1 |
smother |
boğmak |
v. |
|
- Life is a flame that smothers death.
- Hayat, ölümü boğan bir alevdir.
- Sami used a pillow to smother Layla.
- Sami, Layla'yı boğmak için bir yastık kullandı.
- Life is a flame that smothers death.
- Yaşam, ölümü dumanıyla boğan bir alevdir.
- Ignorance smothers like a noose.
- Cehalet bir ilmik gibi boğar.
- Ignorance smothers like a noose.
- Cehalet bir kement gibi boğuyor.
Show More (2)
|
2 |
smother |
boğmak (duman/havasızlık) |
v. |
|
- Dan smothered Linda with a trash bag.
- Dan, Linda'yı bir çöp torbasıyla boğdu.
- Dan smothered Linda with a pillow.
- Dan, Linda'yı bir yastıkla boğdu.
- Dan likely smothered Linda until she died.
- Dan muhtemelen Linda'yı ölünceye kadar boğdu.
- Dan smothered Linda with a pillow.
- Dan yastıkla Linda'yı boğdu.
Show More (1)
|
3 |
smother |
boğarak öldürmek |
v. |
|
- Tom smothered Mary to death with a pillow while she was sleeping.
- Tom, Mary uyurken onu yastıkla boğarak öldürdü.
- Dan smothered Linda with a trash bag.
- Dan bir çöp poşetiyle Linda'yı boğarak öldürdü.
- Tom smothered Mary to death with a pillow while she was sleeping.
- O uyurken, Tom bir yastıkla Mary'yi boğarak öldürdü.
Show More (0)
|