obscene - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
obscene müstehcen adj.
  • There is something obscene about confusing the two.
  • Bu ikisini birbirine karıştırmanın müstehcen bir yanı var.
  • Reducing emissions of greenhouse gases and allowing monopolies to keep making obscene profits are mutually exclusive.
  • Sera gazı emisyonlarını azaltmak ve tekellerin müstehcen karlar elde etmeye devam etmesine izin vermek birbirini dışlar.
  • The obscene graffiti were removed by a city employee.
  • Müstehcen grafitiler bir belediye çalışanı tarafından kaldırıldı.
Show More (13)
obscene açık saçık adj.
  • Please, no obscene language.
  • Lütfen açık saçık konuşma.
  • Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.
  • İftira veya karalama amaçlı, müstehcen, ahlaksız, açık saçık, pornografik, şiddet içeren, küfürlü, aşağılayıcı, tehdit ve taciz içeren yorumlara müsamaha gösterilmez.
Show More (-1)