|
- The manager then came out and said "You can't come in here."
- Daha sonra müdür dışarı çıktı ve "Buraya giremezsiniz." dedi.
- The manager then came out and said "You can't come in here.
- Bunun üzerine müdür dışarı çıktı ve "Buraya giremezsiniz.
- We have a professional marketing manager to serve you.
- Size hizmet etmeye hazır profesyonel bir satış müdürümüz var.
- I will have the manager check you out of the hotel and send you the bill.
- Müdürün otelden çıkışınızı yapmasını ve faturayı size göndermesini sağlayacağım.
- Would you like to talk to the manager?
- Müdürle konuşmak ister misiniz?
- The money will go directly to the manager, every last penny of it.
- Para doğrudan müdüre gidecek, kuruş kuruşuna.
- The manager deals with many problems.
- Müdür birçok sorunla uğraşıyor.
- I'm here to see the manager.
- Buraya müdürü görmeye geldim.
- I'm the store manager.
- Ben mağaza müdürüyüm.
- The money will go directly to the manager, every last penny of it.
- Para son kuruşuna kadar doğrudan müdüre gidecek.
- Tom said that he needed to see the manager.
- Tom müdürü görmesi gerektiğini söyledi.
- They appointed Jim manager.
- Jim'i müdür olarak atadılar.
- Can I speak to your manager?
- Müdürünle konuşabilir miyim?
- I'll continue being the manager.
- Müdür olmaya devam edeceğim.
- She demanded to see the manager.
- Müdürü görmek istedi.
- Every Monday, I have a face-to-face meeting with my manager.
- Her pazartesi, müdürümle yüz yüze görüşüyorum.
- Tom hasn't talked to the manager yet.
- Tom henüz müdürle konuşmadı.
- Dan demanded to see the manager.
- Dan müdürü görmek istedi.
- Is the manager a manager?
- Müdür müdür müdür?
- She complained to the manager about the service.
- Hizmet hakkında müdüre şikayette bulunmuştur.
- He sent an angry customer to the manager.
- O, müdüre kızgın bir müşteri gönderdi.
- I have to introduce Tom to the manager.
- Tom'u müdürle tanıştırmalıyım.
- He knows how to argue with the manager.
- Müdürle nasıl tartışacağını biliyor.
- That's the new manager.
- Yeni müdür bu.
- Mr White was the manager of a hotel in Springfield.
- Bay White, Springfield'taki bir otelin müdürüydü.
- Tom is the floor manager here.
- Tom buranın müdürü.
- There's a good chance that Tom will be the next manager.
- Tom'un bir sonraki müdür olma ihtimali çok yüksek.
- OK, but what about the manager?
- Tamam, ama ya müdür?
- I'd like to speak to the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- She handles the business when the manager is away.
- Müdür yokken işlerle o ilgileniyor.
- Yes, he's our manager.
- Evet, o bizim müdürümüz.
- They're still looking for a new manager.
- Hala yeni bir müdür arıyorlar.
- I'm the new manager.
- Yeni müdür benim.
- I'm the team manager.
- Ben takım müdürüyüm.
- The manager of the electric company will be fired.
- Elektrik şirketinin müdürü kovulacak.
- We are calling back the manager.
- Müdürü geri çağırıyoruz.
- Tom is now the manager.
- Tom artık müdür.
- Office managers expect accuracy, efficiency, and dedication.
- Müdürler çalışanlardan doğruluk,verimlilik ve adanmışlık bekler.
- I've already talked to the manager.
- Müdürle konuştum zaten.
- The manager stood at the door.
- Müdür kapıda durdu.
- The manager threatened him with dismissal.
- Müdür onu işten çıkarmakla tehdit etti.
- The manager of this store is growing a beard.
- Bu mağazanın müdürü sakal bırakıyor.
- Have you ever argued with your manager?
- Hiç müdürünüzle tartıştınız mı?
- Sami talked to the manager of the department store.
- Sami, mağazanın müdürü ile konuştu.
- He objected to the opinion of his manager.
- Müdürünün görüşüne itiraz etti.
- Tom isn't the manager.
- Tom müdür değil.
- The manager suggested that I go with him to the airport.
- Müdür onunla havaalanına gitmemi önerdi.
- I want to discuss this with your manager.
- Bunu müdürünle konuşmak istiyorum.
- I want to talk to the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- She demanded to see the manager.
- O, müdürü görmek istedi.
- Tom was a manager.
- Tom bir müdürdü.
- I wish to speak to the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- I talked to the new manager, I arranged everything.
- Yeni müdürle konuştum, her şeyi ayarladım.
- The manager called an urgent staff meeting.
- Müdür acil bir personel toplantısı düzenledi.
- Tom persuaded the store manager to give him back his money.
- Tom mağaza müdürünü parasını geri vermesi için ikna etti.
- You're a good manager.
- Sen iyi bir müdürsün.
- Sami's manager was a woman.
- Sami'nin müdürü bir kadındı.
- He said that he must see the manager.
- Müdürü görmesi gerektiğini söyledi.
- There's a good chance that Tom will be the new manager.
- Tom'un yeni müdür olma ihtimali yüksek.
- I'm here to see the manager.
- Müdürü görmek için buradayım.
- Tom is now the manager, isn't he?
- Tom artık müdür, değil mi?
- I have to go talk to the manager.
- Müdürle konuşmam lazım.
- I want to see the manager right now.
- Hemen müdürü görmek istiyorum.
- He left his team as he could not get along with the manager.
- Müdürle anlaşamadığı için takımdan ayrıldı.
- They appointed him manager.
- Onu müdür atadılar.
- Tom knows the manager.
- Tom müdürü tanıyor.
- I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
- Kısa bir süre önce üretim bölümünün müdürü olduğunuzu öğrenmekten memnuniyet duydum.
- The manager ordered all the rooms to be swept clean as soon as possible.
- Müdür tüm odaların bir an önce süpürülüp temizlenmesini emretti.
- I am going to complain to the manager.
- Müdüre şikayette bulunacağım.
- I have to introduce Mary to the manager.
- Mary'yi müdürle tanıştırmalıyım.
- He's the manager of the marketing department.
- Pazarlama departmanının müdürü.
- Tom became our manager in 2013.
- Tom 2013'te müdürümüz oldu.
- The manager has many problems.
- Müdürün birçok sorunu var.
- The manager reprimanded the man by pounding on the table.
- Müdür masaya vurarak adamı azarladı.
- I'd like to speak to your manager.
- Müdürünüzle konuşmak istiyorum.
- Yes, that's our manager.
- Evet, o bizim müdürümüz.
- Tom Jackson is actually not the manager.
- Tom Jackson aslında müdür değil.
- I don't want to be the manager.
- Müdür olmak istemiyorum.
- Tom should be the manager.
- Tom müdür olmalı.
- I didn't have anything to say to the manager.
- Müdüre söyleyecek bir şeyim yoktu.
- He knows how to argue with the manager.
- O, müdürle nasıl tartışacağını biliyor.
- He persuaded the store manager to give him back his money.
- Mağaza müdürünü parasını geri vermesi için ikna etti.
- Several workers opposed the manager's suggestion.
- Birkaç işçi müdürün önerisine karşı çıktı.
- Is the manager really a manager?
- Müdür müdür müdür?
- I have to introduce Mary to the manager.
- Mary'yi müdürle tanıştırmak zorundayım.
- What's your manager's name?
- Müdürünüzün adı ne?
- Can I speak to your manager?
- Müdürünüzle konuşabilir miyim?
- The new manager never gave me a chance.
- Yeni müdür asla bana bir şans vermedi.
- Our manager is Tom Jackson.
- Müdürümüz Tom Jackson'dır.
- Aren't you the manager?
- Sen müdür değil misin?
- He's the manager of the marketing department.
- O pazarlama bölümünün müdürü.
- I want to see the manager.
- Müdürü görmek istiyorum.
- We had dinner at a restaurant with the manager.
- Müdürle birlikte bir restoranda akşam yemeği yedik.
- The manager bestowed a trophy on him.
- Müdür ona bir ödül verdi.
- Dan wants to see the manager right now.
- Dan hemen müdürü görmek istiyor.
- I would like to talk to your manager.
- Müdürünüzle konuşmak istiyorum.
- Are you the manager?
- Müdür siz misiniz?
- Tom is complaining to the manager.
- Tom müdürü şikayet ediyor.
- We had dinner at a restaurant with the manager.
- Müdürle birlikte bir restoranda yemek yedik.
- I'm the office manager of a small law firm.
- Ben küçük bir hukuk firmasının ofis müdürüyüm.
- Call the manager.
- Müdürü ara.
- We complained to the manager about the noise next door.
- Yandaki gürültü için müdüre şikayette bulunduk.
- Are you still the manager?
- Hala müdür müsün?
- Tom told me he wasn't actually the manager.
- Tom bana aslında müdür olmadığını söyledi.
- Tom was the manager before me.
- Tom benden önce müdürdü.
- We had an argument with the manager.
- Müdürle tartıştık.
- He isn't actually the manager.
- O aslında müdür değil.
- Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
- Başarınız büyük ölçüde müdürünüzün ve ofisteki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
- I translate only for my manager.
- Ben sadece müdürüm için çeviri yapıyorum.
- He is actually not the manager.
- O, aslında müdür değildir.
- Tom wasn't the manager.
- Tom müdür değildi.
- She was heard to criticize the manager.
- Müdürü eleştirdiği duyuldu.
- Dan wants to see the manager right now.
- Dan derhal müdürle görüşmek istiyor.
- He started at the bank in the post of manager.
- Bankaya müdür olarak girdi.
- Sami talked to the manager of the department store.
- Sami mağaza müdürüyle konuştu.
- Tom complained to the manager.
- Tom müdüre şikayet etti.
- The manager is having his breakfast at a café.
- Müdür bir kafede kahvaltısını yapıyor.
- I'm looking for the manager.
- Müdürü arıyorum.
- Who's the manager?
- Müdür kim?
- I have lunch with the manager almost every day.
- Neredeyse her gün müdürle öğle yemeği yiyorum.
- I complained to the manager.
- Müdüre şikayet ettim.
- I'm the manager.
- Ben müdürüm.
- I called my manager.
- Müdürümü aradım.
- Tom is the manager.
- Tom müdür.
- It won't do any good to argue with the manager.
- Müdürle tartışmanın bir yararı olmaz.
- I cannot get into this office if the manager is not here.
- Müdür burada değilse bu ofise giremem.
- Can I speak to the manager?
- Müdürle konuşabilir miyim?
- Tom seems to be the only one here who doesn't think Mary would be a good manager.
- Tom Mary'nin iyi bir müdür olacağını düşünmeyen buradaki tek kişi gibi gözüküyor.
- Is the manager a manager?
- Müdür müdür mü?
- I should like to speak to the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- The president appointed a new manager.
- Başkan yeni bir müdür atadı.
- Tom is our manager.
- Tom bizim müdürümüz.
- Aren't you the manager?
- Siz müdür değil misiniz?
- I want to talk with the manager about the schedule.
- Müdürle program hakkında konuşmak istiyorum.
- Tom is the manager of a small restaurant.
- Tom küçük bir restoranın müdürü.
- She works as an assistant to the manager.
- Müdürün asistanı olarak çalışıyor.
- The manager asked me if I wanted my old job back.
- Müdür bana eski işimi isteyip istemediğimi sordu.
- He always locks horns with the manager.
- Her zaman müdürle kavga eder.
- She complained to the manager about the service.
- Servis hakkında müdüre şikayette bulundu.
- The manager bestowed a trophy on him.
- Müdür ona bir kupa verdi.
- Tom demanded to see the manager.
- Tom müdürü görmek istedi.
- She spoke to the section manager.
- Bölüm müdürüyle konuştu.
- Are you still the manager?
- Sen hâlâ müdür müsün?
- The manager said it was your fault.
- Müdür senin hatan olduğunu söyledi.
- This is the first time I've ever interrupted the manager.
- İlk defa müdürün sözünü kestim.
- The manager will be out of the office all morning so call him back in the end of the day.
- Müdür bütün sabah ofis dışında olacak, bu yüzden onu gün sonunda tekrar arayın.
- The owners appointed him manager.
- Şirket sahipleri onu müdür olarak atadı.
- I'd like to talk to the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- My uncle is the manager of this hotel.
- Dayım bu otelin müdürü.
- The manager is having his breakfast at a café.
- Müdür kahvaltısını bir kafede yapıyor.
- Do I need to get the manager?
- Müdürü çağırayım mı?
- I haven't yet talked to the manager.
- Henüz müdürle konuşmadım.
- The manager approved our plan.
- Müdür planımızı onayladı.
- The manager asked me if I wanted my old job back.
- Müdür bana eski işimi geri isteyip istemediğimi sordu.
- Is the manager really a manager?
- Müdür gerçekten müdür mü?
- I want to speak with your manager.
- Müdürünüzle konuşmak istiyorum.
- The manager said it was your fault.
- Müdür bunun senin hatan olduğunu söyledi.
- Is Tom really the manager?
- Tom gerçekten bir müdür mü?
- I'm the new manager.
- Ben yeni müdürüm.
- Tom seems to be trying to impress the new manager.
- Tom yeni müdürü etkilemeye çalışıyor gibi görünüyor.
- The manager was out, so I left a message with his secretary.
- Müdür dışarıdaydı, ben de sekreterine mesaj bıraktım.
- He has become the manager of the business.
- İşletmenin müdürü oldu.
- Have you ever interrupted your manager?
- Hiç müdürünüzün sözünü kestiniz mi?
- I demand to speak to your manager!
- Müdürünüzle konuşmak istiyorum!
- Tom thanked the manager.
- Tom müdüre teşekkür etti.
- That's the new manager.
- Bu yeni müdür.
- Is Tom really the manager?
- Tom gerçekten müdür mü?
- I don't need a manager yet.
- Henüz bir müdüre ihtiyacım yok.
- The manager advanced him two weeks' wages.
- Müdür ona iki haftalık maaş avansı verdi.
- Tom used to be the manager of a hotel.
- Tom eskiden bir otelin müdürüydü.
- Can I talk to the manager?
- Müdürle konuşabilir miyim?
- Every Monday, I have a one-on-one meeting with my manager.
- Her pazartesi, müdürümle bire bir toplantı yaparım.
- I want to speak with the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- The manager advanced a proposal at the meeting.
- Müdür toplantıda bir öneri sundu.
- He left his team as he could not get along with the manager.
- O, müdürle anlaşamadığı için ekibi terk etti.
- Tom was hired as road manager.
- Tom yol müdürü olarak işe alındı.
- Tom isn't actually the manager.
- Tom aslında müdür değil.
- The employees voted on the manager's proposal.
- Çalışanlar müdürün önerisini oyladı.
- It won't do any good to argue with the manager.
- Müdürle tartışmak işe yaramayacak.
- Our manager's name is Tom Jackson.
- Müdürümüzün adı Tom Jackson.
- Why are you arguing with the manager?
- Neden müdürle tartışıyorsun?
- The manager advanced a proposal at the meeting.
- Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü.
- The manager blamed himself for the failure.
- Müdür, başarısızlık için kendini suçladı.
- Let me talk to your manager.
- Müdürünle konuşayım.
- Is Mr Ozawa going to be the next manager?
- Bir sonraki müdür Bay Ozawa mı olacak?
- Tom is now the manager of a golf course.
- Tom şimdi bir golf sahasının müdürüdür.
- I used to be the manager.
- Eskiden müdürdüm.
- He sent an angry customer to the manager.
- Kızgın bir müşteriyi müdüre gönderdi.
- Tom persuaded the store manager to give him back his money.
- Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.
- She appointed him as manager.
- Onu müdür olarak atadı.
- He is actually not the manager.
- Aslında müdür o değil.
- I think I have what it takes to be a manager.
- Sanırım bir müdür olmak için gereken şeylere sahibim.
- Speak to the manager.
- Müdürle konuş.
- I've been asked to become the manager.
- Müdür olmam istendi.
- Tom was appointed manager.
- Tom müdür olarak atandı.
- Yes, she's our manager.
- Evet, o bizim müdürümüz.
- Tom is shaking hands with the manager.
- Tom müdürle el sıkışıyor.
- They appointed Jim manager.
- Onlar Jim'i müdür atadı.
- Tom appointed her as manager.
- Tom onu müdür olarak atadı.
- The new manager never gave me a chance.
- Yeni müdür bana hiç şans vermedi.
- Who is the manager?
- Müdür kim?
- I demand to speak to the manager.
- Müdürle konuşmayı talep ediyorum.
- I'd like to speak to your manager.
- Müdürünle konuşmak istiyorum.
- I want to talk to your manager.
- Müdürünüzle konuşmak istiyorum.
- Are you the manager?
- Müdür sen misin?
- If I saw a boy steal something in the supermarket, I would report him to the manager.
- Süpermarkette bir çocuğun bir şey çaldığını görsem, onu müdüre şikayet ederdim.
- He is the manager of the marketing department.
- Pazarlama departmanının müdürüdür.
- Mr White was the manager of a hotel in Springfield.
- Bay White, Springfield'da bir otelin müdürüydü.
- I want to speak to your manager.
- Müdürünle konuşmak istiyorum.
- I demand to speak to the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- I'm not the manager.
- Ben müdür değilim.
- Speak to the manager.
- Müdürle konuşun.
- I want to be the manager.
- Müdür olmak istiyorum.
- The manager put up a notice about the extra holiday.
- Müdür ekstra tatil hakkında bir duyuru astı.
Show More (211)
|
|
- In return for this greater degree of autonomy, managers must be made fully and personally responsible for their actions.
- Bu daha fazla özerklik karşılığında, yöneticiler eylemlerinden tamamen ve kişisel olarak sorumlu tutulmalıdır.
- However, responsibility for ensuring that due attention is given to equality lies with departmental and unit managers.
- Bununla birlikte, eşitliğe gereken önemin verilmesini sağlama sorumluluğu bölüm ve birim yöneticilerine aittir.
- Only one manager has participated in gender training, and for half a day.
- Sadece bir yönetici toplumsal cinsiyet eğitimine katıldı, o da yarım günlüğüne.
- If managers and workforce alike have clear prospects, they will be willing to be more flexible and mobile.
- Yöneticilerin ve işgücünün önü açık olursa, daha esnek ve hareketli olmaya istekli olacaklardır.
- The managers of resources cannot consult the accounting system direct.
- Kaynak yöneticileri muhasebe sistemine doğrudan başvuramaz.
- In my country, in my region, workers have taken the managers of their company hostage.
- Benim ülkemde, benim bölgemde işçiler şirket yöneticilerini rehin aldılar.
- In doing this, I am counting on the expertise and commitment of responsible managers and employees.
- Bunu yaparken sorumlu yöneticilerin ve çalışanların uzmanlığına ve bağlılığına güveniyorum.
- How can we better educate club managers and organisers of games?
- Kulüp yöneticilerini ve oyun organizatörlerini nasıl daha iyi eğitebiliriz?
- That is why, alongside strong, unswayable managers, we also need clear framework conditions.
- Bu nedenle güçlü ve kararlı yöneticilerin yanı sıra net çerçeve koşullarına da ihtiyacımız var.
- In my country, in my region, workers have taken the managers of their company hostage.
- Benim ülkemde, benim bölgemde, işçiler şirket yöneticilerini rehin aldılar.
- In this technique, a manager has to define the problem first.
- Bu teknikte, bir yönetici önce sorunu tanımlamalıdır.
- You can check the presence/absence of a flash drive in the file manager.
- Dosya yöneticisinde bir flash sürücünün varlığını/yokluğunu kontrol edebilirsiniz..
- Secondly, if you have a file manager installed, then with its help, you can use this flash drive as you wish.
- İkinci olarak, yüklü bir dosya yöneticiniz varsa, onun yardımıyla bu flash sürücüyü istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
- In this technique, a manager has to define the problem first.
- Bu teknikte yöneticinin öncelikle sorunu tanımlaması gerekir.
- The job of a professional manager is not to like people.
- Profesyonel bir yöneticinin işi insanlardan hoşlanmak değildir.
- A Recovery Manager message opens stating that the flash drive will be formatted.
- Flash sürücünün biçimlendirileceğini belirten bir Kurtarma Yöneticisi mesajı açılır.
- A great marketing manager is like the conductor of an orchestra.
- İyi bir satış yöneticisi aynı bir orkestra şefi gibidir.
- The job of a professional manager is not to like people.
- Profesyonel bir yöneticinin işi insanları sevmek değildir.
- Konqueror is your file manager, web browser, and universal document viewer.
- Konqueror sizin dosya yöneticiniz, web tarayıcınız, ve ortak belge görüntüleyicinizdir.
- I'm not a manager.
- Ben bir yönetici değilim.
- There were some managers who complained about him becoming the president of the company.
- Şirketin başkanı olmasından şikayetçi olan bazı yöneticiler vardı.
- You're a terrible manager.
- Berbat bir yöneticisin.
- I'm not the manager.
- Ben yönetici değilim.
- Tom is now the manager of a golf course.
- Tom şimdi bir golf sahasının yöneticisi.
- You're a good manager.
- Sen iyi bir yöneticisin.
- Speak to the manager.
- Yöneticiyle konuşun.
- Tom told me he wasn't actually the manager.
- Tom bana aslında yönetici olmadığını söyledi.
- He isn't my manager.
- O benim yöneticim değil.
- Tom is the manager.
- Tom yöneticidir.
- This company needs a new manager.
- Bu şirketin yeni bir yöneticiye ihtiyacı var.
- I'm going to complain to the manager.
- Yöneticiye şikâyet edeceğim.
- I should like to speak to the manager.
- Ben yönetici ile konuşmak istiyorum.
- There were some managers who complained about him becoming the president of the company.
- Onun şirketin başkanı olmasından yakınan bazı yöneticiler vardı.
- I want to talk with the manager about the schedule.
- Ben program hakkında yönetici ile konuşmak istiyorum.
- Tom is now the manager, isn't he?
- Tom artık yönetici, değil mi?
- He isn't actually the manager.
- O, aslında yönetici değil.
- Office managers expect accuracy, efficiency, and dedication.
- Ofis yöneticileri doğruluk, verimlilik ve özveri bekler.
- We are calling back the manager.
- Biz yöneticiyi geri arıyoruz.
- She handles the business when the manager is away.
- Yönetici uzaktayken, işi o yönetir.
- Tom is the manager of our team.
- Tom ekibimizin yöneticisi.
- Please forward this message along with the seminar information to the appropriate managers in your firm.
- Lütfen bu mesajı seminer bilgileriyle birlikte şirketinizdeki ilgili yöneticilere iletin.
- Some of the managers complained about him becoming the president of the company.
- Bazı yöneticiler onun şirketin başkanı olmasından şikayetçiydi.
- I didn't have anything to say to the manager.
- Yöneticiye söyleyecek bir şeyim yoktu.
- Tom became the band's manager.
- Tom grubun yöneticisi oldu.
- Who is the manager?
- Yönetici kimdir?
- Tom should be the manager.
- Tom yönetici olmalı.
- Call the manager.
- Yöneticiyi ara.
- If I saw a boy steal something in the supermarket, I would report him to the manager.
- Ben bir çocuğun süpermarkette hırsızlık yaptığını görsem, ben onu yöneticiye rapor ederim.
- They're still looking for a new manager.
- Onlar hâlâ yeni bir yönetici arıyor.
- That's what managers are supposed to do.
- Yöneticilerin yapması gereken de budur.
- Electric computers provide managers with detailed, up-to-date information.
- Elektrikli bilgisayarlar, yöneticilere ayrıntılı ve güncel bilgileri sağlar.
- Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
- Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
- I complained to the manager.
- Yöneticiye şikayet ettim.
- The manager will be out of the office all morning so call him back in the end of the day.
- Yönetici bütün sabah ofis dışında olacak bu yüzden onu günün sonunda tekrar ara.
- Is Mr Ozawa going to be the next manager?
- Bay Ozawa sonraki yönetici olacak mı?
- The manager stood at the door.
- Yönetici kapıda durdu.
- Can I talk to the manager?
- Yöneticiyle konuşabilir miyim?
- Tom became a manager.
- Tom bir yönetici oldu.
- He is the manager of the marketing department.
- O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
- The manager called an urgent staff meeting.
- Yönetici acil bir personel toplantısı yaptı.
- I want to see the manager right now.
- Hemen yöneticiyi görmek istiyorum.
- There are too many managers and not enough employees.
- Çok fazla yönetici var ve yeterince çalışan yok.
- The owner was also a manager.
- Sahibi aynı zamanda bir yöneticiydi.
- I think I'm a good manager.
- İyi bir yönetici olduğumu düşünüyorum.
- The manager approved our plan.
- Yönetici planımızı onayladı.
- The employees voted on the manager's proposal.
- Çalışanlar yöneticinin önerisini oyladılar.
- Have you ever argued with your manager?
- Hiç yöneticinle tartıştın mı?
- He persuaded the store manager to give him back his money.
- Mağaza yöneticisini parasını geri vermeye ikna etti.
- Tom was a manager.
- Tom bir yöneticiydi.
- I haven't yet talked to the manager.
- Henüz yönetici ile konuşmadım.
- The manager was out, so I left a message with his secretary.
- Yönetici dışarıdaydı, bu yüzden onun sekreterine bir mesaj bıraktım.
- Tom seems to be the only one here who doesn't think Mary would be a good manager.
- Burada Mary'nin iyi bir yönetici olmayacağını düşünen tek kişi Tom gibi görünüyor.
- Let me talk to your manager.
- Yöneticinle konuşmama izin ver.
- Tom knows the manager.
- Tom yöneticiyi biliyor.
- Why are you arguing with the manager?
- Neden yöneticiyle tartışıyorsun?
- I want to see the manager.
- Ben yöneticiyi görmek istiyorum.
- I demand to speak to your manager!
- Yöneticinle konuşmak istiyorum!
- Tom became our manager in 2013.
- Tom 2013'te yöneticimiz oldu.
- Would you like to talk to the manager?
- Yönetici ile konuşmak ister misin?
- I want to talk to your manager.
- Yöneticinle konuşmak istiyorum.
- I have to go talk to the manager.
- Yönetici ile konuşmak zorundayım.
- Electric computers provide managers with detailed, up-to-date information.
- Elektrikli bilgisayarlar yöneticilere detaylı ve güncel bilgiler sağlar.
- Tom complained to the manager.
- Tom yöneticiye şikayette bulundu.
- The manager blamed himself for the failure.
- Yönetici, başarısızlık için kendini suçladı.
- Tom isn't the manager.
- Tom yönetici değil.
- I would like to talk to your manager.
- Senin yöneticinle konuşmak istiyorum.
- Tom used to be the manager of a hotel.
- Tom bir otelin yöneticisiydi.
- Sami became a manager.
- Sami yönetici oldu.
- Tom Jackson is actually not the manager.
- Tom Jackson aslında yönetici değil.
- I've already talked to the manager.
- Ben zaten yöneticiyle konuştum.
- I want to talk to the manager.
- Yöneticiyle konuşmak istiyorum.
- She works as an assistant to the manager.
- Yönetici asistanı olarak çalışıyor.
- They appointed him manager.
- Onu yönetici olarak atadılar.
- Our manager is Tom Jackson.
- Yöneticimiz Tom Jackson'dır.
- Tom was a great manager.
- Tom harika bir yöneticiydi.
- I plan to accept the offer from that company to become their marketing department's manager.
- O şirketten gelen pazarlama departmanı yöneticisi olma teklifini kabul etmeyi planlıyorum.
- I've been asked to become the manager.
- Yönetici olmam istendi.
- I want to discuss this with your manager.
- Bunu yöneticinle tartışmak istiyorum.
- You're a terrible manager.
- Sen berbat bir yöneticisin.
- Tom is the manager of a small restaurant.
- Tom küçük bir restoranın yöneticisidir.
- Can I speak to your manager?
- Yöneticinle konuşabilir miyim?
- OK, but what about the manager?
- Tamam ama peki ya yönetici?
- My uncle is the manager of this hotel.
- Amcam bu otelin yöneticisidir.
- Tom demanded to see the manager.
- Tom yöneticiyi görmeyi talep etti.
- Tom is a terrible manager.
- Tom berbat bir yönetici.
- Tom wasn't the manager of our team three years ago.
- Tom üç yıl önce ekibimizin yöneticisi değildi.
- Please forward this message along with the seminar information to the appropriate managers in your firm.
- Lütfen bu mesajı seminer bilgisiyle birlikte şirketinizdeki uygun yöneticilere gönderin.
- Have you ever complained to the manager?
- Hiç yöneticiye şikayette bulundunuz mu?
- I think I have what it takes to be a manager.
- Sanırım yönetici olmak için gerekenlere sahibim.
- I am going to complain to the manager.
- Yöneticiye şikâyet edeceğim.
- The manager of the team quit suddenly.
- Takım yöneticisi aniden istifa etti.
- Tom is shaking hands with the manager.
- Tom yöneticiyle el sıkışıyor.
- The manager wants to improve the company's structuring.
- Yönetici şirketin yapısını iyileştirmek istiyor.
- Tom is a good manager, isn't he?
- Tom iyi bir yönetici, değil mi?
- Tom is complaining to the manager.
- Tom yöneticiye şikayet ediyor.
- Tom is the manager of the club.
- Tom kulübün yöneticisi.
- I translate only for my manager.
- Ben sadece yöneticim için çeviririm.
- The manager wants the report rewritten using the new format.
- Yönetici, raporun yeni format kullanılarak yeniden yazılmasını istiyor.
- The president appointed a new manager.
- Başkan yeni bir yönetici adadı.
- The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
- Futbol yöneticisi ayrıntılı bir yeni taktik denedi, ancak başarıya ulaşmadı.
- I don't need a manager yet.
- Henüz bir yöneticiye ihtiyacım yok.
- Several workers opposed the manager's suggestion.
- Birkaç işçi, yöneticinin önerisine karşı çıktı.
- I'm the team manager.
- Ben takım yöneticisiyim.
- I want to speak to your manager.
- Yöneticinizle konuşmak istiyorum.
- Tom is a good manager.
- Tom iyi bir yönetici.
- That's what managers are supposed to do.
- Yöneticilerin yapmaları gereken de budur.
- The managers think that it isn't exciting to eat.
- Yöneticiler yemek yemenin heyecan verici olmadığını düşünüyor.
- She spoke to the section manager.
- O, bölüm yöneticisiyle konuştu.
- The manager advanced him two weeks' wages.
- Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- I think I'm a good manager.
- Sanırım iyi bir yöneticiyim.
- The manager wants to improve the company's structuring.
- Yönetici şirketin yapılanmasını geliştirmek istiyor.
- Tom isn't actually the manager.
- Tom aslında yönetici değil.
- I'm the store manager.
- Ben mağaza yöneticisiyim.
- What kind of manager is Tom?
- Tom ne tür bir yönetici?
- Tom is the floor manager here.
- Tom burada kat yöneticisidir.
- My wife is a good manager.
- Karım iyi bir yöneticidir.
- I'll continue being the manager.
- Yönetici olmaya devam edeceğim.
- My wife is a good manager.
- Eşim iyi bir yöneticidir.
- Tom is a really good manager.
- Tom gerçekten iyi bir yönetici.
- He has become the manager of the business.
- İşletmenin yöneticisi o oldu.
Show More (137)
|
|
- Tom became the band's manager.
- Tom grubun menajeri oldu.
- He appointed her as manager.
- Onu menajer olarak atadı.
- He left his team because he couldn't get along with the manager.
- Takımından ayrıldı çünkü menajeriyle anlaşamıyordu.
- Tom is a good manager, isn't he?
- Tom iyi bir menajer, değil mi?
- She appointed him as manager.
- Onu menajer olarak atadı.
- The manager of the team quit suddenly.
- Takımın menajeri aniden istifa etti.
- How did you end up being Tom's manager?
- Nasıl oldu da Tom'un menajeri oldun?
- Yes, that's our manager.
- Evet, o bizim menajerimiz.
- Tom is the manager of the club.
- Tom kulübün menajeri.
- Tom is the manager of our team.
- Tom takımımızın menajeri.
- Yes, she's our manager.
- Evet, o bizim menajerimiz.
- Who's the manager of that baseball team?
- Beyzbol takımının menajeri kim?
- Tom is a good manager.
- Tom iyi bir menajer.
- Tom is Mary's manager.
- Tom, Mary'nin menajeridir.
- Tom was a great manager.
- Tom harika bir menajerdi.
- I'm a personal manager.
- Ben bir kişisel menajerim.
- Our manager is Tom Jackson.
- Menajerimiz Tom Jackson.
- Sami became a manager.
- Sami menajer oldu.
- Tom wasn't the manager of our team three years ago.
- Üç yıl önce takımımızın menajeri Tom değildi.
- He isn't my manager.
- O benim menajerim değil.
- Tom is the team manager.
- Tom takım menajeri.
- I want you to be my manager.
- Menajerim olmanı istiyorum.
- He left his team because he couldn't get along with the manager.
- Menajeriyle anlaşamadığı için takımından ayrıldı.
- I'm not a manager.
- Ben menajer değilim.
- Who is the manager of that baseball team?
- O beyzbol takımının menajeri kim?
- Tom is a really good manager.
- Tom gerçekten iyi bir menajer.
- I want to speak with your manager.
- Menajerinizle konuşmak istiyorum.
- Tom is Mary's manager.
- Tom, Mary'nin menajeri.
- I don't need a manager yet.
- Henüz bir menajere ihtiyacım yok.
- Sami's manager was a woman.
- Sami'nin menajeri bir kadındı.
- Tom is the team manager.
- Tom ekip menajeri.
- Who's the manager of that baseball team?
- O beyzbol takımının menajeri kim?
Show More (29)
|