1 |
rash |
kızarıklık |
n. |
|
- Have you had any persistent itching, rash, or dryness anywhere on your body?
- Vücudunuzun herhangi bir yerinde geçmeyen kaşıntı, kızarıklık ya da kuruluk oldu mu?
- How long have you had that rash?
- Bu kızarıklık ne kadardır var sende?
- How long have you had this rash?
- Bu kızarıklık ne zamandır sende var?
- A rash broke out on her neck.
- Boynunda bir kızarıklık çıktı.
- This rash should go away by itself in a couple of weeks.
- Bu kızarıklık birkaç hafta içinde kendiliğinden geçer.
- I have a rash on my hand.
- Elimde bir kızarıklık var.
- The rash never came back.
- Kızarıklık hiç geri gelmedi.
- How long have you had that rash?
- Bu kızarıklık ne zamandır var?
- A rash appeared on his face.
- Yüzünde bir kızarıklık belirdi.
- Have you had any persistent itching, rash, or dryness anywhere on your body?
- Vücudunuzun herhangi bir yerinde inatçı kaşıntı, kızarıklık veya kuruluk oldu mu?
- I have a rash on my neck.
- Boynumda bir kızarıklık var.
Show More (8)
|
2 |
rash |
isilik |
n. |
|
- A rash appeared on his face.
- Onun yüzünde bir isilik ortaya çıktı.
- You've got a rash.
- İsilik olmuşsun.
- I have a rash.
- İsiliğim var.
- Tom has a rash.
- Tom'un isiliği var.
- I found a very good drug for nettle rash.
- Isırgan isiliği için çok iyi bir ilaç buldum.
- This rash should go away by itself in a couple of weeks.
- Bu isilik birkaç hafta içinde kendiliğinden kaybolmalıdır.
Show More (3)
|
3 |
rash |
aceleci |
adj. |
|
- Is it not very rash to make this commitment in advance?
- Bu taahhüdü önceden vermek çok aceleci bir davranış değil mi?
- Don't be rash.
- Aceleci olma.
Show More (-1)
|
4 |
rash |
döküntü |
n. |
|
- A rash broke out on her neck.
- Boynunda bir döküntü oluştu.
- I got a rash on my hands from dishwasher detergent.
- Ellerimde bulaşık makinesi deterjanı döküntüsü var.
Show More (-1)
|
5 |
rash |
düşüncesiz |
adj. |
|
- You don't want to do anything rash.
- Düşüncesizce bir şey yapmak istemezsin.
- Don't do anything rash.
- Düşüncesizce bir şey yapma.
Show More (-1)
|
6 |
rash |
kaşıntı |
n. |
|
- Tom has a rash.
- Tom'un bir kaşıntısı var.
- I have a rash on my hand.
- Elimde bir kaşıntı var.
Show More (-1)
|
7 |
rash |
kurdeşen |
n. |
|
- I have a rash.
- Kurdeşenim var.
Show More (-2)
|