|
- More funding would be a more reasonable suggestion.
- Daha fazla finansman daha makul bir öneri olacaktır.
- The suggestion to increase the minimum price to EUR 3 000 is an improvement.
- Asgari fiyatın 3.000 avroya yükseltilmesi önerisi bir gelişmedir.
- We have had a suggestion that there should be a split vote instead.
- Bunun yerine bölünmüş bir oylama yapılması yönünde bir öneri aldık.
- As regards the third part, I agree to your suggestion of clarifying the matter by tomorrow.
- Üçüncü bölümle ilgili olarak konunun yarına kadar açıklığa kavuşturulması önerinize katılıyorum.
- The prerogative as to whether to follow this suggestion or not rests with the Council.
- Bu öneriye uyulup uyulmayacağı konusundaki takdir yetkisi Konseye aittir.
- The question contains a suggestion that the situation is extremely serious across Europe.
- Soru, durumun Avrupa genelinde son derece ciddi olduğuna dair bir öneri içeriyor.
- That is a good suggestion.
- Bu iyi bir öneri.
- I look forward to your reaction to this suggestion.
- Bu öneriye vereceğiniz tepkiyi dört gözle bekliyorum.
- Any other suggestion is just hot air.
- Diğer tüm öneriler sadece boş laftır.
- Personally speaking, I have greater reservations about your suggestion to replace sanctions with fines.
- Kişisel olarak yaptırımların para cezaları ile değiştirilmesi öneriniz hakkında daha büyük çekincelerim var.
- Your suggestion is one possibility.
- Öneriniz bir olasılık.
- That would be a more logical order, given that they are furthest away from the Commission's suggestion.
- Komisyonun önerisinden en uzakta oldukları göz önüne alındığında, bu daha mantıklı bir sıralama olacaktır.
- I will pass on this suggestion to my colleague David Byrne.
- Bu öneriyi meslektaşım David Byrne'e ileteceğim.
- I thought this was a suggestion and not a question.
- Bunun bir soru değil, bir öneri olduğunu sanıyordum.
- I wish to ask you a question and perhaps make a small suggestion.
- Size bir soru sormak ve belki de küçük bir öneride bulunmak istiyorum.
- That suggestion was approved, but no delegation was approved for Kashmir.
- Bu öneri kabul edildi ancak Keşmir için herhangi bir delegasyon onaylanmadı.
- We will put forward your suggestion.
- Önerinizi ortaya koyacağız.
- Procedurally, now is the time to vote on the suggestion.
- Prosedürel olarak, şimdi öneriyi oylama zamanıdır.
- I will only make one suggestion at a time, and I would like to hear your opinion too.
- Her seferinde birer öneride bulunacağım ve sizin de görüşlerinizi duymak isterim.
- We will therefore include this oral suggestion.
- Bu nedenle bu sözlü öneriyi de dahil edeceğiz.
- I would make a friendly suggestion that Charles Pasqua thinks about this.
- Charles Pasqua'ya bu konuyu düşünmesi için dostça bir öneride bulunacağım.
- That is a very sensible suggestion.
- Bu çok mantıklı bir öneri.
- The suggestion is to add a new heading, instead of removing one, and to deal with the two existing headings together.
- Öneri, bir başlığı kaldırmak yerine yeni bir başlık eklemek ve mevcut iki başlığı birlikte ele almaktır.
- Nevertheless, I think that your suggestion is a very interesting one.
- Yine de önerinizin çok ilginç olduğunu düşünüyorum.
- Looking at colleagues' reactions, that seems to me to be an acceptable suggestion.
- Meslektaşlarımın tepkilerine baktığımda bu bana kabul edilebilir bir öneri gibi görünüyor.
- That suggestion was approved, but no delegation was approved for Kashmir.
- Bu öneri onaylandı, ancak Keşmir için hiçbir heyet onaylanmadı.
- The Commission finds that a very valuable suggestion and we should like to consider it further.
- Komisyon bu öneriyi çok değerli bulmaktadır ve bu öneriyi daha fazla değerlendirmek isteriz.
- You rightly make this suggestion in paragraphs 24 and 25 of your resolution.
- Kararınızın 24 ve 25. paragraflarında haklı olarak bu öneride bulunuyorsunuz.
- I too will take up your suggestion that this issue should be discussed without taboos.
- Ben de bu konunun tabular olmadan tartışılması gerektiği yönündeki önerinizi dikkate alacağım.
- The very suggestion that it might be the other way round makes us lose credibility in the eyes of the outside world.
- Bunun tam tersi olabileceğine dair bir öneri, dış dünyanın gözünde güvenilirliğimizi kaybetmemize neden olur.
- The first suggestion was to create a second forum, a second institution and a second assembly.
- İlk öneri ikinci bir forum, ikinci bir kurum ve ikinci bir meclis oluşturulmasıydı.
- We also note the kind suggestion that Parliament feeds into the European system the views of its own electors.
- Ayrıca Parlamentonun kendi seçmenlerinin görüşlerini Avrupa sistemine aktardığı yönündeki nazik öneriyi de not ediyoruz.
- This was one choice, this was the first suggestion.
- Bu seçeneklerden biriydi, bu ilk öneriydi.
- My group fully supports the suggestion to conclude our debate on Genoa by a resolution.
- Grubumuz Cenova'ya ilişkin tartışmalarımızı bir kararla sonuçlandırma önerisini tamamen desteklemektedir.
- The suggestion made to the effect that the texts are on the same footing is incorrect.
- Metinlerin aynı zeminde olduğu yönünde yapılan öneri yanlıştır.
- The suggestion to reduce pesticide use by 50% is not predicated upon any scientific data.
- Pestisit kullanımının %50 oranında azaltılması önerisi herhangi bir bilimsel veriye dayanmamaktadır.
- This is natural elsewhere but it seems to be an extremely radical suggestion when it is put to the Commission.
- Bu başka bir yerde doğaldır ancak Komisyon'a sunulduğunda son derece radikal bir öneri gibi görünmektedir.
- Yes, that is a suggestion we will take up.
- Evet, bu öneriyi dikkate alacağız.
- The Commission agreed to this suggestion.
- Komisyon bu öneriyi kabul etmiştir.
- That is a useful suggestion.
- Bu faydalı bir öneri.
- I think this is an excellent suggestion that we should accept promptly and in a constructive spirit.
- Bence bu, derhal ve yapıcı bir ruhla kabul etmemiz gereken mükemmel bir öneridir.
- Has the European Council made any suggestion of this kind to the Chairman of the Convention?
- Avrupa Konseyi, Konvansiyon Başkanına bu tür bir öneride bulundu mu?
- The Commission agreed to this suggestion.
- Komisyon bu öneriyi kabul etti.
- Your suggestion is based on the proposals on the reform of the common fisheries policy.
- Öneriniz, ortak balıkçılık politikasının reformuna ilişkin tekliflere dayanmaktadır.
- But I have taken on board your suggestion and I will give it further consideration.
- Ancak önerinizi dikkate aldım ve üzerinde daha fazla düşüneceğim.
- The Commission's suggestion that only biotechnology should be promoted in the health context is too narrow.
- Komisyonun sağlık bağlamında sadece biyoteknolojinin teşvik edilmesi gerektiği yönündeki önerisi çok dar kapsamlıdır.
- That suggestion was approved, but no delegation was approved for Kashmir.
- Bu öneri kabul edildi, ancak Keşmir için herhangi bir delegasyon onaylanmadı.
- Tom made another suggestion to Mary.
- Tom, Mary'ye başka bir öneride bulundu.
- The last one was Tina's suggestion.
- Sonuncu Tina'nın önerisiydi.
- Thank you for the suggestion.
- Önerin için teşekkürler.
- Tom's suggestion is worth considering.
- Tom'un önerisi dikkate alınmaya değer.
- I think that's a bad suggestion.
- Bence bu kötü bir öneri.
- It may have sounded like a suggestion, but it was an order.
- Bu bir öneri gibi görünmüş olabilir fakat bu bir emirdi.
- If anyone has a better suggestion, let's hear it.
- Daha iyi bir önerisi olan varsa duyalım.
- Tom wasn't sure how to respond to Mary's suggestion.
- Tom, Mary'nin önerisine nasıl yanıt vereceğinden emin değildi.
- It was only a suggestion, not an order.
- Bu bir emir değil, yalnızca öneriydi.
- I didn't like Tom's suggestion.
- Tom'un önerisini beğenmedim.
- There is certain to be some opposition to your suggestion.
- Senin önerine kesinlikle bir muhalefet olacak.
- I agree with his suggestion.
- Önerisine katılıyorum.
- May I make another suggestion?
- Başka bir öneride bulunabilir miyim?
- Tom has made a good suggestion.
- Tom iyi bir öneride bulundu.
- That was going to be my next suggestion.
- Bir sonraki önerim bu olacaktı.
- I realize I'm new here, but I have a suggestion.
- Ben burada yeni olduğumun farkındayım ama bir önerim var.
- We should at least consider Tom's suggestion.
- En azından Tom'un önerisini dikkate almalıyız.
- Tom took the suggestion seriously.
- Tom öneriyi ciddiye aldı.
- Your suggestion seems reasonable.
- Önerin makul görünüyor.
- I only have one suggestion.
- Sadece bir önerim var.
- I think that's a bad suggestion.
- Sanırım bu kötü bir öneri.
- What is your suggestion?
- Önerin nedir?
- I think his suggestion is worth considering.
- Bence önerisi düşünmeye değer.
- I think his suggestion is worth considering.
- Bence önerisi dikkate alınmaya değer.
- I think we should do as Tom suggests, unless someone has a better suggestion.
- Eğer birinin daha iyi bir önerisi yoksa sanırım Tom'un önerdiği gibi yapmalıyız.
- His suggestion is worth considering.
- Onun önerisi düşünmeye değer.
- Does anyone else have a suggestion?
- Başka bir önerisi olan var mı?
- That wasn't an order - merely a suggestion.
- O bir emir değildi - sadece bir öneriydi.
- That was a bad suggestion, wasn't it?
- Bu kötü bir öneriydi, değil mi?
- What do you think of his suggestion?
- Önerisi hakkında ne düşünüyorsun?
- We'll go along with your suggestion.
- Önerinize uyacağız.
- That's an interesting suggestion.
- Bu ilginç bir öneri.
- He's proposing a suggestion for altering the research method.
- Araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri sunuyor.
- That's an interesting suggestion.
- O ilginç bir öneri.
- Do you have a better suggestion?
- Daha iyi bir öneriniz var mı?
- Thank you for the suggestion.
- Öneri için teşekkür ederim.
- I have another suggestion.
- Başka bir önerim var.
- I made a suggestion.
- Ben bir öneri yaptım.
- What do you think of his suggestion?
- Onun önerisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- There was a suggestion that the general meeting should take place in October.
- Genel kurulun Ekim ayında yapılması önerisi vardı.
- He acted on your suggestion.
- Senin önerinle hareket etti.
- I'm all for your suggestion.
- Ben önerinizi tamamen destekliyorum.
- That's a very good suggestion.
- Bu çok iyi bir öneri.
- Thanks for the suggestion.
- Önerin için teşekkürler.
Show More (88)
|
