|
- It is powerful enough to cut through rocks.
- Kayaları kesebilecek kadar güçlüdür.
- It is powerful enough to cut through rocks.
- Kayaları ikiye bölecek kadar güçlü.
- Meteorites are generally heavier than earth rocks of the same size.
- Meteoritler genellikle aynı büyüklükteki yeryüzü kayalarından daha ağır olur.
- It is powerful enough to cut through rocks.
- Onun kayaları ikiye bölmeye yetecek kadar gücü vardır.
- Meteorites are generally heavier than earth rocks of the same size.
- Meteoritler genellikle aynı büyüklükteki dünya kayalarından daha ağırdır.
- Have you ever gone climbing on rocks?
- Hiç kayalara tırmandın mı?
- Beware of falling rocks!
- Düşen kayalara dikkat edin!
- There are more than enough rocks here.
- Burada fazlasıyla kaya var.
- A small stream ran down among the rocks.
- Kayaların arasından küçük bir dere akıyordu.
- They climbed up the jagged rocks.
- Onlar sivri kayalara tırmandılar.
- When you walk around here, you have to look out for falling rocks.
- Burada dolaşırken düşen kayalara dikkat etmelisin.
- We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçiler gördük.
- Be careful on those rocks.
- O kayalara dikkat et.
- Waves are breaking against the rocks.
- Dalgalar kayalarda kırılıyor.
- The ship crashed on the rocks.
- Gemi kayalara çarptı.
- The women are in front of big rocks.
- Kadınlar büyük kayaların önünde.
- We collected some samples of rocks from the area for a geological survey.
- Jeolojik bir araştırma için bölgeden bazı kaya örnekleri topladık.
- The road was blocked by fallen rocks.
- Yol düşen kayalar tarafından bloke edildi.
- Fallen rocks blocked the road.
- Düşen kayalar yolu kapattı.
- There are plenty of rocks.
- Çok kaya var.
- Fallen rocks blocked the way.
- Düşen kayalar yolu kapattı.
- It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
- Bilimsel çalışmalarla bu kayaların yaşını tespit etmek mümkün.
- The women are in front of big rocks.
- Kadınlar büyük kayaların önündeler.
- The waves crashed against the rocks.
- Dalgalar kayalara çarpıyordu.
- The mattress felt like rocks.
- Şilte kaya gibi hissettirdi.
- Apollo 14 successfully completed its mission and returned to the Earth with 43.5 kilograms of lunar rocks and soil.
- Apollo 14 görevini başarıyla tamamladı ve 43,5 kilogram Ay kayası ve toprağı ile Dünya'ya döndü.
- Be careful on those rocks.
- Şu kayalara dikkat edin.
- Have you ever gone climbing on rocks?
- Hiç kayalara tırmanmaya gittin mi?
- The road was blocked by fallen rocks.
- Yol, düşen kayalar tarafından kapatılmıştı.
- The rocks on this beach remind me of those summer days when Laura and I played in the sand until nightfall.
- Bu sahildeki kayalar bana Laura'yla akşama kadar kumda oynadığımız yaz günlerini hatırlatıyor.
- We saw laborers blasting rocks.
- Kayaları patlatan işçileri gördük.
- There's no shortage of rocks.
- Hiçbir kaya sıkıntısı yok.
- The climber died after he was hit by rocks.
- Dağcı kayalara çarptıktan sonra öldü.
- When you walk around here, you have to look out for falling rocks.
- Buralarda yürürken düşen kayalara dikkat etmelisiniz.
- They also collected moon rocks and soil.
- Onlar ayrıca ay kayaları ve toprağı topladı.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
- Japon tarzı bahçede kayalar çok güzel dizilmiş.
- The fish is hiding under the rocks.
- Balık kayaların altında saklanıyor.
- They climbed up the jagged rocks.
- Sivri kayalara tırmandılar.
- The waves crashed against the rocks.
- Dalgalar kayalara çarptılar.
- Apollo 16 brought back a large number of lunar rocks and soil samples.
- Apollo 16 çok sayıda Ay kayası ve toprak örneği getirdi.
Show More (37)
|