repay - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
repay ödemek v.
  • I need to repay her.
  • Ona borcumu ödemeliyim.
  • I wish there was some way I could repay Tom.
  • Keşke Tom'a borcumu ödeyebilmenin bir yolu olsaydı.
  • I can't repay you.
  • Sana borcumu ödeyemem.
Show More (15)
repay geri ödemek v.
  • Every year, we repay billions of euro.
  • Her yıl milyarlarca avro geri ödeme yapıyoruz.
  • They do not, however, have to repay more than the amount of the aid plus interest.
  • Bununla birlikte yardım miktarı artı faizden daha fazlasını geri ödemek zorunda değiller.
  • They do not, however, have to repay more than the amount of the aid plus interest.
  • Bununla birlikte, yardım miktarı artı faizden daha fazlasını geri ödemek zorunda değiller.
Show More (11)
repay karşılık n.
  • I don't know how I can ever repay you for this.
  • Bunun karşılığını nasıl öderim bilmiyorum.
  • I did everything I could to help Tom, and this is how he repays me.
  • Tom'a yardımcı olabilmek için elimden geleni yaptım, o ise yaptıklarımın karşılığını bu şekilde ödüyor.
  • I did everything I could to help Tom, and this is how he repays me.
  • Tom'a yardım etmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve o da bana karşılığını böyle veriyor.
Show More (0)
repay karşılığını vermek v.
  • I did everything I could to help Tom, and this is how he repays me.
  • Tom'a yardım etmek için elimden geleni yaptım, o da bana böyle karşılık veriyor.
Show More (-2)