proclaim - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
proclaim ilan etmek v.
  • The Union institutions solemnly proclaim the Charter to the citizens as embodying their fundamental rights.
  • Birlik kurumları, Şart'ı vatandaşlara temel haklarını somutlaştıran bir belge olarak ciddiyetle ilan eder.
  • I therefore proclaim these candidates elected as Vice-Presidents of the European Parliament.
  • Dolayısıyla bu adayları Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı olarak ilan ediyorum.
  • You tell us to proclaim it and leave it at that.
  • Bize bunu ilan etmemizi ve öylece bırakmamızı söylüyorsunuz.
Show More (31)
proclaim açıklamak v.
  • Today, many reject him and the truth he proclaimed as well.
  • Bugün çoğu kişi onu ve açıkladığı gerçeği reddediyor.
Show More (-2)