1 |
startle |
ürkmek |
v. |
|
- Tom seemed to be startled.
- Tom ürkmüş gibiydi.
- Horses are easily startled.
- Atlar kolay ürker.
- We were startled by the explosion.
- Patlamadan dolayı ürktük.
- Tom said I looked startled.
- Tom ürkmüş göründüğümü söyledi.
- Tom seemed startled.
- Tom ürkmüş görünüyordu.
- Tom was startled.
- Tom ürkmüştü.
- I was startled for a second.
- Bir saniyeliğine ürkmüştüm.
- Tom was startled.
- Tom ürktü.
- Everybody was startled.
- Herkes ürkmüştü.
- Tom seems startled.
- Tom ürkmüş görünüyor.
- These animals were startled by the noise of the fireworks.
- Bu hayvanlar havai fişeklerin gürültüsünden ürktüler.
- Tom is easily startled.
- Tom kolayca ürker.
- Tom looked a bit startled.
- Tom biraz ürkmüş görünüyordu.
- Tom looked startled for a moment.
- Tom bir an için ürkmüş göründü.
- He was so startled that he ran outside barefoot.
- O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.
Show More (12)
|
2 |
startle |
ürkütmek |
v. |
|
- The noise startled Tom.
- Gürültü Tom'u ürküttü.
- Tom startled Mary.
- Tom Mary'yi ürküttü.
- It might startle them.
- Bu onları ürkütebilir.
- I'm sorry I startled you.
- Seni ürküttüğüm için özür dilerim.
- We don't want to startle anyone.
- Kimseyi ürkütmek istemiyoruz.
- The loud noise startled Tom.
- Yüksek ses Tom'u ürküttü.
- The cawing of a crow startled me.
- Bir karganın gaklaması beni ürküttü.
- I didn't mean to startle you.
- Seni ürkütmek istemedim.
- Horses are easily startled.
- Atlar kolayca ürkütülüyor.
Show More (6)
|
3 |
startle |
korkutmak |
v. |
|
- I'm sorry, I didn't mean to startle you.
- Özür dilerim, seni korkutmak istememiştim.
- I didn't mean to startle you.
- Seni korkutmak istememiştim.
- Did I startle you?
- Seni korkuttum mu?
- We don't want to startle anyone.
- Biz kimseyi korkutmak istemiyoruz.
Show More (1)
|
4 |
startle |
irkilmek |
v. |
|
- She woke up suddenly, startled by her terrible nightmare!
- Korkunç kâbusuyla irkilerek aniden uyandı!
- Tom was a little startled.
- Tom biraz irkildi.
- Tom looked startled for a moment.
- Tom bir an için irkilmiş görünüyordu.
Show More (0)
|
5 |
startle |
şaşırtmak |
v. |
|
- I didn't mean to startle you.
- Seni şaşırtmak istemedim.
Show More (-2)
|
6 |
startle |
irkiltmek |
v. |
|
- You startled me!
- Beni irkilttiniz!
Show More (-2)
|