|
- All I can do now is to promise to strive for it.
- Şu anda yapabileceğim tek şey bunun için çabalayacağıma söz vermek.
- It must be stated that President Musharraf has stood by his promise to implement the promised Road Map.
- Başkan Müşerref'in söz verdiği Yol Haritasını uygulama sözünün arkasında durduğunu belirtmek gerekir.
- It must be stated that President Musharraf has stood by his promise to implement the promised Road Map.
- Başkan Müşerref'in söz verdiği Yol Haritasını uygulama sözünün arkasında durduğu belirtilmelidir.
- I therefore once again promise to provide all the information I can.
- Bu nedenle bir kez daha elimden gelen tüm bilgileri sağlayacağıma söz veriyorum.
- And as we wait upon Him, He promises to renew our strength so that we will be ready for the next season.
- Ve biz O'nu beklerken O da gelecek döneme hazır olmamız için gücümüzü yenileme sözü veriyor.
- I promise to leave them alone.
- Onları yalnız bırakacağıma söz veriyorum.
- I promise to do that.
- Bunu yapacağıma söz veriyorum.
- I promise to leave Tom alone.
- Tom'u yalnız bırakacağıma söz veriyorum.
- I promise to leave you alone.
- Seni yalnız bırakacağıma söz veriyorum.
- From now on, I promise to be punctual.
- Şu andan itibaren, dakik olacağıma söz veriyorum.
- Do you promise to call me tonight?
- Bu gece beni aramaya söz veriyor musun?
- He gave me a promise to come here at five.
- Saat beşte buraya geleceğine dair bana söz verdi.
- He gave me a promise to come here at five.
- O bana saat beşte buraya geleceğine söz verdi.
- I won't promise to do that.
- Bunu yapacağıma söz veremem.
- I promise to do that.
- Onu yapmaya söz veriyorum.
- I promise to do my best.
- Elimden gelenin en iyisini yapacağıma söz veriyorum.
- I promise to leave him alone.
- Onu yalnız bırakmaya söz veriyorum.
- You can go out, as long as you promise to be back early.
- Erken döneceğine söz verdiğin sürece dışarı çıkabilirsin.
- I promise to never be late again.
- Ben bir daha asla geç kalmayacağıma söz veriyorum.
- I'll never work for Tom no matter how much he promises to pay me.
- Bana ne kadar ödemeye söz verirse versin Tom için asla çalışmayacağım.
- I promise to leave her alone.
- Onu yalnız bırakacağıma söz veriyorum.
- She did not promise to come here again.
- Buraya tekrar geleceğine söz vermedi.
- You can come to visit me, as long as you promise to behave well.
- İyi davranacağına söz verdiğin sürece beni ziyarete gelebilirsin.
- I promise to write you email every day.
- Sana her gün e-posta yazacağıma söz veriyorum.
- I promise to do my best.
- Elimden geleni yapmaya söz veriyorum.
- You can go out, as long as you promise to be back by 11 o'clock.
- Saat 11'e kadar döneceğinize söz verdiğiniz sürece dışarı çıkabilirsiniz.
- What did you promise to do?
- Ne yapmaya söz verdin?
- You can come to visit me, as long as you promise to behave well.
- İyi davranmaya söz verdiğin sürece beni ziyaret etmeye gelebilirsin.
- I promise to work hard.
- Çok çalışacağıma söz veriyorum.
- I'm not going to promise to do that.
- Bunu yapacağıma söz vermeyeceğim.
- Do you promise to keep my secrets private?
- Sırlarımı gizli tutmaya söz veriyor musun?
- Do you promise to keep my secrets private?
- Sırlarımı gizli tutacağına söz veriyor musun?
- You can go out, as long as you promise to be back by 11 o'clock.
- Saat 11'e kadar geri döneceğine söz verdiğin sürece, dışarı çıkabilirsin.
- I promise to pay back the money I owe you by the end of the month.
- Sana olan borcumu ay sonuna kadar ödeyeceğime söz veriyorum.
- Would you promise to keep in touch with me?
- Benimle irtibatta kalacağına söz verir misin?
- What did Tom promise to do?
- Tom ne yapacağına söz verdi?
- Do you promise to call me tonight?
- Beni bu gece arayacağına söz veriyor musun?
- Did Tom promise to do that?
- Tom bunu yapacağına söz verdi mi?
- They had to promise to obey the laws of Mexico.
- Meksika yasalarına uyacaklarına söz vermeleri gerekiyordu.
- When did she promise to meet him?
- Onunla ne zaman buluşmaya söz verdi?
- They had to promise to join the Roman Catholic Church.
- Roma Katolik Kilisesi'ne katılacaklarına söz vermeleri gerekiyordu.
- Tom won't promise to do that.
- Tom bunu yapacağına söz vermez.
- You can come to visit me, but only if you promise to behave well.
- Beni ziyarete gelebilirsin, ama sadece iyi davranacağına söz verirsen.
- I made Tom promise to come on time.
- Zamanında gelmesi için Tom'a söz verdirdim.
- You can go out, as long as you promise to be back early.
- Erken dönmeye söz verdiğin sürece, dışarı çıkabilirsin.
- Tom will never promise to do that.
- Tom bunu yapacağına asla söz vermez.
- I promise to come back early.
- Erken döneceğime söz veriyorum.
- I promise to leave you alone.
- Seni yalnız bırakmaya söz veriyorum.
- Didn't Tom promise to do that?
- Tom bunu yapacağına söz vermedi mi?
- From now on, I promise to be punctual.
- Şu andan itibaren, dakik olmaya söz veriyorum.
- I promise to pay back the money I owe you by the end of the month.
- Size ödemem gereken parayı ay sonuna kadar geri ödeyeceğime söz veriyorum.
- Tom won't promise to do that.
- Tom bunu yapmaya söz vermeyecektir.
- I promise to return this videotape within a week.
- Ben bir hafta içinde bu video kaseti geri getirmeye söz veriyorum.
- I promise to leave him alone.
- Onu yalnız bırakacağıma söz veriyorum.
- I made Tom promise to come on time.
- Tom'a zamanında geleceğine dair söz verdirdim.
- I promise to return this videotape within a week.
- Bu video kaseti bir hafta içinde iade edeceğime söz veriyorum.
- When did she promise to meet him?
- Onunla buluşmak için ne zaman söz verdi?
- I promise to never be late again.
- Bir daha asla geç kalmayacağıma söz veriyorum.
- He gave me a promise to come back soon.
- Yakında geri döneceğine dair bana söz verdi.
- Tom almost always does what he promises to do.
- Tom yapmaya söz verdiği şeyi neredeyse her zaman yapar.
- Tom almost always does what he promises to do.
- Tom neredeyse her zaman söz verdiği şeyi yapar.
- I won't promise to do that.
- Bunu yapacağıma söz vermeyeceğim.
- Didn't Tom promise to do that?
- Tom'a onu yapacağına dair söz vermedi mi?
- I promise to read the report carefully.
- Raporu dikkatlice okuyacağıma söz veriyorum.
- Tom will never promise to do that.
- Tom asla bunu yapmaya söz vermeyecek.
Show More (62)
|
