scurvy - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
scurvy iskorbüt hastalığı n.
  • A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.
  • Ünlü bir taktikçi olan Kristof Kolomb bir keresinde bütün bir korsan filosunu, meyve ve sebzelerini çalarak iskorbüt hastalığına yakalanmalarını sağlayarak yok etmişti.
  • We'll surely avoid scurvy if we all eat an orange.
  • Hepimiz portakal yersek iskorbüt hastalığından kesinlikle kurtuluruz.
  • Tom has scurvy.
  • Tom'da iskorbüt hastalığı var.
Show More (0)
scurvy iskorbüt n.
  • Tom has scurvy.
  • Tom'un iskorbiti var.
Show More (-2)