Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | very old adj. | çok yaşlı |
General | very old adj. | kadim |
General | very old adj. | nuh nebi`den kalma |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be very old v. | çok yaşlı olmak | ||
Although he is very old, he is strong. Çok yaşlı olmasına rağmen güçlüdür. More Sentences |
||||
General | be very old v. | çok eski olmak | ||
Although my car is very old, it still runs very well. Arabam çok eski olmasına rağmen hala çok iyi çalışıyor. More Sentences |
||||
Speaking | ||||
Speaking | I'm very old-fashioned expr. | ben eski kafalıyımdır | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | vso (very superior old) n. | konyak, porto şarabı gibi içkilerin 12 ila 17 yıllık olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade | ||
Gastronomy | vsop (very special (or superior) old pale) n. | konyak, porto şarabı gibi içkilerin 20 ila 25 yıllık olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade |