|
- Tom saw Mary in the distance.
- Tom uzaktan Mary'yi gördü.
- Tom saw a ship in the distance.
- Tom uzakta bir gemi görmüş.
- We could hear sirens in the distance.
- Uzaktan siren seslerini duyabiliyorduk.
- In the distance we saw the island.
- Uzaktan adayı gördük.
- I heard a dog barking in the distance.
- Uzakta bir köpeğin havladığını duydum.
- I saw land in the distance.
- Uzakta arazi gördüm.
- I heard it thunder in the distance.
- Uzakta gök gürlediğini duydum.
- We felt relieved when we saw a light in the distance.
- Uzakta bir ışık gördüğümüzde rahatladık.
- She heard a dog barking in the distance.
- O, uzakta bir köpek havlaması duydu.
- They heard wolves howling in the distance.
- Uzaktan kurt ulumaları duydular.
- We can see the island in the distance.
- Uzaktaki adayı görebiliyoruz.
- I wonder what that green spot in the distance is.
- Uzaktaki o yeşil noktanın ne olduğunu merak ediyorum.
- Tom heard the temple bell in the distance.
- Tom uzaktan tapınak çanının sesini duydu.
- A gunshot was heard in the distance.
- Uzaktan bir silah sesi duyuldu.
- Tom saw something in the distance.
- Tom uzakta bir şey gördü.
- They heard a gun go off in the distance.
- Uzakta bir silah sesi duydular.
- We saw a bird in the distance.
- Uzakta bir kuş gördük.
- I've been hearing gunfire in the distance.
- Ben uzaktan silah ateşi duyuyorum.
- We heard tigers roaring in the distance.
- Uzakta kükreyen kaplanlar duyduk.
- We could hear wolves howling in the distance.
- Uzaktan kurt ulumalarını duyabiliriz.
- I could hear sirens in the distance.
- Uzaktan siren seslerini duyabiliyordum.
- We saw a dim light in the distance.
- Uzakta loş bir ışık gördük.
- I saw a hut in the distance.
- Uzakta bir kulübe gördüm.
- He spotted a ship in the distance.
- Uzakta bir gemi gördü.
- I heard it thunder in the distance.
- Uzaktan gök gürültüsü duydum.
- We saw the island in the distance.
- Uzaktan adayı gördük.
- I've been hearing gunfire in the distance.
- Uzaktan silah sesleri duyuyorum.
- Tom heard the temple bell in the distance.
- Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
- We could see the lights of the town in the distance.
- Uzaktan şehrin ışıklarını görebiliyorduk.
- They heard wolves howling in the distance.
- Onlar uzaktaki kurtların ulumalarını duydu.
- Tom saw a light in the distance.
- Tom uzakta bir ışık gördü.
- I heard sirens in the distance.
- Uzaktan gelen siren sesleri işittim.
- I hear a sound in the distance.
- Uzakta bir ses duyuyorum.
- I can hear sirens in the distance.
- Uzaktan siren seslerini duyabiliyorum.
- I saw land in the distance.
- Uzakta bir kara parçası gördüm.
- You can see the ancient ruins in the distance.
- Uzaktaki antik kalıntıları görebilirsiniz.
- We saw the tower in the distance.
- Uzaktan bir kule gördük.
- I heard a siren in the distance.
- Uzaktan bir siren sesi duydum.
- I could hear an owl hooting in the distance.
- Uzaktan bir baykuşun ötüşünü duyabiliyorum.
- We could see the ship in the distance.
- Uzaktaki gemiyi görebiliyorduk.
- There was something moving in the distance.
- Uzakta hareket eden bir şey vardı.
- I can see a ship in the distance.
- Uzakta bir gemi görüyorum.
- We heard shots in the distance.
- Uzaktan silah sesleri duyduk.
- I saw a house in the distance.
- Uzakta bir ev gördüm.
- I saw a figure approaching in the distance.
- Uzaktan yaklaşan bir şekil gördüm.
- I hear a sound in the distance.
- Uzaktan bir ses duyuyorum.
- We saw the island in the distance.
- Biz adayı uzaktan gördük.
- I heard a siren in the distance.
- Uzakta bir siren duydum.
- She caught sight of a rowing boat in the distance.
- Uzakta bir sandalın görüntüsünü yakaladı.
- Sporadic gunfire was heard in the distance.
- Uzaktan ara sıra silah sesleri duyuluyordu.
- Tom heard thunder in the distance.
- Tom uzaktan gök gürültüsü duydu.
- She heard a dog barking in the distance.
- Uzaktan bir köpek havlaması duydu.
- She caught sight of a rowing boat in the distance.
- O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.
- I could hear sirens in the distance.
- Uzaktaki sirenleri duyabiliyordum.
- It happened that I saw my friend walking in the distance.
- Tesadüfen arkadaşımın uzakta yürüdüğünü gördüm.
- We heard tigers roaring in the distance.
- Uzakta kaplanların kükrediğini duyduk.
- The ominous thunderstorm in the distance was gaining speed and strength.
- Uzaktaki uğursuz fırtına hız ve güç kazanıyordu.
- We can see things in the distance using a telescope.
- Teleskop kullanarak uzaktaki şeyleri görebiliriz.
- We saw an island in the distance.
- Uzakta bir ada gördük.
- We heard shots in the distance.
- Biz uzakta silah sesleri duyduk.
- Children's laughter could be heard in the distance.
- Uzaktan çocuk kahkahaları duyuluyordu.
- We could see what we thought was a pirate ship in the distance.
- Uzakta bir korsan gemisi olduğunu düşündüğümüz şeyi görebiliyorduk.
- In the distance can be heard voices, the slamming of shutters, and the barking of dogs.
- Uzaktan sesler, panjurların çarpması ve köpek havlamaları duyuluyordu.
- We saw a little light in the distance.
- Uzakta küçük bir ışık gördük.
- I saw a light in the distance.
- Uzakta bir ışık gördüm.
- I wonder what that green spot in the distance is.
- Uzaktaki yeşil noktanın ne olduğunu merak ediyorum.
- I saw a hut in the distance.
- Ben uzakta bir kulübe gördüm.
- Children's laughter could be heard in the distance.
- Çocukların kahkahası uzaktan duyulabiliyordu.
- We saw smoke in the distance.
- Uzakta duman gördük.
- Tom heard a fog horn in the distance.
- Tom uzaktan bir sis borusu sesi duydu.
- I saw a flash of lightning far in the distance.
- Uzakta bir şimşek çaktı.
- We saw the tower in the distance.
- Uzaktaki kuleyi gördük.
- I can see a ship in the distance.
- Uzakta bir gemi görebiliyorum.
- I heard some reggae music playing in the distance.
- Uzaktan bir reggae müziği duydum.
- I saw a cottage in the distance.
- Uzakta bir kulübe gördüm.
- He spotted a ship in the distance.
- O, uzakta bir gemi belirledi.
- Tom could see Mary's house in the distance.
- Tom uzakta Mary'nin evini görebiliyordu.
- We saw smoke in the distance.
- Uzakta bir duman gördük.
- Tom saw a ship in the distance.
- Tom uzakta bir gemi gördü.
- Tom saw a light in the distance.
- Tom uzaktan bir ışık gördü.
- We saw a castle in the distance.
- Uzakta bir kale gördük.
- I heard a dog barking in the distance.
- Uzaktan bir köpek havlaması duydum.
- We saw a castle in the distance.
- Biz uzakta bir kale gördük.
- Tom heard thunder in the distance.
- Tom uzakta gök gürültüsü duydu.
- You can see the island in the distance.
- Uzakta adayı görebilirsiniz.
- I saw a figure approaching in the distance.
- Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm.
- I heard sirens in the distance.
- Uzaktan siren sesleri duydum.
- Tom heard a fog horn in the distance.
- Tom uzakta bir sis düdüğü duydu.
- I've been hearing gunfire in the distance.
- Ben uzaktan top ateşi duyuyorum.
- Tom noticed something in the distance.
- Tom uzakta bir şey fark etti.
- Tom saw Mary in the distance.
- Tom uzakta Mary'yi gördü.
- I saw a town in the distance.
- Uzakta bir kasaba gördüm.
- We caught sight of a ship in the distance.
- Uzakta bir gemi gördük.
Show More (90)
|
