mumble - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
mumble mırıldanmak v.
  • You see, you are incapable of doing anything except mumbling 'peace'.
  • Görüyorsunuz, 'barış' diye mırıldanmaktan başka bir şey yapamıyorsunuz.
  • Tom mumbles a lot.
  • Tom çok mırıldanıyor.
  • People say I mumble a lot.
  • İnsanlar çok mırıldandığımı söylüyor.
Show More (23)
mumble gevelemek v.
  • Garret was mumbling something; probably, he was saying he was sorry.
  • Garret ağzında bir şeyler geveliyordu, muhtemelen üzgün olduğunu söylüyordu.
  • He mumbles a lot.
  • Çok geveliyor.
  • People say I mumble a lot.
  • İnsanlar çok gevelediğimi söylüyor.
Show More (2)