|
- It has increasingly become the norm that ignoring this sign is rude and even unlawful.
- Bu işareti görmezden gelmenin kaba ve hatta yasa dışı olduğu giderek daha fazla norm haline gelmiştir.
- I really want to check out the rest of this rude house.
- Bu kaba evin geri kalanına bakmak istiyorum gerçekten.
- That rude man gave me a bad impression.
- O kaba adam bana kötü bir izlenim verdi.
- Tom is so rude.
- Tom çok kaba.
- Do I sound rude?
- Sesim kaba mı geliyor?
- I'm sorry if I'm rude to you.
- Sana kaba davranıyorsam özür dilerim.
- You're a very rude person.
- Çok kaba bir insansın.
- I resent their rude attitude.
- Kaba tavırlarına içerliyorum.
- I shouldn't have been so rude.
- Bu kadar kaba olmamalıydım.
- I'm not used to being talked to in such a rude manner.
- Bu kadar kaba bir şekilde konuşulmaya alışkın değilim.
- Why are you always so rude to Tom?
- Neden Tom'a karşı hep bu kadar kabasın?
- It is very rude of you to expect me to eat food that I do not want to.
- İstemediğim bir yemeği yememi beklemeniz çok kaba.
- Tom was rude, wasn't he?
- Tom kabaydı, değil mi?
- I wonder why he was so rude.
- Onun neden bu kadar kaba olduğunu merak ediyorum.
- Tom isn't rude, but Mary is.
- Tom kaba değil ama Mary öyle.
- Tom is rude and selfish.
- Tom kaba ve bencil.
- You really are rude, aren't you?
- Sen gerçekten kabasın, değil mi?
- You're rude and disrespectful.
- Kaba ve saygısızsın.
- Were I you, I would not do such a rude thing.
- Yerinde olsam, böyle kaba bir şey yapmazdım.
- Tom has been very rude to me.
- Tom bana karşı çok kabaydı.
- Farting is rude.
- Yellenmek kabadır.
- I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
- Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
- People can be so rude.
- İnsanlar çok kaba olabilirler.
- That was very rude.
- O çok kabaydı.
- You're very rude.
- Çok kabasın.
- Tom was very rude to us.
- Tom bize çok kaba davrandı.
- My antipathy toward telemarketers is so strong that I am often rude to them.
- Tele-pazarlamacılara karşı antipatim o kadar güçlüdür ki onlara karşı genellikle kaba davranırım.
- Tom was very rude to me.
- Tom bana çok kabaydı.
- Cutting in line is extremely rude.
- Kuyruktakilerin önüne geçmek çok kabaca.
- His rude reply provoked her to slap his face.
- Kaba cevabı, kadının onun yüzüne tokat atmasına neden oldu.
- I shouldn't have been so rude to Tom.
- Tom'a karşı bu kadar kaba olmamalıydım.
- Tom was very rude.
- Tom çok kabaydı.
- Do I sound rude?
- Kulağa kaba mı geliyorum?
- He's rude, arrogant and ignorant.
- O kaba, kibirli ve cahil.
- Tom was very rude to Mary.
- Tom Mary'ye karşı çok kabaydı.
- You're sort of rude.
- Sen biraz kabasın.
- Cutting in line is extremely rude.
- Sırayı bozmak son derece kaba bir davranış.
- I thought the little boy who was staring and pointing at the foreigner was very rude.
- Yabancıya bakıp onu işaret eden küçük çocuğun çok kaba olduğunu düşündüm.
- That was very rude.
- Bu çok kabaydı.
- What a rude comment!
- Ne kaba bir yorum!
- You're rude and disrespectful.
- Sen kaba ve saygısızsın.
- You were very rude to me.
- Bana karşı çok kabaydın.
- Tom didn't have to be so rude.
- Tom bu kadar kaba olmak zorunda değildi.
- Try not to be so rude next time.
- Bir dahaki sefere o kadar kaba olmamaya çalış.
- You're being very rude.
- Çok kaba davranıyorsun.
- You're sort of rude.
- Biraz kabasın.
- He is a rude person.
- Kaba bir insandır.
- I'm sorry I was so rude to your sister.
- Kardeşine bu kadar kaba davrandığım için özür dilerim.
- Mike made a rude table from the logs.
- Mike kütüklerden kaba bir masa yaptı.
- Sami didn't want to be rude.
- Sami kaba olmak istemedi.
- That's a very rude question.
- Bu çok kaba bir soru.
- I don't want to be rude to them.
- Onlara karşı kaba olmak istemiyorum.
- Tom is rude, isn't he?
- Tom kaba, değil mi?
- You're a rude person.
- Sen kaba bir insansın.
- This fat guy is becoming a rude person.
- Bu şişman adam kaba biri olmaya başladı.
- Tom was very rude to us.
- Tom bize çok kabaydı.
- I don't want to be rude to him.
- Ona karşı kaba olmak istemiyorum.
- I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
- Ben Chris'ten hoşlanmıyorum çünkü çok kaba ve duyarsız.
- Tom wasn't rude to us.
- Tom bize kaba davranmadı.
- A genius can sometimes have rude manners.
- Bir dahinin bazen kaba davranışları olabilir.
- Why are you always so rude to Tom?
- Neden Tom'a karşı her zaman bu kadar kabasın?
- Tom was very rude to me.
- Tom bana çok kaba davrandı.
- You're so rude!
- Çok kabasın!
- Tom is the rudest man I've ever met.
- Tom tanıdığım en kaba adam.
- I wonder why he was so rude.
- Neden bu kadar kaba davrandığını merak ediyorum.
- You're rude.
- Çok kabasın.
- Tom shouldn't say such rude things to Mary.
- Tom, Mary'ye böyle kaba şeyler söylememeli.
- Tom is very rude, isn't he?
- Tom çok kaba, değil mi?
- I resent their rude attitude.
- Ben onların kaba davranışlarına alınıyorum.
- Tom is rude and arrogant.
- Tom kaba ve küstah.
- British people are arrogant and rude.
- İngiliz halkı kibirli ve kabadır.
- Why are Chinese tourists so rude?
- Çinli turistler neden bu kadar kaba?
- I don't want to be rude to her.
- Ona karşı kaba olmak istemiyorum.
- I'm sorry I was so rude.
- Öyle kaba olduğum için özür dilerim.
- Aren't you being very rude?
- Çok kabalaşmıyor musun?
- Some people are very rude.
- Bazı insanlar çok kaba.
- You don't have to be so rude.
- Bu kadar kaba olmana gerek yok.
- Tom is rude and arrogant.
- Tom kaba ve kibirli.
- They are rude and disrespectful.
- Onlar kaba ve saygısız.
- Boys are noisy and rude to girls.
- Erkekler kızlara karşı gürültücü ve kabadır.
- Tom didn't have to be so rude.
- Tom o kadar kaba olmak zorunda değildi.
- I'm sorry I was so rude to you.
- Sana kaba davrandığım için özür dilerim.
- I don't want to be rude.
- Kaba olmak istemiyorum.
- You are becoming rude!
- Kabalaşıyorsun!
- This fat guy is becoming a rude person.
- Bu şişko adam kaba biri oluyor.
- The employees are rude and unhelpful.
- Çalışanlar kaba ve yardımsever değil.
- That rude man gave me a bad impression.
- O kaba adam bende kötü bir izlenim bıraktı.
- People can be so rude.
- İnsanlar çok kaba olabiliyor.
- I shouldn't have been so rude to Tom.
- Tom'a bu kadar kaba davranmamalıydım.
- Were I you, I would not do such a rude thing.
- Senin yerinde olsaydım, böyle kaba bir şey yapmazdım.
- What you did was rude.
- Yaptığın şey kabaydı.
- How can you tolerate that rude fellow?
- Bu kaba adama nasıl tahammül edebiliyorsun?
- He's very rude.
- Çok kaba.
- I am not used to being spoken to in that rude way.
- Benimle böyle kaba bir şekilde konuşulmasına alışık değilim.
- Sami doesn't want to be rude.
- Sami kaba olmak istemiyor.
- Tom wasn't rude.
- Tom kaba değildi.
- I don't think that Tom realizes how rude he's being.
- Ben Tom'un onun ne kadar kaba olduğunu fark ettiğini düşünmem.
- Tom's son was very rude to me.
- Tom'un oğlu bana karşı çok kabaydı.
- He is rude, but I love him all the same.
- Kaba biridir ama yine de onu severim.
- That's so rude.
- O çok kaba.
- It is rude of him not to give me a call.
- Beni aramaması çok kaba bir davranış.
- Tom is a rude person.
- Tom kaba bir insandır.
- I think Tom is rude.
- Bence Tom kaba biri.
- I'm sorry I lost my temper and said rude things.
- Kendimi kaybedip kaba şeyler söylediğim için özür dilerim.
- He is rude, lazy, a runaway.
- Kaba, tembel ve kaçak.
- How can you tolerate that rude fellow?
- O kaba adama nasıl tahammül edebiliyorsun?
- You're a rude person.
- Sen kaba bir adamsın.
- I have a good mind to strike you for being so rude.
- Bu kadar kaba olduğun için sana vurmayı düşünüyorum.
- He's very rude.
- O çok kaba.
- You are becoming rude!
- Kabalaşıyorsunuz!
- Farting is rude.
- Gaz çıkarmak kabadır.
- If I were you, I wouldn't do such a rude thing.
- Yerinde olsam böyle kaba bir şey yapmazdım.
- You really are rude, aren't you?
- Gerçekten kabasın, değil mi?
- It's very rude of you to say a thing like that.
- Böyle bir şey söylemen çok kaba.
- That was kind of rude.
- Bu biraz kabaydı.
- He made a rude reply.
- O, kaba bir yanıt verdi.
- I have trouble putting up with his rude manner.
- Kaba tavırlarına tahammül etmekte zorlanıyorum.
- He made a rude reply.
- Kaba bir cevap verdi.
- That's incredibly rude.
- Bu inanılmaz derecede kaba.
- Tom isn't rude.
- Tom kaba değil.
- Tom is very rude.
- Tom çok kaba.
- She uses rude words.
- Kaba kelimeler kullanıyor.
- What you said was rude.
- Söylediğin şey kabaydı.
- Tom didn't want to be rude.
- Tom kaba olmak istemedi.
- Tom has been very rude.
- Tom çok kabalaştı.
- Tom should apologize to Mary for being so rude to her mother.
- Tom, annesine karşı kaba davrandığı için Mary'den özür dilemeli.
- Tom shouldn't say such rude things to Mary.
- Tom Mary'ye öyle kaba şeyler söylememeli.
- Tom was very rude, wasn't he?
- Tom çok kabaydı, değil mi?
- British people are arrogant and rude.
- İngilizler kibirli ve kabadır.
- Tom has been very rude to me.
- Tom bana karşı çok kaba davrandı.
- That's so rude.
- Bu çok kaba.
- Tom thought Mary was very rude.
- Tom Mary'nin çok kaba olduğunu düşündü.
- Tom was rude.
- Tom kabaydı.
- Tom isn't rude.
- Tom kaba değildir.
- You're rude.
- Sen kabasın.
- Tom's son was very rude to me.
- Tom'un oğlu bana çok kaba davrandı.
- I'm not used to being talked to in such a rude manner.
- Benimle böyle kaba bir şekilde konuşulmasına alışık değilim.
- I am not used to being spoken to in that rude way.
- Öyle kaba bir biçimde konuşulmaya alışkın değilim.
- I think Tom is rude.
- Bence Tom kaba.
- You're so rude that I want to punch you.
- O kadar kabasın ki sana yumruk atmak istiyorum.
- I dislike Chris because he is very rude and insensitive.
- Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.
- How rude of you!
- Ne kadar kabasın!
- You're so rude.
- Çok kabasın.
- I don't think that Tom realizes how rude he's being.
- Tom'un ne kadar kaba davrandığının farkında olduğunu sanmıyorum.
- He's rude, arrogant and ignorant.
- Kaba, kibirli ve cahil.
- She scowled at the rude salesman.
- Kaba satıcıya kaşlarını çattı.
- You're so rude that I want to punch you.
- O kadar kabasın ki seni yumruklamak istiyorum.
- I'm not a rude person normally.
- Normalde kaba bir insan değilimdir.
- French people eat frogs and are rude!
- Fransızlar kurbağa yerler ve kabadırlar!
- That was kind of rude.
- O biraz kabaydı.
- Tom is quite rude, isn't he?
- Tom oldukça kaba, değil mi?
- I'm sorry I was so rude to you.
- Sana karşı çok kaba olduğum için üzgünüm.
- You don't have to be so rude.
- Çok kaba olmak zorunda değilsin.
- I'm sorry I was so rude.
- Çok kaba davrandığım için özür dilerim.
- Tom is very rude.
- Tom çok kabadır.
- That was a rude awakening.
- Kaba bir uyanıştı.
- She was very rude to him.
- Ona karşı çok kabaydı.
- What Tom said was rude.
- Tom'un söylediği şey kabaydı.
- Tom thought Mary was very rude.
- Tom, Mary'nin çok kaba olduğunu düşündü.
- My antipathy toward telemarketers is so strong that I am often rude to them.
- Tele pazarlamacılara nefretim o kadar büyük ki genellikle onlara kaba davranırım.
- That's kind of rude.
- O biraz kaba.
- His rude reply provoked her to slap his face.
- Onun kaba cevabı onun yüzüne tokat atması için onu kışkırttı.
- Tom was rude and obnoxious.
- Tom kaba ve iğrençti.
- The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
- Tezgahtar, kaba davranışları nedeniyle işten çıkarıldı.
- What a rude man!
- Ne kaba bir adam!
- Try not to be so rude next time.
- Bir dahaki sefere bu kadar kaba olmamaya çalış.
- Tom is often rude to his teachers.
- Tom öğretmenlerine karşı sık sık kaba davranıyor.
- Tom was rude to Mary's parents.
- Tom, Mary'nin anne babasına karşı kabaydı.
- Tom was really rude to the waitress.
- Tom garsona çok kaba davrandı.
- Tom is a very rude person.
- Tom çok kaba bir insan.
- I wish you weren't always so rude to Tom.
- Keşke Tom'a karşı hep bu kadar kaba olmasaydın.
- You shouldn't say such rude things to him.
- Ona böyle kaba şeyler söylememelisin.
- French people eat frogs and are rude!
- Fransız halkı kurbağa yer ve kabadır!
- Tom has been very rude.
- Tom çok kaba davrandı.
- Tom wasn't rude to me.
- Tom bana kaba davranmadı.
- It's rude of you to ask her that question.
- Ona bu soruyu sorman çok kaba.
- You were rude.
- Sen kabaydın.
- Some people are very rude.
- Bazı insanlar çok kabadır.
Show More (179)
|