narrative - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
narrative anlatı adj.
  • His work is considered to be an early form of monoscenic narrative art.
  • Yaptığı çalışmalar tek boyutlu anlatı sanatının erken dönemdeki bir biçimi olarak kabul edilmektedir.
Show More (-2)
narrative anlatım n.
  • Her book has a strong narrative.
  • Onun kitabında güçlü bir anlatım var.
Show More (-2)
narrative hikâye n.
  • The narrative begins with a man arriving in a strange town.
  • Hikâye bir adamın tuhaf bir kasabaya gelmesiyle başlıyor.
Show More (-2)
narrative anlatı n.
  • I believe that History is not only written as a narrative using the preterite tense.
  • Tarihin sadece geçmiş zaman kipi kullanılarak yazılan bir anlatı olmadığına inanıyorum.
Show More (-2)
narrative öykü n.
  • She gave a narrative of her strange experience.
  • O, tuhaf deneyiminin öyküsünü anlattı.
Show More (-2)
narrative hikaye n.
  • She's good at creating the narrative of a crime.
  • Bir suç hikayesi yaratmakta çok iyi.
Show More (-2)