remark - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
remark söz n.
  • I wish to concentrate my remarks on the issue of terrorism.
  • Sözlerimi terörizm konusuna yoğunlaştırmak istiyorum.
  • I should like to finish off with a remark about the effects of this programme on the various sectors.
  • Sözlerimi, bu programın çeşitli sektörler üzerindeki etkileri hakkında bir açıklama yaparak bitirmek istiyorum.
  • You are quite right, I did misunderstand your original remarks.
  • Çok haklısınız, ilk sözlerinizi yanlış anlamışım.
Show More (43)
remark açıklama n.
  • We were surprised to see him finally make a valid remark.
  • Sonunda geçerli bir açıklamada bulunduğunu görünce şaşırdık.
  • I would like to make one final remark in this connection.
  • Bu bağlamda son bir açıklama yapmak istiyorum.
  • To be frank, I am tired of having to listen to this remark without being able in all honesty to contradict it.
  • Dürüst olmak gerekirse, bu açıklamayı dinlemekten ve buna karşı çıkamamaktan yoruldum.
Show More (18)
remark yorum n.
  • Mr Watson made a rather shabby and silly remark about the United Kingdom.
  • Bay Watson Birleşik Krallık hakkında oldukça perişan ve aptalca bir yorumda bulundu.
  • It was just a general remark.
  • Bu sadece genel bir yorumdu.
  • That is not an anti-nuclear remark, that is a pro-fair play remark.
  • Bu nükleer karşıtı bir yorum değil, adil oyun yanlısı bir yorumdur.
Show More (10)
remark belirtmek v.
  • I have two further remarks.
  • İki hususu daha belirtmek isterim.
  • The head of the British delegation, Sir Con O'Neil, remarked that these two events were not unconnected.
  • İngiliz delegasyonunun başkanı Sir Con O'Neil, bu iki olayın birbiriyle bağlantısız olmadığını belirtti.
  • Please allow me to remark on how well-versed and well-informed he is on European affairs.
  • Lütfen kendisinin Avrupa meseleleri konusunda ne kadar bilgili ve donanımlı olduğunu belirtmeme izin verin.
Show More (7)
remark görüş n.
  • I merely endorse the remarks and your support for raising those matters in terms of the overall agenda.
  • Ben sadece bu konuları genel gündem açısından gündeme getirme konusundaki görüşlerinizi ve desteğinizi onaylıyorum.
  • Perhaps you could pass on these remarks to the Italian Presidency?
  • Belki de bu görüşlerinizi İtalya Dönem Başkanlığına iletebilirsiniz?
  • I merely endorse the remarks and your support for raising those matters in terms of the overall agenda.
  • Ben sadece genel gündem açısından bu konuların gündeme getirilmesine yönelik görüşlerinizi ve desteğinizi onaylıyorum.
Show More (2)
remark söylemek v.
  • Your remark is irrelevant.
  • Söylediklerinizin konuyla ilgisi yok.
  • His remark seems to be off the point.
  • Söyledikleri konunun dışında gibi görünüyor.
Show More (-1)
remark yorum yapmak v.
  • My mother remarked on my new dress.
  • Annem yeni elbisem hakkında yorum yaptı.
Show More (-2)
remark dikkat çekmek v.
  • Everyone remarked on his new hairstyle.
  • Herkes onun yeni saç stiline dikkat çekti.
Show More (-2)
remark fark etmek v.
  • Everyone remarked on his new hairstyle.
  • Herkes onun yeni saç stilini fark etti.
Show More (-2)