scholar - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
scholar bilgin n.
  • Tom is a scholar.
  • Tom bir bilgin.
  • He is a great statesman, and what is more a great scholar.
  • O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir.
  • That scholar made a great scientific discovery.
  • O bilgin büyük bir bilimsel keşif yaptı.
Show More (12)
scholar bilim adamı n.
  • He is a scholar to the core.
  • Özünde bir bilim adamıdır.
  • He became a brilliant scholar but only at the expense of his health.
  • Sağlığı pahasına mükemmel bir bilim adamı oldu.
  • He is a writer rather than a scholar.
  • O bir bilim adamından çok bir yazardır.
Show More (11)
scholar alim n.
  • He is what we call a scholar.
  • Biz ona alim diyoruz.
  • Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
  • Parmaklarla yemek yemek yüzyıllar boyu devam etmekle birlikte, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
  • A half-doctor kills you and a half-religious scholar kills your belief.
  • Yarı doktor seni öldürür ve yarı din alimi inancını öldürür.
Show More (2)
scholar bilim insanı n.
  • He felt ill at ease among prominent scholars.
  • Önde gelen bilim insanları arasında kendini rahat hissetmiyordu.
  • The speech of the scholar is well worth listening to.
  • Bilim insanının konuşması dinlemeye değer.
  • The committee consists of seven scholars.
  • Komite, yedi bilim insanından oluşmaktadır.
Show More (0)
scholar bilge n.
  • A great scholar is not necessarily a good teacher.
  • Büyük bir bilgenin iyi bir öğretmen olması gerekmez.
Show More (-2)