1 |
originally |
başlangıçta |
adv. |
|
- The SIS was originally set up as a compensatory measure to allow for the free movement of persons.
- SIS başlangıçta kişilerin serbest dolaşımını sağlamak üzere telafi edici bir tedbir olarak kurulmuştur.
- That is only right and proper, as the European Budget was originally agricultural in character.
- Avrupa Bütçesi başlangıçta tarımsal nitelikte olduğu için bu doğru ve yerindedir.
- The number of flights, which was originally three per day, has been cut down to two.
- Başlangıçta günde üç olan uçuş sayısı ikiye indirildi.
- Responding to the question may mean that I take a little more time than was originally anticipated.
- Soruya yanıt vermek, başlangıçta öngörülenden biraz daha fazla zaman almam anlamına gelebilir.
- This creation is slightly surprising in a text which originally had only a technical purpose.
- Başlangıçta sadece teknik bir amacı olan bir metnin bu şekilde oluşturulması biraz şaşırtıcıdır.
- Secondly, the authorisation and administration procedures have not been simplified as originally planned.
- İkinci olarak yetkilendirme ve idare prosedürleri başlangıçta planlandığı gibi basitleştirilmemiştir.
- The proposals were originally produced to reduce the emissions from recreational craft.
- Teklifler başlangıçta gezi teknelerinden kaynaklanan emisyonları azaltmak için hazırlanmıştır.
- Infection was originally thought only to occur through the air.
- Enfeksiyonun başlangıçta sadece hava yoluyla gerçekleştiği düşünülüyordu.
- The monies reserved for accession are being distributed over far more candidate countries than was originally planned.
- Katılım için ayrılan paralar başlangıçta planlanandan çok daha fazla aday ülkeye dağıtılmaktadır.
- In 2001, for example, only half the money originally envisaged by the Member States was called.
- Örneğin 2001 yılında, Üye Devletler tarafından başlangıçta öngörülen paranın sadece yarısı çağrıldı.
- The Schengen Information System as we know it today was originally conceived for eighteen Member States.
- Bugün bildiğimiz şekliyle Schengen Bilgi Sistemi başlangıçta on sekiz Üye Devlet için tasarlanmıştı.
- Perhaps the wording is not as bad as it was originally.
- Belki de ifade başlangıçta olduğu kadar kötü değildir.
- Originally, this report was rather complex and quite theoretical, too theoretical, in fact.
- Başlangıçta bu rapor oldukça karmaşık ve oldukça teorikti, hatta fazla teorikti.
- Perhaps the wording is not as bad as it was originally.
- Belki de ifadeler başlangıçta olduğu kadar kötü değildir.
- As has been confirmed today, we have used EUR 2 billion less every year than was originally envisaged.
- Bugün de teyit edildiği üzere, her yıl başlangıçta öngörülenden 2 milyar Avro daha az kullandık.
- The Commission originally came forward with a proposal to end tests.
- Komisyon başlangıçta testlerin sona erdirilmesine yönelik bir teklifle ortaya çıkmıştı.
- Originally, Seveso III was supposed to be no more than what I would call an improved version of Seveso II.
- Başlangıçta Seveso III'ün, Seveso II'nin geliştirilmiş bir versiyonundan başka bir şey olmaması gerekiyordu.
- The proposed text originally contained more than 300 amendments.
- Önerilen metin başlangıçta 300'den fazla değişiklik içeriyordu.
- This creation is slightly surprising in a text which originally had only a technical purpose.
- Başlangıçta sadece teknik bir amacı olan bir metinde bu oluşum biraz şaşırtıcıdır.
- This clearance took about two years longer than originally planned for.
- Bu değerlendirme başlangıçta planlanandan yaklaşık iki yıl daha uzun sürdü.
- This clearance took about two years longer than originally planned for.
- Bu açıklık başlangıçta planlanandan yaklaşık iki yıl daha uzun sürdü.
- It has disclosed a large number of technical issues that we had not originally foreseen.
- Başlangıçta öngöremediğimiz çok sayıda teknik sorunu ortaya çıkarmıştır.
- Originally, this was nothing we paid much attention to.
- Başlangıçta bu çok fazla dikkat ettiğimiz bir şey değildi.
- Originally, this was nothing we paid much attention to.
- Başlangıçta, bu pek de dikkat ettiğimiz bir şey değildi.
- I find this problem easier than I originally thought.
- Bu sorunu başlangıçta düşündüğümden daha kolay buluyorum.
- Tom suggested that we should leave earlier than we'd originally planned.
- Tom, başlangıçta planladığımızdan daha erken gitmemizi önerdi.
- I find the problem easier than I originally believed it to be.
- Bu sorunu başlangıçta düşündüğümden daha kolay buluyorum.
- Originally, he didn't believe it at all.
- Başlangıçta, hiç inanmıyordu.
- We'll just do what we originally planned.
- Başta planladığımız şeyi yapacağız.
Show More (26)
|
2 |
originally |
aslen |
adv. |
|
- Many people in the north of Côte d'Ivoire originally come from Burkina.
- Fildişi Sahili'nin kuzeyindeki pek çok insan aslen Burkina'dan gelmektedir.
- Many people in the north of Côte d'Ivoire originally come from Burkina.
- Fildişi Sahili'nin kuzeyindeki pek çok kişi aslen Burkina'dan gelmektedir.
- Indeed the notion of an ombudsman was originally a Nordic one.
- Aslında ombudsman kavramı aslen Nordik bir kavramdır.
- Indeed the notion of an ombudsman is originally a Nordic one.
- Aslında ombudsman kavramı aslen İskandinavya'ya özgü bir kavramdır.
- I live in Boston now, but I'm originally from Chicago.
- Şimdi Boston'da yaşıyorum ama aslen Chicagoluyum.
- I originally come from Australia.
- Aslen Avustralya'dan geliyorum.
- This book was originally written in French.
- Bu kitap aslen Fransızca yazılmıştı.
- I originally come from Egypt.
- Aslen Mısır'dan geliyorum.
- Tom is originally from Australia.
- Tom aslen Avustralyalı.
- This guitar originally belonged to Tom.
- Bu gitar aslen Tom'a aitti.
- Tom originally comes from Australia.
- Tom aslen Avustralyalıdır.
- I'm originally from Boston.
- Ben aslen Boston'luyum.
- My father is originally from Algeria.
- Benim babam aslen Cezayirli.
- Mozart, who was originally from Salzburg, composed the Magic Flute.
- Aslen Salzburglu olan Mozart, Sihirli Flüt'ü besteledi.
- I now live in Helsinki, but I'm originally from Kuopio.
- Şu anda Helsinki'de yaşıyorum ama aslen Kuopio'luyum.
- I'm originally from China.
- Ben aslen Çinliyim.
- I'm originally from Boston.
- Ben aslen Bostonluyum.
- Sami originally comes from Australia.
- Sami aslen Avustralya'dan geliyor.
- Are you from Finland originally?
- Aslen Finlandiyalı mısın?
- I now live in Boston, but I'm originally from Chicago.
- Şimdi Boston'da yaşıyorum ama aslen Chicagoluyum.
- Tom is originally from Boston.
- Tom aslen Bostonlu.
- Tom originally comes from Australia.
- Tom aslen Avustralyalı.
- My father is originally from Algeria.
- Babam aslen Cezayirli.
- I now live in Boston, but I'm originally from Chicago.
- Şimdi Boston'da yaşıyorum, ancak aslen Chicagoluyum.
- I'm originally from Australia.
- Ben aslen Avustralyalıyım.
- I originally come from Australia.
- Ben aslen Avustralyalıyım.
Show More (23)
|
3 |
originally |
aslında |
adv. |
|
- The proposals were originally produced to reduce the emissions from recreational craft.
- Bu teklifler aslında gezi teknelerinden kaynaklanan emisyonların azaltılması amacıyla hazırlanmıştır.
- Originally, that was an amendment I tabled in the committee.
- Aslında bu benim komitede sunduğum bir değişiklik önergesiydi.
- This room to manoeuvre was originally to have been made use of in the negotiations.
- Bu manevra alanı aslında müzakerelerde kullanılacaktı.
- That is only right and proper, as the European Budget was originally agricultural in character.
- Avrupa Bütçesi aslında tarımsal bir karaktere sahip olduğu için bu doğru ve yerindedir.
- I live in Boston now, but I'm originally from Chicago.
- Ben şimdi Boston'da yaşıyorum, fakat ben aslında Chicagoluyım.
- Originally the meeting was planned for next Saturday.
- Aslında toplantı önümüzdeki cumartesi için planlandı.
- This guitar originally belonged to Tom.
- Bu gitar aslında Tom'a aitti.
- I was hired originally to do another job.
- Aslında başka bir iş için işe alınmıştım.
- Sami originally comes from Australia.
- Sami aslında Avustralya'dan geliyor.
- Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
- Aslında Abraham Lincoln tüm kölelerin Afrika ya da Karayipler'e sürülmesini istiyordu.
- This bridge was originally a toll bridge.
- Bu köprü aslında paralı bir köprüydü.
- Originally the meeting was planned for next Saturday.
- Aslında toplantı önümüzdeki Cumartesi günü için planlanmıştı.
- Halloween was originally a Celtic festival.
- Cadılar Bayramı aslında bir Kelt festivaliydi.
- I originally come from Egypt.
- Ben aslında Mısır'dan geliyorum.
- This book was originally written in French.
- Bu kitap aslında Fransızca yazılmıştı.
- This story was originally written in French.
- Bu hikaye aslında Fransızca yazılmış.
- Tom is originally from Boston.
- Tom aslında Bostonludur.
- The room originally had no furniture.
- Odanın aslında hiç mobilyası yoktu.
- This poem was originally written in French.
- Bu şiir aslında Fransızca yazılmıştı.
- Tom is originally from Australia.
- Tom aslında Avustralyalı.
- Originally, he didn't believe it at all.
- Aslında, o buna hiç inanmadı.
Show More (18)
|
4 |
originally |
ilk başta |
adv. |
|
- Originally, this was nothing we paid much attention to.
- İlk başlarda bu çok dikkat ettiğimiz bir şey değildi.
Show More (-2)
|