|
- The majority of Frenchmen are, in general, more intelligent than France.
- Fransızların çoğunluğu genel olarak Fransa'dan daha zekidir.
- He is clearly an exceptionally talented, able and intelligent central banker.
- Kendisinin son derece yetenekli, becerikli ve zeki bir merkez bankacısı olduğu açıktır.
- He really has worked not only very hard, but also in a very open, intelligent and approachable way.
- Sadece çok sıkı çalışmakla kalmadı, aynı zamanda çok açık, zeki ve cana yakın bir şekilde çalıştı.
- I believe that, if intelligent people change their minds, we shall be able to win this battle throughout the world.
- İnanıyorum ki zeki insanlar fikirlerini değiştirirlerse bu savaşı tüm dünyada kazanabiliriz.
- We thought we had in him a liberal, serious, intelligent leader.
- Onda liberal, ciddi ve zeki bir lider bulduğumuzu düşünmüştük.
- We thought we had in him a liberal, serious, intelligent leader.
- Liberal, ciddi ve zeki bir lidere sahip olduğumuzu düşündük.
- Intelligent crooks are always one step ahead of the authorities.
- Zeki dolandırıcılar her zaman yetkililerden bir adım öndedir.
- It is a very cautious, perhaps technocratic and certainly intelligent, and sometimes even clever paper.
- Çok temkinli, belki de teknokratik ve kesinlikle zeki ve hatta yer yer akıllıca bir belgedir.
- People who stay with Hawksin's are more intelligent than when they check out.
- Hawksin'de kalan insanlar çıkış yaptıklarından daha zeki oluyorlar.
- Tom is intelligent and energetic.
- Tom zeki ve enerjiktir.
- Tom is an intelligent boy.
- Tom zeki bir oğlandır.
- She is not only intelligent but beautiful.
- O sadece zeki değil, aynı zamanda güzel.
- Tom isn't very intelligent.
- Tom pek zeki değil.
- Some of my less intelligent friends smoke.
- Bazı az zeki arkadaşlarım sigara içiyor.
- He's sexy and intelligent.
- O seksi ve zeki.
- That boy is intelligent.
- O çocuk zeki.
- Even an intelligent child cannot understand.
- Zeki bir çocuk bile anlayamaz.
- Tom is one of the most intelligent men I've ever met.
- Tom tanıdığım en zeki adamlardan biri.
- You are very intelligent.
- Sen çok zekisin.
- He is intelligent and passionate.
- O zeki ve tutkulu.
- You're highly intelligent.
- Çok zekisin.
- Magpies are very intelligent animals.
- Saksağanlar çok zeki hayvanlardır.
- Mary is more intelligent than her sister.
- Mary kız kardeşinden daha zekidir.
- He's charming, funny and intelligent.
- Çekici, komik ve zeki biri.
- Tom is an intelligent boy.
- Tom zeki bir çocuk.
- He's intelligent.
- Zeki biri.
- It's obvious that you are an intelligent boy.
- Zeki bir çocuk olduğun belli.
- She's beautiful and intelligent.
- Güzel ve zeki biri.
- I've always considered you more intelligent than all our other co-workers.
- Seni her zaman diğer iş arkadaşlarımızdan daha zeki bulmuşumdur.
- She thinks of herself as an intelligent person.
- Kendini zeki bir kişi olarak düşünüyor.
- The dolphin is a very intelligent animal.
- Yunus çok zeki bir hayvandır.
- Tom is both intelligent and handsome.
- Tom hem zeki hem de yakışıklı.
- She was intelligent as well as beautiful.
- O hem zeki hem de güzeldi.
- Bottlenose dolphins are one of the most intelligent animals on Earth.
- Şişe burunlu yunuslar Dünya'daki en zeki hayvanlardan biridir.
- He doesn't seem to be a very intelligent boy.
- Çok zeki bir çocuğa benzemiyor.
- Mary's dog is very intelligent.
- Mary'nin köpeği çok zeki.
- For the intelligent, a hint is sufficient.
- Zeki olanlar için bir ipucu yeterli.
- My dog is very intelligent.
- Köpeğim çok zekidir.
- He doesn't look like an intelligent boy.
- Zeki bir çocuğa benzemiyor.
- He is less intelligent than me.
- Benden daha az zeki.
- Tom is a very intelligent guy.
- Tom çok zeki bir adamdır.
- Tom is an intelligent man.
- Tom zeki bir adam.
- Tom seems to be intelligent.
- Tom zeki gözüküyor.
- I think Tom is intelligent.
- Bence Tom zeki.
- Tom is a very intelligent man.
- Tom çok zeki bir adam.
- He is very intelligent, as is his brother.
- Kardeşi gibi o da çok zeki.
- In my country people cannot stand those who are more intelligent than they are.
- Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olanlara tahammül edemezler.
- Tom is a very intelligent guy.
- Tom çok zeki bir adam.
- Carlos is intelligent and creative.
- Carlos zeki ve yaratıcıdır.
- Some people are really intelligent.
- Bazı insanlar gerçekten zekidir.
- He's young, but he's very intelligent.
- Genç ama çok zeki.
- Mary and Alice are intelligent women.
- Mary ve Alice zeki kadınlar.
- I wish I was more intelligent.
- Keşke daha zeki olsaydım.
- Tom was extremely intelligent.
- Tom son derece zekiydi.
- Mary's dog is very intelligent.
- Mary'nin köpeği çok zekidir.
- Is Tom more intelligent than you are?
- Tom senden daha mı zeki?
- She was intelligent as well as beautiful.
- O güzel olmasının yanı sıra zekiydi.
- The dolphins are very intelligent.
- Yunuslar çok zekidir.
- He is not as intelligent as his older brother.
- Ağabeyi kadar zeki değildir.
- Tom doesn't seem to be very intelligent.
- Tom çok zeki görünmüyor.
- I think he is intelligent because he is learning German.
- Bence o zeki çünkü Almanca öğreniyor.
- I believe he is an intelligent person.
- Onun zeki bir kişi olduğuna inanıyorum.
- You seem intelligent.
- Zeki görünüyorsun.
- He's highly intelligent.
- Çok zeki biri.
- I know you're intelligent.
- Senin zeki olduğunu biliyorum.
- Tom isn't as intelligent as Mary.
- Tom Mary kadar zeki değil.
Show More (63)
|
|
- We must at least try to do so in an intelligent way.
- En azından bunu akıllı bir şekilde yapmaya çalışmalıyız.
- It is a very cautious, perhaps technocratic and certainly intelligent, and sometimes even clever paper.
- Çok temkinli, belki de teknokratik ve kesinlikle akıllı ve hatta bazen zeki bir belgedir.
- I believe that intelligent energy also includes intelligent transparency about the use of resources.
- Akıllı enerjinin aynı zamanda kaynakların kullanımı konusunda akıllı bir şeffaflığı da içerdiğine inanıyorum.
- Indeed, only an intelligent Constitution will merit the approval and respect of the citizens of Europe.
- Şüphesiz, sadece akıllı bir Anayasa Avrupa vatandaşlarının onayını ve saygısını hak edecektir.
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Değinmek istediğim dördüncü ve son nokta, akıllı enerji ile ilgilidir.
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Dördüncü ve son noktam akıllı enerji ile ilgilidir.
- Having said that, I am and have always been in favour of an intelligent and flexible interpretation.
- Bununla birlikte, ben her zaman akıllı ve esnek bir yorumdan yana oldum.
- We need a more intelligent policy in this sphere.
- Bu alanda daha akıllı bir politikaya ihtiyacımız var.
- Are the measures for the implementation of intelligent sanctions now in place?
- Akıllı yaptırımların uygulanmasına yönelik tedbirler şu anda yürürlükte mi?
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Dördüncü ve son olarak da akıllı enerji konusuna değinmek istiyorum.
- I believe our objective should be to make this policy simpler, more intelligent and more generous.
- Hedefimizin bu politikayı daha basit, daha akıllı ve daha cömert hale getirmek olması gerektiğine inanıyorum.
- Indeed, only an intelligent Constitution will merit the approval and respect of the citizens of Europe.
- Gerçekten de sadece akıllı bir Anayasa Avrupa vatandaşlarının onayını ve saygısını hak edecektir.
- We need intelligent sanctions, intelligent measures, because it is such a poor country.
- Akıllı yaptırımlara, akıllı tedbirlere ihtiyacımız var çünkü burası çok fakir bir ülke.
- However, the Council has not accepted the creation of a European Intelligent Energy Agency.
- Ancak Konsey, bir Avrupa Akıllı Enerji Ajansı kurulmasını kabul etmemiştir.
- Even if an intelligent man loves a woman deeply, he will never show his love to her, but merely keep it in his heart.
- Akıllı bir erkek bir kadını derinden sevse bile, sevgisini ona asla göstermez, sadece kalbinde saklar.
- Mary is both intelligent and kind.
- Mary, hem akıllı hem de nazik.
- Tom may be very intelligent.
- Tom çok akıllı olabilir.
- Tom seemed intelligent.
- Tom akıllı görünüyordu.
- Tom is the most intelligent guy I've ever met.
- Tom şu ana kadar tanıdığım en akıllı adam.
- Tom certainly is intelligent.
- Tom kesinlikle akıllı.
- Tom is more intelligent than Mary.
- Tom, Mary'den daha akıllıdır.
- He's sexy and intelligent.
- O seksi ve akıllı.
- She's intelligent and sexy.
- O akıllı ve seksi.
- You're one of the most intelligent people I know.
- Tanıdığım en akıllı insanlardan birisin.
- Tom is an intelligent student.
- Tom akıllı bir öğrencidir.
- I wish I was more intelligent.
- Keşke daha akıllı olsaydım.
- Worse than a simple fool is a fool believing himself intelligent.
- Basit bir aptaldan daha kötüsü, kendini akıllı sanan bir aptaldır.
- In my country, people can't stand others who are more intelligent than them.
- Benim ülkemde, insanlar kendilerinden daha akıllı olan başkalarına katlanamazlar.
- He may be intelligent, but he is not wise.
- O zeki olabilir ama akıllı değil.
- There are three intelligent species on the planet.
- Gezegende üç akıllı tür vardır.
- No intelligent person drinks and then drives.
- Hiçbir akıllı kişi içki içip sonra araba sürmez.
- She is not only intelligent but beautiful.
- O sadece akıllı değil aynı zamanda güzel.
- My dog is very intelligent.
- Köpeğim çok akıllıdır.
- The child was exceptionally intelligent.
- Çocuk son derece akıllıydı.
Show More (31)
|