|
- However, allow me to address in detail the amendments, which have been proposed.
- Bununla birlikte önerilen değişiklikleri ayrıntılı olarak ele almama izin verin.
- However, it is reprehensible to regulate in detail at EU level how these aims are to be achieved.
- Bununla birlikte bu hedeflere nasıl ulaşılacağının AB düzeyinde ayrıntılı olarak düzenlenmesi kınanmalıdır.
- My group has discussed in detail the questions that you have posed.
- Grubum, yönelttiğiniz soruları ayrıntılı olarak tartıştı.
- Working parties will look in detail at how this closer regional cooperation will function.
- Çalışma grupları, bu daha yakın bölgesel işbirliğinin nasıl işleyeceğini ayrıntılı olarak inceleyecektir.
- Mr Karas will be dealing with that point in detail later on.
- Sayın Karas bu konuyu daha sonra ayrıntılı olarak ele alacaktır.
- What does that mean in detail?
- Bu ayrıntılı olarak ne anlama geliyor?
- This specific programme has several focal points, the policy objectives of which I would like to discuss in detail now.
- Bu özel programın, şimdi ayrıntılı olarak tartışmak istediğim politika hedefleri olan çeşitli odak noktaları vardır.
- Its function will have to be set out in detail in the proposal I will bring to the Commission in September.
- Eylül ayında Komisyon'a sunacağım teklifte işlevinin ayrıntılı olarak ortaya konması gerekecektir.
- Eighty-seven of the 96 measures have already been taken, and the Commission has reported on them in detail.
- 96 tedbirden seksen yedisi halihazırda alınmış olup, Komisyon bu tedbirleri ayrıntılı olarak rapor etmiştir.
- I believe it would be desirable to discuss some of the matters relating to the reform of the Council in detail.
- Konsey reformuna ilişkin bazı hususların ayrıntılı olarak ele alınmasının faydalı olacağına inanıyorum.
- Only then can we actually determine the specific sums involved in detail.
- Ancak o zaman söz konusu spesifik meblağları ayrıntılı olarak belirleyebiliriz.
- I think we should discuss this point in detail as well.
- Bu noktayı da ayrıntılı olarak tartışmamız gerektiğini düşünüyorum.
- Only then can we actually determine the specific sums involved in detail.
- Ancak o zaman söz konusu olan belirli meblağları ayrıntılı olarak belirleyebiliriz.
- This is the starting point for our proposals, which I do not want to discuss in detail.
- Bu, ayrıntılı olarak tartışmak istemediğim önerilerimizin başlangıç noktasıdır.
- I would hope that the ECB will explain the content and role of the first pillar in detail in its monetary policy.
- ECB'nin birinci sütunun içeriğini ve rolünü para politikasında ayrıntılı olarak açıklamasını umuyorum.
- I have read them in detail.
- Bunları ayrıntılı olarak okudum.
- The precise form this signal will take is to be discussed in detail by the Heads of State and Government.
- Bu sinyalin alacağı kesin biçim Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından ayrıntılı olarak tartışılacaktır.
- The Committee on Fisheries will be dealing with this topic in detail next week, and I have undertaken to attend.
- Balıkçılık Komitesi önümüzdeki hafta bu konuyu ayrıntılı olarak ele alacak ve ben de katılmayı taahhüt ettim.
- All these issues are being assessed further in detail by Commission officials.
- Tüm bu hususlar Komisyon yetkilileri tarafından ayrıntılı olarak değerlendirilmektedir.
- Let me now comment in detail on the amendments to these three reports.
- Şimdi bu üç raporda yapılan değişiklikleri ayrıntılı olarak yorumlamama izin verin.
- It is now up to FIFA to apply these principles in detail.
- Artık bu ilkeleri ayrıntılı olarak uygulamak FIFA'ya kalmıştır.
- Of course, all these points need to be discussed in detail.
- Elbette tüm bu noktaların ayrıntılı olarak tartışılması gerekiyor.
- This specific programme has several focal points, the policy objectives of which I would like to discuss in detail now.
- Bu özel programın, şimdi ayrıntılı olarak tartışmak istediğim politika hedefleri olan birkaç odak noktası vardır.
- Allow me now to address in detail the amendments proposed in the report.
- Şimdi raporda önerilen değişiklikleri ayrıntılı olarak ele almama izin verin.
- When will we discuss this in detail in Parliament?
- Bunu Parlamento'da ne zaman ayrıntılı olarak tartışacağız?
- Mr Costa Neves has described these in detail.
- Bay Costa Neves bunları ayrıntılı olarak anlatmıştır.
- The Council has already started to discuss the proposal in detail.
- Konsey, teklifi ayrıntılı olarak görüşmeye başlamıştır.
- Naturally, this is only possible if we are genuinely informed in detail.
- Doğal olarak bu ancak gerçekten ayrıntılı olarak bilgilendirilmemiz halinde mümkündür.
- Of course, all these points need to be discussed in detail.
- Tabii ki tüm bu noktaların ayrıntılı olarak tartışılması gerekiyor.
- Examining this in detail in a parliamentary report is an excellent idea.
- Bunun bir parlamento raporunda ayrıntılı olarak incelenmesi mükemmel bir fikirdir.
- Naturally, this is only possible if we are genuinely informed in detail.
- Doğal olarak bu ancak gerçekten ayrıntılı olarak bilgilendirilmemiz halinde mümkün olabilir.
- In this Parliament we shall be returning in detail to the announcement that the Commission is making today.
- Bu Parlamentoda Komisyonun bugün yapacağı duyuruya ayrıntılı olarak geri döneceğiz.
- We will again report in detail on the results of these efforts.
- Bu çabaların sonuçlarını yine ayrıntılı olarak rapor edeceğiz.
- In this Parliament we shall be returning in detail to the announcement that the Commission is making today.
- Bu Parlamento'da, Komisyon'un bugün yapacağı duyuruya ayrıntılı olarak geri döneceğiz.
- And since the proposed approach seems satisfactory, we shall study in detail the final decision that is taken.
- Ve önerilen yaklaşım tatmin edici göründüğünden, alınan nihai kararı ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.
- The Court examines in detail the accounts and the standards by which they are kept.
- Divan, hesapları ve bunların tutulduğu standartları ayrıntılı olarak inceler.
- For reasons of time, I cannot go into them in detail.
- Zaman nedeniyle bu konulara ayrıntılı olarak giremiyorum.
- That is, of course, no coincidence and they have both explained the situation in Austria in detail.
- Bu elbette tesadüf değil ve her ikisi de Avusturya'daki durumu ayrıntılı olarak açıkladılar.
- He described the accident in detail to the police.
- Kazayı polise ayrıntılı olarak anlattı.
- Can someone explain it to me in detail?
- Biri bana bunu ayrıntılı olarak açıklayabilir mi?
- I will discuss the question with you in detail.
- Sorunu seninle ayrıntılı olarak görüşeceğim.
- I don't have enough time to explain that to you in detail.
- Onu sana ayrıntılı olarak açıklamak için yeterli zamanım yok.
- Tom answered in detail.
- Tom ayrıntılı olarak cevapladı.
- I'll explain it in detail next week.
- Önümüzdeki hafta onu ayrıntılı olarak açıklayacağım.
- The police made the witness explain in detail how the accident had happened.
- Polis, tanığa, kazanın nasıl olduğunu ayrıntılı olarak açıklattı.
- Tom explained in detail how to do it.
- Tom nasıl yapılacağını ayrıntılı olarak açıkladı.
- If you come to my house, I will tell you the story in detail.
- Eğer benim evime gelirsen, hikayeyi sana ayrıntılı olarak anlatacağım.
- He explained his plans in detail.
- Planlarını ayrıntılı olarak açıkladı.
- He explained the matter in detail.
- Konuyu ayrıntılı olarak açıkladı.
- He explained it in detail.
- Ayrıntılı olarak açıkladı.
- Tom explained the rules to Mary in detail.
- Tom Mary'ye kuralları ayrıntılı olarak açıkladı.
- I have no time to explain this in detail.
- Bunu ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.
- This subject should be discussed in detail.
- Bu konunun ayrıntılı olarak ele alınması gerekir.
- Describe the accident in detail.
- Kazayı ayrıntılı olarak açıklayın.
- The police made the witness explain in detail how the accident had happened.
- Polis tanığa, kazanın nasıl olduğunu ayrıntılı olarak anlattırdı.
- Tom explained the matter in detail.
- Tom ayrıntılı olarak konuyu açıkladı.
- The radio broadcast the news in detail.
- Radyo, haberleri ayrıntılı olarak yayınladı.
- The radio broadcast the news in detail.
- Radyo, haberleri ayrıntılı olarak yayınlıyor.
- Tom explained the problem in detail.
- Tom sorunu ayrıntılı olarak açıkladı.
- I don't have time to explain in detail.
- Ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.
- Mayuko explained the rules in detail.
- Mayuko, kuralları ayrıntılı olarak açıkladı.
- Tom answered in detail.
- Tom ayrıntılı olarak yanıtladı.
- Tom can explain all this in detail.
- Tom tüm bunları ayrıntılı olarak açıklayabilir.
- Tom explained it in detail, but I still don't get it.
- Tom bunu ayrıntılı olarak açıkladı ama ben hala onu anlamıyorum.
- Tom explained it in detail, but I still don't understand it.
- Tom ayrıntılı olarak açıkladı ama ben hala anlamıyorum.
- Tom reported his accident in detail.
- Tom kazasını ayrıntılı olarak anlattı.
- He described the flight in detail.
- O, uçuşu ayrıntılı olarak anlattı.
- Tom explained his plan in detail.
- Tom planını ayrıntılı olarak açıkladı.
- The question was discussed in detail.
- Soru ayrıntılı olarak tartışıldı.
- I explained the reason in detail.
- Ben nedeni ayrıntılı olarak açıkladım.
- Here he began to recount his misfortune in detail.
- Burada o, talihsizliğini ayrıntılı olarak anlatmaya başladı.
- Please read the instructions in detail.
- Lütfen talimatları ayrıntılı olarak okuyun.
- Dan explained in detail how he lost all his money.
- Dan bütün parasını nasıl kaybettiğini ayrıntılı olarak açıkladı.
- He described the circumstances in detail.
- Durumu ayrıntılı olarak anlattı.
- Describe the accident in detail.
- Kazayı ayrıntılı olarak anlat.
- He described the incident in detail.
- Olayı ayrıntılı olarak anlattı.
- Can someone explain it to me in detail?
- Birisi bunu bana ayrıntılı olarak açıklayabilir mi?
- Tom described the problem in detail.
- Tom sorunu ayrıntılı olarak açıkladı.
- Even though Tom explained it in detail, I'm still not sure I really understand it.
- Tom onu ayrıntılı olarak açıklamasına rağmen onu gerçekten anladığımdan hâlâ emin değilim.
- He explained in detail what he had seen.
- Gördüklerini ayrıntılı olarak anlattı.
- Tom explained in detail what he had seen.
- Tom gördüklerini ayrıntılı olarak anlattı.
- Mayuko explained the rules in detail.
- Mayuko kuralları ayrıntılı olarak açıkladı.
- Tom explained the rules in detail.
- Tom kuralları ayrıntılı olarak açıkladı.
- Tom explained in detail how to do it.
- Tom onun nasıl yapılacağını ayrıntılı olarak açıkladı.
- He explained the rules in detail.
- Kuralları ayrıntılı olarak açıkladı.
- Tom explained in detail but I don't understand it.
- Tom ayrıntılı olarak anlattı ama ben anlamadım.
- He described the accident in detail.
- Kazayı ayrıntılı olarak anlattı.
- Will you explain the last part in detail?
- Son kısmı ayrıntılı olarak açıklar mısın?
- The plan was discussed in detail.
- Plan ayrıntılı olarak tartışıldı.
- Tom explained to Mary in detail how to do that.
- Tom, Mary'ye bunu nasıl yapacağınıı ayrıntılı olarak açıkladı.
- The pilot described the scene in detail.
- Pilot, olay yerini ayrıntılı olarak tarif etti.
- He described the scene in detail.
- Olay yerini ayrıntılı olarak tarif etti.
- He described the incident in detail.
- O, olayı ayrıntılı olarak açıkladı.
- There isn't time to explain in detail.
- Ayrıntılı olarak açıklamak için zaman yok.
- Tom explained the matter in detail.
- Tom konuyu ayrıntılı olarak açıkladı.
- Tom explained it in detail, but I still don't get it.
- Tom ayrıntılı olarak açıkladı ama ben hala anlamıyorum.
- Tom explained to Mary in detail how to do that.
- Tom bunun nasıl yapılacağını Mary'ye ayrıntılı olarak anlattı.
- Please tell me the story in detail.
- Lütfen bana hikayeyi ayrıntılı olarak anlat.
- The aviation expert analyzed the statistics in detail.
- Havacılık uzmanı, istatistikleri ayrıntılı olarak analiz etti.
- Tom described the incident in detail.
- Tom olayı ayrıntılı olarak anlattı.
- Tom explained the rules to Mary in detail.
- Tom, Mary'ye kuralları ayrıntılı olarak açıkladı.
- Tom can explain all this in detail.
- Tom bütün bunları ayrıntılı olarak açıklayabilir.
- Describe that accident in detail.
- Şu kazayı ayrıntılı olarak anlatın.
- Tom explained in detail, but I didn't quite understand.
- Tom ayrıntılı olarak açıkladı ama ben tamamen anlamadım.
- I will discuss the question with you in detail.
- Soruyu sizinle ayrıntılı olarak tartışacağım.
- Will you explain the last part in detail?
- Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın?
- Describe that accident in detail.
- Kazayı ayrıntılı olarak anlatın.
- He described the robbery in detail.
- O, soygunu ayrıntılı olarak anlattı.
- If you come to my house, I will tell you the story in detail.
- Evime gelirseniz, size hikayeyi ayrıntılı olarak anlatacağım.
Show More (106)
|
|
- The Council has already started to discuss the proposal in detail.
- Konsey öneriyi detaylı bir şekilde görüşmeye başlamıştır.
- I outlined in detail our concerns and I shall forward you a copy of the correspondence.
- Endişelerimizi detaylı bir şekilde dile getirdim ve yazışmaların bir kopyasını size ileteceğim.
- Working parties will look in detail at how this closer regional cooperation will function.
- Çalışma grupları bu daha yakın bölgesel işbirliğinin nasıl işleyeceğini detaylı bir şekilde inceleyecektir.
- In the past we have asked ISIS to investigate this matter in detail.
- Geçmişte ISIS'ten bu konuyu detaylı bir şekilde araştırmasını istemiştik.
- This raises the point of your 500 non-permanent posts, which we are going to have to examine in detail.
- Bu durum, detaylı bir şekilde incelememiz gereken 500 daimi olmayan pozisyon konusunu gündeme getirmektedir.
- Mr Helmer, we have, I think, discussed the matter in detail.
- Bay Helmer, sanırım bu konuyu detaylı bir şekilde tartıştık.
- There is no need to outline the specific successes in detail.
- Belirli başarıları detaylı bir şekilde özetlemeye gerek yoktur.
- That is why in my report I also welcome in detail all the Commission's proposals.
- Bu nedenle raporumda Komisyon'un tüm önerilerini de detaylı bir şekilde ele alıyorum.
- Mr Casaca's report goes into the forthcoming reform in detail.
- Sayın Casaca'nın raporu önümüzdeki reformu detaylı bir şekilde ele alıyor.
- We have, I think, discussed the matter in detail.
- Sanırım konuyu detaylı bir şekilde tartıştık.
- I hope the Commission will consider these in detail.
- Komisyon'un bunları detaylı bir şekilde değerlendireceğini umuyorum.
- Another point here is the need to go into all issues in detail.
- Buradaki bir diğer husus da tüm konuların detaylı bir şekilde ele alınması gerekliliğidir.
- We hope that all the existing options are analysed in detail.
- Mevcut tüm seçeneklerin detaylı bir şekilde analiz edilmesini umuyoruz.
- The aviation expert analyzed the statistics in detail.
- Havacılık uzmanı, istatistikleri detaylı bir şekilde analiz etti.
- This subject should be discussed in detail.
- Bu konu detaylı bir şekilde tartışılmalıdır.
- He described the accident in detail to the police.
- O, kazayı polise detaylı bir şekilde anlattı.
- Professors should explain everything in detail, not be succinct and always tell students to go home and read their books.
- Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.
- Even though Tom explained it in detail, I'm still not sure I really understand it.
- Tom detaylı bir şekilde açıklamasına rağmen, hala gerçekten anladığımdan emin değilim.
- Professors should explain everything in detail, not be succinct and always tell students to go home and read their books.
- Öğretmenler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.
Show More (16)
|