| 1 |
upholstery |
döşeme |
n. |
|
- Green tints prevail in the upholstery.
- Döşemelerde yeşil tonlar hakimdi.
- Green tints prevail in the upholstery.
- Döşemede yeşil tonlar hakimdi.
- Don't spill your wine on the upholstery.
- Şarabını döşemeye dökme.
- Don't spill your wine on the upholstery.
- Şarabınızı döşemeye dökmeyin.
Show More (1)
|
| 2 |
upholstery |
döşemelik kumaş |
n. |
|
- The upholstery added a touch of elegance to the chair.
- Döşemelik kumaş sandalyeye şık bir dokunuş katıyordu.
Show More (-2)
|
| 3 |
upholstery |
döşemecilik |
n. |
|
- She learned the art of upholstery and started her own business.
- Döşemeciliğin nasıl yapılacağını öğrenen kadın kendi işini kurdu.
Show More (-2)
|
