|
- The road was muddy and slippery.
- Yol çamurlu ve kaygandı.
- My boots are muddy.
- Botlarım çamurlu.
- Tom noticed Mary's shoes were muddy, but he didn't say anything.
- Tom, Mary'nin ayakkabılarının çamurlu olduğunu fark etti ama bir şey söylemedi.
- It's really muddy.
- Gerçekten çamurlu.
- That path is apt to be muddy after rain.
- O yol yağmurdan sonra çamurlu olabilir.
- It rained heavily, so the playground is muddy.
- Şiddetli yağmur yağdı, bu yüzden oyun alanı çamurlu.
- Tom's dog left muddy paw prints all over his new carpet.
- Tom'un köpeği yeni halının her yerine çamurlu pati izleri bırakmış.
- Who left these muddy footprints on the front porch?
- Bu çamurlu ayak izlerini ön verandaya kim bıraktı?
- The road was quite muddy, and, what is worse, it began to rain.
- Yol oldukça çamurluydu ve daha kötüsü, yağmur yağmaya başlamıştı.
- Tom's boots are muddy.
- Tom'un botları çamurlu.
- We've had a heavy rain, so the playground is muddy.
- Şiddetli bir yağmur yağdı, bu yüzden oyun alanı çamurlu.
- Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on.
- Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üstünde oynaması zordu.
- Tom took off his muddy shoes.
- Tom çamurlu ayakkabılarını çıkardı.
- They are muddy.
- Çamurlular.
- Tom's dog left muddy paw prints all over his new carpet.
- Tom'un köpeği onun yeni halısı üzerinde çamurlu pençe izleri bıraktı.
- Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on.
- Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üzerinde oynanması zordu.
- There were some muddy footprints on the floor.
- Yerde çamurlu ayak izleri vardı.
- The road was quite muddy, and, what is worse, it began to rain.
- Yol oldukça çamurluydu ve daha da kötüsü yağmur yağmaya başlamıştı.
- Tom saw muddy footprints on the floor.
- Tom yerde çamurlu ayak izleri gördü.
- The muddy road has ruined my new shoes.
- Çamurlu yol, yeni ayakkabılarımı mahvetti.
- The floor is muddy.
- Zemin çamurlu.
- It's really muddy.
- O gerçekten çamurlu.
- Who left these muddy footprints on the front porch?
- Ön verandada kim bu çamurlu ayak izlerini bıraktı?
- Please take off your muddy boots.
- Lütfen çamurlu çizmelerinizi çıkarın.
- Please take off your muddy boots.
- Lütfen çamurlu botlarınızı çıkarın.
- The floor is muddy.
- Yerler çamurlu.
- My boots were muddy.
- Botlarım çamurluydu.
- My boots are muddy.
- Benim botlarım çamurlu.
- Your shoes are muddy.
- Ayakkabıların çamurlu.
- Tom's boots were muddy.
- Tom'un botları çamurluydu.
- Tom noticed Mary's shoes were muddy, but he didn't say anything.
- Tom, Mary'nin ayakkabılarının çamurlu olduğunu fark etti, ancak bir şey söylemedi.
- I lost my balance on the muddy road.
- Çamurlu yolda dengemi kaybettim.
- They are muddy.
- Onlar çamurlu.
- The river was muddy after the heavy rain.
- Şiddetli yağmurdan sonra nehir çamurluydu.
Show More (31)
|
