implicate - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
implicate dahli olmak v.
  • Viruses are known to be implicated in the development of many diseases.
  • Virüslerin birçok hastalığın gelişiminde dahlinin olduğu bilinmektedir.
Show More (-2)
implicate adını karıştırmak (olumsuz bir şeye) v.
  • The president was implicated in the scandal.
  • Başkanın adı skandala karıştı.
Show More (-2)
implicate töhmet altında bırakmak v.
  • Since I have been personally implicated by certain speakers, I must ask to take the floor for personal reasons.
  • Bazı konuşmacılar tarafından kişisel olarak töhmet altında bırakıldığım için kişisel nedenlerle söz almak zorundayım.
Show More (-2)