tangle - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
tangle karışmak v.
  • Her hair is tangled.
  • Saçları karışmış.
  • Her hair was tangled.
  • Saçları birbirine karışmıştı.
  • My hair is tangled.
  • Saçlarım karıştı.
Show More (1)
tangle dolaşmak v.
  • All the cables around my laptop tangled.
  • Dizüstü bilgisayarımın etrafındaki tüm kablolar birbirine dolaştı.
Show More (-2)
tangle tartışmak v.
  • You should not have tangled with a total stranger in traffic.
  • Trafikte hiç tanımadığın biriyle tartışmamalıydın.
Show More (-2)
tangle dolaşıklık n.
  • It took me two hours to untangle the tangle in my hair
  • Saçımdaki dolaşıklığı çözmek iki saatimi aldı.
Show More (-2)
tangle arapsaçı n.
  • During the meeting, the tangle in the argument caused all members to get confused.
  • Toplantı sırasında tartışmanın arapsaçına dönmesi tüm üyelerin kafasının karışmasına neden oldu.
Show More (-2)
tangle tartışma n.
  • The flight attendant got into a tangle with a passenger.
  • Uçuş görevlisi bir yolcuyla tartıştı.
Show More (-2)
tangle dolanmak v.
  • The threads got tangled.
  • İpler birbirine dolandı.
Show More (-2)