daha fazla zaman harcamamalısın.
- I think it's about time we started to believe Tom.
- Bence Tom'a inanmaya başlamamızın zamanı geldi.
- I think that she's honest.
- Bence o dürüsttür.
- I think we shouldn't let Tom do that again.
- Bence Tom'un bunu tekrar yapmasına izin vermemeliyiz.
- I think we need to do that before Tom gets here.
- Bence Tom buraya gelmeden önce bunu yapmalıyız.
- I think the jokes that Tom tells are funnier than the ones Mary tells.
- Bence Tom'un yaptığı şakalar Mary'ninkilerden daha komik.
- I think Tom might be busy now.
- Bence Tom şimdi meşgul olabilir.
- I think Tom is a little too optimistic.
- Bence Tom biraz fazla iyimser.
- I think you should take some time off.
- Bence biraz ara vermelisin.
- I think you shouldn't wait any longer.
- Bence artık beklememen gerekir.
- I think both of them are right.
- Bence ikisi de haklı.
- I think Tom could be right.
- Bence Tom haklı olabilir.
- I think you've already met Tom.
- Bence Tom'la çoktan tanıştınız.
- I think that's a hoax.
- Bence bu bir aldatmaca.
- I think you should talk to someone.
- Bence biriyle konuşmalısın.
- I think it's enough for me.
- Bence o benim için yeterli.
- I think we should let Tom get some rest.
- Bence Tom'un biraz dinlenmesine izin vermeliyiz.
- I think Tom's cheating.
- Bence Tom hile yapıyor.
- I think that Tom and Mary aren't biased.
- Bence Tom ve Mary önyargılı değiller.
- I think Tom could do better.
- Bence Tom daha iyisini yapabilir.
- I think Tom is probably right, too.
- Bence Tom da muhtemelen haklı.
- I think Tom will do that again.
- Bence Tom bunu bir daha yapacak.
- I think I should get right to work.
- Bence hemen işe koyulmalıyım.
- I think it's time we asked Tom to leave.
- Bence Tom'dan gitmesini istemenin zamanı geldi.
- I think you ought to ask Tom to help.
- Bence Tom'dan yardım etmesini istemelisin.
- I think that Tom might not win.
- Bence Tom kazanamayabilir.
- I think Tom is stubborn.
- Bence Tom inatçı.
- I think we should call them.
- Bence onları aramalıyız.
- I think Tom is interested.
- Bence Tom ilgileniyor.
- I think you can handle it.
- Bence bununla başa çıkabilirsin.
- I think that we should try again.
- Bence tekrar denemeliyiz.
- I think Tom has serious problems at home.
- Bence Tom'un evde ciddi sorunları var.
- I think we should leave now.
- Bence hemen gitmeliyiz.
- I think you're old enough.
- Bence yeterince yaşlısın.
- I think we should stop talking about this and move on to another topic.
- Bence bu konu hakkında konuşmayı bırakmalı ve başka bir konuya geçmeliyiz.
- I think she's 40 years old.
- Bence 40 yaşında.
- I think it dangerous for you to cross the river.
- Bence nehri geçmek sizin için tehlikeli.
- I think you should wake Tom up.
- Bence Tom'u uyandırman gerek.
- I think this is blue.
- Bence bu mavidir.
- That was a sign, I think.
- Bence bu bir işaretti.
- I think I've done well.
- Bence iyi iş çıkardım.
- I think Tom is still depressed.
- Bence Tom hâlâ bunalımlı.
- I think he will become a Beethoven.
- Bence o bir Beethoven olacak.
- I think it's a permanent change.
- Bence bu kalıcı bir değişiklik.
- I think Tom might lie to you.
- Bence Tom sana yalan söyleyebilir.
- I think that the Lions will be the champions this year.
- Bence bu yıl Lions şampiyon olacak.
- I think you're very cute.
- Bence çok tatlısın.
- I think doing that was wrong.
- Bence onu yapmak yanlıştı.
- I think we're finished.
- Bence işimiz bitti.
- I think this is a terrific idea.
- Bence bu müthiş bir fikir.
- I think this'll work.
- Bence bu işe yarayacak.
- I think that there are more people in the countryside with a big heart than there are in the city.
- Bence kırsalda, şehirde olduğundan daha fazla büyük kalpli insan var.
- I think Tom already knew Mary.
- Bence Tom zaten Mary'yi biliyor.
- I think that Tom is getting better.
- Bence Tom iyileşiyor.
- I think it's best not to wake Tom up.
- Bence Tom'u uyandırmamak en iyisi.
- I think that's a bad idea.
- Bence o kötü bir fikir.
- I think you've been in the jungle too long.
- Bence ormanda çok uzun süre kaldın.
- I think we should wait for him.
- Bence onu beklemeliyiz.
- I think granola bars are healthy.
- Bence granola barlar sağlıklı.
- I think it's time we got out of here.
- Bence buradan gitme zamanımız geldi.
- I think your work is all right.
- Bence çalışman gayet iyi.
- I think we need more food.
- Bence daha fazla yemeğe ihtiyacımız var.
- I think you'll be interested in this.
- Bence bununla ilgileneceksiniz.
- I think you should go see a doctor.
- Bence bir doktora görünmelisin.
- I think you've drunk enough.
- Bence yeterince içtin.
- I think Tom is still interested.
- Bence Tom hala ilgileniyor.
- I think Tom is thirty years old.
- Bence Tom 30 yaşında.
- I think that you and Tom could make a cute couple.
- Bence sen ve Tom hoş bir çift olurdunuz.
- I think Tom may be able to do that.
- Bence Tom bunu yapabilir.
- I think you should leave.
- Bence gitmelisin.
- I think Tom is sad.
- Bence Tom üzgün.
- I think Tom is kind.
- Bence Tom nazik biri.
- I think you need to tell Tom to leave you alone.
- Bence Tom'a seni yalnız bırakmasını söylemelisin.
- I think Tom is a likable guy.
- Bence Tom sevimli bir adam.
- Between ourselves, I think he is rather stupid.
- Aramızda kalsın, o bence oldukça aptal.
- I think Tom and Mary are biased.
- Bence Tom ve Mary önyargılı.
- I think Tom is still lonely.
- Bence Tom hâlâ yalnız.
- I think Tom could do that if he needed to.
- Bence Tom isteseydi bunu yapabilirdi.
- I think Tom will come to Boston on Monday.
- Bence Tom Pazartesi günü Boston'a gelecek.
- I think it's Tom's fault.
- Bence bu Tom'un hatası.
- I think Tom did that pretty well.
- Bence Tom bunu gayet iyi yaptı.
- I think you'll find it.
- Bence onu bulacaksınız.
- I think Tom and Mary will agree.
- Bence Tom ve Mary anlaşacaklar.
- I think you're sick.
- Bence sen hastasın.
- I think you're the only one who cares.
- Bence umursayan tek kişi sensin.
- I think Tom could help me.
- Bence Tom bana yardım edebilir.
- I think you'll like it too.
- Bence senin de hoşuna gidecek.
- I think Tom won't resign.
- Bence Tom istifa etmeyecek.
- I think it's a good investment.
- Bence bu iyi bir yatırım.
- I think Tom really believes that.
- Bence Tom buna gerçekten inanıyor.
- I think it's only fair.
- Bence adil.
- I think there's a real good possibility of that happening.
- Bence bunun olma ihtimali çok yüksek.
- I think Tom is somewhat curious.
- Bence Tom biraz meraklı.
- I think it would be more fun to go together.
- Bence birlikte gitmek daha eğlenceli olur.
- I think it's very impressive.
- Bence çok etkileyici.
- I think you know them.
- Bence onları tanıyorsun.
- I think Tom is very smart.
- Bence Tom çok zeki.
- I think you'll like it.
- Bence hoşuna gidecek.
- I think you need to see him.
- Bence onu görmelisin.
- I think the love of money is common to us all.
- Bence para sevgisi hepimiz için ortak.
- I think you could do that.
- Bence bunu yapabilirsin.
- I think being poor is nothing to be ashamed of.
- Bence fakir olmak utanılacak bir şey değildir.
- I think Tom is going to come back.
- Bence Tom geri dönecek.
- I think Tom will resign.
- Bence Tom istifa edecek.
- I think we've wasted enough of your time.
- Bence yeterince zamanınızı harcadık.
- I think he won't come.
- Bence gelmeyecek.
- I think we can.
- Bence yapabiliriz.
- I think that now isn't a good time to do that.
- Bence şu an bunu yapmanın sırası değil.
- I think Tom is efficient.
- Bence Tom verimli.
- I think it's really important for you to visit Tom in the hospital.
- Bence Tom'u hastanede ziyaret etmen çok önemli.
- I think they really enjoyed themselves.
- Bence gerçekten eğlendiler.
- I think something is wrong.
- Bence bir şeyler yanlış.
- I think you should open an account here.
- Bence burada bir hesap açmalısınız.
- I think the guy standing next to Mary is Tom.
- Bence Mary'nin yanında duran adam Tom.
- I think we can all go in the same car.
- Bence hepimiz aynı arabada gidebiliriz.
- I think Tom will likely like this movie.
- Bence Tom bu filmi sevecek.
- I think Tom would like to do that.
- Bence Tom bunu yapmak istiyor.
- I think Tom is joking.
- Bence Tom şaka yapıyor.
- I think that rumor is true.
- Bence o söylenti doğru.
- The Socialist party will win, I think.
- Bence Sosyalist Parti kazanacak.
- I think you and I could help each other.
- Bence sen ve ben birbirimize yardım edebiliriz.
- I think Tom and I should do that by ourselves.
- Bence Tom ve ben bunu kendi başımıza yapmalıyız.
- I think Tom is a good leader.
- Bence Tom iyi bir lider.
- I think that now isn't a good time to do that.
- Bence şu an bunu yapmak için iyi bir zaman değil.
- I think it'd be better to do that the way Tom suggested.
- Bence bunu Tom'un önerdiği şekilde yapmak daha iyi olur.
- I think Tom might be nervous.
- Bence Tom gergin olabilir.
- I think Tom is sneaky.
- Bence Tom sinsi.
- I think we should have a picnic here every year.
- Bence her yıl burada piknik yapmalıyız.
- I think that could be a lucrative deal.
- Bence bu kârlı bir anlaşma olabilir.
- I think Tom likes me.
- Bence Tom beni seviyor.
- I think we need to do that.
- Bence bunu yapmalıyız.
- I think you should help him.
- Bence ona yardım etmelisiniz.
- I think Tom and Mary aren't biased.
- Bence Tom ve Mary önyargılı değil.
- I think there's a good possibility that that will happen.
- Bence bunun olma ihtimali yüksek.
- I think Tom could fix this.
- Bence Tom bunu düzeltebilir.
- I think we should ask Tom to go with us.
- Bence Tom'dan bizimle gelmesini istemeliyiz.
- I think this isn't correct.
- Bence bu doğru değil.
- I think Tom will call Mary.
- Bence Tom Mary'i arayacak.
- I think Tom is a great guy.
- Bence Tom harika bir adam.
- I think Tom might be at school.
- Bence Tom okulda olabilir.
- I think you're bluffing.
- Bence blöf yapıyorsun.
- I think it's unlikely Tom will ask Mary to do that.
- Bence Tom'un Mary'den bunu yapmasını istemesi pek olası değil.
- I think Tom is courteous.
- Bence Tom nazik biri.
- I think that Tom isn't going to be busy this afternoon.
- Bence Tom bu öğleden sonra meşgul olmayacak.
- I think you're really amazing.
- Bence gerçekten şaşırtıcısın.
- I think we should take a look.
- Bence bir göz atmalıyız.
- I think you know who I'm talking about.
- Bence kimin hakkında konuştuğumu biliyorsun.
- I think Tom is going to do that.
- Bence Tom bunu yapacak.
- I think Tom may have fallen into the well.
- Bence Tom kuyuya düşmüş olabilir.
- I think it's important to tell him the facts.
- Bence ona gerçekleri anlatmak önemli.
- I think Tom did the right thing.
- Bence Tom doğru olanı yaptı.
- I think Tom is unpleasant.
- Bence Tom nahoş biri.
- I think Tom is being sarcastic.
- Bence Tom gırgır geçiyor.
- I think Tom may be a genius.
- Bence Tom bir deha olabilir.
- I think we're doing great.
- Bence harika gidiyoruz.
- I think you're disgusting.
- Bence iğrençsin.
- I think Tom is unfriendly.
- Bence Tom arkadaş canlısı değil.
- I think Tom said something about that.
- Bence Tom bunun hakkında bir şey söyledi.
- I think Tom is unlucky.
- Bence Tom şanssız.
- I think that sweater is too tight on you.
- Bence bu kazak sana çok dar.
- I think Tom has a girlfriend already.
- Bence Tom'un zaten bir kız arkadaşı var.
- I think that accident could've been prevented.
- Bence bu kaza önlenebilirdi.
- I think you should turn yourself in.
- Bence teslim olmalısın.
- I think we should do that.
- Bence bunu yapmalıyız.
- I think she's over 40 years old.
- Bence o 40 yaşının üstünde.
- I think you underestimate him.
- Bence onu küçümsüyorsun.
- I think this is important.
- Bence bu önemli.
- I think Tom told you the truth.
- Bence Tom sana doğruyu söyledi.
- I think that's fake.
- Bence bu sahte.
- I think you might like to go to the concert tonight.
- Bence bu akşamki konsere gitmek isteyebilirsin.
- I think you should meet Tom in Boston.
- Bence Tom'la Boston'da buluşmalısın.
- I think Tom is narrow-minded.
- Bence Tom dar görüşlü.
- I think that his novel is boring.
- Bence onun romanı sıkıcı.
- I think you'd better go and visit him.
- Bence gidip onu ziyaret etsen iyi olur.
- I think Tom will be embarrassed if that happens.
- Bence bu olursa Tom mahçup olacak.
- I think it's worth a try.
- Bence denemeye değer.
- I think you could've done this by yourself.
- Bence bunu kendi başına yapabilirdin.
- I think Tom is jealous of you.
- Bence Tom seni kıskanıyor.
- I think you're reliable.
- Bence sen güvenilirsin.
- I think it's really immature.
- Bence o gerçekten olgunlaşmamıştır.
- I think Tom won't do that anymore.
- Bence Tom artık bunu yapmayacak.
- I think the love of money is common to us all.
- Bence para sevgisi hepimizde ortak.
- I think Tom has been here already.
- Bence Tom zaten buradaydı.
- I think we can come up with better plan than this.
- Bence bundan daha iyi bir plan yapabiliriz.
- I think my girlfriend is better looking than yours.
- Bence benim kız arkadaşım seninkinden daha iyi görünüyor.
- I think you'd like it there.
- Bence orayı seversin.
- I think it's time you went.
- Bence gitme vaktin geldi.
- I think you're overly optimistic.
- Bence çok Pollyannacısın.
- I think Tom and Mary are going to be able to do that.
- Bence Tom ve Mary bunu yapabilecek.
- I think you're good enough.
- Bence yeterince iyisin.
- I think you're going to enjoy it here.
- Bence burayı seveceksin.
- I think Tom did what he said he did.
- Bence Tom söylediği şeyi yaptı.
- I think you're not my type.
- Bence sen benim tipim değilsin.
- I know it may be difficult, but I think we need to do that.
- Zor olabileceğini biliyorum ama bence bunu yapmalıyız.
- I think it would've been difficult to do that.
- Bence bunu yapmak zor olurdu.
- I think we should buy a new house in another neighborhood.
- Bence başka bir mahallede yeni bir ev almalıyız.
- I think Tom didn't want to do that.
- Bence Tom onu yapmak istemedi.
- I think that's what you should be worried about.
- Bence endişelenmen gereken şey bu.
- I think Tom speaks French well.
- Bence Tom iyi Fransızca konuşuyor.
- I think it's more dangerous than you think it is.
- Bence düşündüğünden daha tehlikeli.
- I think Tom will ask Mary to do that for John.
- Bence Tom Mary'den John için onu yapmasını isteyecek.
- I think he's happy.
- Bence o mutlu.
- You've already seen it, I think.
- Bence bunu zaten gördün.
- I think that jacket would fit me.
- Bence o ceket bana uyar.
- I think that would be awesome.
- Bence bu harika olur.
- I think it's an excellent idea.
- Bence bu mükemmel bir fikir.
- I think you know that's impossible to do.
- Bence bunun imkansız olduğunu biliyorsun.
- I think Tom must be right.
- Bence Tom haklı olmalı.
- I think Tom and Mary might actually get married.
- Bence Tom ve Mary gerçekten evlenebilirler.
- I think you'll like this.
- Bence bunu seveceksin.
- I think him a fool.
- Bence o bir aptal.
- I think Tom and Mary both have to do that.
- Bence Tom ve Mary her ikisi de bunu yapmak zorunda.
- I think you need to eat more.
- Bence daha fazla yemelisin.
- I think you ought to go.
- Bence gitmen gerekir.
- I think Tom could be doing that right now.
- Bence Tom şu anda bunu yapıyor olabilir.
- I think Tom is desperate.
- Bence Tom çaresiz.
- I think Tom is going to be tired when he gets home.
- Bence eve döndüğünde Tom yorgun olacak.
- Yes, I think you should go there.
- Evet, bence oraya gitmelisin.
- I think Tom speaks French quite well.
- Bence Tom oldukça iyi Fransızca konuşuyor.
- I think ambition is good.
- Bence hırs iyidir.
- I think Tom might be in Boston.
- Bence Tom Boston'da olabilir.
- I think Tom is likely to win.
- Bence Tom kazanacak.
- I think everything will be OK.
- Bence her şey iyi olacak.
- I think I should check on Tom.
- Bence Tom'u kontrol etmeliyim.
- I think all of us could do that.
- Bence bunu hepimiz yapabiliriz.
- I think you should tell Tom you love him.
- Bence Tom'a onu sevdiğini söylemelisin.
- I think Tom is going to be hungry when he gets home.
- Bence Tom eve döndüğünde aç olacak.
- I think Tom is the only Canadian on our team.
- Bence Tom, takımımızdaki tek Kanadalı.
- I think Tom is aggressive.
- Bence Tom agresif.
- I think we can beat them.
- Bence onları yenebiliriz.
- I think you shouldn't be doing that now.
- Bence bunu şimdi yapmamalısın.
- I think you've made a mistake.
- Bence bir hata yaptınız.
- I think your theory is incorrect.
- Bence senin teorin yanlış.
- I think you've all met.
- Bence hepiniz tanıştınız.
- I think Tom was bluffing.
- Bence Tom blöf yapıyordu.
- I think Tom is old.
- Bence Tom yaşlı.
- I think that's a big deal.
- Bence bu büyük bir olay.
- I think Tom sounds like a native French speaker.
- Bence Tom'un sesi anadili Fransızca olan biri gibi çıkıyor.
- I think Mary is the most beautiful woman I've ever seen.
- Bence Mary gördüğüm en güzel kadın.
- I think he's competent.
- Bence işinin ehli.
- I think you know both of them.
- Bence onların ikisini de tanıyorsun.
- I think we have a good team.
- Bence iyi bir takımımız var.
- I think you're completely right.
- Bence tamamen haklısın.
- I think you should let Tom know that you don't like him.
- Bence Tom'a ondan hoşlanmadığını söylemelisin.
- I think Tom would like to know what you're doing.
- Bence Tom ne yaptığınızı bilmek ister.
- I think you've been eating too much junk food.
- Bence çok fazla abur cubur yiyorsun.
- I think you resemble your mother.
- Bence annene benziyorsun.
- I think you must be hungry.
- Bence aç olmalısın.
- I think Tom is adopted.
- Bence Tom evlatlık.
- I think Tom is hiding something from us.
- Bence Tom bizden bir şey saklıyor.
- I think you should do what Tom tells you to do.
- Bence Tom ne derse onu yapmalısın.
- I think we ought to go back to Boston.
- Bence Boston'a geri dönmeliyiz.
- I think you should still ask Tom.
- Bence yine de Tom'a sormalısın.
- I think it's unlikely Tom will do that.
- Bence Tom'un bunu yapması pek olası değil.
- I think Tom doesn't know how to speak French.
- Bence Tom Fransızca konuşmayı bilmiyor.
- I think you should be the one to take Tom to the dentist's.
- Bence Tom'u dişçiye sen götürmelisin.
- I think that something bad is going to happen.
- Bence kötü bir şey olacak.
- I think Tom really doesn't know the answer.
- Bence Tom cevabı cidden bilmiyor.
- I think you should leave now.
- Bence şimdi gitmelisin.
- I think you're pretty.
- Bence güzelsin.
- I think we need this.
- Bence buna ihtiyacımız var.
- I think Tom is rich.
- Bence Tom zengin.
- I think Tom and I might do that by ourselves.
- Bence Tom ve ben bunu kendi başımıza yapabiliriz.
- I think you're going to win.
- Bence kazanacaksın.
- I think you should know that no matter what you do, I'll still love you.
- Bence ne yaparsan yap, seni sevmeye devam edeceğimi bilmelisin.
- I think Tom won't stop doing that anytime soon.
- Bence Tom yakın zamanda bunu yapmaktan vazgeçmeyecek.
- I think you've missed the point.
- Bence asıl noktayı kaçırdın.
- I think we should adopt his plan.
- Bence onun planını benimsemeliyiz.
- I think she likes you.
- Bence o senden hoşlanıyor.
- I think Tom is still undefeated.
- Bence Tom hala yenilmez.
- I think many of the people here today would rather not be here.
- Bence bugün buradaki insanların çoğu burada olmamayı tercih ederdi.
- I think you know Tom much better than I do.
- Bence Tom'u benden çok daha iyi tanıyorsun.
- I think we need more time.
- Bence biraz daha fazla zamana ihtiyacımız var.
- I think you should wake Tom up.
- Bence Tom'u uyandırmalısın.
- I think time's on our side.
- Bence zaman bizden yana.
- I think you did that on purpose.
- Bence bunu bilerek yaptın.
- I like both Susan and Betty, but I think Susan is the nicer of the two.
- Hem Susan'ı hem de Betty'yi severim, ama bence ikisi arasından daha iyi olanı Susan'dır.
- I think you're absolutely right.
- Bence kesinlikle haklısın.
- I think Tom and Mary are married to each other.
- Bence Tom ve Mary birbirleriyle evli.
- I think I'm quite smart.
- Bence oldukça zekiyim.
- I think the answer is no.
- Bence cevap hayır.
- I think you ought to let Tom go.
- Bence Tom'un gitmesine izin vermelisin.
- I think that wouldn't cost much.
- Bence bu çok pahalıya mal olmaz.
- I think it's a realistic fear.
- Bence bu gerçekçi bir korku.
- I think Tom is improving.
- Bence Tom gelişiyor.
- I think you nailed it.
- Bence tam isabet.
- I think we should ask Tom who told him that.
- Bence Tom'a bunu ona kimin söylediğini sormalıyız.
- I think Tom gets the idea.
- Bence Tom fikri anladı.
- I think ours is much better.
- Bence bizimki çok daha iyi.
- I think Tom shouldn't tell Mary why he did that.
- Bence Tom bunu neden yaptığını Mary'ye söylememeli.
- I think Tom has finally fallen asleep.
- Bence Tom sonunda uykuya daldı.
- I think Tom will be furious.
- Bence Tom öfkelenecek.
- I think that guy looks like Tom.
- Bence bu adam Tom'a benziyor.
- I think Tom may be right this time.
- Bence Tom bu defa haklı olabilir.
- I think you should come and see it.
- Bence gelip görmelisin.
- I think you smell nice.
- Bence sen güzel kokuyorsun.
- I think Tom was misled.
- Bence Tom yanıltılmış.
- I think this is what you're looking for.
- Bence aradığın şey bu.
- I think that's a possibility.
- Bence bu bir olasılık.
- I think you're exaggerating.
- Bence abartıyorsun.
- In that case, I think you should come in today.
- Bu durumda, bence bugün gelmelisiniz.
- I think you're the greatest.
- Bence sen en iyisisin.
- I think Tom can be trusted.
- Bence Tom'a güvenilebilir.
- I think Tom can't win.
- Bence Tom kazanamaz.
- I think they are a competent person.
- Bence onlar yetkin insanlar.
- I think that's an amazing story.
- Bence bu şaşırtıcı bir hikaye.
- I think Tom should wear a tie to the party.
- Bence Tom partide kravat takmalı.
- I like both Tom and Mary, but I think Tom is more fun to hang out with.
- Tom'u da Mary'yi de severim ama bence Tom'la takılmak daha eğlenceli.
- I think Tom will be angry.
- Bence Tom kızacak.
- I think Tom would like that.
- Bence bu Tom'un hoşuna giderdi.
- I think you need to leave now.
- Bence hemen gitmelisin.
- I think you saw something.
- Bence bir şey gördün.
- I think Tom is coming on to you.
- Tom sana asılıyor bence.
- I think we should consider Tom's offer a little more carefully.
- Bence Tom'un teklifini biraz daha dikkatli düşünmeliyiz.
- I think that Tom will call Mary.
- Bence Tom Mary'i arayacak.
- I think Tom wouldn't be lonely if Mary were here.
- Bence Mary burada olsaydı, Tom yalnız olmazdı.
- I think you should call him.
- Bence onu aramalısın.
- I think Tom is objective.
- Bence Tom objektif.
- I think it's time for you to grow up.
- Bence artık büyüme vaktin geldi.
- I think we made a huge mistake.
- Bence büyük bir hata yaptık.
- I think that guy is Tom.
- Bence o adam Tom.
- I think Tom must be hungry.
- Bence Tom aç olmalı.
- I think you should let Tom know that you don't want to do that.
- Bence Tom'a bunu yapmak istemediğini söylemelisin.
- I think Tom will come again.
- Bence Tom yine gelecek.
- I think you ought to let Tom go home early.
- Bence Tom'un eve erken gitmesine izin vermelisin.
- I think we can win today's game.
- Bence bugünkü maçı kazanabiliriz.
- I think Tom likes you.
- Bence Tom senden hoşlanıyor.
- I think Tom doesn't come here very often.
- Bence Tom buraya çok sık gelmiyor.
- I think you're going to have a lot of fun at the picnic.
- Bence piknikte çok eğleneceksiniz.
- I think you ought to do that today.
- Bence bunu bugün yapmalısın.
- I think it's going to be a busy week.
- Bence bu yoğun bir hafta olacak.
- I think Tom will be able to figure out a way to do that.
- Bence Tom bunu yapmanın bir yolunu bulabilir.
- I think Tom must've been right.
- Bence Tom haklı olmalı.
- I think it's very difficult.
- Bence çok zor.
- I think the police should enforce the laws that are on the books.
- Bence polis yürürlükteki kanunları uygulamalıdır.
- I think you should talk to Tom about that.
- Bence Tom'la o konuda konuşman gerekir.
- I think this coat should fit you.
- Bence bu palto sana uymalı.
- I think he is intelligent because he is learning German.
- Bence o Almanca öğrendiği için zekidir.
- I think we should just give up.
- Bence vazgeçelim gitsin.
- I think that you should tell Tom that you love him.
- Bence Tom'a onu sevdiğini söylemelisin.
- I think Tom can do that better than Mary can.
- Bence Tom bunu Mary'den daha iyi yapabilir.
- I think everyone wishes that.
- Bence herkes onu diler.
- I think you have a bright future.
- Bence geleceğin parlak.
- I think it will be easy to do the job.
- Bence işi yapmak kolay olacak.
- I think you should be careful.
- Bence dikkatli olmalısın.
- I think Tom and Mary both want to go to Boston.
- Bence Tom ve Mary Boston'a gitmek istiyorlar.
- I think you're a great guy, but I don't have any romantic feelings for you.
- Bence harika birisin, ama senin için romantik hislerim yok.
- I think we should do more.
- Bence daha fazlasını yapmalıyız.
- I think Tom is looking for his keys.
- Bence, Tom anahtarlarını arıyor.
- I think that she knows the truth.
- Bence o gerçeği biliyor.
- I think death is preferable to shame.
- Bence ölüm utanca tercih edilir.
- I think we need them.
- Bence onlara ihtiyacımız var.
- I think it's perfect.
- Bence bu mükemmel.
- I think Tom can help us do that.
- Bence Tom bunu yapmamıza yardım edebilir.
- I think Tom is pulling your leg.
- Bence Tom seninle dalga geçiyor.
- I think Tom is hitting on you.
- Tom sana asılıyor bence.
- I think Tom is sincere.
- Bence Tom samimi.
- I think that Tom and Mary are hypocrites.
- Bence Tom ve Mary ikiyüzlü.
- I thought it was marvelous.
- Bence harikaydı.
- I think Tom wouldn't be absent if he knew how important this meeting was.
- Bence Tom bu toplantının ne kadar önemli olduğunu bilseydi gelmezdi.
- I think that's pretty clear.
- Bence bu oldukça açık.
- I think Tom doesn't know where Mary lives.
- Bence Tom, Mary'nin nerede yaşadığını bilmiyor.
- I think Tom is great.
- Bence Tom harika.
- I think Tom would like to retire.
- Bence Tom emekli olmak istiyor.
- I think we should talk.
- Bence konuşmalıyız.
- I think that's really important.
- Bence bu gerçekten önemli.
- I think you've been lucky.
- Bence şanslıydın.
- I think we have a good chance of winning.
- Bence iyi bir kazanma şansımız var.
- I think it's dangerous for children to play in the pond.
- Bence çocukların gölette oynaması tehlikeli.
- I think you might eventually change your mind.
- Bence sonunda fikrini değiştirebilirsin.
- I think it'd be great if you could come.
- Bence gelebilirsen harika olur.
- I think you'll appreciate it.
- Bence bunu takdir edeceksin.
- I think Tom is devious.
- Bence Tom sinsi.
- I think Tom probably isn't as old as you think he is.
- Bence Tom muhtemelen düşündüğün kadar yaşlı değil.
- I think Tom should resign.
- Bence Tom istifa etmeli.
- I think a film is more interesting than any book.
- Bence bir film bir kitaptan daha ilginçtir.
- I think that's a good plan.
- Bence bu iyi bir plan.
- I think that was too expensive.
- Bence bu çok pahalıydı.
- I think Tom has the ability to solve his problems on his own.
- Bence Tom sorunlarını kendi başına çözme yeteneğine sahip.
- I think Tom is broad-minded.
- Bence Tom açık fikirli.
- I think Tom is intense.
- Bence Tom yoğun biri.
- I think that Tom is a good boy.
- Bence Tom iyi bir çocuk.
- I think you should lose some weight.
- Bence biraz kilo vermelisin.
- I think you should eat something.
- Bence bir şeyler yemelisin.
- I think what Tom is doing is terrific.
- Bence Tom'un yaptığı şey müthiş.
- I think we should just be friends.
- Bence sadece arkadaş olmalıyız.
- I think doing that would be too risky.
- Bence bunu yapmak çok riskli olur.
- I think Tom may be hurt.
- Bence Tom yaralanmış olabilir.
- I think Tom might be angry with me.
- Bence Tom bana kızmış olabilir.
- I think your work is all right.
- Bence işiniz iyi.
- I think Tom is the one who stole Mary's diamond ring.
- Bence Tom, Mary'nin elmas yüzüğünü çalan kişi.
- I think Tom knows who shot Mary.
- Bence Tom, Mary'yi kimin vurduğunu biliyor.
- I think it's unlikely Tom will be here tomorrow.
- Bence Tom muhtemelen yarın burada olmayacak.
- I think it's a bad idea to loan Tom money.
- Bence Tom'a borç para vermek kötü bir fikir.
- I think doing that will be a waste of time.
- Bence bunu yapmak zaman kaybı olacak.
- I think three years is a long time.
- Bence üç yıl uzun bir süre.
- I think we should wait until Tom gets here before we eat.
- Bence yemek yemeden önce Tom gelene kadar beklemeliyiz.
- I think you know that we need to hurry.
- Bence acele etmemiz gerektiğini biliyorsun.
- I think Tom hangs out with Mary too much.
- Bence Tom, Mary'yle çok fazla takılıyor.
- I think Tom is really smart.
- Bence Tom gerçekten zeki.
- I think that this is very bad news.
- Bence bu çok kötü bir haber.
- I think you should check under the couch.
- Bence kanepenin altına bakmalısın.
- I think that could be arranged.
- Bence bu ayarlanabilir.
- I think French is a difficult language.
- Bence Fransızca zor bir dil.
- I think we all needed that.
- Bence hepimizin ona ihtiyacı vardı.
- Yeah, I think it's a good environment for learning English.
- Evet, bence bu İngilizce öğrenmek için iyi bir ortam.
- I think you might be overreacting.
- Bence aşırı tepki veriyor olabilirsin.
- I think that's a lot of malarkey.
- Bence bu çok saçma.
- I think we should do something stupid.
- Bence aptalca bir şey yapmalıyız.
- I think Tom is doing his best.
- Bence Tom elinden geleni yapıyor.
- I think we shouldn't swim today.
- Bence bugün yüzmemeliyiz.
- I think Tom can help you.
- Bence Tom size yardım edebilir.
- I think Tom's plan will work.
- Bence Tom'un planı işe yarayacak.
- I think Tom may do that.
- Bence Tom bunu yapabilir.
- I think Tom won't do that, either.
- Bence Tom da bunu yapmayacak.
- I think it's a good plan.
- Bence bu iyi bir plan.
- I think that's the point.
- Bence mesele bu.
- I think Tom should've let Mary do that.
- Bence Tom bunu Mary'nin yapmasına izin vermeliydi.
- I think that's Tom's goal.
- Bence Tom'un amacı bu.
- I think Tom should do that.
- Bence Tom bunu yapmalı.
- I think we should stop doing what we're doing.
- Bence yaptığımız şeyi yapmayı bırakmalıyız.
- I think that he's a good teacher.
- Bence o iyi bir öğretmen.
- I think you should talk to the children about that.
- Bence bu konuyu çocuklarla konuşmalısın.
- I think it is a mere coincidence.
- Bence bu sadece bir tesadüf.
- I think we can avoid that.
- Bence bundan kaçınabiliriz.
- I think we'll do better next time.
- Bence bir dahaki sefere daha iyisini yaparız.
- I think it would be better if I went alone.
- Bence yalnız gitsem daha iyi olur.
- I think you must be getting tired.
- Bence yoruluyor olmalısın.
- I think you've been hanging out with Tom too much.
- Bence Tom'la çok fazla takılıyorsun.
- I think that Tom will be here before long.
- Bence Tom çok geçmeden burada olur.
- I think Tom is still busy.
- Bence Tom hala meşgul.
- I think Tom wouldn't understand that.
- Bence Tom bunu anlamaz.
- I think you shouldn't do that.
- Bence bunu yapmamalısın.
- I think we should help you.
- Bence sana yardım etmeliyiz.
- I think you're missing something.
- Bence bir şeyi kaçırıyorsun.
- I think Tom is flabby.
- Bence Tom zayıf.
- I think this is the only way to do it.
- Bence bunu yapmanın tek yolu bu.
- I think it better not to try.
- Bence, denememek daha iyi.
- I think you don't understand what's going on.
- Bence neler olduğunu anlamıyorsun.
- I think he's right.
- Bence haklı.
- I think Tom is still in love with Mary.
- Bence Tom hala Mary'ye aşık.
- I think peace is very much preferable to war, don't you?
- Bence barış savaşa daha çok tercih edilir, değil mi?
- I think that Tom is still interested.
- Bence Tom hâlâ ilgileniyor.
- I think one of us ought to stay and help Tom.
- Bence birimiz kalıp Tom'a yardım etmeli.
- I think what you just did is illegal.
- Bence yaptığın şey yasa dışı.
- I think Tom should be able to do that by himself.
- Bence Tom bunu kendi başına yapabilmeli.
- I think Tom is afraid of you.
- Bence Tom senden korkuyor.
- I think that's going to happen very soon.
- Bence bu çok yakında olacak.
- I think Tom should give Mary a second chance.
- Bence Tom, Mary'ye ikinci bir şans vermeli.
- I think that's all nonsense.
- Bence bunların hepsi saçmalık.
- I think one of us is more than enough.
- Bence birimiz fazlasıyla yeterli.
- I think Tom is overworked.
- Bence Tom çok çalışıyor.
- I think we should all clean the classroom together.
- Bence sınıfı hep birlikte temizlemeliyiz.
- I think Tom is probably awake by now.
- Bence Tom muhtemelen şimdiye kadar uyanmıştır.
- I think Tom will do well.
- Bence Tom iyi iş çıkaracak.
- I think that would be a good idea.
- Bence bu iyi bir fikir olurdu.
- I think that Tom should do that.
- Bence Tom bunu yapmalı.
- I think it's hilarious.
- Bence bu çok komik.
- I think everything is functional.
- Bence her şey işlevsel.
- I think you need to spend a little more time on your homework.
- Bence ev ödevlerine biraz daha fazla zaman ayırmalısın.
- I think Tom needs stitches.
- Bence Tom'a dikiş atılması gerek.
- I think you've been drinking too much.
- Bence çok fazla içiyorsun.
- I think Tom should help me.
- Bence Tom bana yardım etmeli.
- It may seem like a good idea to you, but I think it's a little dangerous.
- Size iyi bir fikir gibi görünebilir ama bence biraz tehlikeli.
- I think you're all wrong.
- Bence hepiniz hatalısınız.
- I think we have to be very careful.
- Bence dikkatli olmalıyız.
- I think Tom and Mary are too young to get married.
- Bence Tom ve Mary evlenmek için çok gençler.
- I think you'll feel right at home here.
- Bence burada kendini evinde gibi hissedeceksin.
- I think Tom has a lot of faith in Mary.
- Bence Tom, Mary'ye çok güveniyor.
- I think you should look at this once more.
- Bence buna bir kez daha bakmalısın.
- I think we should do some more.
- Bence biraz daha yapmalıyız.
- I think you'd better go.
- Bence gitsen iyi olur.
- I think Tom is a liar.
- Bence Tom bir yalancı.
- I think you need a vacation.
- Bence bir tatile ihtiyacın var.
- I think you'd agree.
- Bence sen de katılırsın.
- I think you should try doing that again.
- Bence onu tekrar yapmayı denemen gerekir.
- I think that Tom is still under thirty.
- Bence Tom hala otuzunun altında.
- I think Tom got home by himself.
- Bence Tom kendi başına eve gitti.
- I think it's unlikely Tom will be here tomorrow.
- Bence Tom'un yarın burada olması pek olası değil.
- I think you should speak directly with Tom.
- Bence doğrudan Tom ile konuşman gerek.
- I think that Tom isn't doing that now.
- Bence Tom şimdi bunu yapmıyor.
- I think we should stick together.
- Bence birbirimize destek olmalıyız.
- I think Tom is still busy.
- Bence Tom hâlâ meşgul.
- I think Tom is telling the truth.
- Bence Tom doğruyu söylüyor.
- I think you should give Tom a call.
- Bence Tom'u aramalısın.
- I think Tom must be tired.
- Bence Tom yorgun olmalı.
- I think we're done here.
- Bence burada işimiz bitti.
- I think we should write Tom a note.
- Bence Tom'a bir not yazmamız gerek.
- I think you might need to talk to Tom about that.
- Bence bu konuda Tom'la konuşman gerekebilir.
- I think you deserve more than this.
- Bence bundan daha fazlasını hak ediyorsun.
- I think Tom would like to hear about this.
- Bence Tom bunu duymak isteyecektir.
- I think Boston is a safe city.
- Bence Boston güvenli bir şehir.
- I think I should go.
- Bence gitmeliyim.
- I think there's a possibility that Tom won't do that.
- Bence Tom'un onu yapmayacağı şeklinde bir ihtimal var.
- I think Mary would like Tom to do that for her.
- Bence Mary, Tom'un bunu onun için yapmasını isterdi.
- I think the sentence is okay.
- Bence cümle tamam.
- I think Tom is hard-working.
- Bence Tom çok çalışkan.
- I think that Tom is still suspicious.
- Bence Tom hâlâ şüpheli.
- I think you need my help.
- Bence yardımıma ihtiyacın var.
- I think it's crazy.
- Bence bu delilik.
- I think Tom doesn't like to ski.
- Bence Tom, kayak yapmaktan hoşlanmıyor.
- I think what Tom did was pretty stupid.
- Bence Tom'un yaptığı şey çok aptalcaydı.
- I think we should help her.
- Bence ona yardım etmeliyiz.
- I think Tom is a bit eccentric.
- Bence Tom biraz tuhaf biri.
- I think that would be fascinating.
- Bence bu büyüleyici olurdu.
- I think Tom's suggestion is a good one.
- Bence Tom'un önerisi iyi bir öneri.
- I think Tom could sing at your wedding.
- Bence Tom düğününde şarkı söyleyebilir.
- I think you've learned a valuable lesson.
- Bence değerli bir ders aldın.
- I think your hypothesis is correct.
- Bence hipoteziniz doğru.
- I think you might need to study a little harder.
- Bence biraz daha sıkı çalışman gerekebilir.
- I think I'm a pretty normal guy.
- Bence ben oldukça normal bir adamım.
- I'd be happy here, I think.
- Bence burada mutlu olacağım.
- I think Tom would've noticed if anything were missing.
- Bence bir şey eksik olsaydı Tom fark ederdi.
- I think you'll win.
- Bence sen kazanacaksın.
- I think we'd better start dealing with that problem.
- Bence bu sorunla ilgilenmeye başlasak iyi olur.
- I think you ought to try a little harder.
- Bence biraz daha çalışmalısın.
- I think that is wrong.
- Bence bu yanlış.
- I think you should reconsider this.
- Bence bunu yeniden düşünmelisin.
- I think that's an interesting profession.
- Bence bu ilginç bir meslek.
- I think we have something in common.
- Bence ortak bir noktamız var.
- I think we must think it over before making this decision.
- Bence bu kararı vermeden önce iyice düşünmeliyiz.
- I think Tom is considerate.
- Bence Tom düşünceli.
- I think Tom would say yes.
- Bence Tom evet diyecek.
- I think that you are to blame.
- Bence suçlu sensin.
- I think your French has gotten a lot better.
- Bence Fransızcanız çok daha iyileşti.
- I think Tom will be able to help us figure this out.
- Bence Tom bunu çözmemize yardım edebilir.
- I think you should buy yourself a new pair of shoes.
- Bence kendine yeni bir çift ayakkabı almalısın.
- I think we can help one another.
- Bence birbirimize yardım edebiliriz.
- I think we should concentrate on other things.
- Bence başka şeylere odaklanmalıyız.
- I think that's the safest way to do it.
- Bence en güvenli yol bu.
- I think that he wants to succeed.
- Bence başarılı olmak istiyor.
- I think you're being a little too careful.
- Bence biraz fazla dikkatli davranıyorsun.
- I think that it was Tom who did this.
- Bence bunu yapan Tom'du.
- I think we should wait for her.
- Bence onu beklemeliyiz.
- I think you've done something wrong.
- Bence yanlış bir şey yaptın.
- I think there's still a chance Tom will get here on time.
- Bence Tom'un buraya vaktinde gelme ihtimali hala var.
- I think that she will come.
- Bence o gelecek.
- I think we all know the answer.
- Bence hepimiz cevabı biliyoruz.
- I think Tom is absent-minded.
- Bence Tom dalgındır.
- I think you could get Tom to help you do that.
- Bence Tom'un sana yardım etmesini sağlayabilirsin.
- I think we can do it this year.
- Bence bu yıl başarabiliriz.
- I think Tom and Mary are both difficult to get along with.
- Bence Tom ve Mary'nin her ikisiyle de geçinmek zor.
- I think Tom is hurt.
- Bence Tom yaralandı.
- I think we need more coffee.
- Bence daha fazla kahveye ihtiyacımız var.
- I think that we should help Tom do that.
- Bence Tom'a yardım etmeliyiz.
- I think you shouldn't do that.
- Bence onu yapmaman gerekir.
- I think it's time to start helping Tom a bit more.
- Bence Tom'a biraz daha yardım etmenin zamanı geldi.
- I think Tom did that right.
- Bence Tom bunu doğru yaptı.
- I think Tom and Mary are married.
- Bence Tom ve Mary evli.
- I think we should tell her.
- Bence ona söylemeliyiz.
- I think Tom shouldn't tell Mary to do that.
- Bence Tom, Mary'ye bunu yapmasını söylememeli.
- I think it might be better if you don't tell me.
- Bence bana söylemesen daha iyi olur.
- I think that we ought to help Tom.
- Bence Tom'a yardım etmeliyiz.
- I think this is good.
- Bence bu iyi.
- I think it's not a good idea.
- Bence bu iyi bir fikir değil.
- I think it's going to start raining soon.
- Bence yakında yağmur yağmaya başlayacak.
- I think Tom will love it.
- Bence Tom buna bayılacak.
- I think that Tom will be pretty mad when he finds out that the painting he bought is a fake.
- Bence Tom satın aldığı tablonun sahte olduğunu öğrenince çok kızacak.
- I think that's hogwash.
- Bence bu saçmalık.
- I think it's a bad idea.
- Bence bu kötü bir fikir.
- I think Tom likes his job.
- Bence Tom işini seviyor.
- I think we should try to help Tom.
- Bence Tom'a yardım etmeyi denemeliyiz.
- I think it's wrong to lie.
- Bence yalan söylemek yanlış.
- I think this is fresh concrete.
- Bence bu taze beton.
- I think this is true.
- Bence bu doğru.
- I think you should sit down.
- Bence oturmalısın.
- I think it would be better if Tom stayed here with us.
- Bence Tom burada bizimle kalsa daha iyi olur.
- I think Tom is here.
- Bence Tom burada.
- I think Tom and Mary are Canadians.
- Bence Tom ve Mary Kanadalı.
- I think Tom isn't very happy.
- Bence Tom pek mutlu değil.
- I think Tom is arrogant.
- Bence Tom kibirli.
- I think that Tom is still unbeatable.
- Bence Tom hâlâ rakipsiz.
- I think it's fair.
- Bence adil.
- I think you should try a little harder.
- Bence biraz daha çabalamalısın.
- I think it might be necessary to help Tom.
- Bence Tom'a yardım etmek gerekebilir.
- I think Tom is correct.
- Bence Tom doğru söylüyor.
- I think that Tom is still lost.
- Bence Tom hâlâ kayıp.
- I think Tom has seen too much.
- Bence Tom çok şey gördü.
- I think we need to postpone the meeting.
- Bence toplantıyı ertelemeliyiz.
- I think that you should stop smoking.
- Bence sigarayı bırakmalısın.
- I think that thirty dollars is too high a price to pay for this.
- Bence 30 dolar bunun için fahiş bir fiyat.
- I think it's absolutely ridiculous.
- Bence kesinlikle gülünç.
- I think it's unreasonable.
- Bence bu mantıksız.
- I think you've had too much to drink.
- Bence çok fazla içtin.
- I think Tom is still unemployed.
- Bence Tom hâlâ işsiz.
- I think Tom won't be interested.
- Bence Tom ilgilenmeyecektir.
- I think my job stinks.
- Bence işim berbat.
- I think you've eaten enough.
- Bence yeterince yedin.
- I think that's an interesting profession.
- Bence bu enteresan bir uzmanlık alanı.
- I think you've been in Boston a little too long.
- Bence Boston'da biraz fazla kaldın.
- I think Tom isn't doing that now.
- Bence Tom şu anda bunu yapmıyor.
- I think Tom is handling it well.
- Bence Tom iyi idare ediyor.
- I think Ann loves Jack.
- Bence Ann Jack'i seviyor.
- I think you two know each other.
- Bence siz ikiniz birbirinizi tanıyorsunuz.
- I think that Tom and Mary are both crazy.
- Bence Tom ve Mary ikisi de deli.
- I think that Tom might be angry with me.
- Bence Tom bana kızgın olabilir.
- I think we should admit that.
- Bence onu itiraf etmeliyiz.
- I think people are delighted.
- Bence insanlar çok sevindi.
- I think that Tom is going to get fired soon.
- Bence Tom yakında kovulacak.
- I think Tom is fit.
- Bence Tom fit.
- I think Tom is going to call you.
- Bence Tom seni arayacak.
- I think Tom can help.
- Bence Tom yardım edebilir.
- I think three of those would be enough.
- Bence bunlardan üç tane yeterli olur.
- I think Tom is obese.
- Bence Tom aşırı kilolu.
- I think it's an important event.
- Bence önemli bir olay.
- I think the film is a very heartwarming one.
- Bence insanın içini ısıtan bir film.
- I think Tom is beating around the bush.
- Bence Tom lafı dolandırıyor.
- I think that's all just speculation.
- Bence bunların hepsi spekülasyon.
- I think he wants you to notice him.
- Bence o senin onu fark etmeni istiyor.
- I think you've lost your perspective.
- Bence bakış açını kaybettin.
- I think Tom could go to Boston with you.
- Bence Tom seninle Boston'a gidebilir.
- I think Tom is competent.
- Bence Tom yetkin biri.
- I think Tom is helpful.
- Bence Tom yardımsever.
- I think Tom is likely to know how to do that.
- Bence Tom bunu nasıl yapacağını biliyordur.
- I think you could get Tom to help you.
- Bence Tom'un sana yardım etmesini sağlayabilirsin.
- I think we should move on to another topic.
- Bence başka bir konuya geçmeliyiz.
- I think Tom and Mary were here.
- Bence Tom ve Mary buradaydı.
- I think Tom did that wrong.
- Bence Tom bunu yanlış yaptı.
- I think Tom is skinny.
- Bence Tom sıska.
- I think Tom did that subconsciously.
- Bence Tom bunu bilinç dışında yaptı.
- I think Tom is tidy.
- Bence Tom düzenli.
- I think we should really consider Tom's proposal.
- Bence Tom'un teklifini gerçekten düşünmeliyiz.
- I think Tom will do a very good job.
- Bence Tom çok iyi bir iş çıkaracak.
- I think that's not true.
- Bence o doğru değil.
- I think Tom looks better without a beard.
- Bence Tom sakalsız daha iyi görünüyor.
- I think Tom is still angry.
- Bence Tom hala kızgın.
- I think my new car is cool.
- Bence yeni arabam harika.
- I think we should try again.
- Bence tekrar denemeliyiz.
- I think Tom didn't care.
- Bence Tom umursamadı.
- I think you are overreacting.
- Bence aşırı tepki veriyorsun.
- I think you know what I think.
- Bence ne düşündüğümü biliyorsun.
- I think Tom will like this.
- Bence Tom bunu sevecek.
- I think Tom doesn't really have the courage to do that.
- Bence Tom'un bunu yapacak cesareti yok.
- I think Tom does a fantastic job.
- Bence Tom harika bir iş çıkarıyor.
- I think Tom is still lost.
- Bence Tom hâlâ kayıp.
- I think Tom is up to something.
- Bence Tom bir şeylerin peşinde.
- I think you should do this on your own.
- Bence bunu kendi başına yapmalısın.
- I think Tom is a likeable guy.
- Bence Tom sevimli bir adam.
- I think Tom is strange.
- Bence Tom garip biri.
- I think Tom shouldn't do that.
- Bence Tom bunu yapmamalı.
- I think Tom will agree.
- Bence Tom kabul edecek.
- I think Tom is dangerous.
- Bence Tom tehlikeli.
- I think it's time for Tom to go.
- Bence Tom'un gitme vakti geldi.
- I think this is the best school in Boston.
- Bence Boston'daki en iyi okul burası.
- I think this is beside the point, right now.
- Bence şu anda bu konunun dışında bir şey.
- I think that would be fun to do.
- Bence bunu yapmak eğlenceli olurdu.
- I think there's a market for that.
- Bence onun için bir pazar var.
- I think this is perfect.
- Bence bu mükemmel.
- I think exams are ruining education.
- Bence sınavlar eğitimi mahvediyor.
- I think we should start making plans for the summer.
- Bence yaz için planlar yapmaya başlamalıyız.
- I think Tom isn't going to do that today.
- Bence Tom bugün bunu yapmayacak.
- I think you'd better change your profile picture.
- Bence profil resmini değiştirsen iyi olur.
- I think they do that on purpose.
- Bence bunu bilerek yapıyorlar.
- I think Tom did it.
- Bence Tom başardı.
- I think Tom hasn't done that.
- Bence Tom bunu yapmadı.
- I think we should tell Tom we love him.
- Bence Tom'a onu sevdiğimizi söylemeliyiz.
- I think you should stick to your training schedule.
- Bence antrenman programına sadık kalmalısın.
- I think it's impossible for us to beat him.
- Bence onu yenmemiz imkansız.
- I think Tom is conscientious.
- Bence Tom vicdanlıdır.
- I think Tom is still drunk.
- Bence Tom hâlâ sarhoş.
- I think Tom is shallow.
- Bence Tom sığ biri.
- I think you've made your point.
- Bence amacına ulaştın.
- I think we can trust her.
- Bence ona güvenebiliriz.
- I think Tom hates the way I sing.
- Bence Tom şarkı söylememden nefret ediyor.
- I think you might need some help.
- Bence yardıma ihtiyacın olabilir.
- I think this sweater will look good on you.
- Bence bu kazak sana çok yakışacak.
- I think Tom will be all right.
- Bence Tom iyi olacak.
- I think that Tom probably knows who did that.
- Bence Tom bunu kimin yaptığını biliyordur.
- I think you ought to do that.
- Bence bunu yapmalısın.
- I think we'll be all right.
- Bence iyi olacağız.
- I think that Tom will be hungry when he gets home.
- Bence Tom eve döndüğünde aç olacak.
- I think it's better for Tom to stay here.
- Bence Tom için burada kalmak daha iyidir.
- I think we may have met somewhere before.
- Bence daha önce bir yerde karşılaşmış olabiliriz.
- I think you're lazy.
- Bence tembelsin.
- I think it's possible that there's nothing we can do.
- Bence yapabileceğimiz hiçbir şey olmaması mümkün.
- I think Tom is a genius.
- Bence Tom bir dahi.
- I think Tom will fail his driving test.
- Bence Tom ehliyet sınavında başarısız olacak.
- I think he is so qualifed for the job.
- Bence o bu iş için çok uygun.
- I think they were right.
- Bence haklıydılar.
- I think that was a waste of effort.
- Bence bu bir çaba israfıydı.
- I think you should reconsider.
- Bence tekrar düşünmelisin.
- I think you might want to change your plans.
- Bence planlarınızı değiştirmek isteyebilirsiniz.
- I think this project is moving on the right track.
- Bence bu proje doğru yolda ilerliyor.
- I think Tom will do great.
- Bence Tom harika iş çıkaracak.
- I think it's not good for him to go alone.
- Bence yalnız gitmesi iyi olmaz.
- I think Tom should be punished.
- Bence Tom cezalandırılmalı.
- I think that this car isn't Tom's.
- Tom'un arabası bu değil bence.
- I want to kiss Tom, and I think he wants to kiss me, too.
- Tom'u öpmek istiyorum ve bence o da beni öpmek istiyor.
- I think it'd be better if you lay down.
- Bence uzansan daha iyi edersin.
- I think that what Tom told you isn't true.
- Bence Tom'un söyledikleri doğru değil.
- I think we should be allowed to go anywhere we want.
- Bence istediğimiz yere gitmemize izin verilmeli.
- I think you're selfish.
- Bence sen bencilsin.
- I think that it was Tom's mistake.
- Bence bu Tom'un hatasıydı.
- I think Tom isn't going to do that anytime soon.
- Bence Tom bunu yakın zamanda yapmayacak.
- I think you should choose him.
- Bence onu seçmelisiniz.
- I think we'd better wait a little longer.
- Bence biraz daha beklesek iyi olur.
- I think you should find out when Tom plans to leave.
- Bence Tom'un ne zaman gitmeyi planladığını öğrenmelisin.
- I think you ought to listen.
- Bence dinlemelisin.
- I think that love doesn't exist.
- Bence aşk diye bir şey yok.
- I think Tom will tell you.
- Bence Tom sana söyleyecek.
- I think if someone acts like a child they should be treated like a child.
- Bence biri çocuk gibi davranıyorsa ona bir çocuk gibi davranılmalı.
- I think Tom is pessimistic.
- Bence Tom kötümser.
- I think you're being naive.
- Bence saflık ediyorsun.
- I think Tom should do what he says he's going to do.
- Bence Tom yapacağını söylediği şeyi yapmalı.
- I think we should have turned left at that last intersection instead of right.
- Bence son kavşaktan sağa dönmek yerine sola dönmeliydik.
- I think it must've been Tom who did this.
- Bence bunu Tom yapmış olmalı.
- I think it's silly that Tom is learning French.
- Bence Tom'un Fransızca öğrenmesi çok saçma.
- I think Tom is incorrect.
- Bence Tom yanılıyor.
- I think you should drive.
- Bence sen sürmelisin.
- I think you've been dating Tom too long.
- Bence Tom'la çok uzun zamandır çıkıyorsun.
- I think that's a stupid theory.
- Bence bu aptalca bir teori.
- I think that's made a difference.
- Bence bu bir fark yarattı.
- I think Tom should've left earlier.
- Bence Tom daha erken ayrılmalıydı.
- I think what Tom told us wasn't the truth.
- Bence Tom'un bize söylediği gerçek değildi.
- I think that Tom will be confused.
- Bence Tom kafam karışık olacak.
- I think you should bring Tom here.
- Bence Tom'u buraya getirmelisin.
- I think Tom has been barking up the wrong tree.
- Bence Tom yanlış ağaca havlıyor.
- I think it's not gonna be that hard.
- Bence o kadar zor olmayacak.
- I think you'll change your mind.
- Bence fikrini değiştireceksin.
- I think that why he killed his wife is a mystery.
- Bence karısını neden öldürdüğü bir muamma.
- I think Tom is careless.
- Bence Tom dikkatsiz.
- I think Tom is the only one here who doesn't know how to swim.
- Bence burada yüzmeyi bilmeyen tek kişi Tom.
- I think Tom was being sarcastic.
- Bence Tom alaycı davranıyordu.
- I think Tom would be sympathetic.
- Bence Tom sempatik olurdu.
- I think we need to turn left here.
- Bence buradan sola dönmeliyiz.
- I think it just might work.
- Bence işe yarayabilir.
- I think this is a good rule.
- Bence bu iyi bir kural.
- I think everyone's overreacting.
- Bence herkes aşırı tepki veriyor.
- I think it would be best for you to leave.
- Bence gitmen senin için en iyisi olur.
- I think it's a wonderful idea.
- Bence bu harika bir fikir.
- I think Tom is taking a nap.
- Bence Tom kestiriyor.
- I think it's worth the risk.
- Bence risk almaya değer.
- I think you shouldn't have done that.
- Bence bunu yapmamalıydın.
- In spite of everything, I think it's not bad.
- Her şeye rağmen, bence fena değil.
- I think Tom has the right to get to know his birth parents.
- Bence Tom'un öz ailesini tanımaya hakkı var.
- I think Tom enjoyed singing with us.
- Bence Tom bizimle şarkı söylemekten keyif aldı.
- I think that I should buy a good car.
- Bence iyi bir araba almalıyım.
- I think you should change your eating habits.
- Bence yeme alışkanlıklarını değiştirmelisin.
- I think Tom is open-minded.
- Bence Tom açık fikirli.
- I think Tom may be able to do that if you help him.
- Bence ona yardım edersen Tom bunu yapabilir.
- I think you've been a therapist too long.
- Bence çok uzun zamandır terapistlik yapıyorsun.
- I think one of us is more than enough.
- Bence birimiz gereğinden fazla.
- I think it's all right now.
- Bence şimdi her şey yolunda.
- I think what you're doing is dangerous.
- Bence yaptığın şey tehlikeli.
- I think it means a lot to Tom.
- Bence bu Tom için çok önemli.
- I think it would be better if you lay down.
- Bence uzanırsan daha iyi olur.
- I think Tom is going to die.
- Bence Tom ölecek.
- I think you ought to get a little sleep.
- Bence biraz uyusan iyi olur.
- I think you're barking up the wrong tree.
- Bence yanlış kapıyı çalıyorsun.
- I think you may as well tell me.
- Bence sen de söyleyebilirsin.
- I think you should know that whatever happens, I'll still love you.
- Bence ne olursa olsun, seni sevmeye devam edeceğimi bilmelisin.
- I think Tom is a lot better swimmer than you.
- Bence Tom senden çok daha iyi bir yüzücü.
- I think it's time for you to go.
- Bence gitme vaktin geldi.
- I think Tom is moody.
- Bence Tom huysuz.
- I think you can help them.
- Bence onlara yardım edebilirsin.
- I think Tom is reliable.
- Bence Tom güvenilirdir.
- I think Tom was only bluffing.
- Bence Tom sadece blöf yapıyordu.
- I think it'll pay off.
- Bence karşılığını alacaksın.
- I think we have a chance of winning.
- Bence bir kazanma şansımız var.
- I think you should take the job.
- Bence işi kabul etmelisin.
- I think it's disgusting.
- Bence bu iğrenç.
- I think Tom should've stayed in Boston.
- Bence Tom Boston'da kalmalıydı.
- I think that's where Tom is.
- Bence Tom orada.
- I think this is money well spent.
- Bence bu iyi yere harcanmış bir para.
- I think we ought to help Tom.
- Bence Tom'a yardım etmeliyiz.
- I think that everyone should study a foreign language.
- Bence herkes bir yabancı dil öğrenmeli.
- I think you're missing something.
- Bence bir şeyleri kaçırıyorsun.
- I think you ought to postpone the meeting.
- Bence toplantıyı ertelemelisin.
- I think we should do it.
- Bence onu yapmalıyız.
- I think it's not worth the risk.
- Bence riske değmez.
- I think you know why I can't do that.
- Bence bunu neden yapamayacağımı biliyorsun.
- I think we should talk to him.
- Bence onunla konuşmalıyız.
- I think Tom is ready.
- Bence Tom hazır.
- I think that Tom is still unmarried.
- Bence Tom hala evlenmedi.
- I think the numbers are much smaller than that.
- Bence rakamlar bundan çok daha küçük.
- I think Tom won't be nervous doing that.
- Bence Tom bunu yaparken gergin olmayacak.
- I think you should apply for a job at the Australian embassy.
- Bence Avustralya elçiliğine iş başvurusunda bulunmalısın.
- I think Tom is mean.
- Bence Tom kötü biri.
- I think Tom is imaginative.
- Bence Tom yaratıcı.
- I think Tom doesn't speak French very well.
- Bence Tom çok iyi Fransızca konuşmuyor.
- I think Tom is petty.
- Bence Tom dar kafalı.
- I think we should ask Tom what to do.
- Bence Tom'a ne yapacağımızı sormalıyız.
- I think it's clearly justified.
- Bence açıkça haklı.
- I think the first thing you might want to do is talk to Tom.
- Bence yapmak isteyebileceğin ilk şey Tom'la konuşmak.
- I think you're overstating the problem.
- Bence sorunu abartıyorsun.
- I think we're in luck.
- Bence şanslıyız.
- I think you're imagining things.
- Bence hayal görüyorsun.
- I think that Tom lied to you about what he did.
- Bence Tom yaptığı şey hakkında sana yalan söyledi.
- I think Tom is still afraid.
- Bence Tom hala korkuyor.
- I think Tom hasn't made a decision yet.
- Bence Tom henüz bir karar vermedi.
- I think Tom is doing a pretty good job for us.
- Bence Tom bizim için oldukça iyi bir iş çıkarıyor.
- I think Tom can sing country music better than anyone else I know.
- Bence Tom, country müziğini tanıdığım herkesten daha iyi söyleyebilir.
- I think I sing quite well.
- Bence çok iyi şarkı söylüyorum.
- I think Tom is really a good guy.
- Bence Tom gerçekten çok iyi biri.
- I think Tom doesn't love me anymore.
- Bence Tom artık beni sevmiyor.
- I thought the food was excellent.
- Bence yemekler mükemmeldi.
- I think that Tom is still hungry.
- Bence Tom hala aç.
- I think this is better.
- Bence bu daha iyi.
- I think Tom is a lot better singer than you.
- Bence Tom senden çok daha iyi bir şarkıcı.
- I think we'd better talk to Tom.
- Bence Tom'la konuşsak iyi olur.
- I think the only person who can help you is Tom.
- Bence size yardım edebilecek tek kişi Tom.
- I think you're gorgeous.
- Bence harikasın.
- I think it is best not to be impolite.
- Bence kabalık etmemek en iyisi.
- I think you should go to Tom's funeral.
- Bence Tom'un cenazesine gitmelisin.
- I think the plan was perfect.
- Bence plan mükemmeldi.
- I think it is dangerous for you to drive a car.
- Bence araba kullanmak senin için tehlikeli.
- I think Tom was only joking.
- Bence Tom sadece şaka yapıyordu.
- I think Tom and Mary are both bipolar.
- Bence Tom ve Mary'nin ikisi de bipolar.
- I think we'd better wait another thirty minutes.
- Bence bir otuz dakika daha beklesek iyi olur.
- I think Tom is going to be all right.
- Bence Tom iyi olacak.
- I think that rumor is true.
- Bence o söylenti gerçek.
- I think Tom is a very talented musician.
- Bence Tom çok yetenekli bir müzisyen.
- I think his method of teaching has good points and bad points.
- Bence onun öğretme yönteminin iyi ve kötü yanları var.
- I think Tom should stay here.
- Bence Tom burada kalmalı.
- I think we can be there on time.
- Bence zamanında orada olabiliriz.
- I think that you should come and stay at my place.
- Bence gelip benim evimde kalmalısın.
- I think we are really doing well.
- Bence gerçekten iyi gidiyoruz.
- I think Tom isn't going to resign.
- Bence Tom istifa etmeyecek.
- I think Tom has done a good job.
- Bence Tom iyi bir iş çıkardı.
- I think Tom didn't go to Boston.
- Bence Tom Boston'a gitmedi.
- I think you should find out where Tom went.
- Bence Tom'un nereye gittiğini öğrenmelisin.
- I think everybody knew that.
- Bence herkes bunu biliyordu.
- I think this isn't fair.
- Bence bu adil değil.
- I think this is a serious and reliable person.
- Bence bu ciddi ve güvenilir bir kişi.
- I think that this is Tom's bicycle.
- Bence bu Tom'un bisikletidir.
- I think Tom and Mary both want something to eat.
- Bence Tom ve Mary ikisi de bir şeyler yemek istiyorlar.
- I think you should come back to Boston.
- Bence Boston'a dönmelisin.
- I think you're a good coach.
- Bence iyi bir koçsun.
- I think that might be a good idea.
- Bence bu iyi bir fikir olabilir.
- I think that we can do that.
- Bence bunu yapabiliriz.
- I think we should pay Tom more.
- Bence Tom'a daha fazla ödeme yapmalıyız.
- I think Tom is horrible.
- Bence Tom korkunç biri.
- I think Tom is brilliant.
- Bence Tom harika.
- I think what Tom did was stupid.
- Bence Tom'un yaptığı aptalcaydı.
- I think you'll like it.
- Bence beğeneceksin.
- I think I'll sleep well tonight.
- Bence bu gece iyi uyuyacağım.
- I think Tom is bossy.
- Bence Tom otoriter.
- I think you know Tom already.
- Bence Tom'u zaten tanıyorsun.
- I think that's the best answer.
- Bence en iyi cevap bu.
- I think it'll be difficult to do that.
- Bence bunu yapmak zor olacak.
- I think Tom and Mary should get married.
- Bence Tom ve Mary evlenmeli.
- I think that Tom will be happy to see you.
- Bence Tom seni gördüğüne sevinecek.
- I think you're dumb.
- Bence sen aptalsın.
- I think Tom may be telling the truth.
- Bence Tom gerçeği söylüyor olabilir.
- I think you should make the deal.
- Bence anlaşmayı yapmalısınız.
- I think you're going to like this movie.
- Bence bu filmi seveceksin.
- I think Tom doesn't eat meat.
- Bence Tom et yemiyor.
- I think you'll find it interesting.
- Bence ilginç bulacaksın.
- I think that's kind of dishonest.
- Bence bu biraz sahtekârlık.
- I think Tom and Mary are both busy.
- Bence Tom ve Mary ikisi de meşgul.
- I think it's way too early to do that.
- Bence bunu yapmak için çok erken.
- I think it's highly unlikely that Tom would be interested in buying your old MP3 player.
- Bence Tom'un eski MP3 çalarınızı almakla ilgilenmesi pek olası değil.
- I think you misunderstood what Tom said.
- Bence Tom'un söylediğini yanlış anlamışsın.
- I think that's ridiculous.
- Bence bu çok saçma.
- I think that would explain everything.
- Bence bu her şeyi açıklar.
- I think it looks cool.
- Bence harika görünüyor.
- I think people have free will.
- Bence insanların özgür iradesi var.
- I think that we should volunteer to do that.
- Bence bunu yapmak için gönüllü olmalıyız.
- I think Tom wants to stay.
- Bence Tom kalmak istiyor.
- I think you should pick her.
- Bence onu seçmelisin.
- I think Tom can help Mary tomorrow.
- Bence Tom yarın Mary'ye yardım edebilir.
- I think you're the most beautiful woman in the whole wide world.
- Bence sen dünyadaki en güzel kadınsın.
- I think Tom is bilingual.
- Bence Tom iki dilli biri.
- I think you're underestimating Tom.
- Bence Tom'u küçümsüyorsun.
- I think Tom moved to Boston.
- Bence Tom Boston'a taşındı.
- I think Tom doesn't have a dog.
- Bence Tom'un köpeği yok.
- I think Tom and Mary had a fight.
- Bence Tom ve Mary kavga etti.
- I think you should pick them.
- Bence onları sen almalısın.
- I think you nailed it.
- Bence başardın.
- I think Tom won't lie to us anymore.
- Bence Tom artık bize yalan söylemeyecek.
- I think they look good.
- Bence iyi görünüyorlar.
- I think there's more to you than meets the eye, Tom.
- Bence sende göründüğünden fazlası var Tom.
- I think Tom does that well.
- Bence Tom bunu iyi yapar.
- I think Tom is the one who'll win.
- Bence Tom kazanacak.
- I think Tom has never seen this before.
- Bence Tom bunu daha önce hiç görmedi.
- I think there must be much gold in the depths of the Earth.
- Bence Dünya'nın derinliklerinde çok fazla altın olmalı.
- I think Tom is hypocritical.
- Bence Tom ikiyüzlü.
- I think golf is boring to watch.
- Bence golf izlemek sıkıcıdır.
- I think you're strong enough.
- Bence yeterince güçlüsün.
- I think you'd better tell them.
- Bence onlara söylesen iyi olur.
- I think you're a good coach.
- Bence sen iyi bir koçsun.
- I think Tom is adventurous.
- Bence Tom maceracıdır.
- I think Tom and John are identical twins.
- Bence Tom ve John tek yumurta ikizleri.
- I think Tom felt exactly the same way.
- Bence Tom da aynı şekilde hissediyor.
- I think Tom might be displeased.
- Bence Tom kırgın olabilir.
- I think Tom never leaves early.
- Bence Tom hiç erken çıkmaz.
- I think that's what it is.
- Bence olan bu.
- I think that's horrible.
- Bence bu korkunç.
- I think Tom might be busy.
- Bence Tom meşgul olabilir.
- I think that Tom and Mary are both crazy.
- Bence Tom ve Mary her ikisi de delidir.
- I think we should wear masks.
- Bence maske takmalıyız.
- I think Tom did something he shouldn't have.
- Bence Tom yapmaması gereken bir şey yaptı.
- I think Tom didn't do that on purpose.
- Bence Tom bunu bilerek yapmadı.
- I think that's a bad suggestion.
- Bence bu kötü bir öneri.
- I think that won't help.
- Bence bunun faydası olmaz.
- I think Tom will eventually give up and let someone else do that.
- Bence Tom sonunda pes edecek ve bunu başkasının yapmasına izin verecek.
- I think your new song is pretty good.
- Bence yeni şarkın oldukça iyi.
- I think you have a bright future.
- Bence parlak bir geleceğin var.
- I think we should change the subject.
- Bence konuyu değiştirmeliyiz.
- I think you'll find it.
- Bence bulacaksın.
- I think they're a good team.
- Bence onlar iyi bir takım.
- I think that's kind of dishonest.
- Bence o biraz sahtekar.
- I think Tom could teach you how to drive.
- Bence Tom sana araba kullanmayı öğretebilir.
- I think they've done a good job.
- Bence iyi bir iş çıkardılar.
- I think this is a nice place.
- Bence burası güzel bir yer.
- I think it'll work.
- Bence yararlı olacak.
- I think that actress is one of the most beautiful women on earth.
- Bence o aktris dünyadaki en güzel kadınlardan biri.
- I think you should reconsider this.
- Bence bunu tekrar düşünmelisin.
- I think you should think about the future.
- Bence geleceği düşünmelisin.
- I think he is a good man.
- Bence o iyi bir adam.
- I think this is funny.
- Bence bu komik.
- I think Tom is going to be pretty mad when he finds out that the painting he bought is a fake.
- Bence Tom satın aldığı tablonun sahte olduğunu öğrenince çok kızacak.
- I think it's time you and Tom went home.
- Bence sen ve Tom'un eve gitme zamanı geldi.
- I think it is necessary for you to go there.
- Bence oraya gitmen gerekli.
- I think he really believes it.
- Bence buna gerçekten inanıyor.
- I think you would like it here.
- Bence burayı seversin.
- I think this will change your mind.
- Bence bu fikrini değiştirecek.
- I think I can sing fairly well.
- Bence oldukça iyi şarkı söyleyebilirim.
- I think you were better looking with long hair.
- Bence uzun saçlıyken daha yakışıklıydın.
- I think it's unlikely that the next version of Windows will come out before the end of this month.
- Bence Windows'un bir sonraki sürümünün bu ayın sonundan önce çıkması pek olası değil.
- I think you should leave now.
- Bence hemen gitmelisin.
- I think Tom and Mary both have to be told not to do that.
- Bence Tom ve Mary'nin ikisine de bunu yapmamaları söylenmeli.
- I think you're overly optimistic.
- Bence aşırı iyimsersin.
- I think you need to eat more.
- Bence daha çok yemelisin.
- I think what Tom did was good.
- Bence Tom'un yaptığı şey iyiydi.
- I think Tom and Mary won't be here today.
- Bence Tom ve Mary bugün burada olmayacak.
- I think that he is from Brazil.
- Bence Brezilya'dan.
- I think she is an expert on dance.
- Bence dans konusunda uzman.
- I think the future looks good.
- Bence gelecek iyi görünüyor.
- I think you look like her.
- Bence sen ona benziyorsun.
- I think Tom and I should do that ourselves.
- Bence Tom ve ben bunu kendimiz yapmalıyız.
- I think this table takes up too much space.
- Bence bu masa çok fazla yer kaplıyor.
- I think you underestimate her.
- Bence onu hafife alıyorsun.
- I think it was Tom who helped Mary.
- Bence Mary'ye yardım eden Tom'du.
- I think you're lying.
- Bence yalan söylüyorsun.
- I think you should help them.
- Bence onlara yardım etmelisiniz.
- I think you think too much.
- Bence çok fazla düşünüyorsun.
- I think you could be happy here.
- Bence burada mutlu olabilirsin.
- I think you should get a haircut.
- Bence saçını kestirmelisin.
- I think we're in this together.
- Bence bu işte beraberiz.
- I think it would be a lot of fun.
- Bence çok eğlenceli olurdu.
- I think it's a fantastic idea.
- Bence bu harika bir fikir.
- I think you should wait for me.
- Bence sen beni beklemelisin.
- I think that he is kind.
- Bence kibar biri.
- I think this was intended for you.
- Bence bu senin içindi.
- I think you're going to enjoy spending time with Tom.
- Bence Tom'la vakit geçirmek hoşuna gidecek.
- I think it's a massive problem.
- Bence çok büyük bir sorun.
- I think Tom had a good time.
- Bence Tom iyi vakit geçirdi.
- I think it's a fad.
- Bence bu bir heves.
- I think Tom is hiding from Mary.
- Bence Tom Mary'den saklanıyor.
- I thought it was a beautiful funeral service.
- Bence çok güzel bir cenaze töreniydi.
- I think Tom and Mary are both safe.
- Bence Tom ve Mary güvende.
- I think Tom is optimistic.
- Bence Tom iyimser.
- I think it's sad to have no friends.
- Bence hiç arkadaşının olmaması üzücü.
- I think he needs to alter his lifestyle.
- Bence yaşam tarzını değiştirmesi gerekiyor.
- I think Tom is just sleepy.
- Bence Tom'un sadece uykusu var.
- I think people who are always afraid are useless.
- Bence her zaman korkan insanlar işe yaramaz.
- I think it's safe.
- Bence güvenli.
- I think Tom likes Mary.
- Bence Tom Mary'den hoşlanıyor.
- I think that Tom will be all right.
- Bence Tom iyi olacak.
- I think Tom did that subconsciously.
- Bence Tom bunu bilinçaltında yaptı.
- I think none of these students will go on to the next grade.
- Bence bu öğrencilerin hiçbiri bir üst sınıfa geçemeyecek.
- I think Tom is dependable.
- Bence Tom güvenilirdir.
- I think you ought to let Tom go to Boston by himself.
- Bence Tom'un tek başına Boston'a gitmesine izin vermelisin.
- I think it must've been Tom who sent Mary that note.
- Bence Mary'ye o notu gönderen Tom olmalı.
- I think it's time for you to go home.
- Bence eve gitme vaktin geldi.
- I think Tom knows what to do.
- Bence Tom ne yapacağını biliyor.
- I think they know you.
- Bence seni tanıyorlar.
- I think Tom's grandmother is too old to wear a miniskirt.
- Bence Tom'un büyükannesi mini etek giymek için çok yaşlı.
- I think he really likes Tom.
- Bence Tom'dan gerçekten hoşlanıyor.
- I think it's beautiful.
- Bence bu çok güzel.
- I think that's an excellent plan.
- Bence bu mükemmel bir plan.
- I think Tom is about thirty.
- Bence Tom 30 yaşlarında.
- I think it's really hard.
- Bence gerçekten zor.
- Tom will follow my advice, I think.
- Bence Tom tavsiyelerime uyacak.
- I think we need to slow down.
- Bence biraz yavaşlamalıyız.
- I think Tom is too weak to do that.
- Bence Tom onu yapmak için çok zayıf.
- I think we've got a problem.
- Bence bir sorunumuz var.
- I think that Tom is still up.
- Bence Tom hâlâ ayaktadır.
- I think that you should know that whatever happens, I'll still love you.
- Bence ne olursa olsun, seni sevmeye devam edeceğimi bilmelisin.
- I think it might happen.
- Bence olabilir.
- I think it's highly unlikely that we'll ever get any help from the national government.
- Bence ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamız pek olası değil.
- I think you should meet her.
- Bence onunla buluşmalısın.
- I think Tom is the right man for the job.
- Bence Tom bu iş için doğru adam.
- I think you should talk to them.
- Bence onlarla konuşmalısın.
- I think you look like Tom.
- Bence Tom'a benziyorsun.
- I think Tom is going to love this book.
- Bence Tom bu kitaba bayılacak.
- I think she is very brave.
- Bence o çok cesur.
- I think Tom is going to cry.
- Bence Tom ağlayacak.
- Tom is going to be a good father, I think.
- Bence Tom iyi bir baba olacak.
- I think Tom thought he had to do that.
- Bence Tom bunu yapmak zorunda olduğunu düşündü.
- Personally, I think you shouldn't do that.
- Bence bunu yapmamalısın.
- I think it strange that there is no one on the street at this time of the day.
- Bence günün bu saatinde sokakta kimsenin olmaması garip.
- I think Tom would like to retire.
- Bence Tom emekli olmak ister.
- I think you've practiced enough.
- Bence yeterince pratik yaptın.
- I think Tom wouldn't enjoy doing that.
- Bence Tom bunu yapmayı sevmezdi.
- I think you're nuts.
- Bence sen delisin.
- I think you should download this app.
- Bence bu uygulamayı indirmelisin.
- I think that you and I should probably be able to get along better.
- Bence sen ve ben daha iyi anlaşabilmeliyiz.
- I think Tom will visit Boston.
- Bence Tom Boston'u ziyaret edecek.
- I think Tom is well.
- Bence Tom iyi.
- I think Tom could help you.
- Bence Tom sana yardım edebilir.
- I think it's great that you got that job.
- Bence o işi alman harika.
- I think Tom is in trouble.
- Bence Tom'un başı dertte.
- I think Tom won't be punctual.
- Bence Tom dakik olmayacak.
- I think we should call her.
- Bence onu aramalıyız.
- I think it would've been better if we hadn't done that.
- Bence bunu yapmasaydık daha iyi olurdu.
- I think we have an obligation to do that.
- Bence bunu yapmakla yükümlüyüz.
- I think that this isn't correct.
- Bence bu doğru değil.
- I think you're causing problems.
- Bence sorunlara neden oluyorsun.
- I think I should've helped her.
- Bence ona yardım etmeliydim.
- I think you're the one who caused this to happen.
- Bence buna sebep olan sensin.
- I think Tom really does love you.
- Bence Tom seni gerçekten seviyor.
- I think we have enough time to do that now.
- Bence artık onu yapmak için yeterli vaktimiz var.
- I think we should ask Tom how much sugar we need to make cookies.
- Bence Tom'a kurabiye yapmak için ne kadar şekere ihtiyacımız olduğunu sormalıyız.
- I think his novel is boring.
- Bence romanı sıkıcı.
- I think that Tom is still quicker at doing that than Mary.
- Bence Tom bu konuda Mary'den daha hızlı.
- I think you should be in bed.
- Bence yatakta olmalısın.
- I think Tom is possessive.
- Bence Tom sahiplenici.
- I think it's wonderful that you're going on a picnic.
- Bence pikniğe gidiyor olmanız harika.
- I think you're looking for something that isn't there.
- Bence olmayan bir şeyi arıyorsunuz.
- You could do that without anyone's help, I think.
- Bence bunu kimsenin yardımı olmadan da yapabilirsin.
- I think that Tom is sympathetic.
- Bence Tom sempatik biri.
- I think Tom is smarter than that.
- Bence Tom bundan daha zeki.
- I think she will succeed.
- Bence başaracak.
- I think Tom and Mary are both awake.
- Bence Tom ve Mary ikisi de uyanık.
- They can still accomplish their goals, I think.
- Bence hala amaçlarına ulaşabilirler.
- I think Tom is just tired.
- Bence Tom sadece yorgun.
- I think Tom is obnoxious.
- Bence Tom iğrenç biri.
- I think they should repeal that law.
- Bence o yasayı yürürlükten kaldırmalılar.
- I think that Tom and Mary were here.
- Bence Tom ve Mary buradaydı.
- I think Tom really likes you.
- Bence Tom seni gerçekten seviyor.
- I think Tom will be bored.
- Bence Tom sıkılacak.
- I think we should attack immediately.
- Bence hemen saldırmalıyız.
- I think Tom expected Mary to hug him.
- Bence Tom, Mary'nin ona sarılmasını bekliyordu.
- I think that Tom didn't know that Mary spoke French.
- Bence Tom, Mary'nin Fransızca konuştuğunu bilmiyordu.
- I think Tom looks like John.
- Bence Tom John'a benziyor.
- I think Tom injured himself.
- Bence Tom kendini yaraladı.
- I think it sounds lovely.
- Bence kulağa hoş geliyor.
- I thought it was good.
- Bence iyiydi.
- I think you should talk to her.
- Bence onunla konuşmalısın.
- I think Tom is quite right.
- Bence Tom oldukça haklı.
- I think people should stop using disposable shopping bags.
- Bence insanlar tek kullanımlık alışveriş poşetleri kullanmayı bırakmalı.
- I think Tom is going to resign.
- Bence Tom istifa edecek.
- I think you ought to stand back.
- Bence geri çekilmelisin.
- I think Tom will do OK.
- Bence Tom iyi iş çıkaracak.
- I think this is a waste of time.
- Bence bu zaman kaybı.
- I think this one's better.
- Bence bu daha iyi.
- I think Tom has been very lucky.
- Bence Tom çok şanslıydı.
- I think Tom needs your help.
- Bence Tom'un yardımına ihtiyacı var.
- I think you should get it.
- Bence onu almalısın.
- I think both Tom and Mary are smart.
- Bence hem Tom hem de Mary akıllıdır.
- I think Tom is likely to go to Boston in the near future.
- Bence Tom yakın gelecekte Boston'a gidecek.
- I think Tom won't be interested in doing that.
- Bence Tom bunu yapmakla ilgilenmeyecek.
- I think Tom is immature.
- Bence Tom olgun değil.
- I think it would be better not to say anything.
- Bence hiçbir şey söylememek daha iyi olurdu.
- I think you'd better tell Tom that.
- Bence bunu Tom'a söylesen iyi olur.
- I think we're on the same page.
- Bence aynı şekilde düşünüyoruz.
- I think Tom should buy some new clothes.
- Bence Tom yeni kıyafetler almalı.
- I think that's really smart.
- Bence bu gerçekten akıllıca.
- I think you'd really better not do that.
- Bence bunu yapmasan iyi olur.
- I think it's important to tell the truth.
- Bence doğruyu söylemek önemli.
- I think they were wrong.
- Bence yanılıyorlardı.
- I think it's unlikely that Tom will marry Mary.
- Bence Tom'un Mary ile evlenmesi olası değil.
- I think it's time for us to start getting ready.
- Bence hazırlanmaya başlamamızın zamanı geldi.
- I think you can get it.
- Bence anlayabilirsin.
- I think Tom is still sleepy.
- Bence Tom hâlâ uykulu.
- I think I'm pretty lucky.
- Bence oldukça şanslıyım.
- I think it will just get better.
- Bence daha iyi olacak.
- I think that Tom would be willing to go with us.
- Bence Tom bizimle gitmeye istekli olacaktı.
- I think Tom is unemployed.
- Bence Tom işsiz.
- I think it's really special.
- Bence bu çok özel.
- I think Tom was surprised.
- Bence Tom şaşırdı.
- I think you'll be able to do it.
- Bence sen yapabileceksin.
- I think Tom will be confused.
- Bence Tom'un kafası karışacak.
- I think Tom might be dead.
- Bence Tom ölmüş olabilir.
- I think you might like it.
- Bence bundan hoşlanabilirsin.
- I think Tom would like to know what you're doing.
- Bence Tom ne yaptığını bilmek istiyor.
- I think you should ask Tom.
- Bence Tom'a sormalısın.
- I think that's an amazing story.
- Bence bu inanılmaz bir hikaye.
- I think Tom is loyal.
- Bence Tom sadık.
- I think perhaps you should call Tom.
- Bence Tom'u aramalısın.
- I think you know what Tom's girlfriend's name is.
- Bence Tom'un kız arkadaşının adını biliyorsun.
- I think we should scrap this plan.
- Bence bu planı çöpe atmalıyız.
- I think Tom knows.
- Bence Tom biliyor.
- I think Tom is still married.
- Bence Tom hâlâ evli.
- I think Tom is sorry.
- Bence Tom üzgün.
- I thought Tom did pretty well.
- Bence Tom gayet iyiydi.
- I think we should do as Tom suggests, unless someone has a better suggestion.
- Bence Tom'un önerdiği gibi yapmalıyız, tabii daha iyi bir önerisi olan yoksa.
- I think that was too expensive.
- Bence çok pahalıydı.
- I think you might need to take it easy.
- Bence biraz ağırdan alman gerekebilir.
- I think Tom is timid.
- Bence Tom çekingen.
- I think what he said is true in a sense.
- Bence söyledikleri bir açıdan doğru.
- I think that's going to happen soon.
- Bence bu yakında olacak.
- I think that could be a good thing.
- Bence bu iyi bir şey olabilir.
- I know it may be not be easy, but I think we need to do that.
- Kolay olmayabilir biliyorum ama bence bunu yapmalıyız.
- I think it won't succeed.
- Bence başarılı olamayacak.
- I think we'll tag along.
- Bence biz de geliriz.
- I think Tom has been here.
- Bence Tom buradaydı.
- I think you might be too aggressive.
- Bence fazla agresif davranıyor olabilirsin.
- I think it'll be hot tomorrow.
- Bence yarın sıcak olacak.
- I think Tom is untrustworthy.
- Bence Tom güvenilmez biri.
- I think Tom is a good coach.
- Bence Tom iyi bir koç.
- I think Tom will like this game.
- Bence Tom bu oyunu sevecek.
- I think Tom will be sympathetic.
- Bence Tom anlayışlı olacaktır.
- I think you're the only one who believes Tom.
- Bence Tom'a inanan tek kişi sensin.
- I think Tom didn't do it.
- Bence Tom yapmadı.
- I think you should ignore Tom's remark.
- Bence Tom'un yorumunu görmezden gelmelisiniz.
- I think they went without us.
- Bence biz olmadan gittiler.
- I think we shouldn't let Tom do that again.
- Bence Tom'un bunu tekrar yapmasına izin vermeyelim.
- I think you'd better not tell Tom that.
- Bence bunu Tom'a anlatmazsan iyi edersin.
- I think everyone has a favorite color.
- Bence herkesin favori bir rengi vardır.
- You'd regret that, I think.
- Bence buna pişman olursun.
- I think Tom should sell his house.
- Bence Tom evini satmalı.
- I think Tom is boring.
- Bence Tom sıkıcı.
- I think you should do that today.
- Bence onu bugün yapmalısın.
- I think Tom has already done that.
- Bence Tom bunu çoktan yaptı bile.
- I think that this car isn't Tom's.
- Bence bu araba Tom'un değil.
- I think that Tom is sure that's what Mary needs to do.
- Bence Tom, Mary'nin yapması gerekenin bu olduğundan emin.
- I think Tom didn't need to leave so early.
- Bence Tom'un bu kadar erken çıkmasına gerek yoktu.
- I think that this one's better than that one.
- Bence bu ondan daha iyi.
- I think you did the right thing.
- Bence doğru olanı yaptın.
- I think that's a good sign.
- Bence bu iyiye işaret.
- I think Tom is discontented.
- Bence Tom memnuniyetsiz.
- I think you'll be pleasantly surprised.
- Bence senin için hoş bir sürpriz olacak.
- I think you should study harder.
- Bence daha çok çalışmalısın.
- I think we should wait another half an hour.
- Bence yarım saat daha beklemeliyiz.
- I think that's the problem.
- Bence sorun bu.
- I think it's dangerous to climb that mountain alone.
- Bence o dağa tek başına tırmanmak tehlikeli.
- I think it's best to move on now.
- Bence şimdi devam etmek en iyisi.
- I think Tom won't be awake now.
- Bence Tom şimdi uyanmaz.
- I think we impressed them.
- Bence onları etkiledik.
- I think we should do something special on your birthday.
- Bence doğum gününde özel bir şey yapmalıyız.
- I think we're pretty lucky.
- Bence oldukça şanslıyız.
- I think you understand.
- Bence anlıyorsun.
- I think everybody is ready.
- Bence herkes hazır.
- I think Tom might have run away.
- Bence Tom kaçmış olabilir.
- I think it's really cool.
- Bence gerçekten harika.
- I think we shouldn't be doing this right now.
- Bence bunu şu anda yapmamalıyız.
- I think Tom can do that.
- Bence Tom bunu yapabilir.
- I think Tom didn't do what he said he did.
- Bence Tom yaptığını söylediği şeyi yapmadı.
- I think Tom has already seen it.
- Bence Tom bunu çoktan gördü.
- I think that Tom won't do that, either.
- Bence Tom bunu da yapmayacak.
- I think Tom didn't want to be on his own.
- Bence Tom kendi başına olmak istemiyordu.
- I think that's an accurate assessment.
- Bence bu doğru bir değerlendirme.
- I think you've been a policeman too long.
- Bence çok uzun zamandır polissin.
- I think you've had enough.
- Bence yeterince yaşadın.
- I think this isn't enough.
- Bence bu yeterli değil.
- I think doing that would be dangerous.
- Bence bunu yapmak tehlikeli olur.
- I think a movie is more entertaining than any book.
- Bence bir film herhangi bir kitaptan daha eğlenceli.
- I think I'm crazy.
- Bence ben deliyim.
- I think Tom didn't trust me.
- Bence Tom bana güvenmedi.
- I think Tom won't be lonely.
- Bence Tom yalnız olmayacak.
- I think you should go to Boston.
- Bence Boston'a gitmelisin.
- I think Tom is bad-tempered.
- Bence Tom kötü huylu.
- I think your English has gotten a lot better.
- Bence İngilizcen çok daha iyi oldu.
- I think Tom is hiding something.
- Bence Tom bir şeyler saklıyor.
- I think Tom is smart.
- Bence Tom zeki.
- I think Tom might do that.
- Bence Tom bunu yapabilir.
- I think you've been in Boston too long.
- Bence çok uzun zamandır Boston'dasın.
- I think you like them.
- Bence onlardan hoşlanıyorsun.
- I think Tom is satisfied.
- Bence Tom memnun.
- I think Tom cheated.
- Bence Tom aldattı.
- You're pretty good at French, I think.
- Fransızca'da oldukça iyisin, bence.
Show More (1984)
|
