|
- The difference between us is in the rhythm and the means.
- Aramızdaki fark ritim ve araçlardan kaynaklanıyor.
- The difference between us is in the rhythm and the means.
- Aramızdaki fark ritim ve araçlarda.
- The Belgian Presidency is proceeding with the same robust and regular rhythm as its Swedish forerunner.
- Belçika Dönem Başkanlığı, kendinden önceki İsveç Dönem Başkanlığı ile aynı sağlam ve düzenli ritimle ilerliyor.
- For Athena's family, life at home in the green season acquires a gentle rhythm.
- Athena'nın ailesi için yeşil mevsimde evde yaşam hafif bir ritim kazanıyor.
- For Athena's family, life at home in the green season acquires a gentle rhythm.
- Athena'nın ailesi için yeşil mevsimde evdeki yaşam rahat bir ritim kazanıyor.
- There's no music without rhythm.
- Ritim olmadan müzik olmaz.
- I like the slow rhythm of that song.
- Ben o şarkının yavaş ritminden hoşlanıyorum.
- I love the rhythm of funeral marches.
- Cenaze marşlarının ritmini seviyorum.
- Feel the rhythm and follow the beat.
- Ritmi hissedin ve tempoyu takip edin.
- I like the slow rhythm of that song.
- Bu şarkının yavaş ritmini seviyorum.
- He's playing a cha cha cha rhythm on the drum kit.
- Davul setinde cha cha cha ritmi çalıyor.
- I like the slow rhythm of this song.
- Ben bu şarkının yavaş ritminden hoşlanıyorum.
- Feel the rhythm and follow the beat.
- Ritmi hisset ve ritmi takip et.
- I like the slow rhythm of that song.
- O şarkının yavaş ritmini severim.
- I love the rhythm of funeral marches.
- Cenaze marşlarının ritmine bayılırım.
- It's useless if you don't do it with rhythm!
- Ritimle yapmazsan bir işe yaramaz!
- There's no music without rhythm.
- Ritimsiz müzik yoktur.
- I need to find my own rhythm.
- Kendi ritmimi bulmalıyım.
- I like the slow rhythm of this song.
- Bu şarkının yavaş ritmini seviyorum.
Show More (16)
|
