|
- Whoever breaks this law must lose his livelihood, because human health in our country is at stake here.
- Kim bu yasayı çiğnerse geçim kaynağını kaybetmelidir, çünkü burada söz konusu olan ülkemizdeki insan sağlığıdır.
- We too are required to grant Chechens political asylum in our countries.
- Biz de Çeçenlere ülkelerimizde siyasi sığınma hakkı tanımak zorundayız.
- Their enquiries have revealed the extent to which terrorists have set up bases in our countries.
- Araştırmaları, teröristlerin ülkelerimizde ne ölçüde üs kurduklarını ortaya koymuştur.
- The voters in our countries should always have the last word.
- Ülkelerimizdeki seçmenler her zaman son sözü söylemelidir.
- Immigration in our countries must be based on legality.
- Ülkelerimizdeki göç yasallığa dayanmalıdır.
- In our countries, there is one boat for every seven inhabitants, so this is an important source of employment for us.
- Ülkelerimizde her yedi kişiye bir tekne düşmektedir; dolayısıyla bu bizim için önemli bir istihdam kaynağıdır.
- Forked tongues arouse distrust in our countries and the candidate countries.
- Çatallanan diller ülkelerimizde ve aday ülkelerde güvensizlik uyandırmaktadır.
- In our countries it goes without saying that projects in rural and urban areas are developed by the stakeholders.
- Ülkelerimizde kırsal ve kentsel alanlardaki projelerin paydaşlar tarafından geliştirildiğini söylemeye gerek yoktur.
- It is a well-known fact that the KLA is backed by drug dealing and by contributions which originate in our countries.
- KLA'nın uyuşturucu ticareti ve ülkelerimizden gelen katkılarla desteklendiği bilinen bir gerçektir.
- Initially, immigration in our countries was mainly labour immigration.
- Başlangıçta ülkelerimizdeki göç ağırlıklı olarak işgücü göçü şeklindeydi.
- The hymn which was sung here would also have been sung in our countries.
- Burada söylenen ilahi bizim ülkelerimizde de söylenirdi.
- There are an awful lot of people in our countries today who are very concerned about their pensions.
- Bugün ülkelerimizde emekli maaşlarından endişe duyan çok sayıda insan var.
- Immigration in our countries must be based on legality.
- Ülkelerimizdeki göç yasallık temelinde olmalıdır.
- As demonstrated during the foot-and-mouth crisis in our country, agriculture is an integral part of the rural economy.
- Ülkemizdeki şap krizi sırasında da görüldüğü üzere tarım, kırsal ekonominin ayrılmaz bir parçasıdır.
- We must therefore keep our own activities as governments and as industry in our countries well under control.
- Dolayısıyla ülkelerimizde hükümetler ve endüstri olarak kendi faaliyetlerimizi kontrol altında tutmalıyız.
- Although it is in place, it is not enforceable, not at European level or in our countries.
- Her ne kadar yürürlükte olsa da, ne Avrupa düzeyinde ne de ülkelerimizde uygulanabilir değildir.
- And this is a perfect illustration of the situation we are living in in our country.
- Ve bu, ülkemizde içinde bulunduğumuz durumun mükemmel bir örneğidir.
- In our country psychotherapists can rightly prescribe drugs while psychologists can't.
- Ülkemizde psikoterapistler haklı olarak ilaç yazabilirken psikologlar yazamıyor.
- This is the largest tanker that has ever been constructed in our country.
- Bu ülkemizde şimdiye kadar yapılmış en büyük tanker.
- In our country psychotherapists can rightly prescribe drugs while psychologists can't.
- Ülkemizde psikiyatristler ilaç reçete edebiliyorken psikologlar edemiyor.
- He is one of the best brains in our country.
- Kendisi ülkemizin en iyi beyinlerinden biridir.
- He is one of the best brains in our country.
- Ülkemizdeki en iyi beyinlerden biridir.
- There is still snow in our country.
- Ülkemizde hala kar var.
- This type of discrimination isn't very widespread in our country.
- Ülkemizde bu tür bir ayrımcılık çok yaygın değildir.
- What do you think is the biggest issue in our country?
- Sence ülkemizin en büyük sorunu ne?
- He is well known in our country.
- Ülkemizde iyi tanınır.
- This miserable old church is the oldest building in our country.
- Bu sefil eski kilise, ülkemizdeki en eski bina.
- These butterflies are rare in our country.
- Bu kelebekler ülkemizde nadir bulunur.
- My name is very rare in our country.
- Benim adım ülkemizde çok nadirdir.
- This type of discrimination isn't very widespread in our country.
- Bu tür ayrımcılık ülkemizde çok yaygın değil.
- My name is very rare in our country.
- Ülkemizde ismim çok nadirdir.
- He is considered one of the greatest scientists in our country.
- Ülkemizdeki en büyük bilim insanlarından biri olarak kabul edilir.
- This book has become widely read in our country.
- Bu, ülkemizde çok okunan bir kitap oldu.
- There is still snow in our country.
- Ülkemizde hâlâ kar var.
- Computer science has made rapid progress in our country.
- Bilgisayar bilimi ülkemizde hızlı bir ilerleme kaydetmiştir.
- He is one of the best brains in our country.
- Ülkemizin en iyi beyinlerinden biridir.
- He is one of the best brains in our country.
- Ülkemizdeki en zeki kimselerden biridir.
- What do you think is the biggest issue in our country?
- Sizce ülkemizdeki en büyük sorun nedir?
- How long are you staying in our country for?
- Ülkemizde ne kadar kalacaksınız?
- He is well known in our country.
- O, ülkemizde iyi tanınmıştır.
- The first electronic computer was produced in our country in 1941.
- İlk elektronik bilgisayar 1941 yılında ülkemizde üretildi.
- This miserable old church is the oldest building in our country.
- Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır.
- Computer science has made rapid progress in our country.
- Bilgisayar bilimi ülkemizde hızlı bir ilerleme kaydetti.
- These butterflies are rare in our country.
- Bu kelebekler ülkemizde nadirdir.
- This is the largest tanker that has ever been constructed in our country.
- Bu, şimdiye kadar ülkemizde inşa edilmiş en büyük tanker.
Show More (42)
|