|
- This is, as it were, the starting pistol for the Commission's work.
- Bu, deyim yerindeyse, Komisyon'un çalışmaları için bir başlangıç tabancasıdır.
- Here, kid, take this pistol.
- İşte, evlat, al şu tabancayı.
- Here, kid, take this pistol.
- Gel, çocuğum, şu tabancayı al.
- Here, kid, take this pistol.
- Al evlat, bu tabancayı al.
- Tom reloaded his pistol.
- Tom tabancasını yeniden doldurdu.
- I want to know what happened to the pistol Tom gave you.
- Tom'un sana verdiği tabancaya ne olduğunu bilmek istiyorum.
- Tom fired the pistol three times.
- Tom tabancayı üç kez ateşledi.
- Mary took her pistol and shot it.
- Mary tabancasını aldı ve ateş etti.
- Tom aimed his pistol at the target.
- Tom tabancasını hedefe doğrulttu.
- Tom was aiming his pistol at Mary when John shot him.
- John onu vurduğunda Tom tabancasını Mary'e doğrultmuştu.
- Mary pulled out a pistol and shot Tom.
- Mary bir tabanca çıkardı ve Tom'u vurdu.
- Tom stood in front of Maria as Johannes threatened her with a pistol.
- Tom, Johannes onu tabanca ile tehdit ettiği için Maria'nın önünde duruyordu.
- Tom drew his pistol.
- Tom tabancasını çekti.
- Tom bought a pistol for protection.
- Tom kendini korumak için tabanca aldı.
- I want to know what happened to the pistol that you received from Tom.
- Tom'dan aldığınız tabancaya ne olduğunu bilmek istiyorum.
- Tom shot Mary with a pistol.
- Tom Mary'yi bir tabancayla vurdu.
- Fadil carried a 9mm pistol.
- Fadıl 9 mm'lik bir tabanca taşıyordu.
- There aren't any bullets in this pistol.
- Bu tabancada hiç mermi yok.
- Tom whipped out his pistol.
- Tom tabancasını çıkarttı.
- She whipped out her pistol.
- O tabancasını çıkardı.
- She shot him with a pistol.
- Onu bir tabancayla vurdu.
- Never trust a woman with a pistol in hand.
- Elinde tabanca olan bir kadına asla güvenme.
- Tom told me to load my pistol.
- Tom bana tabancamı doldurmamı söyledi.
- Tom yanked a pistol from his jacket pocket.
- Tom ceketinin cebinden bir tabanca çıkardı.
- I remember very clearly that he threw two pistols into the river.
- Nehre iki tabanca attığını çok net hatırlıyorum.
- Sami slept with a pistol under his pillow.
- Sami yastığının altında bir tabancayla uyurdu.
- Sami carried a 9mm pistol.
- Sami, 9 mm'lik bir tabanca taşıyordu.
- Tom bought a pistol for protection.
- Tom korunmak için bir tabanca aldı.
- I want to know what happened to the pistol that you received from Tom.
- Tom'dan aldığın tabancaya ne olduğunu bilmek istiyorum.
- Tom reached for his pistol.
- Tom tabancasına uzandı.
- Tom concealed his pistol under his coat.
- Tom tabancasını ceketinin altına sakladı.
- Sami slept with a pistol under his pillow.
- Sami yastığının altında bir tabanca ile uyuyordu.
- Sami gave Layla a Smith & Wesson pistol.
- Sami, Layla'ya bir Smith & Wesson tabanca verdi.
- I hope I don't have to use this pistol.
- Umarım bu tabancayı kullanmak zorunda kalmam.
- He reached for the pistol.
- O, tabancaya uzandı.
- Tom stood in front of Maria as Johannes threatened her with a pistol.
- Johannes onu tabancayla tehdit ederken Tom Maria'nın önünde durdu.
- Tom put his pistol under his pillow.
- Tom tabancasını yastığının altına koydu.
- Sami stole a loaded pistol.
- Sami dolu bir tabanca çaldı.
- Sami carried a 9mm pistol.
- Sami 9 mm'lik bir tabanca taşıyordu.
- Tom shot Mary with a pistol.
- Tom, Mary'i tabancayla vurdu.
- He reached for the pistol.
- Tabancaya uzandı.
- Tom removed his pistol from his shoulder holster and laid it on the table.
- Tom tabancasını omuz kılıfından çıkardı ve masanın üzerine koydu.
- The pistol bullet pierced his leg.
- Tabanca mermisi, bacağını delip geçti.
- Tom pulled out a pistol and shot Mary.
- Tom bir tabanca çıkardı ve Mary'yi vurdu.
- Tom put his pistol under the pillow.
- Tom tabancasını yastığın altına koydu.
- The pistol bullet pierced his leg.
- Tabanca kurşunu bacağını deldi.
- Tom aimed his pistol at the target.
- Tom tabancasıyla hedefe nişan aldı.
- Tom was aiming his pistol at Mary when John shot him.
- John onu vurduğunda Tom tabancasını Mary'ye doğrultmuştu.
- Tom had a pistol.
- Tom'un bir tabancası vardı.
- Tom whipped out his pistol.
- Tom tabancasını çekiverdi.
- Tom was aiming his pistol at Mary when John shot him.
- John ona ateş ettiğinde Tom tabancasını Mary'ye doğrultuyordu.
- Fadil carried a 9mm pistol.
- Fadıl, 9 mm'lik bir tabanca taşıyordu.
Show More (49)
|
