reconciliation - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
reconciliation uzlaşma n.
  • Their reconciliation benefits both sides.
  • Uzlaşmaları her iki tarafın da yararına olacaktır.
  • Thankfully the proposals of Kofi Annan seem to be a sound constitutional basis for such a reconciliation.
  • Neyse ki Kofi Annan'ın önerileri böyle bir uzlaşma için sağlam bir anayasal temel oluşturuyor gibi görünüyor.
  • The truth is the only way to real peace, reconciliation and co-existence.
  • Gerçek barış, uzlaşma ve birlikte yaşama için tek yol hakikattir.
Show More (15)
reconciliation uyumlaşma n.
  • I don't think a reconciliation between nature and our industrialisation policy is ever going to be achieved.
  • Doğa ile sanayileşme politikamız arasında bir uyumlaşma sağlanabileceğini hiç sanmıyorum.
Show More (-2)