|
- Consumers vote with their wallet every day, and people's awareness of safety matters should not be underrated.
- Tüketiciler her gün cüzdanlarıyla oy kullanmaktadır ve insanların güvenlik konularındaki farkındalığı küçümsenmemelidir.
- A person's wallet is the most sensitive part of their anatomy.
- Bir kişinin cüzdanı, anatomisinin en hassas parçasıdır.
- Before you could say "knife" I had opened my wallet, put my money on the table and had a copy of the book.
- Siz daha "bıçak" demeden cüzdanımı açmış, paramı masanın üzerine koymuş ve kitabın bir kopyasını edinmiştim.
- Basically, the more we lose our grip on morals, the more we tighten our grip on our wallet.
- Temel olarak, ahlaki değerlere olan bağlılığımızı kaybettikçe, cüzdanımıza olan bağlılığımızı daha da sıkılaştırıyoruz.
- Who found my wallet?
- Cüzdanımı kim buldu?
- They threatened to kill me so I gave them my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler, ben de cüzdanımı onlara verdim.
- Has anyone found a wallet?
- Cüzdanını bulan var mı?
- Mary pulled her wallet out of her purse.
- Mary çantasından cüzdanını çıkardı.
- He stole my wallet.
- Cüzdanımı çaldı.
- That man stole my wallet.
- O adam cüzdanımı arakladı.
- Tom showed me what was in his wallet.
- Tom bana cüzdanında ne olduğunu gösterdi.
- Tom put his wallet on the desk.
- Tom cüzdanını masaya koydu.
- He suddenly noticed his wallet was missing.
- Birden cüzdanının kayıp olduğunu fark etti.
- Tom left his wallet at home.
- Tom cüzdanını evde unutmuş.
- Have you seen a brown wallet around here?
- Buralarda kahverengi bir cüzdan gördün mü?
- I showed Tom exactly where I found his wallet.
- Tom'a cüzdanını tam olarak nerede bulduğumu gösterdim.
- Tom has only thirty dollars in his wallet.
- Tom'un cüzdanında sadece otuz doları var.
- There are two bank cards in the wallet.
- Cüzdanda iki tane kredi kartı vardır.
- Do you sell this type of wallets?
- Bu tür cüzdanlar satıyor musunuz?
- Someone stole my wallet.
- Biri cüzdanımı çaldı.
- I had my wallet stolen on the bus.
- Otobüste cüzdanımı çaldırdım.
- He suddenly noticed his wallet was missing.
- Aniden cüzdanının kayıp olduğunu fark etti.
- I've got 30 dollars in my wallet.
- Cüzdanımda 30 dolar var.
- Tom had his wallet stolen while he was in Boston.
- Tom Boston'da iken cüzdanını çaldırdı.
- I think that Tom and Mary are the ones who stole my wallet.
- Cüzdanımı çalanların Tom ve Mary olduğunu düşünüyorum.
- Tom asked if I had found his wallet.
- Tom cüzdanını bulup bulmadığımı sordu.
- I took some money out of my wallet and gave it to Tom.
- Cüzdanımdan biraz para çıkardım ve Tom'a verdim.
- When he lost his wallet, he was out of luck.
- Cüzdanını kaybettiğinde şansı kalmamıştı.
- I was the one who stole Tom's wallet.
- Tom'un cüzdanını çalan kişi bendim.
- Tom stole my wallet.
- Tom cüzdanımı çaldı.
- Sami forgot his wallet at home.
- Sami cüzdanını evde unuttu.
- There is a shortage of money in Brian's wallet and bank account.
- Brian'ın cüzdan ve banka hesabında az para var.
- He had his wallet stolen.
- O, cüzdanını çaldırdı.
- You dropped your wallet.
- Cüzdanını düşürmüşsün.
- Who found my wallet?
- Kim benim cüzdanımı buldu?
- Please find me my wallet.
- Lütfen bana cüzdanımı bul.
- My wallet wasn't stolen by him.
- Benim cüzdanım onun tarafından çalınmadı.
- I forgot my wallet.
- Cüzdanımı unuttum.
- The man stole my wallet.
- Adam cüzdanımı çaldı.
- Tom found a wallet lying on the sidewalk.
- Tom kaldırımda duran bir cüzdan buldu.
- Tom never suspected that Mary was the one who had stolen his wallet.
- Tom cüzdanını çalan kişinin Mary olduğundan hiç şüphelenmedi.
- Tom put his wallet on the desk.
- Tom cüzdanını masanın üzerine koydu.
- I have no more money in my wallet.
- Cüzdanımda hiç para kalmadı.
- My father was sad for the whole day as he had lost his wallet.
- Babam cüzdanını kaybettiği için bütün gün üzgündü.
- When did you first notice that your wallet was missing?
- Cüzdanının kayıp olduğunu ilk defa ne zaman fark ettin?
- Tom put his wallet on top of the dresser.
- Tom cüzdanını şifonyerin üstüne koydu.
- I think the wallet that Tom found is yours.
- Sanırım Tom'un bulduğu cüzdan senin.
- Let's see your wallet.
- Cüzdanını görelim.
- I wonder where my wallet could be.
- Benim cüzdanımın nerede olabileceğini merak ediyorum.
- I found a wallet on the street.
- Caddede bir cüzdan buldum.
- Tom displayed the contents of his wallet.
- Tom cüzdanının içindekileri gösterdi.
- Between two identical men, a woman tends to pick the one with the fattest wallet.
- İki aynı erkek arasında kalan bir kadın, cüzdanı en dolgun olanı seçme eğilimindedir.
- Tom pulled out his wallet.
- Tom cüzdanını çıkardı.
- They threatened to kill me so I gave them up my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler bu yüzden cüzdanımı onlara verdim.
- How did you get Tom to admit he was the one who stole your wallet?
- Tom'a cüzdanını çalan kişinin kendisi olduğunu nasıl kabul ettirdin?
- Have you seen my wallet?
- Cüzdanımı gördün mü?
- I couldn't find my wallet.
- Cüzdanımı bulamadım.
- Who has my wallet?
- Cüzdanım kimde?
- Where did you find my wallet?
- Cüzdanımı nerede buldun?
- My wallet was stolen on the bus.
- Otobüste cüzdanım çalındı.
- Let me get my wallet.
- Cüzdanımı alayım.
- Give me your wallet.
- Bana cüzdanını ver.
- Sami forgot his wallet at home.
- Sami, cüzdanını evde unuttu.
- My wallet's gone.
- Cüzdanım gitmiş.
- Tom has lost his wallet.
- Tom cüzdanını kaybetti.
- Tom said he left his wallet at home.
- Tom cüzdanını evde bıraktığını söyledi.
- I can't find my wallet.
- Cüzdanımı bulamıyorum.
- When I got home, I noticed that my wallet was missing.
- Eve geldiğimde, cüzdanımın kayıp olduğunu fark ettim.
- Have you seen my wallet?
- Cüzdanımı gördünüz mü?
- Tom put his wallet back into his pocket.
- Tom cüzdanını cebine geri koydu.
- I'm calling to report a lost wallet.
- Kayıp bir cüzdanı bildirmek için arıyorum.
- Hand over the wallet, and nobody gets hurt.
- Cüzdanı uzatın ve kimse incinmiyor.
- Tom found a wallet on the sidewalk.
- Tom kaldırımda bir cüzdan buldu.
- Tom took his wallet out of his pocket.
- Tom cebinden cüzdanını çıkardı.
- He felt in his pocket for his wallet.
- Cüzdanı için cebini yokladı.
- I had my wallet stolen from my inner pocket.
- İç cebimden cüzdanımı çaldırdım.
- I didn't steal your wallet.
- Ben senin cüzdanını çalmadım.
- I think Tom and Mary are the ones who stole my wallet.
- Bence cüzdanımı çalanlar Tom ve Mary.
- Tom has an organ donor card in his wallet.
- Tom'un cüzdanında bir organ bağış kartı var.
- Tom took out his wallet and paid the bill.
- Tom cüzdanını çıkardı ve hesabı ödedi.
- The wallet I found was Tom's.
- Bulduğum cüzdan Tom'undu.
- I was robbed of my wallet by the man sitting next to me.
- Yanımda oturan adam tarafından cüzdanım soyuldu.
- Have you ever lost your wallet?
- Hiç cüzdanını kaybettin mi?
- Tom never suspected that Mary was the one who had stolen his wallet.
- Tom, cüzdanını çalanın Mary olduğundan hiç şüphelenmedi.
- Give me your wallet and your watch.
- Bana cüzdanını ve saatini ver.
- Tom found a wallet in the abandoned truck.
- Tom terk edilmiş kamyonda bir cüzdan buldu.
- Tom pulled out his wallet and took out his driver's license.
- Tom cüzdanını çıkardı ve sürücü ehliyetini aldı.
- What's in the wallet?
- Cüzdanın içinde ne var?
- I found my wallet that I thought I'd lost last week.
- Geçen hafta kaybettiğimi düşündüğüm cüzdanımı buldum.
- Tom removed a card from his wallet.
- Tom cüzdanından bir kart çıkardı.
- I have lost my wallet.
- Ben cüzdanımı kaybettim.
- I took my wallet out of my pocket.
- Cebimden cüzdanımı çıkardım.
- Can you describe the man who took your wallet?
- Cüzdanını alan adamı tarif edebilir misin?
- Tom took his wallet out of his pocket.
- Tom cüzdanını cebinden çıkardı.
- How do you know it was Tom who stole your wallet?
- Cüzdanını çalanın Tom olduğunu nasıl biliyorsun?
- The other day he bought a wallet made of kangaroo leather for me.
- Geçen gün o benim için kanguru derisinden yapılmış bir cüzdan aldı.
- I caught Tom stealing some money out of my wallet.
- Tom'u cüzdanımdan biraz para çalarken yakaladım.
- My wallet and passport are missing.
- Cüzdanım ve pasaportum kayıp.
- Put away your wallet.
- Cüzdanını kaldır.
- Mary was upset when she saw a picture of Tom's ex-girlfriend in his wallet.
- Mary, Tom'un cüzdanında eski kız arkadaşının resmini görünce çok üzüldü.
- He put his wallet on top of the dresser.
- Cüzdanını şifonyerin üzerine koydu.
- Tom said that he left his wallet at home.
- Tom cüzdanını evde unuttuğunu söyledi.
- Tom took out his wallet to pay the bill.
- Tom faturayı ödemek için cüzdanını çıkardı.
- I took some money out of my wallet and gave it to Tom.
- Cüzdanımdan biraz para aldım ve Tom'a verdim.
- Tom said he left his wallet at home.
- Tom cüzdanını evde unuttuğunu söyledi.
- I found your wallet on the backseat of my car.
- Cüzdanını arabamın arka koltuğunda buldum.
- Don't put the wallet on the top of the heater.
- Cüzdanı ısıtıcının üstüne koyma.
- Did you forget your wallet again?
- Yine cüzdanını mı unuttun?
- The policeman looked through my wallet.
- Polis memuru cüzdanıma baktı.
- She forgot her wallet, so she can't pay the bill.
- O, cüzdanını unuttu, o yüzden faturayı ödeyemez.
- The man stole my wallet.
- Adam benim cüzdanımı çaldı.
- Tom lost his wallet.
- Tom cüzdanını kaybetti.
- Empty your wallet.
- Cüzdanını boşalt.
- There are two bank cards in the wallet.
- Cüzdanda iki tane banka kartı vardır.
- Give me back my wallet.
- Cüzdanımı geri ver.
- Tom forgot his wallet at home.
- Tom cüzdanını evde unutmuş.
- Can you describe the man who took your wallet?
- Cüzdanınızı alan adamı tarif edebilir misiniz?
- On that day I forgot my wallet at home.
- O gün cüzdanımı evde unuttum.
- What's in the wallet?
- Cüzdanında ne var?
- Tom found the wallet he thought he'd lost after searching the house from top to bottom.
- Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.
- I lost my wallet on the way to school.
- Okula giderken cüzdanımı kaybettim.
- Tom handed Mary his wallet.
- Tom Mary'ye cüzdanını verdi.
- He took out a 1,000-yen note from his wallet.
- Cüzdanından 1,000 yenlik bir banknot çıkardı.
- My father took out his wallet and gave me ten dollars.
- Babam cüzdanını çıkardı ve bana on dolar verdi.
- When I got home, I noticed that I had lost my wallet.
- Eve geldiğimde cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.
- He took out a dollar from his wallet.
- Cüzdandan bir dolar çıkardı.
- If I don't get my wallet back by tomorrow, heads will roll!
- Eğer yarına kadar cüzdanımı geri alamazsam, kelleler uçacak!
- Tom can't remember where he put his wallet.
- Tom cüzdanını nereye koyduğunu anımsayamıyor.
- Let me check my wallet.
- Cüzdanımı kontrol edeyim.
- They stole your wallet on the train.
- Trende cüzdanını çaldılar.
- Why do have a picture of Tom in your wallet?
- Neden cüzdanında Tom'un bir resmi var?
- Tom wondered what to do with the wallet he found.
- Tom bulduğu cüzdanla ne yapacağını merak ediyordu.
- I'm almost certain it was Tom who stole my wallet.
- Cüzdanımı çalanın Tom olduğundan neredeyse eminim.
- Don't put the wallet on the top of the heater.
- Isıtıcının üstüne cüzdanını koyma.
- When I got home, I realized I had lost my wallet.
- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.
- That photo came with the wallet.
- O fotoğraf cüzdanla birlikte geldi.
- When I got home, I realized I had lost my wallet.
- Eve gittiğimde cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.
- Put away your wallet.
- Cüzdanını ortadan kaldır.
- Did Tom say where he found your wallet?
- Tom senin cüzdanını nerede bulduğunu söyledi mi?
- Why did you take cash out of my wallet?
- Neden cüzdanımdan para aldın?
- Sami lost his wallet.
- Sami cüzdanını kaybetti.
- He recovered his stolen wallet.
- O, çalınan cüzdanını kurtardı.
- Who gave you this wallet?
- Bu cüzdanı sana kim verdi?
- Empty your wallet.
- Cüzdanınızı boşaltın.
- Was the wallet you found Tom's?
- Bulduğun cüzdan Tom'un muydu?
- I left my wallet in the car.
- Cüzdanımı arabada unutmuşum.
- This wallet is made out of paper.
- Bu cüzdan kağıttan yapılmış.
- I almost lost my wallet.
- Neredeyse cüzdanımı kaybettim.
- Where's my wallet?
- Cüzdanım nerede?
- I'm sure no one here stole your wallet.
- Buradaki hiç kimsenin cüzdanını çalmadığına eminim.
- Tom reached into his pocket and pulled out his wallet.
- Tom cebine uzandı ve cüzdanını çıkardı.
- Your wallet is on the television set.
- Cüzdanın televizyonun üstünde.
- I didn't realize that my wallet was missing until I got home.
- Eve varıncaya kadar cüzdanımın kayıp olduğunu fark etmedim.
- Has anybody seen my wallet?
- Cüzdanımı gören oldu mu?
- My wallet was stolen in the cloak room.
- Cüzdanım vestiyerde çalındı.
- I wonder where my wallet could be.
- Cüzdanımın nerede olabileceğini merak ediyorum.
- Has anyone found a wallet?
- Cüzdan bulan oldu mu?
- Tom put his wallet on top of the dresser.
- Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- My wallet wasn't stolen by him.
- Cüzdanım onun tarafından çalınmadı.
- I lost my wallet somewhere around here.
- Buralarda bir yerde cüzdanımı kaybettim.
- There's no money in my wallet.
- Cüzdanımda hiç para yok.
- Where could the wallet be?
- Cüzdan nerede olabilir?
- The policeman looked through my wallet.
- Polis, cüzdanımı aradı.
- He put his wallet on top of the dresser.
- Cüzdanını şifonyerin üstüne koydu.
- My wallet was stolen on the bus.
- Cüzdanım otobüste çalındı.
- Tom is still using the wallet I gave him on his thirteenth birthday.
- Tom hâlâ on üçüncü yaş gününde ona verdiğim cüzdanı kullanıyor.
- I've lost my wallet.
- Cüzdanımı kaybettim.
- I'm looking for a wallet.
- Bir cüzdan arıyorum.
- Tom took out his wallet and paid the bill.
- Tom cüzdanını çıkardı ve faturayı ödedi.
- Give me your wallet and everything you have.
- Cüzdanını ve sahip olduğun her şeyi bana ver.
- Tom put his wallet in his pocket.
- Tom cüzdanını cebine koydu.
- The police found three wallets in your car.
- Polis arabanda üç cüzdan buldu.
- While she distracted Tom, her boyfriend stole his wallet.
- Tom'un dikkatini dağıtırken, erkek arkadaşı onun cüzdanını çaldı.
- Tom pulled out his wallet and paid the bill.
- Tom cüzdanını çıkardı ve hesabı ödedi.
- I put my wallet right here.
- Cüzdanımı buraya koymuştum.
- Here's my wallet.
- İşte cüzdanım.
- The wallet is on the bag.
- Cüzdan çantanın üzerinde.
- When I got home, I found I had lost my wallet.
- Eve gittiğimde cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.
- I never even noticed I'd lost my wallet until I got home.
- Eve gelene kadar cüzdanımı kaybettiğimi fark etmedim bile.
- My wallet was stolen yesterday.
- Cüzdanım dün çalındı.
- Tom had his wallet stolen on the train.
- Tom trende cüzdanını çaldırdı.
- My wallet was stolen by Tom.
- Cüzdanım Tom tarafından çalındı.
- I like to recycle, It protects the environment and my wallet.
- Geri dönüşüm yapmayı seviyorum, çevreyi ve cüzdanımı koruyor.
- You dropped your wallet.
- Cüzdanını düşürdün.
- Keep an eye on your wallet.
- Cüzdanına dikkat et.
- I didn't realize that my wallet was missing until I got home.
- Eve gidene kadar cüzdanımın kaybolduğunu fark etmedim.
- There are two bank cards in the wallet.
- Cüzdanda iki banka kartı var.
- Tom found my wallet and returned it to me.
- Tom cüzdanımı buldu ve bana geri verdi.
- I've just lost my new black wallet.
- Az önce yeni siyah cüzdanımı kaybettim.
- My wallet's in my pocket.
- Cüzdanım cebimde.
- I think I've forgotten my wallet.
- Sanırım cüzdanımı unuttum.
- I got my wallet stolen in the train yesterday.
- Dün trende cüzdanımı çaldırdım.
- Tom opened his wallet and pulled out his driver's license.
- Tom cüzdanını açtı ve ehliyetini çıkardı.
- I almost lost my wallet.
- Neredeyse cüzdanımı kaybediyordum.
- I think I lost my wallet.
- Sanırım cüzdanımı kaybettim.
- Give me your wallet.
- Cüzdanınızı verin.
- Tom has next to nothing in his wallet.
- Tom'un cüzdanında neredeyse hiçbir şey yok.
- I think Tom knows who stole my wallet.
- Sanırım cüzdanımı kimin çaldığını Tom biliyor.
- Someone lost a wallet.
- Birisi cüzdanını kaybetmiş.
- I had my wallet stolen on my way to the office.
- Ofise giderken cüzdanımı çaldırdım.
- He took out a dollar from his wallet.
- Cüzdanından bir dolar çıkardı.
- Sami left his wallet at home.
- Sami cüzdanını evde bıraktı.
- I must've left my wallet at home.
- Cüzdanımı evde bırakmış olmalıyım.
- He put his wallet in his pocket.
- Cüzdanını cebine koydu.
- Do you sell this type of wallets?
- Bu tip cüzdanlar satıyor musunuz?
- Taro was in a hurry and left his wallet behind.
- Taro'nun acelesi vardı ve cüzdanını geride bıraktı.
- He took out the wallet from his inside jacket pocket.
- Ceketinin iç cebinden cüzdanını çıkardı.
- I caught Tom stealing some money out of my wallet.
- Tom'u cüzdanımdan para çalarken yakaladım.
- I seem to have left my wallet at home.
- Cüzdanımı evde bırakmışım gibi görünüyor.
- They threatened to kill me so I gave them up my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler, ben de cüzdanımı onlara verdim.
- I finally managed to find my lost wallet.
- Sonunda kayıp cüzdanımı bulmayı başardım.
- Tom had his wallet stolen.
- Tom cüzdanını çaldırdı.
- He dropped his wallet, and now it's mine.
- O cüzdanını düşürdü ve şimdi o benim.
- They stole your wallet on the train.
- Onlar trende senin cüzdanını çaldılar.
- Sami left his wallet at home.
- Sami cüzdanını evde unuttu.
- Has anybody seen my wallet?
- Cüzdanımı gören kimse oldu mu?
- Tom took some money out of his wallet.
- Tom cüzdanından biraz para çıkardı.
- I think Tom was the one who stole my wallet.
- Sanırım cüzdanımı çalan kişi Tom'du.
- You've dropped your wallet.
- Cüzdanını düşürmüşsün.
- He clutched his wallet in his hand.
- Cüzdanını sıkıca elinde tuttu.
- I didn't realize my wallet was missing until I got home.
- Eve varıncaya kadar cüzdanımın kayıp olduğunu farketmedim.
- I have a picture of Tom in my wallet.
- Cüzdanımda Tom'un bir resmi var.
- There is a shortage of money in Brian's wallet and bank account.
- Brian'ın cüzdanında ve banka hesabında para sıkıntısı var.
- Tom threw his old wallet away.
- Tom eski cüzdanını attı.
- Tom checked his wallet to see how much money he had.
- Tom kaç parası olduğunu görmek için cüzdanını kontrol etti.
- I left my wallet at home.
- Cüzdanımı evde unutmuşum.
- Tom put his wallet on the table.
- Tom cüzdanını masanın üzerine koydu.
- I didn't realize my wallet was missing until I got home.
- Eve gelene kadar cüzdanımın kaybolduğunu fark etmemiştim.
- Is anything missing from your wallet?
- Cüzdanında eksik bir şey var mı?
- Let me check my wallet.
- Cüzdanımı kontrol etmeme izin ver.
- I'm almost certain it was Tom who stole my wallet.
- Ben cüzdanımı çalanın Tom olduğundan neredeyse eminim.
- I didn't steal your wallet.
- Cüzdanını ben çalmadım.
- Did you see a brown wallet around here?
- Buralarda kahverengi bir cüzdan gördün mü?
- When I got home, I found I had lost my wallet.
- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Tom can't buy anything today, because he left his wallet at home.
- Cüzdanını evde bıraktığı için, Tom bugün bir şey alamaz.
- Someone pocketed my wallet on the train.
- Biri trende cüzdanımı cebine atmış.
- Tom always keeps Mary's picture in his wallet.
- Tom, Mary'nin resmini her zaman cüzdanında taşır.
- I think I've forgotten my wallet.
- Cüzdanımı unuttum sanırım.
- Tom pulled out his wallet and took out his driver's license.
- Tom cüzdanını çıkardı ve ehliyetini aldı.
- I took my wallet out of my pocket.
- Cüzdanımı cebimden çıkardım.
- There are all kind of things in her wallet.
- Cüzdanında her türlü şey var.
- Tom told me he had three hundred dollars in his wallet.
- Tom bana cüzdanında üç yüz dolar olduğunu söyledi.
- I really do believe Tom knows who stole my wallet.
- Tom'un cüzdanımı kimin çaldığını bildiğine gerçekten inanıyorum.
- Why would I steal your wallet?
- Neden cüzdanını çalayım ki?
- Tom put his wallet under the car seat.
- Tom cüzdanını araba koltuğunun altına koydu.
- Tom pulled three bills out of his wallet.
- Tom cüzdanından üç banknot çıkardı.
- Tom's wallet is almost empty.
- Tom'un cüzdanı neredeyse boş.
- Tom found my wallet and returned it to me.
- Tom cüzdanımı buldu ve onu bana geri verdi.
- Tom said he found a wallet in the back seat.
- Tom arka koltukta bir cüzdan bulduğunu söyledi.
- Tom had his wallet stolen while he was in Boston.
- Tom Boston'dayken cüzdanını çaldırdı.
- Is this your wallet?
- Bu senin cüzdanın mı?
- When he lost his wallet, he was out of luck.
- Cüzdanını kaybedince yapacak bir şeyi kalmamıştı.
- Was the wallet you found Tom's?
- Bulduğunuz cüzdan Tom'un muydu?
- I forgot my wallet.
- Cüzdanımı unutmuşum.
- Has anybody seen my wallet?
- Cüzdanımı gören var mı?
- Tom stole my wallet from me.
- Tom benden cüzdanımı çaldı.
- Sami's wallet was sitting on the back seat.
- Sami'nin cüzdanı arka koltuktaydı.
- Tom put his wallet back in his pocket.
- Tom cüzdanını cebine geri koydu.
- Give me your wallets.
- Bana cüzdanlarını ver.
- Did you see a brown wallet around here?
- Buralarda kahverengi bir cüzdan gördünüz mü?
- It's always important to have money in your wallet.
- Cüzdanında para olması her zaman önemlidir.
- The police found three wallets in your car.
- Polis arabanızda üç cüzdan buldu.
- Someone pocketed my wallet on the train.
- Biri trende cüzdanımı çaldı.
- I think Tom was the one who stole my wallet.
- Sanırım cüzdanımı çalan Tom'du.
- They stole his wallet on the train.
- Trende cüzdanını çalmışlar.
- Where did I put my wallet?
- Cüzdanımı nereye koydum?
- Tom's wallet was empty.
- Tom'un cüzdanı boştu.
- He said that he had left his wallet at home.
- Cüzdanını evde unuttuğunu söyledi.
- Tom has lost his wallet.
- Tom cüzdanını yitirdi.
- Someone stole my wallet.
- Birisi cüzdanımı çaldı.
- I think Tom knows who stole my wallet.
- Bence Tom cüzdanımı kimin çaldığını biliyor.
- Sami stripped Layla's wallet of more than 600 bucks.
- Sami, Layla'nın cüzdanından 600 dolardan fazla para çaldı.
- He had his wallet stolen.
- Cüzdanını çaldırdı.
- Why did you take cash out of my wallet?
- Cüzdanımdan neden nakit para aldınız?
- They stole her wallet on the train.
- Trende onun cüzdanını çaldılar.
- Tom pulled out his wallet and gave Mary some money.
- Tom cüzdanını çıkardı ve Mary'ye biraz para verdi.
- Sami's wallet caught Layla's eye.
- Sami'nin cüzdanı Leyla'nın dikkatini çekti.
- Between two identical men, a woman tends to pick the one with the fattest wallet.
- Kadınlar, diğer her şeyi aynı iki erkekten cüzdanı daha kalın olanı seçme eğilimindedir.
- I was the one who stole Tom's wallet.
- Tom'un cüzdanını çalan bendim.
- Your wallet is on the television set.
- Cüzdanın televizyonun üzerinde.
- Sickness empties the wallet.
- Hastalık cüzdanı boşaltır.
- The wallet I found was full of cash.
- Bulduğum cüzdan para doluydu.
- I'm sure no one here stole your wallet.
- Eminim burada kimse cüzdanınızı çalmamıştır.
- My father took out his wallet and gave me ten dollars.
- Babam cüzdanını çıkarıp bana 10 dolar verdi.
- How do you know it was Tom who stole your wallet?
- Cüzdanını çalanın Tom olduğunu nereden biliyorsun?
- It's always important to have money in your wallet.
- Cüzdanınızda para olması her zaman önemlidir.
- He took out a 1,000-yen note from his wallet.
- Cüzdanından 1000 yen çıkardı.
- I found my lost wallet.
- Ben kayıp cüzdanımı buldum.
- Tom had his wallet stolen.
- Tom'un cüzdanı çalındı.
- I put my wallet right here.
- Cüzdanımı buraya koydum.
- Tom realized that he had lost his wallet.
- Tom cüzdanını kaybettiğini fark etti.
- Since he had left his wallet at home, he asked me if I could lend him 1,000 yen.
- Cüzdanını evde unuttuğu için ona 1,000 yen borç verip veremeyeceğimi sordu.
- I found your wallet behind the sofa.
- Kanepenin arkasında cüzdanını buldum.
- Tom didn't think he had enough money in his wallet to pay the bill.
- Tom cüzdanında hesabı ödeyecek kadar para olduğunu düşünmüyordu.
- Tom noticed that his wallet was missing.
- Tom cüzdanının kaybolduğunu fark etti.
- There was no money left in my wallet.
- Cüzdanımda hiç para kalmamıştı.
- Tom reached for his wallet.
- Tom cüzdanına uzandı.
- I've misplaced my wallet.
- Cüzdanımı kaybettim.
- I lost my wallet yesterday morning.
- Dün sabah cüzdanımı kaybettim.
- I've looked everywhere, but I can't find my wallet.
- Her yere baktım ama cüzdanımı bulamıyorum.
- Tom left his wallet at home.
- Tom evde cüzdanını bıraktı.
- My wallet was stolen in the cloak room.
- Benim cüzdanım vestiyerde çalındı.
- He stole my wallet.
- O benim cüzdanımı çaldı.
- Tom showed me what was in his wallet.
- Tom cüzdanında ne olduğunu bana gösterdi.
- When I got home, I noticed that I had lost my wallet.
- Eve vardığımda, cüzdanımı kaybettiğimi fark ettim.
- Keep an eye on your wallet.
- Cüzdanına göz kulak ol.
- When I got home, I noticed that my wallet was missing.
- Eve gittiğimde cüzdanımın kayıp olduğunu fark ettim.
- I looked through Tom's wallet.
- Tom'un cüzdanına baktım.
- Tom found a wallet lying on the sidewalk.
- Tom kaldırımda yatan bir cüzdan buldu.
- She is looking for her missing wallet.
- Kayıp cüzdanını arıyor.
- I must've lost my wallet in the supermarket.
- Cüzdanımı süpermarkette kaybetmiş olmalıyım.
- I found your wallet behind the sofa.
- Cüzdanını kanepenin arkasında buldum.
- I really do believe Tom knows who stole my wallet.
- Cüzdanımı kimin çaldığını Tom'un bildiğine gerçekten inanıyorum.
- He pulled out his wallet.
- Cüzdanını çıkardı.
- I lost my wallet somewhere around here.
- Cüzdanımı buralarda bir yerde kaybettim.
- Tom noticed that his wallet was missing.
- Tom cüzdanının kayıp olduğunu fark etti.
- The wallet is in the bag.
- Cüzdan çantanın içinde.
- Tom reached into his pocket and pulled out his wallet.
- Tom elini cebine attı ve cüzdanını çıkardı.
- Tom checked his wallet to see how much money he had.
- Tom ne kadar parası olduğunu görmek için cüzdanını kontrol etti.
- He stole money from her wallet.
- Onun cüzdanından para çaldı.
- The wallet is on the bag.
- Cüzdan çantada.
- I have lost my wallet.
- Cüzdanımı kaybettim.
- Tom sighed and pulled out his wallet.
- Tom iç çekti ve cüzdanını çıkardı.
- Tom had his wallet stolen on the train.
- Tom'un cüzdanı trende çalındı.
- You've dropped your wallet.
- Cüzdanını düşürdün.
- This wallet is made out of paper.
- Bu cüzdan kağıttan yapılır.
- When did you first notice that your wallet was missing?
- Cüzdanınızın kaybolduğunu ilk ne zaman fark ettiniz?
- I think that Tom and Mary are the ones who stole my wallet.
- Bence cüzdanımı çalanlar Tom ve Mary.
- This is the same wallet as I lost a week ago.
- Bu bir hafta önce kaybettiğim cüzdanın aynısı.
- Did Tom say where he found your wallet?
- Tom cüzdanını nerede bulduğunu söyledi mi?
- Someone lost a wallet.
- Birisi bir cüzdan kaybetti.
- Tom had his rent money in the wallet he lost.
- Tom'un kaybettiği cüzdanında kira parası vardı.
- That man stole my wallet.
- O adam benim cüzdanımı çaldı.
- Tom looked through his wallet.
- Tom cüzdanına baktı.
- I've just lost my new black wallet.
- Yeni siyah cüzdanımı kaybettim.
- Tom said that he left his wallet at home.
- Tom cüzdanını evde bıraktığını söyledi.
- The police recovered Tom's stolen wallet.
- Polis Tom'un çalınan cüzdanını buldu.
- Tom can't remember where he put his wallet.
- Tom cüzdanını nereye koyduğunu hatırlamıyor.
- Why isn't there any money in my wallet?
- Niçin cüzdanımda hiç para yok?
- Tom can't buy anything today, because he left his wallet at home.
- Tom bugün hiçbir şey alamaz, çünkü cüzdanını evde unutmuştur.
- Tom pulled out his wallet and paid the bill.
- Tom cüzdanını çıkardı ve faturayı ödedi.
- I have no more money in my wallet.
- Cüzdanımda daha fazla para yok.
- What's in your wallet?
- Cüzdanında ne var?
- I took some money out of my wallet and gave it to Tom.
- Cüzdanımdan biraz para alıp Tom'a verdim.
- I left my wallet in the car.
- Cüzdanımı arabada unuttum.
- Tom has only thirty dollars in his wallet.
- Tom'un cüzdanında sadece otuz dolar var.
- On the way to school I lost my wallet.
- Okula giderken cüzdanımı kaybettim.
- My wallet was stolen yesterday.
- Dün cüzdanım çalındı.
- He took out the wallet from his inside jacket pocket.
- O iç ceket cebinden cüzdanını çıkardı.
- The thief made off with my wallet!
- Hırsız cüzdanımı alıp kaçtı!
- He felt in his pocket for his wallet.
- Cüzdanını bulmak için cebini yokladı.
- Tom put his wallet on the table.
- Tom cüzdanını masanın üstüne koydu.
- He realized that he had lost his wallet.
- Cüzdanını kaybettiğini fark etti.
- Tom found the wallet he thought he'd lost after searching the house from top to bottom.
- Tom, evi baştan aşağı aradıktan sonra kaybettiğini sandığı cüzdanı buldu.
- Here's my wallet.
- İşte benim cüzdanım.
- Give me back my wallet.
- Cüzdanımı bana geri ver.
- Hand over the wallet, and nobody gets hurt.
- Cüzdanı ver, kimsenin canı yanmasın.
- Sami's wallet was sitting on the back seat.
- Sami'nin cüzdanı arka koltukta duruyordu.
- It seems that my little sister got her wallet stolen at school.
- Görünüşe göre küçük kız kardeşim okulda cüzdanını çaldırmış.
- Bring your wallet.
- Cüzdanını getir.
- I found a wallet on the street.
- Sokakta bir cüzdan buldum.
- They stole her wallet on the train.
- Onlar trende cüzdanını çaldılar.
- Tom quite often forgets to put his wallet in his pocket.
- Tom sık sık cüzdanını cebine koymayı unutur.
- It seems I forgot my wallet at the supermarket.
- Görünüşe göre cüzdanımı süpermarkette unutmuşum.
- Tom left his wallet on the table.
- Tom cüzdanını masaya bıraktı.
- I'm looking for a wallet.
- Ben bir cüzdan arıyorum.
- She forgot her wallet, so she can't pay the bill.
- Cüzdanını unuttu, bu yüzden faturayı ödeyemiyor.
- My wallet's gone.
- Benim cüzdanım gitti.
- They threatened to kill me so I gave them my wallet.
- Beni öldürmekle tehdit ettiler, bu yüzden cüzdanımı onlara verdim.
- He recovered his stolen wallet.
- Çalınan cüzdanını geri aldı.
- Get out your wallet.
- Cüzdanınızı çıkarın.
- On that day I forgot my wallet at home.
- O gün cüzdanımı evde unutmuştum.
- I found my lost wallet.
- Kayıp cüzdanımı buldum.
- Fadil's wallet was still in his pocket.
- Fadıl'ın cüzdanı hâlâ cebindeydi.
- Where did you find this wallet?
- Bu cüzdanı nereden buldun?
- Tom is looking for his wallet.
- Tom cüzdanını arıyor.
- I like to recycle, It protects the environment and my wallet.
- Geri dönüşümü severim, çevreyi ve cüzdanımı korur.
- Losing your passport in a foreign country is worse than losing your luggage or having your wallet stolen.
- Yabancı bir ülkede pasaportunuzu kaybetmek, bavulunuzu kaybetmekten veya cüzdanınızı çaldırmaktan daha kötüdür.
- I must've left my wallet at home.
- Cüzdanımı evde unutmuş olmalıyım.
- Was there money in your wallet?
- Cüzdanında para var mıydı?
- Where did you find this wallet?
- Bu cüzdanı nerede buldunuz?
- Wasn't it him who stole your wallet?
- Cüzdanını çalan o değil miydi?
- Give me your wallets.
- Cüzdanlarınızı verin.
- Sami's wallet caught Layla's eye.
- Sami'nin cüzdanı Layla'nın gözüne çarptı.
- Tom sighed and pulled out his wallet.
- Tom içini çekti ve onun cüzdanını çıkardı.
- Please find me my wallet.
- Lütfen bana cüzdanımı bulun.
- I seem to have misplaced my wallet.
- Sanırım cüzdanımı kaybettim.
- Who gave you this wallet?
- Bu cüzdanı kim verdi?
- He dropped his wallet, and now it's mine.
- Cüzdanını düşürdü ve şimdi benim.
- I was robbed of my wallet by the man sitting next to me.
- Yanımda oturan adam tarafından cüzdanım çalındı.
- I wonder how much money Tom has in his wallet.
- Tom'un cüzdanında ne kadar para olduğunu merak ediyorum.
- Why isn't there any money in my wallet?
- Neden cüzdanımda hiç para yok?
- Tom is still using the wallet I gave him on his thirteenth birthday.
- Tom hâlâ ona on üçüncü doğum gününde verdiğim cüzdanı kullanıyor.
- I have a picture of you in my wallet.
- Cüzdanımda senin bir resmin var.
- Where's your wallet?
- Cüzdanın nerede?
- When Tom lost his wallet, he was out of luck.
- Tom, cüzdanını kaybettiğinde şanssızdı.
- There wasn't any money in the wallet that I found.
- Bulduğum cüzdanda hiç para yoktu.
- I found my wallet that I thought I'd lost last week.
- Geçen hafta kaybettiğimi sandığım cüzdanımı buldum.
- I lost my wallet.
- Cüzdanımı kaybettim.
- He said that he had left his wallet at home.
- Cüzdanını evde bıraktığını söyledi.
- I had my wallet stolen.
- Cüzdanımı çaldırdım.
- Tom left his wallet on the table.
- Tom cüzdanını masanın üzerine bıraktı.
- My wallet has been stolen.
- Cüzdanım çalındı.
- The other day he bought a wallet made of kangaroo leather for me.
- Geçen gün benim için kanguru derisinden bir cüzdan aldı.
- Tom always keeps Mary's picture in his wallet.
- Tom her zaman Mary'nin resmini cüzdanında tutar.
- Losing your passport in a foreign country is worse than losing your luggage or having your wallet stolen.
- Yabancı bir ülkede pasaportunu kaybetmek valizini kaybetmekten veya cüzdanını çaldırmaktan daha kötüdür.
- Tom has a picture of Mary in his wallet.
- Tom'un cüzdanında Mary'nin bir resmi var.
- I left my wallet at home.
- Cüzdanımı evde bıraktım.
Show More (405)
|