instant - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
instant an n.
  • I knew her the instant I saw her.
  • Onu gördüğüm an tanıdım.
  • The instant he saw the policeman, he ran away.
  • O, polisi gördüğü an kaçtı.
  • The instant I saw him I knew he was angry.
  • Onu gördüğüm an kızgın olduğunu biliyordum.
Show More (1)
instant hazır adj.
  • Instant noodles are the official food of Gen Z.
  • Hazır erişte Z kuşağının resmi yiyeceğidir.
  • Tom ate a bowl of instant noodles.
  • Tom bir kase hazır erişte yedi.
  • Instant noodles are a staple among college students.
  • Hazır erişte üniversite öğrencilerinin vazgeçilmezidir.
Show More (0)
instant anında adj.
  • Their YouTube channel was an instant success.
  • Açtıkları YouTube kanalı anında başarıya ulaştı.
Show More (-2)
instant hazır (yiyecek, içecek) adj.
  • Put two spoons of instant coffee and top it up with boiled water.
  • İki kaşık hazır kahve koyarak üzerine kaynamış su ekleyin.
Show More (-2)
instant ani adj.
  • In other cases, it will be loud, instant and clear.
  • Diğer durumlarda bu ses yüksek, ani ve net olacaktır.
Show More (-2)
instant çabuk hazırlanan adj.
  • Tom ate a bowl of instant noodles.
  • Tom bir kase çabuk hazırlanan erişte yedi.
Show More (-2)
instant anlık adj.
  • The dough is made from water, flour, salt and instant yeast.
  • Hamur, su, un, tuz ve anlık mayadan yapılır.
Show More (-2)