|
- No, I'm thrilled that you are telling me these.
- Hayır, bunları bana söylediğiniz için çok heyecanlıyım.
- Tom doesn't look thrilled.
- Tom heyecanlı görünmüyor.
- I know that Tom is thrilled.
- Tom'un heyecanlı olduğunu biliyorum.
- Layla thrilled to meet Sami in person.
- Layla, Sami ile yüz yüze tanışacağı için heyecanlıydı.
- They were thrilled.
- Çok heyecanlıydılar.
- You must be thrilled.
- Heyecanlı olmalısın.
- Tom is thrilled.
- Tom heyecanlıdır.
- I'm thrilled to be here.
- Burada olduğum için heyecanlıyım.
- No one is thrilled.
- Kimse heyecanlı değil.
- Needless to say, Tom is thrilled.
- Söylemeye gerek yok, Tom heyecanlı.
- Sami was thrilled.
- Sami çok heyecanlıydı.
- We were thrilled.
- Heyecanlıydık.
- I'm thrilled to be back.
- Geri döndüğüm için çok heyecanlıyım.
- I can't tell you how thrilled I am.
- Nasıl heyecanlıyım anlatamam sana.
- I'm thrilled to go.
- Gitmek için heyecanlıyım.
- I can't tell you how thrilled I am.
- Ne kadar heyecanlı olduğumu sana anlatamam.
- Tom was thrilled.
- Tom heyecanlıydı.
- I was thrilled.
- Heyecanlıydım.
- Tom looks thrilled.
- Tom heyecanlı görünüyor.
- Needless to say, Tom is thrilled.
- Söylemeye gerek yok, Tom çok heyecanlı.
- I'm thrilled.
- Ben heyecanlıyım.
- Tom will be thrilled.
- Tom heyecanlı olacak.
- I'm thrilled to be working with you.
- Seninle çalışacağım için çok heyecanlıyım.
- Tom's thrilled.
- Tom heyecanlı.
- I'm thrilled.
- Çok heyecanlıyım.
- I know that Tom is thrilled.
- Tom'un çok heyecanlı olduğunu biliyorum.
- Tom said he was thrilled to be back.
- Tom geri döndüğü için çok heyecanlı olduğunu söyledi.
- Tom wasn't thrilled to see Mary.
- Tom Mary'yi görmek için çok heyecanlı değildi.
- I'm thrilled to be here.
- Burada olduğum için çok heyecanlıyım.
- Tom isn't thrilled.
- Tom heyecanlı değil.
- When Linda told Dan that she was pregnant, he was thrilled.
- Linda Dan'e hamile olduğunu söylediğinde o çok heyecanlıydı.
- Tom was thrilled to meet Mary.
- Tom, Mary ile tanışmaktan çok heyecanlıydı.
- Tom said that he was thrilled.
- Tom heyecanlı olduğunu söyledi.
- No one is thrilled.
- Hiç kimse heyecanlı değil.
- Tom was thrilled to meet Mary.
- Tom, Mary ile tanıştığı için çok heyecanlıydı.
- We were thrilled.
- Biz heyecanlıydık.
- Tom was thrilled to do that.
- Tom onu yapmak için heyecanlıydı.
- I'm thrilled the Giants won.
- Giants kazandığı için çok heyecanlıyım.
- Sami was thrilled.
- Sami heyecanlıydı.
- Tom was thrilled to do that.
- Tom bunu yapmak için çok heyecanlıydı.
- Tom seemed to be thrilled.
- Tom heyecanlı görünüyordu.
- Tom is thrilled.
- Tom heyecanlı.
- Tom said that Mary was thrilled.
- Tom Mary'nin heyecanlı olduğunu söyledi.
- I'm thrilled the Giants won.
- Giants kazandığı için heyecanlıyım.
Show More (41)
|