|
- He was knee-deep in snow.
- O diz boyu karın içindeydi.
- The snow has accumulated knee-deep in Boston.
- Boston'da diz boyu kar birikti.
- His car was stuck in knee-deep snow.
- Arabası diz boyu kara saplanmıştı.
- The marsh is knee-deep.
- Bataklık diz boyu.
- His car was stuck in knee-deep snow.
- Arabası diz boyu kara gömüldü.
Show More (2)
|