in that - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
in that bakımından conj.
  • It is ambitious in that it seeks to strengthen the multifunctional nature of European agriculture.
  • Avrupa tarımının çok işlevli yapısını güçlendirmeyi amaçlaması bakımından iddialıdır.
  • The Valencia Summit was a success in that it took place.
  • Valensiya Zirvesi gerçekleşmesi bakımından başarılı olmuştur.
  • The Valencia Summit was a success in that it took place.
  • Valensiya Zirvesi, gerçekleşmesi bakımından başarılı olmuştur.
Show More (5)
in that çünkü conj.
  • I have some reservations, in that if you abolish extradition what you put in its place may not be effective.
  • Bazı çekincelerim var çünkü suçluların iadesini kaldırırsanız yerine koyacağınız şey etkili olmayabilir.
  • That is good news, as in that way the EU countries' increased demand for the use of energy is satisfied.
  • Bu iyi bir haber, çünkü bu şekilde AB ülkelerinin artan enerji kullanım talebi karşılanmış oluyor.
  • For in that place, all of Israel had gathered to appoint him as king.
  • Çünkü bütün İsrail halkı onu kral olarak tahta geçirmek için o yerde toplanmıştı.
Show More (0)