stare - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
stare dikmek (gözlerini) v.
  • Why are you staring at me, demon?
  • Neden gözünü bana dikiyorsun, iblis?
  • Everyone stared at Tom.
  • Herkes gözlerini Tom'a dikti.
  • Everyone stared at him.
  • Herkes gözlerini ona dikti.
Show More (3)
stare dik dik bakmak v.
  • She tried not to stare.
  • Dik dik bakmamaya çalıştı.
  • Don't stare.
  • Dik dik bakma.
  • It's okay to look, but it's rude to stare.
  • Bakmakta sorun yok ama dik dik bakmak kabalık.
Show More (3)
stare bakış (uzun ve dikkatli) n.
  • Daddy, let's have a staring contest.
  • Baba, hadi bakışma yarışması yapalım.
  • My sister fixed me with an angry stare.
  • Kız kardeşim bana kızgın bir bakış attı.
  • My sister fixed me with an angry stare.
  • Kız kardeşim öfkeli bir bakışla beni düzeltti.
Show More (0)
stare gözünü dikip bakmak v.
  • He tried not to stare.
  • Gözünü dikip bakmamaya çalıştı.
  • The girl staring back at me was angry.
  • Bana gözünü dikmiş bakan kız kızgındı.
  • It's not polite to stare.
  • Gözlerini dikip bakmak kibarca değildir.
Show More (0)
stare boş boş bakmak v.
  • Tom gave Mary a blank stare.
  • Tom Mary'ye boş boş baktı.
Show More (-2)