unreasonable - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
unreasonable mantıksız adj.
  • That is an entirely unreasonable model.
  • Bu tamamen mantıksız bir modeldir.
  • Anything else would have been unreasonable.
  • Başka herhangi bir şey mantıksız olurdu.
  • I believe that that would be unreasonable and politically tactless.
  • Bunun mantıksız ve siyasi açıdan düşüncesiz bir davranış olacağına inanıyorum.
Show More (53)
unreasonable makul olmayan adj.
  • I am concerned about placing an unreasonable burden on public bodies.
  • Kamu kurumlarına makul olmayan bir yük getirme konusunda endişeliyim.
  • Reducing aid through modulation leads to an unreasonable drop in agricultural income.
  • Modülasyon yoluyla yardımların azaltılması tarımsal gelirde makul olmayan bir düşüşe yol açar.
  • I am concerned about placing an unreasonable burden on public bodies.
  • Kamu kurumlarına makul olmayan bir yük getirilmesinden endişe duyuyorum.
Show More (2)
unreasonable aşırı adj.
  • She asked me for an unreasonable sum of money.
  • Benden aşırı miktarda para istedi.
Show More (-2)